Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bilgili bir arkadaşımız cevaplarsa sevinirim (1 Kullanıcı)

EbubekirY

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Haz 2012
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
S.a arkadaşlar. Nereye açacağımı bilmedim konuyu fakat buraya açtım. Size bir sorum olacak. Benim oldukça kafamı kurcalıyor ve yakın çevreme sormaya çekiniyorum açıkçası.

Sorum şudur. Benim çocukluğumdan beri huyumdur cansız maddelere değer veririm. Biraz delilik evet ama yeri gelir kendimce konuşurum onlarla. Küçük bir figürüm var. Bu figürle konuşup değer veriyorum. İslamda da heykel tarzı şeyler pek iyi karşılanmıyor.

Kısacası yaptığımın kötü yanı varmıdır? Yani putperestlikle bağdaştırdım bunu taptığımdan değilde genede canlıymışçasına davranıyorum...

Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım bir yanlışım varsa kusura bakmayın...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
AleykumSelam
Verdiğiniz değer nasıl bir değer hoşlanmak tarzında bir değermi yoksa farklımı.
Putçuluk herhangi bir şeye Allah celle celaluhunun sıfatlarını vermektir.
Sizin durumunuzda böyle birşey görünmüyor.Yinede meleyani bir durum gibi duruyor zaten sizde farkındasınız.
Daha faydalı konularla uğraşılabilirsiniz
 

Time_off

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 May 2012
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Arkadaş bir vazo kırıldığında, acaba canı yanmıştır şeklinde bir düşünce tarzı güdüyor galiba.

Yada bilgisayar çok çalıştığında, acaba çok çalıştığı için yoruldumu tarzında düşüncelerden bahsediyor olsa gerek.

Konu hakkında yorum yaparak yanlış düşüncelere girmeni istemem. Şunu sormak isterim, insanlara ve diğer yaşayan canlılara bakışın nasıl, hayvanlara, bitkilere vb.
 

r-aydin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Haz 2012
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Allah muhabbetini artırsın Ebubekir.
Latife yapıyorum.

Cansız bir varlığın hissiyatı olduğu düşünülemez. Açıkcası bir huzur da temin edemezsin bu sebep dolayısıyla. Fakat bütün bunların yanı sıra durumun ıslahı açısından bir saksıda çiçek alman ve onu bir yandan yetiştirip bir yandan da dost edinmende bir sakınca yoktur. Bunun yanında bu bir güzelliktir. Veya akvaryumda bir balık, veya kafeste bir kuş. Hissiyatları olması açısından bunlardan, ruhen fayda da istifade edersin.
 

EbubekirY

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Haz 2012
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Cevaplarınız için teşekkür ederim. Yusuf öyle ahım şahım birşey değil sadece kendimi eğlendirme amaçlı yani tutupta delilik derecesinde 1 saat muhabbet etmiyorum ama gün içinde öyle uyandığımda anlık bi günaydın filan dediğim oluyor tabi :p

Time_off hayır öyle bir şey düşünmüyorum :) Cansız sıradan şeyler yahu! İnsanlarla pek aram iyi değil... hele ki 21. yy.daki dinden kopmuş kendi çıkarını gözeten kimselerle. Ama hayvan ve bitkileri seviyorum.

Aydın cevabın için teşekkür ederim. Bir çiçek bakıyordum. Aramda iyiydi hani :) Ama belli bir süre sonra öldü. Belki bir kuş olur ileride kim bilir. Sevimli varlıklar :)
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
[h=2][/h]Hayatın her lahzası yeni yeni hazineler elde edebilmek için bir kısım fırsatlardan ibaretdir. Bu fırsatları değerlendirerek aydınlıkta yaşamak veya onları fevt ederek karanlıkda kalmak -insanoğlunu şereflendirme noktasında- ona bırakılmışdır.

En başta hayatın kendisi de, insanoğluna bahşedilen büyük nimetlerden biridir. Hayata gelmek veya gelmemek, insanî hüviyetde varlığa ermek veya ermemek elimizde değildir ama; onu değerlendirmek ve bu sihirli nimetlerle iki âlemin mutluluğunu elde etmek iradelerimize bağışlanmış ilâhî bir armağandır.

Hayat ve hayatla alâkalı diğer fakülteleri, Yaratıcı’nın kanun ve prensipleri çerçevesinde fethetmek, onları tanımak ve sahip çıkmak, bizler için yüce birer vazifedir. İnsan bütün meleke ve istidatlarıyla yontulmamış bir mermere benzer. Heykel-traş, hayâlindeki plâna göre mermeri kesip, biçip şekillendirdiği gibi, insanoğlu da kendi ruhunun heykeltraşı olarak eline verilen proğrama göre, ona ikinci bir varlık kazandırıp, vicdanındaki sırrı onun simâsına nakşedebilir. Elverir ki o, kâinat kitabına denk ve yüce hakikatın şuurlu bir aynası olan, vicdânının derinliklerindeki sırlı yazıları okuyabilsin ve yüksek bir himmetle, hep, en iyiyi, en güzeli takipten geri kalmasın: Kısa ve geçici muvaffakiyetler yerine yüksek ideâlleri tahakkuk ettirmeye gayret göstersin; küçük hedefler yerine, büyük maksatlar arkasında koşsun; basit düşüncelere kapılacağına, şakaklarını zonklatacak derin fikirlerle meşgul olsun; gelişigüzel şeyleri mütâlâa edeceğine, bu dünyayı ve öteleri hazırlayacak, ruhunu olgunlaşdıracak ciddî eserler okusun...

Yüksek mefkûrelere gönül verememiş; kendini ulvî gayelere göre ayarlayamamış; basit düşüncelerin karanlık ve zıdlarla dolu atmosferinden çıkamamış; görüp duyduğu, okuyup düşündüğü şeylerle yeniliklere ulaşamamış ve insanlara karşı içindeki iştiyak ve sevgi ateşini körükleyip coşturamamış ham ruhlar, hayatda olsalar dahi yaşamış sayılmazlar. İnsanoğlu, Yüce Yaratıcı’nın halifesi olarak büyük işler başarmak ve değerli eserler ortaya koymak için dünyaya gönderilmişdir. O, bu mükellefiyetin şuurunda ise, eşya ve hâdiselerin içine girecek, onlara müdahale edecek, hergün başka terkip ve başka tahlillerle, yeni yeni san’at eserleri ortaya koyacak.. bütün bunları yaparken de her lahza, irâdesinin simasında Hakk’ın sonsuz irade ve kuvvetini sezecek ve şükranla iki büklüm olacakdır.

Bu yüce vazifeleri görebilmesi için gerekli olan şeyler ise, ona çok önceden verilmişdir. İnsanlığa yükselmek için irade ve heyecan; kâinat ve içindekileri tanıyıp sevmek için merak ve güzellik aşkı; dürüstlük ve adâlet için vicdan; varlığa alâka duymak için kalb; bu lütûfları yerinde kullanma ve belli bir ölçüde, iyiyi kötüden ayırdedebilmek için akıl; nihayet, bütün bu işleri yanılmadan, arızasız görebilmek için de vahyin aydınlatıcı tayflarıyla pırıl pırıl bir atmosfer...

Maddî-mânevî bu kadar lütûflarla şereflendirilerek dünyaya gönderilen insan, mahlûkat içinde eşi menendi olmayan bir varlıkdır. Ne var ki o, Yaratıcı’nın bu armağanlarını değerlendiremediği zaman, O’nun halifesi olmak şöyle dursun, aşağıların aşağısına yuvarlanıp sefillerden bir sefil haline gelecektir.

Bu zâviyeden, hayatın birinci faslı bir lütuf ve ihsan, ikinci safhası ise, irâde, plân ve Hakk’ın emirleri karşısında hassasiyetle üzerinde durulup işlenecek bir harman mesabesindedir. Evet, önceden bize verilenleri, irâde şuur ve mükellefiyetlerimizle değerlendirerek, hayatımızı zenginleştirmemiz, fazilet ve Hakk’ın hoşnutluğuyla ona ölümsüzlük kazandırmamız, zamanın bereketli ve canlı akışı içinde onu yeni buudlara ulaştırmamız her zaman mümkündür.

Her türlü muvaffakiyet, o yolda gerekli olan prensipleri iyiden iyiye bilip ona göre hareket eden, devrinin şartlarını idrâkla hesaplı davranan ve çalışmalarını ara vermeden sürdüren talihliler için bahis mevzûu olsa bile, görgüsüz, bilgisiz, aceleci, hele hele kendi devrini yaşamayan kimselerin onu elde etmelerine imkân yokdur.

Hergünü, yeni bir bahar sayarak durmadan çevreye tohum saçanlar, ve her fecri, feyizli, bereketli bir hazîne kapısı bilerek Hakk’ın ilk ihsanlarını değerlendirip o kapıyı açmaya çalışanlar, hayatlarını yediveren bir başak haline getirir ve ruhlarıyla ölümsüzlüğe ererler.

 

Sedaa_*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2012
Mesajlar
2,150
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
24
Bende aynanın başında konuşup duruyorum, içimi döküp sonra da el sallayıp gidiyorum. :a37:
 

özgürlü_zamanlar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2010
Mesajlar
597
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Erzurum
Zaman geliyor benim de küçüklükten buyana sakladığım bir oyuncak ayım var onunla muhabbet ederim. Hayvanlarla bitkilerle muhabbet ederim. Esas olan şu kardeşim. Muhabbet ettiğin her ne ise bu Allah c.c. yarattığı birşey. Onun eseridir gördüğün,tuttuğun,hissettiğin,duyduğun vb. her neyse. Ama o her zaman sana Allah c.c. hatırlatmalı. Ona giden her muhabbet iyi bir başlangıçtır. :)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt