Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir genç kızın son anı (1 Kullanıcı)

turk8487

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2008
Mesajlar
451
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
bir genç kızın son anı

--------------------------------------------------------------------------------
Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince elbiseler giyinmiş genç bir kız utanma duygusunu parçalar bir şekilde açılıp saçılmış fitne sergiliyordu. Arkasında saçı sakalı ağarmış ihtiyar genç kızın halinden dolayı arkasında utançla oturuyordu. Kızın kulağına eğilerek edeple şöyle fısıldadı: Ey kızım sana yakışan örtünmektir. Tesettür, insan kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden daha faziletlidir. Hem bu hayâyı parçalar fitneye sürükler.
Genç kız şöyle dedi: sana ne kabrime benimle beraber mi gireceksin, cennete ve cehenneme koymak senin elinde mi? Kız ahmaklaşmış adamın üzerine gitmeye başlamıştı. Sonra cüreti ve utanmaz tavırlarını artırdı adamla alay ediyor şöyle diyordu: Al işte cep telefonum ALLAHı arada bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle. Kız çirkin bir kahkaha attı. Adam çekindi ALLAHa sığındı ALLAH bana yeter o ne güzel vekildir dedi ve sustu.
Bu cahil kıza nasihat edeceğine pişman oldu. Sessiz geçen 10 dakikadan sonra şoför durağa gelmiş herkes inmeye başlamıştı herkes genç kızında inmesini bekledi. O arabanın kapısının yakınında oturuyordu ve uyuyup kalmıştı. Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam çekinerek onu hafifçe sarstı ve oda yere seriliverdi. Ruhunu yaradanına teslim etmişti. Yolcular gördükleri duruma hayret ederek titrediler ve biz ALLAHtan geldik ona dönücüleriz diyerek istirca ettiler.
Genç kız yaratıcısıyla alay etmişti. İşte cep telefonum demişti, ALLAHı ara bana cehennemde hangi odayı ayırıcağını söyle diyordu. Rabbine doğru yola çıkmıytı. İşte hayatı rabbiyle dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu şu hadisi hatırlatıyor.
"Şüphesiz kul ucunun nereye nereye varacağını düşünmeden ALLAH 'ı gazaplandıracak bir söz söyler bu sayede cehennemi boylar."
Konuşmadan önce ne söyliceğimizi iyi düşünmek gerekir.
__________________



alıntı
 

sevgi-gülü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
89
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
cok güzel anlatilmis gercekten ibretlik bir hikaye
ALLAH RAZI OLSUN
elinize saglik
 

sarmasik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
379
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40


Çok etkileyici ve ibret verici hikayeniz için teşekkürler...
Allah razı olsun ve hayırlı ölümler nasip etsin inşallah......
 

minoug

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Haz 2008
Mesajlar
250
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Selamün Aleyküm çok ibret verici Allah(C.C)razı olsun kardeşim
 

hayatısev

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
171
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Allah razı olsun tekrar tekrar düşünüp öyle konuşmalıyız...........

Ben de farklı bir siteden aldığım bu alıntıyı paylaşmak isterim dikkatli okuyalım inşallah

vesselam

Susmanın faydaları

--------------------------------------------------------------------------------

Sual: Az konuşmanın, susmanın faydaları, çok konuşmanın da zararları hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Peygamber efendimiz, (Az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır.
Dil, büyük nimettir. İyi ve kötü işteki rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.


Atalarımız;
(Sana senden olur, her ne olursa,
başın selamet bulur, dilin durursa)

ve
(Göz iki, kulak iki, ağız tek,
çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek
) demiştir.

Yunus Emre de diyor ki:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.


(Dil) üzerine çok söz söylenmiştir. Bazıları şöyle:

Söz gümüşse sükut altındır.
Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır ya da sol tarafa.
Bir söz söylerken hem kendi, hem de karşınızdakinin ahiretini düşünerek konuşun.
Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır.
Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.
Şaka, alay ve boş konuşmak belaya yol açar.
Çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.


Eğer kalbde darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiği bilinmelidir!

Hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır!
Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür.
Tatlı dilli ve cömert elli olmalıdır!
Sükut, âlimin ziyneti, cahilin aybına perdedir.
İbadet on kısımdır, dokuzu susmak, biri de kötü arkadaştan uzak durmaktır.
Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

Az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.

Kişi dilinin altında gizlidir. Sır saklayan murada erer.
Bülbül şahine der ki:
İkimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın, ben ise bahçenin dikenliğindeyim. Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun. Ben ise günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim. Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığını göremem, muradıma eremem. Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım.

Şahin şöyle cevap verir:
Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.

Hayırlı söz keramet, sükut selamettir.
Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı.


Dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir.
Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.


Güzel söz sadaka, mahşere nafakadır.
Çok söz kalb katılaştırır, Haktan uzaklaştırır.
Çok gülmek ayıptır, ahiret için kayıptır.


Fazla şaka cahillik alameti, sükut et, istersen selameti.
Kişi lisanıyla olur insan. Kötü dili kendisine düşman, çok konuşan olur pişman.
Her sözde vebal var, kurtulur susanlar. Az söz hikmettir, Rabbimizden nimettir.

Dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar.
Söz dinleyen âlim, susan sâlim olur.
Kimin azsa sözü, açılır kalb gözü.

Dil ederse istirahat, kalb eder rahat.
Çok konuşan gaf eder, vakti israf eder
.

Dil yarası ok yarasından acıdır.
Akıllı, bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.
Bilmem demek ilmin yarısıdır.


Kime sır söylersen onun kulu olursun.
Açıklanan sır yayılır muhakkak, Sır saklayamayana denir ahmak.

Hazret-i Lokman misafirlerine en iyi ikram olarak dil ile kalbi getirdi. Başka bir zaman da en kötü yemek olarak yine dil ile kalbi getirdi. Dil kılıç gibidir, iyi kullanılmazsa kendi ölümüne sebep olur.

Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır.

Hükümdar öğüdü
Üç hükümdardan biri der ki:
(Bütün pişmanlıklarım söylediğim sözlerden oldu. Söylemediğimden hiç pişman olmadım.)

İkincisi der ki:
(Söylemediğim sözlerin sahibiyim. Fakat söylediğim sözlerin esiriyim.)
Üçüncüsü ise şöyle der:
(Bazı sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücü yetmedi.)Şüpheli sözlerden sakınan, güler yüzlü olan, insanlara merhamet eden, lüzumlu din bilgilerini öğrenen ve doğru konuşan kimse münafık olamaz.

Dile sahip olmak
Diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır. Büyük bir uçurumun kenarına getirip, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler. Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer. Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni dildir. Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [Tirmizi]

Hazret-i Lokmana (Bu makama nasıl yükseldin?) derler. O da (Doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle) diye cevap verir.

Hikmet ehli buyuruyor ki:
Bir kimsenin cahil olduğunun alameti şunlardır: Canlı-cansız her şeye kızar. Sır saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder.

Susmak açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin susması kalbin susmasına, kalbin susması Rabbin mağfiretine sebep olur. İnsanın selameti dilini korumasındadır. Kalem de, iki dilden biridir.

Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar. Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha bir çok dil afetlerinden kurtulur.

Çok konuşanın dili sürçer, kalbi kararır. Kalbi kararan da, hata üstüne hata yapar ve kalb kırar da
farkında bile olmaz. Diline sahip olan, dinini korur.

Çok konuşan hata eder. Eshab-ı kiram hep hayır konuştukları halde, yanlış konuşmak için değil, belki boş bir söz söyleriz diye sükut ederlerdi. Hazret-i Ebu Bekir, ağzına taş koyar, (Başa gelen bütün felaketler bundan gelir) buyururdu.

En zararlı şey
Allahü teâlâ boş konuşanları sevmez. Boş konuşmak böyle olunca, zararlı konuşmanın felaketini düşünmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(En zararlı şey, çok konuşmaktır.) [Deylemi]

Dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Sadaka vermek, iyiliği emretmek ve insanların arasını bulmak hariç, konuşmakta, fısıldaşmakta hayır yoktur.) [Nisa 114]

Dile sahip olmakla ilgili hadis-i şeriflerde bazıları da şöyle:
(Dilini tutan kurtulur.) [Tirmizi]

(Selamet isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!) [İbni Ebiddünya]

(Susmak, hikmettir; fakat susan azdır.) [Deylemi]

(Amellerin en makbulü, dilini tutmaktır.) [Taberani]

(Hayır söz hariç, dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [Taberani]

(Sükut eden bir mümine yakın durun! O hikmetsiz değildir.) [İbni Mace]

(Allah’a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!) [Buhari]

(En kolay ibadet, susmak ve güzel ahlaktır.) [İbni Ebiddünya]

(Mümin önce düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur.) [Haraiti]

(Çok konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da Cehenneme layıktır.) [Taberani]

(Kurtuluş için dilini tut, evinde otur, günahların için ağla!) [Tirmizi]

(İnsanları Cehenneme sürükleyen dilleridir.) [Tirmizi]

(Dilini tutmayan kimse, tam imana kavuşamaz.) [Taberani]

(Rahat isteyen sussun!) [Ebuşşeyh]

(Çok konuşmak kalbi karartır. Kalbi kararan da Allahü teâlâdan uzaklaşır.) [Beyheki]

(Emr-i maruf ve zikir hariç, her söz, kişinin zararınadır.) [Tirmizi]

(İnsanın hatalarının, kusurlarının çoğu dilindendir.) [Taberani]

(Midesini, ırzını ve dilini koruyan, bütün kötülüklerden korunmuş olur.) [Deylemi]

(Kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz.) [İ. Ebiddünya]

(Kalbi diline, dili kalbine, işi sözüne uymayan mümin olamaz.) [İsfehani]

(Allah’ı görür gibi ibadet et, kendini ölmüş say, bunlardan daha iyisi ise dilini tutmaktır.) [Taberani]

(Sükutu tefekkür, bakışı ibret olup çok istiğfar eden kurtuldu.) [Deylemi]

Konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir din kardeşi konuşurken susmak mürüvvettendir.) [Hatib]

Lüzumsuz konuşmak
Sual: Kimseye zararı olmayan konuşmalardan da sorumlu muyuz?
CEVAP
Gıybet, münakaşa ve benzeri konuşmalardan uzaklaşmalı, ya hayır söylemeli veya sükut etmelidir!
Lüzumsuz sözlerle meşgul olursak, kıymetli zamanlarımızı öldürmüş oluruz. Halbuki Allahü teâlânın azametini, yarattığı canlı, cansız şeyleri tefekkür etsek, büyük sevap kazanırız. Yahut kelime-i tevhid, salevat-ı şerife gibi tesbihleri söylesek hakkımızda daha hayırlı olur.

Bunları söylemekle Cennette kıymetli hazinelere kavuşmak mümkün iken, dilimizi faydasız şeylerle meşgul ederek bu nimetlerden mahrum kalmak ahmaklık değil midir?

Mubah ile meşgul olan kimse, günah kazanmazsa da, taat ile, ibadet ile meşgul olup büyük hazineden mahrum kalmamalıdır. Çünkü müminin sükutu tefekkür, bakışı ibret, konuşması taat olmalıdır.

İnsanın en değerli sermayesi vakitleridir. Vaktimizi boş yere harcar, ahiret için azık hazırlamazsak, sermayemiz tükenmiş demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Boş ve faydasız işleri terk etmek Müslümanın güzel ahlakındandır.) [Tirmizi]

Uhud harbinde şehid olan bir gencin annesi, oğlunu kanlar içinde görünce, (Oğlum sana Cennet müjde olsun!) demesi üzerine Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
(Ne biliyorsun, belki boş sözler konuşurdu.) [Tirmizi]

Yani hesapsız Cennete girmeyecektir. Boş konuşanlar bu sözlerinden hesaba çekileceklerdir. Hesaba çekilmek de bir nevi azaptır.

Abdullah bin Selam hazretlerinin Cennetlik olduğu bildirilince Eshab-ı kiram, kendisini Cennetlik eden amelinin ne olduğunu sordular. O da, (Boş söz konuşmam ve kimseye karşı kötülük beslemem) diye cevap verdi.

İbni Abbas hazretleri buyurdu ki:
(Üzerine elzem olmayan, sana faydası dokunmayan hususlarda konuşma, çünkü bu fuzuli bir iştir. Zararından da emin değilsin. Yeri gelmedikçe de lüzumlu olan sözü konuşma! Çok defa faydalı söz yerini bulamadığından kaybolup gider.)

Lokman Hakim hazretlerine, hikmetin ne olduğu sorulduğunda, (Bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamak) diye cevap verdi.

Bize gerekmeyen şeyi başkasından sual etmek de malayanidir. Bunu sormakla kıymetli vaktimizi kaybetmiş oluyoruz. Aynı zamanda sorduğumuz kimsenin de vaktini almış oluyoruz.

Faydasız şeylerle meşgul olmamalıdır, ağzımızdan çıkan her kelimeden mesulüz. Nefeslerimiz sermayemizdir. Dilimiz Cennet nimetlerine kavuşturacak, bir vasıtadır. Dilimizi ihmal edip, başıboş salıvermek, büyük zararlara sebep olur.

Boş konuşmak gibi, fuzuli konuşmak da kötüdür. Maksadı kısaca anlatmak mümkünken, uzun cümlelerle ve tekrarlarla ifade etmek fuzulidir. Yani ihtiyaçtan fazla konuşulmuş olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İlmi ile amel edene, malının fazlasını tasadduk edene ve sözünün fazlasını tutana müjdeler olsun!) [Taberani]

İnsan önemsiz sandığı bazı sözler yüzünden helake sürüklenir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan, önemsiz sandığı bir söz söyler. Bu söz Allahü teâlânın rızasına muvafık düştüğü için kıyamete kadar ondan razı olur. Bir başkası da hiç önem vermediği bir söz yüzünden kıyamete kadar Allahü teâlânın gazabına uğrar.) [Tirmizi]

Allahü teâlânın rızasının ve gazabının hangi işte, hangi sözde olduğunu bilmeyiz. Bu bakımdan hiçbir sözü, hiçbir iyiliği ve kötülüğü küçük görmemelidir. Cenab-ı Hak, rızasını iyilikler içinde, gazabını da günahlar içinde saklamıştır. Önem verilmeyen bir günah, Allahü teâlânın gazabına sebep olabilir. Onun için sözümüze dikkat etmeliyiz. Atalarımız, (Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir) demişlerdir.

Konuşmakla ilgili birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Çok konuşan çok yanılır.) [Taberani]

(Selamet isteyen, dilini tutsun!) [İ.Ebid-dünya]

(En makbul amel dilini tutmaktır.) [Taberani]

(Dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [Taberani]

(Kurtuluş için dilini tut.) [Tirmizi]

(Dilini tutmayan, tam imana kavuşamaz.) [Taberani]

(Kusurların çoğu dildendir.) [Taberani
 

sankoz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2008
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
allah razı olsun tekrar tekrar düşünüp öyle konuşmalıyız...........

Ben de farklı bir siteden aldığım bu alıntıyı paylaşmak isterim dikkatli okuyalım inşallah

vesselam

susmanın faydaları

--------------------------------------------------------------------------------

sual: Az konuşmanın, susmanın faydaları, çok konuşmanın da zararları hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap
peygamber efendimiz, (az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır.
Dil, büyük nimettir. Iyi ve kötü işteki rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. Iman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.


atalarımız;
(sana senden olur, her ne olursa,
başın selamet bulur, dilin durursa)

ve
(göz iki, kulak iki, ağız tek,
çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek
) demiştir.

Yunus emre de diyor ki:
sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.


(dil) üzerine çok söz söylenmiştir. Bazıları şöyle:

söz gümüşse sükut altındır.
Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır ya da sol tarafa.
Bir söz söylerken hem kendi, hem de karşınızdakinin ahiretini düşünerek konuşun.
Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır.
Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.
şaka, alay ve boş konuşmak belaya yol açar.
çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.


eğer kalbde darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiği bilinmelidir!

hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır!
Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür.
Tatlı dilli ve cömert elli olmalıdır!
Sükut, âlimin ziyneti, cahilin aybına perdedir.
Ibadet on kısımdır, dokuzu susmak, biri de kötü arkadaştan uzak durmaktır.
Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.

kişi dilinin altında gizlidir. Sır saklayan murada erer.
Bülbül şahine der ki:
Ikimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın, ben ise bahçenin dikenliğindeyim. Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun. Ben ise günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim. Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığını göremem, muradıma eremem. Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım.

şahin şöyle cevap verir:
Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.

hayırlı söz keramet, sükut selamettir.
Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı.


dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir.
Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.


güzel söz sadaka, mahşere nafakadır.
çok söz kalb katılaştırır, haktan uzaklaştırır.
çok gülmek ayıptır, ahiret için kayıptır.


fazla şaka cahillik alameti, sükut et, istersen selameti.
Kişi lisanıyla olur insan. Kötü dili kendisine düşman, çok konuşan olur pişman.
Her sözde vebal var, kurtulur susanlar. Az söz hikmettir, rabbimizden nimettir.

dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar.
Söz dinleyen âlim, susan sâlim olur.
Kimin azsa sözü, açılır kalb gözü.

dil ederse istirahat, kalb eder rahat.
çok konuşan gaf eder, vakti israf eder
.

dil yarası ok yarasından acıdır.
Akıllı, bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.
Bilmem demek ilmin yarısıdır.


kime sır söylersen onun kulu olursun.
Açıklanan sır yayılır muhakkak, sır saklayamayana denir ahmak.

Hazret-i lokman misafirlerine en iyi ikram olarak dil ile kalbi getirdi. Başka bir zaman da en kötü yemek olarak yine dil ile kalbi getirdi. Dil kılıç gibidir, iyi kullanılmazsa kendi ölümüne sebep olur.

Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır.

Hükümdar öğüdü
üç hükümdardan biri der ki:
(bütün pişmanlıklarım söylediğim sözlerden oldu. Söylemediğimden hiç pişman olmadım.)

ikincisi der ki:
(söylemediğim sözlerin sahibiyim. Fakat söylediğim sözlerin esiriyim.)
üçüncüsü ise şöyle der:
(bazı sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücü yetmedi.)şüpheli sözlerden sakınan, güler yüzlü olan, insanlara merhamet eden, lüzumlu din bilgilerini öğrenen ve doğru konuşan kimse münafık olamaz.

Dile sahip olmak
diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır. Büyük bir uçurumun kenarına getirip, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler. Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer. Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni dildir. Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [tirmizi]

hazret-i lokmana (bu makama nasıl yükseldin?) derler. O da (doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle) diye cevap verir.

Hikmet ehli buyuruyor ki:
Bir kimsenin cahil olduğunun alameti şunlardır: Canlı-cansız her şeye kızar. Sır saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder.

Susmak açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin susması kalbin susmasına, kalbin susması rabbin mağfiretine sebep olur. Insanın selameti dilini korumasındadır. Kalem de, iki dilden biridir.

Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar. Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha bir çok dil afetlerinden kurtulur.

çok konuşanın dili sürçer, kalbi kararır. Kalbi kararan da, hata üstüne hata yapar ve kalb kırar da
farkında bile olmaz. Diline sahip olan, dinini korur.

çok konuşan hata eder. Eshab-ı kiram hep hayır konuştukları halde, yanlış konuşmak için değil, belki boş bir söz söyleriz diye sükut ederlerdi. Hazret-i ebu bekir, ağzına taş koyar, (başa gelen bütün felaketler bundan gelir) buyururdu.

En zararlı şey
allahü teâlâ boş konuşanları sevmez. Boş konuşmak böyle olunca, zararlı konuşmanın felaketini düşünmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(en zararlı şey, çok konuşmaktır.) [deylemi]

dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(sadaka vermek, iyiliği emretmek ve insanların arasını bulmak hariç, konuşmakta, fısıldaşmakta hayır yoktur.) [nisa 114]

dile sahip olmakla ilgili hadis-i şeriflerde bazıları da şöyle:
(dilini tutan kurtulur.) [tirmizi]

(selamet isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!) [ibni ebiddünya]

(susmak, hikmettir; fakat susan azdır.) [deylemi]

(amellerin en makbulü, dilini tutmaktır.) [taberani]

(hayır söz hariç, dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [taberani]

(sükut eden bir mümine yakın durun! O hikmetsiz değildir.) [ibni mace]

(allah’a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!) [buhari]

(en kolay ibadet, susmak ve güzel ahlaktır.) [ibni ebiddünya]

(mümin önce düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur.) [haraiti]

(çok konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da cehenneme layıktır.) [taberani]

(kurtuluş için dilini tut, evinde otur, günahların için ağla!) [tirmizi]

(insanları cehenneme sürükleyen dilleridir.) [tirmizi]

(dilini tutmayan kimse, tam imana kavuşamaz.) [taberani]

(rahat isteyen sussun!) [ebuşşeyh]

(çok konuşmak kalbi karartır. Kalbi kararan da allahü teâlâdan uzaklaşır.) [beyheki]

(emr-i maruf ve zikir hariç, her söz, kişinin zararınadır.) [tirmizi]

(insanın hatalarının, kusurlarının çoğu dilindendir.) [taberani]

(midesini, ırzını ve dilini koruyan, bütün kötülüklerden korunmuş olur.) [deylemi]

(kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz.) [i. Ebiddünya]

(kalbi diline, dili kalbine, işi sözüne uymayan mümin olamaz.) [isfehani]

(allah’ı görür gibi ibadet et, kendini ölmüş say, bunlardan daha iyisi ise dilini tutmaktır.) [taberani]

(sükutu tefekkür, bakışı ibret olup çok istiğfar eden kurtuldu.) [deylemi]

konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(bir din kardeşi konuşurken susmak mürüvvettendir.) [hatib]

lüzumsuz konuşmak
sual: Kimseye zararı olmayan konuşmalardan da sorumlu muyuz?
Cevap
gıybet, münakaşa ve benzeri konuşmalardan uzaklaşmalı, ya hayır söylemeli veya sükut etmelidir!
Lüzumsuz sözlerle meşgul olursak, kıymetli zamanlarımızı öldürmüş oluruz. Halbuki allahü teâlânın azametini, yarattığı canlı, cansız şeyleri tefekkür etsek, büyük sevap kazanırız. Yahut kelime-i tevhid, salevat-ı şerife gibi tesbihleri söylesek hakkımızda daha hayırlı olur.

Bunları söylemekle cennette kıymetli hazinelere kavuşmak mümkün iken, dilimizi faydasız şeylerle meşgul ederek bu nimetlerden mahrum kalmak ahmaklık değil midir?

Mubah ile meşgul olan kimse, günah kazanmazsa da, taat ile, ibadet ile meşgul olup büyük hazineden mahrum kalmamalıdır. çünkü müminin sükutu tefekkür, bakışı ibret, konuşması taat olmalıdır.

Insanın en değerli sermayesi vakitleridir. Vaktimizi boş yere harcar, ahiret için azık hazırlamazsak, sermayemiz tükenmiş demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(boş ve faydasız işleri terk etmek müslümanın güzel ahlakındandır.) [tirmizi]

uhud harbinde şehid olan bir gencin annesi, oğlunu kanlar içinde görünce, (oğlum sana cennet müjde olsun!) demesi üzerine peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
(ne biliyorsun, belki boş sözler konuşurdu.) [tirmizi]

yani hesapsız cennete girmeyecektir. Boş konuşanlar bu sözlerinden hesaba çekileceklerdir. Hesaba çekilmek de bir nevi azaptır.

Abdullah bin selam hazretlerinin cennetlik olduğu bildirilince eshab-ı kiram, kendisini cennetlik eden amelinin ne olduğunu sordular. O da, (boş söz konuşmam ve kimseye karşı kötülük beslemem) diye cevap verdi.

Ibni abbas hazretleri buyurdu ki:
(üzerine elzem olmayan, sana faydası dokunmayan hususlarda konuşma, çünkü bu fuzuli bir iştir. Zararından da emin değilsin. Yeri gelmedikçe de lüzumlu olan sözü konuşma! çok defa faydalı söz yerini bulamadığından kaybolup gider.)

lokman hakim hazretlerine, hikmetin ne olduğu sorulduğunda, (bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamak) diye cevap verdi.

Bize gerekmeyen şeyi başkasından sual etmek de malayanidir. Bunu sormakla kıymetli vaktimizi kaybetmiş oluyoruz. Aynı zamanda sorduğumuz kimsenin de vaktini almış oluyoruz.

Faydasız şeylerle meşgul olmamalıdır, ağzımızdan çıkan her kelimeden mesulüz. Nefeslerimiz sermayemizdir. Dilimiz cennet nimetlerine kavuşturacak, bir vasıtadır. Dilimizi ihmal edip, başıboş salıvermek, büyük zararlara sebep olur.

Boş konuşmak gibi, fuzuli konuşmak da kötüdür. Maksadı kısaca anlatmak mümkünken, uzun cümlelerle ve tekrarlarla ifade etmek fuzulidir. Yani ihtiyaçtan fazla konuşulmuş olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(ilmi ile amel edene, malının fazlasını tasadduk edene ve sözünün fazlasını tutana müjdeler olsun!) [taberani]

insan önemsiz sandığı bazı sözler yüzünden helake sürüklenir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(insan, önemsiz sandığı bir söz söyler. Bu söz allahü teâlânın rızasına muvafık düştüğü için kıyamete kadar ondan razı olur. Bir başkası da hiç önem vermediği bir söz yüzünden kıyamete kadar allahü teâlânın gazabına uğrar.) [tirmizi]

allahü teâlânın rızasının ve gazabının hangi işte, hangi sözde olduğunu bilmeyiz. Bu bakımdan hiçbir sözü, hiçbir iyiliği ve kötülüğü küçük görmemelidir. Cenab-ı hak, rızasını iyilikler içinde, gazabını da günahlar içinde saklamıştır. önem verilmeyen bir günah, allahü teâlânın gazabına sebep olabilir. Onun için sözümüze dikkat etmeliyiz. Atalarımız, (söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir) demişlerdir.

Konuşmakla ilgili birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(çok konuşan çok yanılır.) [taberani]

(selamet isteyen, dilini tutsun!) [i.ebid-dünya]

(en makbul amel dilini tutmaktır.) [taberani]

(dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [taberani]

(kurtuluş için dilini tut.) [tirmizi]

(dilini tutmayan, tam imana kavuşamaz.) [taberani]

(kusurların çoğu dildendir.) [taberani

s.a bunlari bilip uygumaka ne kadar güzel olurdu ama bu zamanda dilimizitutmak çok zor gerçeği dilimizi tutuduğumuzdada etrafindaki ind-sanlarin bakiş açisi farkli oluyor .ama bir insan her zaman kendinden sorumludur. Bence .
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Allahü tealaya harb açıpta kazanan yoktur.
 

turk8487

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2008
Mesajlar
451
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
okuyan gözlerinize saglık hepinizdende rabbim razı olsun kardeşlerim allaha emenet olun selametle
 

_BEGÜM_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
56
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Yüce Allah hepimize hayırlı ölümler nasip etsin
 

sahra demir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
etkileyici insanların kendilerini kaybettikleri bu zamanda ibret alınacak bir hikaye
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Elinize sağlık gerçekten ibret verici bir hikaye
okurken titrediğimi hissettim
Yüce Rabbim herşeyin hayırlısını versin ..ölümünde..
Allahım son nefesimizi imanla vermeyi nasip etsin bizlere...
Selametle kalın...haayırlı akşamlar..
 

emine2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2008
Mesajlar
254
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
çok güzel olmuş kardeşim emeğine sağlık
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah hayirli omur ve olum nasip etsin.....
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
selamun aleykum kardeşim.Bizimde sonumuz bu şekilde olmaz inşallah.Nasıl yaşarsan öyle ölürsün nasıl ölürsende öyle haşronulsun.Selametle kardeşimB)
 

kardelenn020

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Kas 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
elinize sağlık,çok ibretli bir hikaye.çok hoşuma gitti.rabbim de bizleri ibret alanlardan eylesin.AMİN.
 

inam_9

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2008
Mesajlar
271
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Bilmiyorum kaç kişi bu yazıyı önemseyip baktı... Ya da önemseyip okuduu.. .Biz bu olanlara devlet olarak, millet olarak bize değmeyen yılan bin yaşasın misalii seyirci kalıyoruz , peki ya bigün bizimde başımıza gelirse..Hiç düşündünüz mü? Hiç bişey yapamasak bile dua edelim...LÜTFEEEENN ALLAH BAYIŞLIYICIDIR NE KADAR KÖTÜ OLSAKTA
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Emeğine sağlık kardeşim.
İnşallah böyle kişiler bu yazıyı okuyup örnek alır...:a33:​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt