BİR GÜNÜN HESABINI VEREMEYEN ÖMRÜNÜN HESABINI NASIL VERECEK?
Yaratılmışların en şereflisi, yeryüzünde Cenab-ı Hakk’ın halifesi olan, Rabbimizin kendi ruhundan üfleyerek yaratmış olduğu insanoğlunun en önemli görevi; Rabbini bilmesi, anlaması ve O’nun yolunda olmasıdır Bir gününü, diğer bir deyimle 24 saatini bu uğurda harcaması insanın üzerine bir borçtur Yararlı insan olmalı, hayırlı hizmetlerde bulunmalı, çevresine yaşayışı ile örnek olmalı, İslam’ı doğru öğrenmeli, doğru yaşamalı ve doğru tebliğ etmelidir Bunu yaparken de ihlâslı olmalıdır Zaten insanın yaratılış gayesi, bu dünyaya gönderiliş sebebi kâinatın yaratıcısını tanımak, O’na iman edip ibadet etmek değil midir? Rabbimiz:
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat 51/56)
“Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık” (Tin 95/4)
“İnsanı yarattıklarımızın bir çoğundan çok üstün kıldık” (İsra 17/70) buyurmaktadır
İnsan ruhen, aklen ve bedenen mükemmel yaratılmış, üstün özelliklerle donatılmıştır
Müslüman için en büyük mutluluk Allah’ı bilmek ve sevmekle olur En önemli işimiz, tek derdimiz şu yarısı uykuda geçen kısacık ömürde ebedî hayatı kazanmak olmalıdır İnsan büyük bir imtihanda olup bu imtihanın da tekrarı yoktur Yaratılış gayesini bilemeyen, maddî ve manevî yapısının inceliklerini anlayamayan, varlığının derinliklerine dalamayan bir insanın huzurlu ve mutlu bir hayat sürmesi, insanlara örnek olması mümkün değildir En güzel şekilde yaratıldığının şuurunda olamamak ne kadar acıdır
Gönül dostu Mevlana:
“Bugün yapacağın iyiliği yarına bırakma Aklını başına al da, ahiret çuvalına taşları değil, değerli olan cevherleri (salih amellerini) doldur! İşin sonunu bugünden görmeye çalış Gaflette olma, nefsine uyma Sermayeni bugün için değil, Hakk rızası için biriktir Gününü iyi değerlendir elindeki fırsatı kaçırma”
Sadi Şirazi:
“Ahiret azığını dünyada iken hazırla Elindeki nimetleri sağlığında iken ver Kapına gelen garibi boş çevirme Gönlü yaralı olanların hatırlarını sor Mazlum gönülleri sevindir Muhabbet tohumu ekmeyen Cennetteki Tûbâ ağacından yemiş yiyemez Giden geri gelmez Geride kalan günlerinin kıymetini bil”
İmam-ı Gazali:
“Bir mümin, sabah namazını kıldıktan sonra ve güne başlamadan önce, nefsiyle baş başa kalıp düşünmelidir Nefsine şu ikazlarda bulunmalıdır: Benim sermayem ömrümdür Ömrümün sonunda, anaparam, kâr ve kazancım her şey biter Fakat bu başlayan gün yeni bir gündür Rabbim bana zaman verdi O halde bu günümün kıymetini bilmeliyim Harama dalmamalı, günah işlememeliyim Bir anını dahi boşa geçirmemeliyim Hesaba çekilmeden önce kendimi hesaba çekmeliyim” demektedir
Müslüman, şu sorulara cevap aramalıdır: Doğumumdan şu ana kadar ömrümü hayırda mı, şerde mi geçirdim? Allah’a karşı kulluğumu hakkıyla yapabildim mi? Hayat defterimi nelerle dolduracağım? Rabbimin verdiği nimetlerin şükrünü nasıl eda edeceğim? Verdiğim sözlere sadık kalabilecek miyim? Hayırlı bir insan olabilecek miyim?
Yaratılmışların en şereflisi, yeryüzünde Cenab-ı Hakk’ın halifesi olan, Rabbimizin kendi ruhundan üfleyerek yaratmış olduğu insanoğlunun en önemli görevi; Rabbini bilmesi, anlaması ve O’nun yolunda olmasıdır Bir gününü, diğer bir deyimle 24 saatini bu uğurda harcaması insanın üzerine bir borçtur Yararlı insan olmalı, hayırlı hizmetlerde bulunmalı, çevresine yaşayışı ile örnek olmalı, İslam’ı doğru öğrenmeli, doğru yaşamalı ve doğru tebliğ etmelidir Bunu yaparken de ihlâslı olmalıdır Zaten insanın yaratılış gayesi, bu dünyaya gönderiliş sebebi kâinatın yaratıcısını tanımak, O’na iman edip ibadet etmek değil midir? Rabbimiz:
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat 51/56)
“Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık” (Tin 95/4)
“İnsanı yarattıklarımızın bir çoğundan çok üstün kıldık” (İsra 17/70) buyurmaktadır
İnsan ruhen, aklen ve bedenen mükemmel yaratılmış, üstün özelliklerle donatılmıştır
Müslüman için en büyük mutluluk Allah’ı bilmek ve sevmekle olur En önemli işimiz, tek derdimiz şu yarısı uykuda geçen kısacık ömürde ebedî hayatı kazanmak olmalıdır İnsan büyük bir imtihanda olup bu imtihanın da tekrarı yoktur Yaratılış gayesini bilemeyen, maddî ve manevî yapısının inceliklerini anlayamayan, varlığının derinliklerine dalamayan bir insanın huzurlu ve mutlu bir hayat sürmesi, insanlara örnek olması mümkün değildir En güzel şekilde yaratıldığının şuurunda olamamak ne kadar acıdır
Gönül dostu Mevlana:
“Bugün yapacağın iyiliği yarına bırakma Aklını başına al da, ahiret çuvalına taşları değil, değerli olan cevherleri (salih amellerini) doldur! İşin sonunu bugünden görmeye çalış Gaflette olma, nefsine uyma Sermayeni bugün için değil, Hakk rızası için biriktir Gününü iyi değerlendir elindeki fırsatı kaçırma”
Sadi Şirazi:
“Ahiret azığını dünyada iken hazırla Elindeki nimetleri sağlığında iken ver Kapına gelen garibi boş çevirme Gönlü yaralı olanların hatırlarını sor Mazlum gönülleri sevindir Muhabbet tohumu ekmeyen Cennetteki Tûbâ ağacından yemiş yiyemez Giden geri gelmez Geride kalan günlerinin kıymetini bil”
İmam-ı Gazali:
“Bir mümin, sabah namazını kıldıktan sonra ve güne başlamadan önce, nefsiyle baş başa kalıp düşünmelidir Nefsine şu ikazlarda bulunmalıdır: Benim sermayem ömrümdür Ömrümün sonunda, anaparam, kâr ve kazancım her şey biter Fakat bu başlayan gün yeni bir gündür Rabbim bana zaman verdi O halde bu günümün kıymetini bilmeliyim Harama dalmamalı, günah işlememeliyim Bir anını dahi boşa geçirmemeliyim Hesaba çekilmeden önce kendimi hesaba çekmeliyim” demektedir
Müslüman, şu sorulara cevap aramalıdır: Doğumumdan şu ana kadar ömrümü hayırda mı, şerde mi geçirdim? Allah’a karşı kulluğumu hakkıyla yapabildim mi? Hayat defterimi nelerle dolduracağım? Rabbimin verdiği nimetlerin şükrünü nasıl eda edeceğim? Verdiğim sözlere sadık kalabilecek miyim? Hayırlı bir insan olabilecek miyim?