Yazar Alev Alatlı’nın çok sevdiğim bir sözü var. Şöyle diyor Alatlı:
“Bir Papaz ile bir imam diyalog yapıyoruz diyorlarsa biliniz ki ikisinden birisi yalan söylüyor”
Dünün “Papa namaza durdu” manşetlerini görünce aklıma bu sözler takıldı.
Canım Türkiyem’in basını Müslümanlığı dert etse diyeceğim ki “Papa hidayete erdi” ye varan haberlerin iyi bir tarafı var. Adamlar Papa’yı Müslüman etmeye çalışıyorlar. Buda iyi bir şey, anlaşılabilir bir şey. Ama hem içerdekilerin milletin değerlerine yabancılığını, hem de Papa’nın çok değil 1 ay önceki zehir zemberek sözlerini gayet iyi biliyoruz. Bu iki tablodan dolayısı ile geriye kalan tek şey var:
“Alev Alatlı’nın yukarıdaki sözleri...”
***
Papa’nın çizgisi Bush’un çizgisi ile aynı özellikleri taşıyor. Onlar D.İ.B’nın ifadesi ile İslamofobi içinde bir hayat yaşıyorlar.
Eminim Papa Türkiye’ye gelmezden evvel aldığı yarım asırlık eğitim ve Nazi subaylığının getirdiği backround içinde şöyle düşünüyordu:
“Bu Türkler kadim Hristiyan topraklarını işgal ettiler. Ayasofya’yı elimizden aldılar. Bunlar Barbardırlar. Onlardan kurtulmamız lazım ve onların anlayacağı dil zoru göstermektir...”
Senaryo yazmıyorum.
Papa’nın Almanya’da ki konuşmasını alın, üstüne Papalığın 100 yıllık Haçlı geleneği ekleyin karşınıza hem de en masum hali ile yukarıdaki cümleler çıkar.
Peki bu Papa ne oldu da –işin esası değişmese de– hoşumuza gidecek sözler sarfetmeye başladı.
Madde 1 Belli ki Papa iyi bir halkla ilişkiler eğitiminden geçirildi. Türkler’e cepheden vurursa hiçbir şey kazanamayacağı, onun yerine “yakın durma” stratejisinin faydalı olacağı anlatıldı. Papa’da ondan sonra Türk Bayrağını eline aldı. Ve zaten bu işe dünden teşne Basınımız da çalmadan oynamaya başladı.
Madde 2– Papa sonuıçta bir misyoner. Misyonerliğin kitabında ise kısaca her yolun mübah olduğu yazılıdır.
Madde 3– Papa Misyonerlik ruhu ile ters düşecek hiçbir şey yapmadı. Türkçe konuştu denilen şey, ayin yaparken sarfettiği tek cümlelik Türkçe konuşma idi ve Papa Türklere aslında “sizi seviyorum” diyerek şu mesajı verdi:
“Siz de Hristiyan olabilirsiniz!”
Sultanahmet Camii’nde ki dua denilen şey de farklı değil. Papa bu tavrı ile Sultanahmet’i kutsamış oldu. Sultanahmet Camii artık Hristiyanlar için kutsal bir mekan haline gelmiştir.
Madde 4– Papa Türkiye’ye gelmeden önce bizim en kutsal değerimize söverek aslında zoru gösterdi. Bu terbiyenin(!) ardından da bu kez medyanın hoparlöründen sempatik Papa imajı verildi. Yani bir zor, bir kolay ile birlikte kıskaca alındık ve Türkiye toptan kutsanmış oldu. %95’lik Müslüman oranı da bu propaganda bombardımanının ardından herhalde %90’lara gerilemiştir.
***
Papa’nın medyada bu şekilde yer alışı en çok Diyalogcuları memnun etmiştir eminim. Onlar Hocalarının Vatikan koridorlarında Kardinalleri Müslüman ettiğine inanıyorlar. Hatta Papa’ya kapalı kapılar ardında namazlar kıldırılmış. Kim namaz kıldırdı, kim haç çıkardı o ayrı bir konu ama bana kalırsa aşağıdakileri kandıracak epeyce matrak malzeme çıkmış oldu.
Papa Müslüman oldu ve bunu da bizin Hocamız yaptı derlerse hiç şaşmayın.
Onlar dışardan, biz içerden... İnşallah Milletin İmanı bu kadar zoru, hileyi ve desiseyi yenmeye yeter!
Ahmet Erimhan
“Bir Papaz ile bir imam diyalog yapıyoruz diyorlarsa biliniz ki ikisinden birisi yalan söylüyor”
Dünün “Papa namaza durdu” manşetlerini görünce aklıma bu sözler takıldı.
Canım Türkiyem’in basını Müslümanlığı dert etse diyeceğim ki “Papa hidayete erdi” ye varan haberlerin iyi bir tarafı var. Adamlar Papa’yı Müslüman etmeye çalışıyorlar. Buda iyi bir şey, anlaşılabilir bir şey. Ama hem içerdekilerin milletin değerlerine yabancılığını, hem de Papa’nın çok değil 1 ay önceki zehir zemberek sözlerini gayet iyi biliyoruz. Bu iki tablodan dolayısı ile geriye kalan tek şey var:
“Alev Alatlı’nın yukarıdaki sözleri...”
***
Papa’nın çizgisi Bush’un çizgisi ile aynı özellikleri taşıyor. Onlar D.İ.B’nın ifadesi ile İslamofobi içinde bir hayat yaşıyorlar.
Eminim Papa Türkiye’ye gelmezden evvel aldığı yarım asırlık eğitim ve Nazi subaylığının getirdiği backround içinde şöyle düşünüyordu:
“Bu Türkler kadim Hristiyan topraklarını işgal ettiler. Ayasofya’yı elimizden aldılar. Bunlar Barbardırlar. Onlardan kurtulmamız lazım ve onların anlayacağı dil zoru göstermektir...”
Senaryo yazmıyorum.
Papa’nın Almanya’da ki konuşmasını alın, üstüne Papalığın 100 yıllık Haçlı geleneği ekleyin karşınıza hem de en masum hali ile yukarıdaki cümleler çıkar.
Peki bu Papa ne oldu da –işin esası değişmese de– hoşumuza gidecek sözler sarfetmeye başladı.
Madde 1 Belli ki Papa iyi bir halkla ilişkiler eğitiminden geçirildi. Türkler’e cepheden vurursa hiçbir şey kazanamayacağı, onun yerine “yakın durma” stratejisinin faydalı olacağı anlatıldı. Papa’da ondan sonra Türk Bayrağını eline aldı. Ve zaten bu işe dünden teşne Basınımız da çalmadan oynamaya başladı.
Madde 2– Papa sonuıçta bir misyoner. Misyonerliğin kitabında ise kısaca her yolun mübah olduğu yazılıdır.
Madde 3– Papa Misyonerlik ruhu ile ters düşecek hiçbir şey yapmadı. Türkçe konuştu denilen şey, ayin yaparken sarfettiği tek cümlelik Türkçe konuşma idi ve Papa Türklere aslında “sizi seviyorum” diyerek şu mesajı verdi:
“Siz de Hristiyan olabilirsiniz!”
Sultanahmet Camii’nde ki dua denilen şey de farklı değil. Papa bu tavrı ile Sultanahmet’i kutsamış oldu. Sultanahmet Camii artık Hristiyanlar için kutsal bir mekan haline gelmiştir.
Madde 4– Papa Türkiye’ye gelmeden önce bizim en kutsal değerimize söverek aslında zoru gösterdi. Bu terbiyenin(!) ardından da bu kez medyanın hoparlöründen sempatik Papa imajı verildi. Yani bir zor, bir kolay ile birlikte kıskaca alındık ve Türkiye toptan kutsanmış oldu. %95’lik Müslüman oranı da bu propaganda bombardımanının ardından herhalde %90’lara gerilemiştir.
***
Papa’nın medyada bu şekilde yer alışı en çok Diyalogcuları memnun etmiştir eminim. Onlar Hocalarının Vatikan koridorlarında Kardinalleri Müslüman ettiğine inanıyorlar. Hatta Papa’ya kapalı kapılar ardında namazlar kıldırılmış. Kim namaz kıldırdı, kim haç çıkardı o ayrı bir konu ama bana kalırsa aşağıdakileri kandıracak epeyce matrak malzeme çıkmış oldu.
Papa Müslüman oldu ve bunu da bizin Hocamız yaptı derlerse hiç şaşmayın.
Onlar dışardan, biz içerden... İnşallah Milletin İmanı bu kadar zoru, hileyi ve desiseyi yenmeye yeter!
Ahmet Erimhan
