Bismillahirrahmanirrahim
Yağmur yağar, ekin, ot, ağaç bitirir, sevinirsin, yüzün güler.
Yağmur yağar seller basar hepsini siler süpürür, alır götürür, üzülür ağlarsın.
Veren O, alan O, sen de yağmur ile gelip giden gibi değil misin. ?
Semadan her bir yağmur tanesini birer melek indirir hadis-i şerifini okumuştum.
Bir gün penceremin önünde otururken, sağanak halinde semadan yağmur inmeye başladı. Yerleri, her tarafı taş olmuş, temiz bir karış yer bulunmayan şehirde, kalın kumaştan yapılmış paltomu giyerek sırtıma düştün Üsküdar’ın taş yığını olmuş yollarına.
Dolaşacaktım sokaklarda gökten inen rahmet damlalarını toplamak, çamurlu ve kirli sokaklara inerek çırpınan rahmet meleklerine hizmet için aklımca.
Ne kadar gezdiğimi bilmiyorum.
Ancak yağan rahmetin, elbiselerimin altında vücudumdan aşağı aktığını hissediyordum.
Bir yandan arabaların yerde akan sel olmuş sularını insanların üzerlerine atan arabaların gidişini seyrediyordum.
Elbiselerinin kirlenmesine sebep olan arabaların sürücülerinden hırslı, hırslı olduğu kadar da çirkin sözler ile intikam almak isteyen insanların bu hallerine bakıp sanki onlara da yardım edecektim.
Sel olup akan bu sulara laf atıp dedim ki!
Siz insanlara hizmet için semadan Allah (c.c.)’ın emri ile inen RAHMETİ değil misiniz, böyle insanlara zarar vermeniz niye ?
Lisani hal ile dile gelen bu Allah (c.c)’ın rahmeti dedi ki !
“Ey hoca, Rabbimizin emri ile verilen adrese inen rahmetiyiz, bize bildirilen adresleri bulamadık. Hani ekilmiş tarlalarınız, hani sarnıçlarınız, hani kör kuyularınız?
Bunları birer taş yığını haline getiren siz değil misiniz?
Tertemiz Allah’ın rahmeti olan bizi akan sel haline getirerek kirleten sizin pisliğiniz değil mi?
Sizin pisliğinizi üzerinize attırarak sizi uyarmak isteyen de Yüce Allah (c.c.) değil mi?”
Sel oldu göz yaşlarım karıştı rahmet sularına, öylece perişan döndüm mekanıma.
Dedim ki!
“Ey Rabbim ! zulmete dönüştürdüğün bu rahmetin, serzenişte bulundu.
Her şeyin ilmini ancak sen biliyorsun, bildir ki bilelim, bilmediklerimizi öğrenelim.”
Dedi ki !
“ Ey kulum ! insan cahildir dedik, bizim rahmetimizin taksimatına razı olmadınız, kuyularınızı, sarnıçlarınızı kapattınız.
Mümbit arazilerinizi, bağlarınızı, bahçelerinizi taş yığını haline getirdiniz.
Ormanlarınızı talan ettiniz, rahmetimi duvarlar arkasına topladınız, adına baraj dediniz. Rahmetimizi para karşılığında sattınız, kendi kendinize zulmettiniz.
Bizim rahmetimizi nasıl ölçer, önüne set çeker, diğer kullarımızın hakkını gasp edersiniz.
Bilin ki bir gün bu barajlarınız, rahmetimize dayanamayıp yıkılacak.
İşte siz insanoğlu ellerinizle rahmetimizi zulmete döndüreceksiniz.”
Dedim ki “Allahım rahmetin de, zulmetin de sana sığınırız.
Biz kullarını bağışla. Amin..
Daha evvel ya bir yerden duymuştum, ya da okumuştum; emin değilim, hatırlamıyorum. Yukarıdaki hikayede bahsedilen hadis-i şerifi bilen Allah rızası için eklesin.