hafiz mehmet
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 27 Ocak 2007
- Mesajlar
- 483
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
eski devirlerin birinde bilge bbir kral sarayda büyük bir davetin olduğu bir gün saraya gelen yol üzerine kocaman bir kaya koydurmuş kendiside sarayın geniş pencerelerinin birinin kenarında oturmuştu
güneş yavaş yavaş yükselmeye başladığında davetliler yola düşmeye başlamıştı en zengin tüccarlar,en güçlü kervancılar,en meşhur sanatçılar,civarda oturan saray görevlilileri,sair davetliler..hepsi birer ikişer saraya doğru yola koyuldular ve yolun ortasında yolun ortasında da kocaman bir kay parçasını görüncede mecburen kayayı dolaşıp yollarına devam etmek zorunda kaldılar bir çoğu kendi kendine söylendi,kendi kendine söylenmekle kalmayıp güvendiği dostlarıylada bu kayanın lafını edenler oldu içlerinde"halktan bu kadar vergi alınıyor ama şu işe bak sarayın yolu bile doğru dürüst bakılmıyor"diye yüksek sesle konuşmaya cesaret ednler bile vardı .
o gün şehrin pazarına sırtında mal getirmekte olan bir köylüde o yolun yolcuları arasındaydı.her hafta şehre mal indirdiği yolda kocaman bir kaya görünce,sırtındaki küfeyi
yere koydu,iki eliyle kayaya sarıldı ve ıkına sıkıla itmeye başladı.kaya öyle bir iki hamleyle yerinden oynayacak gibi değildi.ama,köylü,gelenin,gidenin rahatı için kayayı erinden oynatmaya kararlıydı öyle etti böyle yaptı yoruldu terledi ama en sonunda kayayı yolun kenarına itmeyi başardı.
sonra küfesini almaya yöneldiki,kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu fark etti.merakla keseyi açtı kese altın doluydu içindede kral adına yazılmışl bir not vardı.
"bu altınlar başkalarının kendi rahatından fedakarlık edebilen birine,yani bu kayayı yoldan çeken kişiye aittir. güle güle kullansın."
güneş yavaş yavaş yükselmeye başladığında davetliler yola düşmeye başlamıştı en zengin tüccarlar,en güçlü kervancılar,en meşhur sanatçılar,civarda oturan saray görevlilileri,sair davetliler..hepsi birer ikişer saraya doğru yola koyuldular ve yolun ortasında yolun ortasında da kocaman bir kay parçasını görüncede mecburen kayayı dolaşıp yollarına devam etmek zorunda kaldılar bir çoğu kendi kendine söylendi,kendi kendine söylenmekle kalmayıp güvendiği dostlarıylada bu kayanın lafını edenler oldu içlerinde"halktan bu kadar vergi alınıyor ama şu işe bak sarayın yolu bile doğru dürüst bakılmıyor"diye yüksek sesle konuşmaya cesaret ednler bile vardı .
o gün şehrin pazarına sırtında mal getirmekte olan bir köylüde o yolun yolcuları arasındaydı.her hafta şehre mal indirdiği yolda kocaman bir kaya görünce,sırtındaki küfeyi
yere koydu,iki eliyle kayaya sarıldı ve ıkına sıkıla itmeye başladı.kaya öyle bir iki hamleyle yerinden oynayacak gibi değildi.ama,köylü,gelenin,gidenin rahatı için kayayı erinden oynatmaya kararlıydı öyle etti böyle yaptı yoruldu terledi ama en sonunda kayayı yolun kenarına itmeyi başardı.
sonra küfesini almaya yöneldiki,kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu fark etti.merakla keseyi açtı kese altın doluydu içindede kral adına yazılmışl bir not vardı.
"bu altınlar başkalarının kendi rahatından fedakarlık edebilen birine,yani bu kayayı yoldan çeken kişiye aittir. güle güle kullansın."