Engelleri kaldırmak
Peygamber Efendimiz (s.a.): “İnsana eziyet veren bir engeli, diken, taş, herhangi bir şeyi yoldan kaldırmak, iyiliklerin iyilerinden bir tanedir.” buyuruyor.
Bu çok derin ve engin mânâlar taşıyan bir ifadedir. Elbetteki insanların önüne çıkacak olacak olan engelleri kaldırmak büyük sevaptır. İnsanlığa hizmettir. Herkes bunu görev edinse, birçok engeller kalkacak ki insanlar rahata kavuşur.
Bir yol vardır, komşuya gider, komşu köye gider, kasabaya gider. Komşu köy ve kasabaya gidecek yollardaki engelleri kaldırma ne kadar güzel! İnsanlığa hizmet.
Bundan daha önemlisi vardır ki o da, Allah ve Resûlü’ne giden yolun üzerindeki engelleri kaldırabilme.
Bu yol hidâyet olunanların yolu. Bu hakikat yolundan gidenler, vuslata gittiler. Varlık ve benliklerinden geçip Hak benliğine ulaştılar.
Gözle görüneni kaldırmak kolay. Önemli olan, gözle görülmeyen elle tutulmayan engelleri kaldırabilme. Bu engelleri kaldıracak olanlar da mânevî yönden irşatla görevli, Hak mürşidin himmetine ermiş, dua ve rızasını kazanmış ve irşatla görevlendirilmiş mürşitlerdir. Allah bu zat-ı muhteremleri hiç eksik etmesin.
Bunların görevleri çok mukaddestir. Allah ve Resûlü’ne giden yolu bunların telkiniyle temizleyebiliriz. Verdikleri tövbe, telkin ettikleri zikrullah, seyyiatı hasenâta çevirir. Vuslata mani olan haset, inat, gurur, kibir mürşitlerin telkiniyle yok olur.
En güzel ihtilâl, insan vücudunda yapılan ihtilâldir. Öyle bir ihtilâl ki kahır lütfa, nâr nura dönüyor. Seyyie (günah), hasene (sevap) oluyor.
Hak mürşidin telkiniyle neler neler gerçekleşiyor. Onun için mürşidin telkini, insanoğlunu kemâle erdirir. Nefsî mücadelede muzaffer kılar. Emre itaat, telkine sadâkatle gönüller fetheder.
Allah Hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin!
Peygamber Efendimiz (s.a.): “İnsana eziyet veren bir engeli, diken, taş, herhangi bir şeyi yoldan kaldırmak, iyiliklerin iyilerinden bir tanedir.” buyuruyor.
Bu çok derin ve engin mânâlar taşıyan bir ifadedir. Elbetteki insanların önüne çıkacak olacak olan engelleri kaldırmak büyük sevaptır. İnsanlığa hizmettir. Herkes bunu görev edinse, birçok engeller kalkacak ki insanlar rahata kavuşur.
Bir yol vardır, komşuya gider, komşu köye gider, kasabaya gider. Komşu köy ve kasabaya gidecek yollardaki engelleri kaldırma ne kadar güzel! İnsanlığa hizmet.
Bundan daha önemlisi vardır ki o da, Allah ve Resûlü’ne giden yolun üzerindeki engelleri kaldırabilme.
Bu yol hidâyet olunanların yolu. Bu hakikat yolundan gidenler, vuslata gittiler. Varlık ve benliklerinden geçip Hak benliğine ulaştılar.
Gözle görüneni kaldırmak kolay. Önemli olan, gözle görülmeyen elle tutulmayan engelleri kaldırabilme. Bu engelleri kaldıracak olanlar da mânevî yönden irşatla görevli, Hak mürşidin himmetine ermiş, dua ve rızasını kazanmış ve irşatla görevlendirilmiş mürşitlerdir. Allah bu zat-ı muhteremleri hiç eksik etmesin.
Bunların görevleri çok mukaddestir. Allah ve Resûlü’ne giden yolu bunların telkiniyle temizleyebiliriz. Verdikleri tövbe, telkin ettikleri zikrullah, seyyiatı hasenâta çevirir. Vuslata mani olan haset, inat, gurur, kibir mürşitlerin telkiniyle yok olur.
En güzel ihtilâl, insan vücudunda yapılan ihtilâldir. Öyle bir ihtilâl ki kahır lütfa, nâr nura dönüyor. Seyyie (günah), hasene (sevap) oluyor.
Hak mürşidin telkiniyle neler neler gerçekleşiyor. Onun için mürşidin telkini, insanoğlunu kemâle erdirir. Nefsî mücadelede muzaffer kılar. Emre itaat, telkine sadâkatle gönüller fetheder.
Allah Hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin!