Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir insanı sevmekle başlar her şey. (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Sevgi üzerine konuşalım.

Sözgelimi, bir insanı sevebilmenin koşulsuz olması gerektiğini düşünüyorum. Dil, din, ırk, renk...sınıf, politik görüş...hiç bir şey engel olmamalı.
En önemli kimlik insan olmaktır, diye düşünüyorum. Ve Sait Faik'in dediği gibi:

" Bir insanı sevmekle başlar her şey."

Ne dersiniz?
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Sevgi nedir?

Çok zor bir soru :evet Cevabını size bir hikaye ile anlatmaya çalışayım.

Vaktin birinde zengin bir adam varmış, Mecnun ve Leyla'nın şöhretini duymuş. Meşhur Leyla kim merak etmiş. Öyle ya Mecnun'u çöle düşüren bu güzel kim?

Aramış bulmuş Leyla'yı...

Ne görsün, esmer mi esmer, çirkin, sıska bir kızcağız!..

Çöle gitmiş aramış taramış Mecnun'u bulmuş.

- Sen o esmer, çirkin ve sıska kız için mi mecnun oldun çöllere düştün.

Diye sormuş. Mecnun'da ona şöyle demiş;

- Sen ona benim gözümle baktın mı hiç?

....
....

İşte böyle...

Sevgiler çeşit çeşittir. Bir kadınla erkeğin birbirine duyduğu sevgi, anne, baba sevgisi, çocuk sevgisi, vatan sevgisi, Allah sevgisi.

Hepsinin birbirinden farkları vardır. Hepsi ayrı güzeldir. Gönlümüzde hepsine yer vardır ama tek şartla!.. Aynı sevgi türünden iki tanesine yer yoktur.

Mesela bir erkek ya da kadının karşı cinsten iki kişiye aynı anda aynı şekilde sevgi beslemesi imkansızdır.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile kosarak geldi... Gözleri söyle bir sahilde gezindi, aradigini göremeyince ilk gördügü banka oturup sevdigini beklemeye basladi. Ellerinde her zamanki çiçeklerden vardi.


Sevgilisinin en sevdigi çiçekler bunlardi. Kirmizi , kipkirmizi, kan kirmizisi güller...
Sanki dalindan yeni koparilmis gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardi, sevgi kokuyor, ask kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller...
Hepsinin üzerinde damlalar vardi. Sanki agliyor gibiydiler. Genç adam güllere bakti, sanki onlarla konusuyormus gibi, "Neden agliyorsunuz, bakin ben ne kadar mutluyum" dedi.
Az sonra sevdigini görecegi için kalbi yine deli gibi atmaya baslamisti.


Ne zaman onu düsünse, onunla bulusacagini hayal etse kalbi ayni böyle yerinden çikacakmis gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerine ragmen ikiside sevgisinden hiç bir sey kaybetmemisti..
Onlari hiç bir sey ayiramazdi...
Ne hasret, ne ayrilik, ne de ölüm...
Genç adam telasla saatine bakti. Sevdigi yine geç kalmisti, 1 dakika gece kalmisti.


Üstelik o, sevdigini bekletmemek için dakikalarca önce kosarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Ama sevdigi her zaman bunu yapiyordu. Devamli kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru olurmus diye düsündü...
Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksiz denizlere dikti.. Denizin sonu yok gibiydi, tipki sevdigi kiza karsi olan aski gibi denizinde sonu yoktu. Sonsuzluga uzaniyordu.

Aslinda bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi aralarinda sözleneceklerdi. Delikanli önce bunu sevdigine açmis, sonrada gidip iki yüzük almisti. Bu kadar önemli bir günde bari onu bekletmemeliydi..


Ama alismisti artik beklemeye, zarari yok biraz daha beklerim diye düsündü. Güllerin yapraklari nedense hala yasli idi. Bir türlü anlamiyordu onlari. Her sey bu kadar güzelken neden agliyorlardi ki?
Iste az sonra sevdigi gelecek, ona sarilacak, kucaklasacaklardi...
Sonra söz yüzüklerini takip, evlilige ilk adimlarini atacaklardi.
Genç adam öyle heyecanliydi ki sevdigine kavusmak için can atiyordu...
Martilara bakti, birbirleriyle oynasip, uçusan martilara... Ne kadar güzel dansediyorlardi havada.
Tekrar saatine bakti genç adam. Endiselenmeye baslamisti. Sevgilisi yine geç kalmisti, hem de çok... Bu kadar geç kalmamasi gerekiyordu.


Iste her gün burada bulusmak için sözlesmiyorlar miydi? Her gün sahilde, martilara bakarak, denizin onlara anlattigi masallari dinleyerek birbirlerine sarilip hasret gidereceklerine söz vermiyorlar miydi?


O zaman neden gelmemisti yine??...
Aklina kötü düsünceler gelmeye basladi. Hayir.. hayir.. olamazdi.
Sevdigine bir sey olamazdi.
Onsuz hayat yasanmazdi ki...

O ölse bile devamli benimle yasar diye düsündü genç adam. Bunun düsüncesi bile hos degildi. Gözlerini yere indirdi. Gözyaslarini kimsenin görmesini istemiyordu.
Zaten nedense etrafindaki insanlar ona sanki kaçik gibi bakiyorlardi. Rahatsiz olmaya basladi bakislardan.
Artik bikmisti... Yine sevgilisi geldi aklina.. Neden gelmedi acaba diye düsünmeye basladi. Gözlerini kapatti.
7 sene oldu dedi. 7 senedir her gün bu sahildeydi, sevdigini bekliyordu. Daha fazla dayanamadi. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden 1 damla daha yas güllerin üzerine damladi...

Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mirildandi...
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanina koyar, ona vermis olurdu...
Genç adam ayaga kalkti. Sevdigiyle bulusmak üzere, yesil tepenin ardindaki kabristana dogru yürümeye basladi


selamun aleykum hafize abla geçengün okumuştum bu hikayeyi sevmek böyle birşey bütün imkansızlıklara ragmen uzaklıga ,bitmeyecek olan hasrete rağmen sevmektir rabbim kimseye böyle acı yaşatmasın
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Ben Avuçlarında Ölmeyi Seçtim

Ben Avuçlarında Ölmeyi Seçtim

Diyelim ki balikmisim ben, Sen de balikçi. Ikimizde biliriz Sinege bile kiyamazsin Öyle bos oltayi atarsin denize, Bilirsin akılsız olmadigimi, Ama aşik oldugumu bilmezsin. Ben sana inat yakalanirim. Sasirirsin, nerden çikti bu diye...
Istedigin balik degil ki, Oturmak iskelede. Mecbur çekersin yukariya.

Aci çekiyorum ne de olsa. Dedim ya kiyamazsin... Uzanirim avuçlarina. Dudaklarima dokunursun, Igneyi çikartacaksin ya, Yoksa sevdiginden falan degil... Bilirim senin yaninda Yasayamayacagimi. Sen de bilirsin, Öldürmeye kiyamazsin, Bakarsin avucundaki aptal baliga, Ben de sana...

Sonra beni kurtarmayi seçersin,
Ben avuçlarinda ölmeyi Seçmistim oysa...
Birakirsin denize. Yüzünde kahraman gülümseme. Hayat kurtardin ya biraz önce. Sessizce bogulurken mavilerde Son kez bakarim iskeleye, Iskeledeki aptal balikçiya, Sen de kurtardigin baligina...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
öldüğünü bildiği halde hala bekliyor gerçekten çok acı ölümsüz bir sevgi:A
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34

Günün birinde birisi, karşınıza geçip 'Mesafeler aşkı öldürür' derse buna şiddetle karşı çıkın.



Çünkü aşk, dil, din, ırk ve kilometre tanımaz...

Ayrı şehirlerde, hatta başka ülkelerde de olsanız bile, 'seviyorsanız' bunun bir engel olmadığını anlarsınız. Bazen aynı anda telefonlara sarılırsınız, bazen de eş zamanlı mesajlar çekersiniz sevdiğinize. Bu özel anlara şaşırırsınız ama inanırsınız.

Bunun tek açıklaması seviyorsunuzdur, seviyordur...



Her zamankinden daha fazla hasret anlamı yüklenmiş şarkıları dinlemeye başlarsınız, özlem dolu şiirler okumaya iter sevginiz sizi Hiç umulmadık anlarda gözleriniz dolabilir, ağlamak istersiniz...
Yaşamdaki her güzelliği uzaktaki sevgilinize adamaya başlarsınız. Artık yağan yağmur daha farklı hislere götürür sizi. Gördüğünüz gökkuşağının doğu ile batıyı renkleriyle birbirine bağlaması da uzaklardaki sevdanızı hatırlatır usul usul...
Bazı zamanlar içinize bir ateş düşer. Sevdiğinizle özlem denizinde yüzerken, ona dokunmak, yüzüne doya, doya bakmak istersiniz.

İlk uçakla ya da ilk otobüsle karşısına çıkarsınız.

Elinizdeki çiçekleri ona verdiğiniz an, onun gözündeki mutluluğu görüp aşkın en kutsal ödülünü alırsınız. Her görüşme yürekleri daha da büyütür ve kocaman harflerle 'aşk'ı gönül defterinize yazarsınız. Ancak akrep ile yelkovanın yarışı devam eder ve saatlerin her zamankinden daha çabuk tükendiğine şahit olursunuz sevdiğinizin yanında.


Dönüş yolculuğunda bir sonraki buluşmanın hayalleri sizi sararken, yolların ve dağların sevginize şahit olmasından memnuniyet duyarsınız.



İşte uzaklarda aşkı böyle benzer tekrarlarla yaşarsınız, ayrı şehirlerin inadına...


Ve biri günün birinde karşınıza geçip size 'Mesafeler aşkı öldürür' derse buna şiddetle karşı çıkarsınız! Çünkü aşkın dil, din, ırk ve kilometre tanımadığını herkese en iyi siz anlatırsınız

Başka bir yorum;

görünen mesafeler kolay atlatılır

ama ….

ya birde görünmeyen ve sonu gelmeyen mesafeler yok mu... ?

aşkı öldürmüyor
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<belkide, elimi uzatsan tutucan
ama yıldızlar bile ondan daha yakın gelir ınsana

o kadar uzak işte...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Sevginin "tek ve yalın bir duygu" olduğu görüşünüze katılmakla birlikte, karşısındaki nesneye göre çeşitlendiğini vurgulamak istiyorum.Çocuğunuza,ailenize...sevgilinize...yöne lmiş sevgiyle,kapı komşunuza, sokaktaki insana..yönelmiş, ya da yönelttiğimiz sevgi arasında bir farklılık var. "Başkalarını" hiç bir zaman ailemiz,sevgilimiz gibi sevemeyiz.Keşke sevebilsek, böyle bir becerimiz olsa keşke...Ama yok...İstediğimiz kadar beynimizi, kendimizi eğitelim...Böyle bir ihtimalin olabileceğini düşünemiyorum. Bunun kuşkusuz, sosyolojik, belki psikolojik...nedenleri de vardır. Ama sonuç bu.

Öyleyse "başkaları" için nasıl bir sevgi üreteceğiz.?

Bu "boşluğu" dolduracak olan şey,"insan sevgisi midir"? Hümanizma mı?

Ya da, görevler, haklar, sorumluluklar...diye tanımlayabileceğimiz,"vatandaşlık" mıdır?

Bir insan...bir başka insan...sevgi...saygı...kırmama...gücendirmeme...a nlayış...empati...

(Bu sözcüklerle bir cümleyi nasıl kurabilir ki insan?)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt