**VEFA SULTANI S.A.V.**
bilmiyorlar YARAB.demişti
bilseler yapmazlardı
taş yağmurundan ve ihanetten çıkan.
kanlar içindeki bir candan çıkıyordu
asırlarca ulaşılamayacak bu yüce sözler.
Taif’te olanları duyan Mekke müşrikleri
bir linçte Mekke’de
yaparız niyetindeydiler
yapayalnız kalmıştı.
yetimdi
öksüzdü
ve himayesizdi.
çalınan kapılar yüzüne kapanıyordu
kim Mekke’de koruyacaktı ki onu.
fakat biri vardı.
o biri.
Kureyş’li bir inkarcı idi
Taif’ten Mekke’ye dönerken güllerin efendisi.
izin verilmeyince Mekke’ye girişine
kimse almayınca himayesine.
silahlandırarak evlatlarını
bir o kabul etmişti korumayı.
o Mu'tim di.
yıllar sonra Bedir’de öldürüldü Mu'tim.
ve düşman saflarında idi.
görünce savaş meydanında ölü bedenini.
acı bir tebessüm buyurdu
kalbimin padişahı(s.a.v.)
güneş dişlerini öpüyordu.
tebessümün arkasından inciler döküldü
nur ağızdan
"Şayet Mu'tim ölmeyip esirim olsaydı.
ve esirleri bırakmamı isteseydi
hepsini serbest bırakırdım.
ve hiçbirinden fidye istemezdim" !.
HEYHAT EFENDİM.(S.A.V.)
bu ne vefadır.
bu ne unutulmaz bir hatır.
seni öldürmeye gelenin
yıllar önceki iyiliğini unutmamışsın !.
yoksa SULTANIM
seninle beraber mi gitti
aramızdan vefa
acaba
vefa bir sözlükte
bir de İstanbul’da semt isminde mi kaldı.
bildiğim tek şey bugün.
ne vefa.
ne hatır kaldı.
ahir zamanın son demlerinde
birbirinde kusur arayan bir ümmet kaldı..
bilmiyorlar YARAB.demişti
bilseler yapmazlardı
taş yağmurundan ve ihanetten çıkan.
kanlar içindeki bir candan çıkıyordu
asırlarca ulaşılamayacak bu yüce sözler.
Taif’te olanları duyan Mekke müşrikleri
bir linçte Mekke’de
yaparız niyetindeydiler
yapayalnız kalmıştı.
yetimdi
öksüzdü
ve himayesizdi.
çalınan kapılar yüzüne kapanıyordu
kim Mekke’de koruyacaktı ki onu.
fakat biri vardı.
o biri.
Kureyş’li bir inkarcı idi
Taif’ten Mekke’ye dönerken güllerin efendisi.
izin verilmeyince Mekke’ye girişine
kimse almayınca himayesine.
silahlandırarak evlatlarını
bir o kabul etmişti korumayı.
o Mu'tim di.
yıllar sonra Bedir’de öldürüldü Mu'tim.
ve düşman saflarında idi.
görünce savaş meydanında ölü bedenini.
acı bir tebessüm buyurdu
kalbimin padişahı(s.a.v.)
güneş dişlerini öpüyordu.
tebessümün arkasından inciler döküldü
nur ağızdan
"Şayet Mu'tim ölmeyip esirim olsaydı.
ve esirleri bırakmamı isteseydi
hepsini serbest bırakırdım.
ve hiçbirinden fidye istemezdim" !.
HEYHAT EFENDİM.(S.A.V.)
bu ne vefadır.
bu ne unutulmaz bir hatır.
seni öldürmeye gelenin
yıllar önceki iyiliğini unutmamışsın !.
yoksa SULTANIM
seninle beraber mi gitti
aramızdan vefa
acaba
vefa bir sözlükte
bir de İstanbul’da semt isminde mi kaldı.
bildiğim tek şey bugün.
ne vefa.
ne hatır kaldı.
ahir zamanın son demlerinde
birbirinde kusur arayan bir ümmet kaldı..