imidik
Yasaklı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Haz 2007
- Mesajlar
- 379
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 47
- Konum
- Hatay
- Web Sitesi
- blog.mynet.com
Birkaç gün sevmişti ya!
Gürpınar’da bir genç, Seyyid Tâhâ hazretlerinin dergâhına geldi bir gün.
Sohbetini dinleyip, çok sevdi “bu Velî”yi.
Seyyid Tâhâ da genci sevdi
ve kendi tesbîhini hediye etti ona.
Olacak bu ya; Aynı gün, gencin köyünde dağdan bir "Kurt" gelip, saldırdı bunun koyunlarına.
Hepsini boğdu.
Şeytan, fırsat bilip, vesvese verdi gence:
- Sen o zâta talebe oldun, ama uğursuz geldi bu sana. Bak, koyunların telef oldu. Ayrıl o hocadan. Köyüne git!
Aldandı şeytana.
Aldığı tesbîhi iâde edip gitti köyüne.
“Otuz sene” geçti aradan.
Bir gün, "Seyyid Tâhâ" hazretleri, dergâhında ikindi namazını kıldırmak için mihraba geçti ve tam tekbîr alacaktı ki, bir elini şiddetle uzattı ileri.
Hani birini kovar gibi.
Aynı anda;
“Defol! defol!” diye bağırıp, namaza durdu.
Ancak cemaat hiçbir şey anlamadı bundan.
Çok da merak etmişlerdi. Namaz bitince sordular.
- Efendim neydi bu olanlar?
Buyurdu ki:
- Bir mümin, son nefesini veriyordu ki, şeytân gelip, îmansız gitmesi için vesvese verdi ona. Büyüklere sığınıp, şeytânı kovduk. Çok şükür, îmanla vefat etti.
- O mümin kimdi efendim?
- Otuz sene önce bizi seven biriydi.
- Yoksa sizin hediye ettiğiniz tesbîhi iâde edip de dergâhı terk eden genç miydi efendim?
- Evet, o gençti.
- Ama efendim, o sizin kıymetinizi bilmemiş ve sizi terketmişti.
- Olsun. Birkaç gün de olsa bizi sevmişti ya!
Gürpınar’da bir genç, Seyyid Tâhâ hazretlerinin dergâhına geldi bir gün.
Sohbetini dinleyip, çok sevdi “bu Velî”yi.
Seyyid Tâhâ da genci sevdi
ve kendi tesbîhini hediye etti ona.
Olacak bu ya; Aynı gün, gencin köyünde dağdan bir "Kurt" gelip, saldırdı bunun koyunlarına.
Hepsini boğdu.
Şeytan, fırsat bilip, vesvese verdi gence:
- Sen o zâta talebe oldun, ama uğursuz geldi bu sana. Bak, koyunların telef oldu. Ayrıl o hocadan. Köyüne git!
Aldandı şeytana.
Aldığı tesbîhi iâde edip gitti köyüne.
“Otuz sene” geçti aradan.
Bir gün, "Seyyid Tâhâ" hazretleri, dergâhında ikindi namazını kıldırmak için mihraba geçti ve tam tekbîr alacaktı ki, bir elini şiddetle uzattı ileri.
Hani birini kovar gibi.
Aynı anda;
“Defol! defol!” diye bağırıp, namaza durdu.
Ancak cemaat hiçbir şey anlamadı bundan.
Çok da merak etmişlerdi. Namaz bitince sordular.
- Efendim neydi bu olanlar?
Buyurdu ki:
- Bir mümin, son nefesini veriyordu ki, şeytân gelip, îmansız gitmesi için vesvese verdi ona. Büyüklere sığınıp, şeytânı kovduk. Çok şükür, îmanla vefat etti.
- O mümin kimdi efendim?
- Otuz sene önce bizi seven biriydi.
- Yoksa sizin hediye ettiğiniz tesbîhi iâde edip de dergâhı terk eden genç miydi efendim?
- Evet, o gençti.
- Ama efendim, o sizin kıymetinizi bilmemiş ve sizi terketmişti.
- Olsun. Birkaç gün de olsa bizi sevmişti ya!