Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir çözüme ihtiyacım var (1 Kullanıcı)

Gencerker

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2008
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Arkadaşlar öncelikle herkese selamlar

Bilgililere danışmak istediğim bir şey var

Ben sabah namazlarına kalkamıyorum o yüzden hergün öğle namazını kılıp ardından sabah namazının kazasını kılıyorum.
Dün bir arkadaşımdan duydum - kaza namazını kılmak haramdır dedi.
Peki haramsa neden kaza namazı kılalım. Hiç kılmazsam daha iyi o zaman?

Bu konuda ne yapmalıyım yardımcı olursanız sevinirim
Teşekkürler
 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Aleyküm Selam kardeşim,

Öncelikle aslında burda soru sorulmuyor ama acizane cevap vereyim. Arkadaşın halt etmiş.Bahsettiği gibi birşey yoktur ve inşallah kaza namazlarını kılmaya devam et ama tabii ki kazaya bırakmamayı rabbim nasip etsin.

Selametle..
 

Gencerker

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2008
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Teşekkür ederim ilginiz için
Birde bazen işimin yoğunluğu sebebiyle öğle namazını kazaya bırakıp ikindi namazından sonra kılıyorum. Bunu bilerek yaptığım için bir sorun olur mu?
kazaya bırakmamayı rabbim nasip etsin. demişsiniz peki kazaya bırakmanın kötü bir yanı mı var? Kusura bakmayın çok soru soruyorum
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Kaza namazı kılmak gerekmez mi?
Sual: İbni Teymiye ve yandaşları, (Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez, tevbe etmek yeterli olur) diyorlar. Namazları kaza etmek gerekmez mi?
CEVAP
Evet, İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.)

İbni Teymiye’nin sözü dinde senet değildir. Zaten birçok yanlış inancı yüzünden küfre düşmüştür. Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez demek dini yıkmak olur. O zaman kimse namaz kılmaz, zekât vermez, hacca gitmez, oruç tutmaz, sonunda da tevbe edince oluyormuş der.

Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi, vaktinde kılınmayanı kaza etmek de farz olduğu, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Birkaçı şöyledir:

1- Farz namazı, özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, yalnız kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe veya haccetmek de gerekir. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur. Kaza kılmadan, tevbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da affolmaz, çünkü tevbenin kabul olması için, günahı terk etmek şarttır. (Dürr-ül-muhtar)

2- Farzlara önem verip, tembellikle yapmayan kimse, mürted olmaz. İmanı gitmez; fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer: 1- O farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahı. Bunun affolması için tevbe etmek gerekir. 2- Bu farzı yapmamak günahı. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek lazımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. (Berika)

3- Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi şarttır. (Halebî)

4- Vaktinde kılınmayan her namaz, unutarak veya kasten kazaya kalsa da, o namazı kaza etmek farzdır. (Hindiyye)

5- Özürlü veya özürsüz kazaya kalan farz namazları, hemen kaza etmek farzdır. (Mezahib-i Erbaa)

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bir namazı vaktinde kılmayı unutan, hatırlayınca kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.) [Tirmizi, Ebu Davud, Nesai]

(Uyuyarak veya unutarak bir namazı vaktinde kılamayan, hatırlayınca kılsın.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud]

(Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib]

(Farz namaz borcu olanın, nafile namaz kılması, hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını kaza etmedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb]

Resulullah, bir gecenin sonunda uyumuştu, güneş doğana kadar uyanamadı. Uyandı ve güneş yükselince kaza etti. (Nesai)
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Namaz hangi özürle kazaya kalabilir
Sual: Namaz, hangi özürle kazaya bırakılabilir ve kazası olan nafile kılabilir mi?
CEVAP
Farz veya vacip olan bir namaz, cem ederek kılma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle kazaya bırakılabilir:
Savaşta, düşman karşısında oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek bile namaz kılamazsa, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kazaya bırakmak ve uyku, unutmak gibi bir özürle namazı fevt etmek [kaçırmak] günah olmaz. (Dürr-ül Muhtar)

Böyle bir özür olmadan namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır.
Bütün fıkıh kitaplarında, faite, yani kaçırılmış namaz deniyor. Çünkü, bir müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terkedilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan] namazların hükmü şöyledir:
Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyat-ül-mescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleri ile bu nafileleri kılmak kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül Muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu?
Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]

(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fâhire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48]

Hanefi mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanların, sünnetlerinin de kabul olmayacağını göstermektedir) buyuruyor.

Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz. Kaza borcu olanın sünnet kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa çıkmadan önce iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29, 260]

Dört mezhebin fıkıh bilgilerini iyi bilen Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet ederek kılmak, dört mezhepte de lazımdır.)

Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken, bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller, Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyat-ül-mescid, Tesbih, Teheccüd namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe bu nafileleri hiç kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin cezası çok büyüktür.

Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Câmi’-ül-fetâva)

Bu fetva da gösteriyor ki: Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır.
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Sual: Sabah namazını vaktinde kılamayıp kaçıran, kazasını öğleden sonraya bıraksa, günaha girer mi?
CEVAP
Evet girer. Geciktirme günahı da çok büyüktür.

Sual: Çok defa unutarak veya uyuyakalarak namazı kazaya bırakıyorum. Bunlar özür olur mu?
CEVAP
Unutmak ve uyuyakalmak özürdür; ama bu sık oluyorsa, tedbir alınmadığı için günah olur. Birkaç örnek verelim:

1- Gece çok geç yatılıyorsa, üstelik saat kurulmuyor veya başka tedbir alınmıyorsa, namazın kazaya kalması normal değildir.

2- Bir kimse işyerinden çıkarken, namaz vakti girmiş olsa, eve gidince kılarım diye düşünse, genellikle de eve vaktinde varamıyorsa, namaz yolda iken kazaya kalıyorsa veya vaktinde eve geldiği halde, iş yerinde kıldığı için evde kılmayı unutuyorsa, nasıl olsa unutmak özür diyerek, namazın kazaya kalmasına önem vermiyorsa, yaptıklarından mazur olmaz.

3- Abdest alırken, sünnete uymak için kıbleye dönen kimse, devamlı olarak unutup ayaklarını kıbleye doğru uzatıyorsa, ayaklarını kıbleye uzatmamak için kıbleye doğru abdest almamalıdır. Çünkü mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Yani, imkân varsa, arkası kıbleye gelse de, ayaklarını kıbleye uzatmamak için, abdesti kıbleye dönerek almaması gerekir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt