gurbette
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eki 2008
- Mesajlar
- 2,850
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 50
Ebu Hureyre(r)’dan rivâyet edildiğine göre Peygamberimiz(s) şöyle buyurmuştur:
“İçinizden, Müslümanlığını (ihlâs üzere yaşayıp) güzelleştirenin işlediği her iyilik, on mislinden yedi yüze kadar katlanmış olarak yazılır. İşlediği her kötülük de sadece misli ile yazılır. Allah’a kavuştuğu zamana kadar bu böyledir.” (Müslim, İman,205)
İslâm’ı güzel yaşamak için öncelikli olarak kalp kapaklarını, İslâm’ın engin rahmetine açmak gerekir. Allah’ın beşeriyete göndermiş olduğu rahmet bulutu Kur’an, o kapılardan girip kalbin ufuklarında yoğunlaştıktan sonra İlâhi Kelâm, harf harf, kelime kelime, ayet ayet, sure sure, insan kalbine yağar. Kimin kalbi vahiy suyuyla ıslatılırsa onun kalbi Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’in kalbine benzer. Kalpte biriken bu rahmet suyu orada kalmaz. Oradan bütün vücuda yayılır. Yeni bir şuur, yeni bir düşünce ve sağlam bir vicdan oluşturur. Şuuru ve düşüncesi vahyin yapıtaşlarıyla oluşturmuş kişiye, hasüne İslâmuh denir. İslâmî pratiğin alt yapısı şuurdur. Bu şuur, Müslümana ‘duyduk ve itaat ettik’ (bakara,285) dedirtir. Bunun sonucunda iç ve dış uyumu gerçekleşir. İslâm’ın güzelliği bunun sonucunda ortaya çıkar.
İslâm’ı güzel yaşayan kimseye çift müjde vardır. Yeni doğan güneş, nasıl önceki karanlığı ortadan kaldırıyor ve gelecek günü de aydınlatıyorsa, İslâm güzel yaşanmaya başlandığı andan itibaren, hem geçmişi hem de geleceği insana sevinç kaynağı yapar. Gelecekle ilgili müjde, hadisimizde veriliyor. Geçmişle ilgili müjde ise başka hadislerde yer alıyor: “Bir kul Müslüman olursa, İslâm’ı da güzel, tertemiz olursa, Allah Teâlâ daha önce işlemiş olduğu bütün kötülükleri örter. ( Buharî, iman,31) Allah Teâlâ böylece insanı, işlemiş olduğu günahların ezici, mahvedici ağırlığı altında bırakmamış, onu affın mutlu sonucuna taşımıştır.
Hayatın neresinde olursak olalım başında, ortasında, sonunda… geleceğimizi de temizleme imkanı verilmiştir. Hem de bir güzel adımı yediyüz ve daha fazla güzel adım saymak suretiyle. Yani denize atılan küçük bir taştan kaynaklanan halkaların, altın bilezik halinde bütün okyanusa yayılması gibidir bu. İnsanın aklına hemen şöyle bir soru takılıyor: Acaba kötülükler de artar mı? Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) artmayacağını misliyle yazılacağını müjdeliyor. Çünkü toprağa atılan sağlam tohumdan başak ve o başaktan yüzlerce tane çıkabilir. Çürük tohumdan başak çıktığı görülmemiştir. Kötülükler de çürük tohuma benzediği için Rabbimiz merhametinin gereği, artırmıyor, adeta çoğalmaması ve bir iyilik güneşinin eritmesi için derin dondurucuya alıyor.
Ali Kemal SEYİS
Merkez Vaizi
“İçinizden, Müslümanlığını (ihlâs üzere yaşayıp) güzelleştirenin işlediği her iyilik, on mislinden yedi yüze kadar katlanmış olarak yazılır. İşlediği her kötülük de sadece misli ile yazılır. Allah’a kavuştuğu zamana kadar bu böyledir.” (Müslim, İman,205)
İslâm’ı güzel yaşamak için öncelikli olarak kalp kapaklarını, İslâm’ın engin rahmetine açmak gerekir. Allah’ın beşeriyete göndermiş olduğu rahmet bulutu Kur’an, o kapılardan girip kalbin ufuklarında yoğunlaştıktan sonra İlâhi Kelâm, harf harf, kelime kelime, ayet ayet, sure sure, insan kalbine yağar. Kimin kalbi vahiy suyuyla ıslatılırsa onun kalbi Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’in kalbine benzer. Kalpte biriken bu rahmet suyu orada kalmaz. Oradan bütün vücuda yayılır. Yeni bir şuur, yeni bir düşünce ve sağlam bir vicdan oluşturur. Şuuru ve düşüncesi vahyin yapıtaşlarıyla oluşturmuş kişiye, hasüne İslâmuh denir. İslâmî pratiğin alt yapısı şuurdur. Bu şuur, Müslümana ‘duyduk ve itaat ettik’ (bakara,285) dedirtir. Bunun sonucunda iç ve dış uyumu gerçekleşir. İslâm’ın güzelliği bunun sonucunda ortaya çıkar.
İslâm’ı güzel yaşayan kimseye çift müjde vardır. Yeni doğan güneş, nasıl önceki karanlığı ortadan kaldırıyor ve gelecek günü de aydınlatıyorsa, İslâm güzel yaşanmaya başlandığı andan itibaren, hem geçmişi hem de geleceği insana sevinç kaynağı yapar. Gelecekle ilgili müjde, hadisimizde veriliyor. Geçmişle ilgili müjde ise başka hadislerde yer alıyor: “Bir kul Müslüman olursa, İslâm’ı da güzel, tertemiz olursa, Allah Teâlâ daha önce işlemiş olduğu bütün kötülükleri örter. ( Buharî, iman,31) Allah Teâlâ böylece insanı, işlemiş olduğu günahların ezici, mahvedici ağırlığı altında bırakmamış, onu affın mutlu sonucuna taşımıştır.
Hayatın neresinde olursak olalım başında, ortasında, sonunda… geleceğimizi de temizleme imkanı verilmiştir. Hem de bir güzel adımı yediyüz ve daha fazla güzel adım saymak suretiyle. Yani denize atılan küçük bir taştan kaynaklanan halkaların, altın bilezik halinde bütün okyanusa yayılması gibidir bu. İnsanın aklına hemen şöyle bir soru takılıyor: Acaba kötülükler de artar mı? Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) artmayacağını misliyle yazılacağını müjdeliyor. Çünkü toprağa atılan sağlam tohumdan başak ve o başaktan yüzlerce tane çıkabilir. Çürük tohumdan başak çıktığı görülmemiştir. Kötülükler de çürük tohuma benzediği için Rabbimiz merhametinin gereği, artırmıyor, adeta çoğalmaması ve bir iyilik güneşinin eritmesi için derin dondurucuya alıyor.
Ali Kemal SEYİS
Merkez Vaizi