Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bid’at ehli ile dostluk kurmak (1 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Bid’at ehli ile dostluk kurmak


Sual: Bid’at ehliyle dostluk kurmakta mahzur var mı?
CEVAP
Bid’at ehliye arkadaşlık yapmak caiz değildir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İyi biliniz ki, bid’at ehli ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, kat kat daha fenadır. Bid’at ehlinden yılandan, canavardan kaçar gibi kaçmak gerekir. (1/260)

Bid’at ehlinden başka herkese, dosta ve düşmana, Müslümana ve kâfire, daima güler yüz, tatlı dil göstermelidir. Bid’at ehline ve münafıklara ve açıkça günah işleyenlere tatlı dil ve güler yüz caiz olmadığı için, zaruret olmadıkça, bunlarla karşılaşmamaya, görüşmemeye çalışmalı, görüşülürse, zaruret miktarını aşmamalıdır. (Nikaye)

Bid’at ehli ile görüşmeyi yasaklayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bid’at sahibine hürmet eden, İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.) [Taberani]

(Onlardan kaçın! Sizi dalalete, fitneye düşürmesinler.) [Müslim]

(Hasta olurlarsa, ziyaretlerine gitmeyin!) [Ebu Davud]

(Karşılaşınca, onlara selam vermeyin!) [İbni Mace]

(Onlarla birlikte bulunmayın, birlikte yiyip içmeyin!) [Ukayli]

(Onların cenazelerine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban]

(Onlar benden, ben de onlardan değilim. Onlarla cihad, kâfirlerle cihad gibidir.) [Deylemi]

(Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur.) [Hatib]

(Bir bid’at çıkaran, ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır.) [Taberani]

(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak, kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]

(Bid’at ehline şeytan çok ibadet yaptırır, onu çok ağlatır.) [Mektubat-ı Masumiyye]

(Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ, onlara düşmandır.) [İbni Asakir]

(Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse, Allahü teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de, en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de, Cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan, Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur.) [Hatib]

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte (Bid’at ehline, Allah için sert bakanın kalbini, Allahü teâlâ imanla doldurur ve korkulardan emin kılar) buyurdu. Tasavvuf büyüklerinden Fudayl bin Iyad, (Bid’at söyleyenleri ve yapanları sevenlerin ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez ve kalblerinden imanlarını çıkarır. Bid’at ehlini sevmeyenin ibadeti az olsa da, Allahü teâlânın bunu affetmesi umulur. Yolda bid’at sahibine karşı gelirsen, yolunu değiştir) buyurdu. Süfyan bin Uyeyne de, (Bid’at ehlinin cenazesinde bulunana cenazeden ayrılıncaya kadar, Allah gazap eder) buyurdu. (Gunye)

Bid’at ehlinden böyle uzak durmanın sebebi bid’atin çok kötü bir iş olduğu içindir; çünkü bid’at çıkaran dine ilave yapıyor, Allah adına, Resulü adına hükümler koymuş oluyor. Allah’ın ve Resulünün koyduğu hükümleri beğenmemiş oluyor. Kendi bozuk yolunu yaymaya çalışıyor. Her günahtan daha büyüğünü işlemiş oluyor.
 

gülivefa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2008
Mesajlar
199
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
39
hayırlı akşamlar efendim çok özür diliyerek bir şey soracağım. daha doğrusu konuyu biraz açmanızı rica edicem. yazınızdaki bid,at ehliylinden maksat itikadi bid,at mi yoksa ameli bid,atlerde dahilmi ve eğer dahilse hangisi dahil? örneğin hoparlörle kendi rızası ile ezan okuyan imam, veya aşure günü aşure pişirip, dağıtıp, sevap sananlarda dahil mi.!!! selamette kalın insaallah.
 

osman gazi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
716
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Bid’at ehli ile dostluk kurmak


Sual: Bid’at ehliyle dostluk kurmakta mahzur var mı?
CEVAP
Bid’at ehliye arkadaşlık yapmak caiz değildir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İyi biliniz ki, bid’at ehli ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, kat kat daha fenadır. Bid’at ehlinden yılandan, canavardan kaçar gibi kaçmak gerekir. (1/260)

Bid’at ehlinden başka herkese, dosta ve düşmana, Müslümana ve kâfire, daima güler yüz, tatlı dil göstermelidir. Bid’at ehline ve münafıklara ve açıkça günah işleyenlere tatlı dil ve güler yüz caiz olmadığı için, zaruret olmadıkça, bunlarla karşılaşmamaya, görüşmemeye çalışmalı, görüşülürse, zaruret miktarını aşmamalıdır. (Nikaye)

Bid’at ehli ile görüşmeyi yasaklayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bid’at sahibine hürmet eden, İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.) [Taberani]

(Onlardan kaçın! Sizi dalalete, fitneye düşürmesinler.) [Müslim]

(Hasta olurlarsa, ziyaretlerine gitmeyin!) [Ebu Davud]

(Karşılaşınca, onlara selam vermeyin!) [İbni Mace]

(Onlarla birlikte bulunmayın, birlikte yiyip içmeyin!) [Ukayli]

(Onların cenazelerine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban]

(Onlar benden, ben de onlardan değilim. Onlarla cihad, kâfirlerle cihad gibidir.) [Deylemi]

(Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur.) [Hatib]

(Bir bid’at çıkaran, ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır.) [Taberani]

(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak, kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]

(Bid’at ehline şeytan çok ibadet yaptırır, onu çok ağlatır.) [Mektubat-ı Masumiyye]

(Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ, onlara düşmandır.) [İbni Asakir]

(Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse, Allahü teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de, en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de, Cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan, Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur.) [Hatib]

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte (Bid’at ehline, Allah için sert bakanın kalbini, Allahü teâlâ imanla doldurur ve korkulardan emin kılar) buyurdu. Tasavvuf büyüklerinden Fudayl bin Iyad, (Bid’at söyleyenleri ve yapanları sevenlerin ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez ve kalblerinden imanlarını çıkarır. Bid’at ehlini sevmeyenin ibadeti az olsa da, Allahü teâlânın bunu affetmesi umulur. Yolda bid’at sahibine karşı gelirsen, yolunu değiştir) buyurdu. Süfyan bin Uyeyne de, (Bid’at ehlinin cenazesinde bulunana cenazeden ayrılıncaya kadar, Allah gazap eder) buyurdu. (Gunye)

Bid’at ehlinden böyle uzak durmanın sebebi bid’atin çok kötü bir iş olduğu içindir; çünkü bid’at çıkaran dine ilave yapıyor, Allah adına, Resulü adına hükümler koymuş oluyor. Allah’ın ve Resulünün koyduğu hükümleri beğenmemiş oluyor. Kendi bozuk yolunu yaymaya çalışıyor. Her günahtan daha büyüğünü işlemiş oluyor.

Paylaşım için Allahcc razı olsun.. ALLLAHCC bütün İSLAM MİLLETİNİ EHLİ BİDATTAN MUHAFAZA ETSİN..AMİN..
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
bidat ehliyle dostluk kurmak yasak iken Islam dinini bozmak icin bu bidatlari ortaya atan kafirlerle ehli kitabla diyaloglar duzenlemek onlarla ittifaka girmek ne anlama geliyor ?
 

El_Kassam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Mükemmel Bir Konu..!!!

Ellerine Yüreğine Sağlık..!!

 

El_Kassam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Ama Ne Yazıkki Seninde Bu Konun Silinecektir...

Çünkü Ehl-i Bidat konuları açtınmı dayanamıyor..hemen siliyorlar...

RasulAllah s.a.v min yolunda ashabının yolunda Yani Ehl-i Sünnet sen eğer Hiç Şansın Yok Bu Konun Silinir...

Ama Ben Şiaları Çok severim...Hz.Ebubekire Küfrediyorlar..Hz.Aişeye Lanet Okuyorlar..Hatta Ayetler Bile Ekliyorlar Ama Şiaları seviyorumdedinmi..

İşte Ozaman Baştacısın..!! Asla Konularını Silmezler..

Hani Ben Baştan Uyarayım dedim :))))


Çünkü ben Ehl-i Sünnet olarak... Sahabeye Küfredenleri sevmediğim için, hz. Aişeye Lanet okuyanlara Kardeşim Demediğim için Çoğu Konum Silindi :))

Selam ile kardeşim..
 

alisay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
277
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
birkaç gündür çektiğimiz ızdıraba merhem olacak bu yazı için ALLAH c.c razı olsun.

El_Kassam kardeşim malesef sende doğru söylüyorsun. malesef diyorum çünkü doğru söylediğin için bu köyden kovulabilirsin:)
 

osman gazi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
716
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
birkaç gündür çektiğimiz ızdıraba merhem olacak bu yazı için ALLAH c.c razı olsun.

El_Kassam kardeşim malesef sende doğru söylüyorsun. malesef diyorum çünkü doğru söylediğin için bu köyden kovulabilirsin:)

Allahcc ikinizden de razı olsun...Allahcc yar ve yardımcınız olsun...
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
en buyuk ehli bidat kimdir biliyor musunuz ? kafirrrrler
kafirler icinde en azgin olani kimdir biliyor musunuz ? Peygamberleri oldurup yalanci dinleri uyduran ve boylece insanligin cehenneme girmesine vesile olan yahudiler

bizdeki bidatleri de yine dini siyasi amaclar icin kullanan o yahudilerin piyonlari uydurdu


mesela vahabbiligin ortaya cikisini herkes biliyorki humperin yardimi ile olmustur vahabbiligi


humpher itiraf etti ama nice itiraf etmeyenler var...Hz Muhammede hasa gerek yok diyenler...
ABDnin Israilin muttefikligini yapanlar avukatligina soyunanlar

KAFIRLERI IHMAL ETMEYIN BUTUN BIDATLARIN BASINDA ONLAR GELIYOR ...

Allah butun kafirlere hatta savasmamizi emretmedi sadece yurdumuzdan bizi cikarmak icin ugrasan kafirlerle cihadi farz kildi


Mumtehinne ,8 - Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.

diyalogcular ise tam tersine Islami yoketmekle topraklarini ele gecirmek isteyenlerle isbirligi yapar ABD ile Israil ile
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
hayırlı akşamlar efendim çok özür diliyerek bir şey soracağım. daha doğrusu konuyu biraz açmanızı rica edicem. yazınızdaki bid,at ehliylinden maksat itikadi bid,at mi yoksa ameli bid,atlerde dahilmi ve eğer dahilse hangisi dahil? örneğin hoparlörle kendi rızası ile ezan okuyan imam, veya aşure günü aşure pişirip, dağıtıp, sevap sananlarda dahil mi.!!! selamette kalın insaallah.

Hayırlı günler efendim. Elbette itikatta bid'ad hepsinden kötüdür. Ama amelde olan bid'ad ları savunan bunlara öncülük edenlerde bunlar arasına giriyor. Çünkü netice olarak sünneti seniyyeyi değiştirmek, beğenmemek var. Haşa resulullah efendimiz eksik veya fazla yapmış demek var. Bu sebebden hepsinden mümkün mertebe kaçınmak gerekir. Büyüklerimizden öyle işittik.
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Bid'at ehliyle konuşmak kafirle konuşmaktan daha tehlikelidir.Kafirin kafirliğini bildiğimizden bizi kandırması zor olur ama bid'at ehli sinsici kanımıza işleyebilir...
Selametle,çok faydalı bi konu olmuş,Allah razı olsun...
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bidat konusunu biraz daha açmak lazım.. İcat denilerek üstü kapatılıyor nelere Bidat denilebilir nelere denilemez başkalarının Bidat diye adlandırdıkları konular aslında sünnet i hasene olabilir mi ??

Minare yi Mevlid kandilini bu konuyla ilgili olarak nereye konumlandıracağız ? Maalesef bu konuda fikir ayrılıkları meydana geliyor .Selefiler genellikle İcma ve Kıyas gibi bizim kabul ettiğimiz değerleri reddediyor ve ona da bidat diyorlar.

İbadet noktasında Bidat adet noktasındaki Bidat bunları ayırt edip bidat ehli ifadesi ile neyin kasdedildiğini farketmek lazım...


ALINTIDIR

Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.

Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği hadis-i şerifle bildirildi. (Tirmizi)

Fen ve fen bilgileri dinde bid'at değildir. Fenni buluşlara sahip çıkmak, dinimizin emridir. (İlim Çin’de de olsa alın! Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri, kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emrediyor. (Mevduat-ül-ulum)

İbadette bid'at, Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’ati sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)

Bid’at çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam âlimlerini beğenmez. Bid’at ehli kibirlidir.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bid’at ehlinden böyle uzak durmanın sebebi bid’atin çok kötü bir iş olduğu içindir; çünkü bid’at çıkaran dine ilave yapıyor, Allah adına, Resulü adına hükümler koymuş oluyor. Allah’ın ve Resulünün koyduğu hükümleri beğenmemiş oluyor. Kendi bozuk yolunu yaymaya çalışıyor. Her günahtan daha büyüğünü işlemiş oluyor.


 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Kardeşlerim bilmeyenler için yazmakta fayda vardır,

KAFİR - Müslüman olmayan islamı duyupta kabul etmeyen herkes kafirdir.
MÜRTED - Müslüman olduğunu söylediği halde Allah'ın (c.c) emir ve yasaklarını yerine getirmeyen dir.
MÜNAFIK - İnsanlara Müslüman olduğunu ilan edip fiili olarak amellerde sanki müslümanmış gibi rol yaparak hayat süren ancak aslında kalpten inanmayan kişilerdir. BİDAT - Kur-an ve Sünnetle sabit olan özellikle ibadetlere ve islami yaşantıya eklenen ve çıkarılan şeylerder.

Aşağıya geniş bir şekilde hakkında sunum yapılmıştır.

BİD'AT



Daha önce mevcut olmayan, sonradan ortaya çıkan amel ve inançlar.

Hz. Peygamber ve Ashâb-ı Kirâm dönemlerinde görülmeyip onunla amel edilmeyen, hattâ bir benzeri olmayan ve İslâm'dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan ve ibâdet kabûl edilen görüş ve ameller, sünnete aykırı davranışlar.

Bid'at'ın kapsamı konusunda farklı bakış açılarının olmasından dolayı İslâm bilginleri tarafından farklı tarifler yapılmıştır.

Kimi âlimlere göre bid'at, Hz. Peygamber (s.a.s.)'den sonra meydana gelen her şeydir. Bu tarifi yapan âlimler bid'ate sözlük anlamından daha geniş bir anlam yüklemişlerdir. Bu sebeple de sonradan çıkan amel ve inançları iyi ve kötü olmak üzere ayırmak mecburiyetinde kalmışlardır. Sonradan ortaya çıkıp Kur'ân ve Sünnet'e muhâlif olmayan ya da emirlerinin bir gereği olan şey(ere bid'at-i hasene (güzel bid'at); muhâlif olanlara ise, bid'at-i seyyie (kötü bid'at) ismini vermişlerdir. Ayrıca bid'at-i haseneyi kendi arasında, bid'at-i seyyieyi de kendi arasında ayrı kısımlara tabi tutmuşlardır. Böylece bid'at, vacib, mendub, mübah, mekruh ve haram olmak üzere beş kısma ayrılmaktadır. Meselâ Kur'ân ve Sünnet'in anlaşılması için zorunlu olan Arap gramerini bilmek, fıkıh, fıkıh usûlü gibi ilimlerle uğraşmak vâcib; Ehl-i Sünnet itikadına muhalif sapık fırkaların ileri sürdükleri görüşler ise, bu âlimlere göre, haram bid'at kapsamında mütalaa edilmektedir. (Tahânevî, Keşşâfu İstilahâti'l-Funûn, İstanbul 1984 I, 133).

Bid'ati bu şekilde tarif edip taksimata tabi tutanlar, Kur'an ve Sünnete muhalif olmayan ya da emirlerinin bir gereği olan"şeylere bid'at isminin verilmesine dayanak olarak, Hz. Ömer'in şu sözünü ileri sürerler:

Hz. Ömer, Übey b. Ka'b'in, (r.a.) sekiz rekât olan terâvih namazını yirmi rekât olarak kıldığını ve Rasûlüllah (s.a.s.) döneminde münferiden kılınan bu namazın cemaat halinde kılındığını gördüğünde: "Bu ne güzel bid ât"demiştir. (Muhammed Revvâs Kal'acî, Mevsüatu Fıkhı Umar b. e!Hattâb, Kuveyt 1984, s. 125).

Diğer âlimlerin bid'at tarifleri ise şöyledir: Hz. Peygamber (s.a.s.)'den sonra ortaya çıkan, din ile alâkalı olup bir ilâve veya eksiltme mahiyetinde olan her şeydir. (Hayreddin Karaman, İslâmın Işığında Günün Meseleleri, İstanbul 1982, II, 248).

Bu âlimlere göre önceki gruptakilerin "bid'at-i hasene" kapsamına soktukları şeyler haddi zatında bid'at değildir. Onlara bid'at ismini vermek yanlıştır. Çünkü bu gibi şeylerin Kur'ân ve Sünnet'te dayanakları vardır. Bunlara sonradan çıkmış şeyler nazariyle bakılamaz. Rasûlullah (s.a.s.), şu hadislerinde bid'atin tarifini yapmışlardır: "Sonradan ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. "(Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7).

Huzeyfe b. el-Yamân'ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte: "Allah bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (maddi yardımını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslâm'dan çıkar. " (İbn Mace, Mukaddime, 7/49). Bu ikaz karşısında müslümanların dikkatli davranacakları ve bid'atın ne olduğunu araştıracakları muhakkaktır. Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen bir hadiste şöyle buyrulur: "Allah, bid'at sahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez." (İbn Mâce, Mukaddime, 7/50). Amellerinin kabul edilmeyeceğini bilen bir müslüman korkar ve neyin bid'at olup, neyin olmadığını araştırır.

Meselâ, Rasûlullah'a selam ve salât Allah'ın emridir. Ama Rasûlullah'ı anmak için dini törenler yapmak ve mevlit okutmak kimin emridir?

Ölüleri hayırla anmak ve onlara dua etmek sünnette vardır. Ama ölüler için mevlit okutup, kırkıncı, elli ikinci geceleri tertip etmek İslâm'ın hangi hükmüne dayanır. Allah için sadaka vermek, zekât ve fitre dağıtmak Allah'ın emri gereğidir. Ama ölen birisi için devir, yani ölünün ibadet borcunu düşürmek için mal ve para taksimi yapmak, sabun, iğne, iplik dağıtmak kimin emridir?

Aslında her iki gruba göre de dinin aslına olan ilâve ya da aslından yapılan eksiltmeler yasaklanmış olup, kötü bir bid'attir. Ancak ikinci grup âlimlerin bid'atin tarifi konusunda daha tutarlı oldukları görülmektedir. Çünkü ilk grubun bid'at-i hasene kapsamına soktukları şeyler, aslında sonradan çıkmış şeyler değildir; onların Kur'an ve Sünnet'te dayanakları vardır.

Şu da bir vakıadır ki, birinci gruba tâbi olan fakat bu âlimlerin ne demek istediklerini hakkıyla anlamayan mukallidleri, dinde eksiltme ya da fazlalık durumunda olan şeyleri de bazen bid'at-i hasene kapsamına sokmuşlar; ikinci gruptakilerin mukallidleri ise, bid'at sayılmaması gereken bazı hususları bid'at kapsamına sokarak onlara karşı çıkmış ve hemen hemen her ictihada bid'at demeye başlamışlardır.

Kur'ân-ı Kerîm'i bir mushaf içerisinde toplamak, hadisleri derleyip toplayarak kitap haline getirmek, camilerin yanında minare yapmak, her ne kadar Hz. Peygamber (s.a.s.)'den sonra olmuş birer bid'at iseler de, bunlar bid'at kapsamına girmeyen güzel şeylerdir, İslâm'a aykırı değildir.

Bunun aksine yukarıda sözkonusu ettiğimiz hususlar kötü bid'at olup câiz değildir. Çünkü bu âdetler sonradan meydana çıkmış ve İslâmî itikatlarla çelişmektedir.

Bid'atlar alanları itibariyle de kısımlara ayrılmaktadır. İtikadî konularla ilgili olanlara "itikadî bid'atler", iş ve hareketle ilgili olanlara da "amelî bid'atler" denir. Ayrıca mahiyetleri itibariyle küfrü gerektiren ve gerektirmeyen bid'atler vardır.

Günümüzde pek çok bid'at, müslümanların hayatına girmiştir. Bu sebeple dininin emirlerini yerine getirmek isteyen her kişi, bu hususa dikkat etmeli; dinde eksiltme ya da ilâve mahiyetinde olan söz, tavır ve davranışların yasaklanmış şeyler olduğunu bilerek bunları hayatından ayıklayıp atmalıdır. Burada müracaat edilecek yegane kaynak ise, Kur'ân ve Sünnet'tir.

M. Sait ŞİMŞEK
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Bid'at ehlini nasil taniyabiliriz:

1. Şiarları; “Sadece ben bilirim”

Reformcu diyor ki: “Eğer benim sözlerim, hadislere uymuyorsa, o hadisler uydurma demektir. Din hakkındaki sözlerim, Kur'anın açık emirlerine uymuyorsa, Peygamberin ve âlimlerin bunu yanlış anlamışlar demektir.” Herkes bilir ki; bir ihtilal yapıldığında, hemen şöyle bir bildiri yayınlanır: “Yayınladığımız bildiriler, daha önceki mevzuattan; yönetmeliklere aykırı ise, yönetmelik değişikliği, kanunlara aykırı ise, kanun değişikliği, anayasaya aykırı ise, anayasa değişikliği kabul edilecektir.”

Aynı mantık, dini değiştirmek isteyen reformistler için de geçerli. Haydi diyelim, ihtilal, olağanüstü bir hâldir, böyle bir mantığı anlamakta insan zorlanmaz. Zaten bir müddet sonra da, normal düzene, yürürlükteki mevzuata dönülür. Fakat bozulan din geri gelmez. O hâli, artık din kabul edilir. Bu da insana yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onları sonsuz cehennem azabına atmaktır, bundan daha büyük felaket olur mu?

2. Şiarları; Sözleri, sanki her şeyin üzerinde

İslâmiyeti içerden yıkmak isteyen dış güçlerin temsilcileri, Prof, Doçent, tarikat şeyhi vs. gibi unvanlarını da “unutmadan” ekrana yansıtıp, ihtilal mantığı ile diyorlar ki:

“Din hakkında söylediğim sözler, verdiğim fetvalar, geçmiş âlimlerin fetvalarına uymuyorsa, bu âlimlerin cahil, sözlerinin yanlış olduğu, bu işi bilmedikleri anlaşılır. Eğer benim sözlerim, hadislere uymuyorsa, o hadisler uydurma demektir. Din hakkındaki sözlerim, Kur'anın açık emirlerine uymuyorsa, Peygamberin ve âlimlerin bunu yanlış anlamışlar demektir.”

Hemen arkasından, hiçbir kitapta, hadiste yeri olmayan herzelerini başlıyorlar sıralamaya:

“Kur'anda kadere iman diye bir şey yoktur. Dolayısıyla, imanın şartı olarak ondört asırdır bildirilen, kaza kadere iman şartı bir safsatadır. Ey müslümanlar! Kitaplarda geçen, peygamberlerin sıfatları olarak bildirilen, “İsmet” sıfatının, yani peygamberlerin masumluğuna, günahsızlığına inanmayın. Başta Hz. Âdem olmak üzere, Hz. Davûd, Hz. Musa ve diğer peygamberler, günah işlemiştir.

Hind felsefesinde olan, tenasuh (reenkarnasyon) yani rûhun insan öldükten sonra bir başkasına geçme olayı, Müslümanlıkta vardır. Bunu cahil âlimler anlayamadı. Buna dair birçok ayet vardır. Bu sizin bildiğiniz ayetlere uymazsa, benim yorumumu esas alın. Bunu ancak ben anladım, zaten benden başkası anlayamaz. Başkalarının anladıkları, benim anladığıma uygunsa doğrudur, değilse yanlıştır. Ondört asırdır, dini benim gibi doğru anlayan, anlatan olmadı.”

Aslında, Reenkarnasyon, ahiret hayatının inkârının bir kılıfıdır. Ruh ondan ona, ondan ona devam eder gider. Aristo'nun ve diğer felsefecilerin, “Dünya böyle gelmiş böyle gider, dünyanın sonu yoktur, ahiret hayatı yoktur.” batıl inancının değişik ifadeyle söylenişidir.

Adamın niyeti başka olunca, bir bakıyorsun, Yunan felsefesini savunuyor, bir bakıyorsun, Yahudi inancını, bir bakıyorsun Hıristiyan inancını, bir bakıyorsun Moon inancını savunuyor... Bir bakıyorsun, Vehhabi, bir bakıyorsun, Şii... Ne olduğunu bilene aşkolsun. Fakat çok az da olsa, doğru din bilgisi olan kimse, böylelerinin dini içeriden yıkmaya çalışan sinsi biri olduğunu hemen anlıyor...

Yazar; Metin ÇETİN
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
3. Şiarları; Düşmanımın düşmanı dostumdur

“Düşmanımın düşmanı dostumdur, dostu düşmanımdır.” prensibine, bu tür insanlar çok sadıklar. Amerika'da, Reşat Khalife diye biri çıkıyor, peygamberliğini ilân ediyor. İlk destek, tebrik bunlardan geliyor. Adam öldürülüyor; üzüntüsünden yemeden, içmeden kesiliyor. Sahte peygambere rahmet üzere rahmet okunuyor. Aynı düşünce ile, Eflatun, Sokrat, Eflatun, Buda ve Konfüçyus'a sahip çıkılıyor. Bunlar diyor, peygamber olabilir. Adamların zihniyeti belli... İslâm dışı olsun da, ne olursa olsun, yeter ki müslüman olmasın...

“Dinde zorlama yoktur.” ayeti kâfirler içindir. Peygamber (sallalahu aleyhivesellem) Efendimiz, âlimler, bu ayeti, “Kâfirler müslüman olmaya zorlanamaz.” şeklinde anlayıp bildirmişler. Fakat bu adamlar, bu ayeti Müslümanlara tatbik etmek istiyor. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)in bildirmesi adamı ilgilendirmiyor. Genel prensibini yukarıda bildirmişti: Sadece benim anladığım doğru, diğerlerininki yanlış... Velev ki peygamber de olsa bile...

“Peygamberin, Kur'ana aykırı hüküm vermeye hakkı yok. Recim cezasında olduğu gibi, Peygamber Kur'ana aykırı hareket etti” diyorlar.

Peygamber Kur'ana aykırı iş yapar mı? Kur'ana aykırı olup olmadığını sen mi bileceksin, yoksa Hz. Peygamber mi? Peygamberin bildirdiğinden şüphe eden, Kur'an-ı kerimden de şüphe eder. Çünkü, Kur'an-ı kerimi bildiren O’dur.

Adama sormazlar mı, Kur'an-ı kerim sana mı indirildi; yoksa Hz. Peygambere mi? Sen mi iyi anlarsın, O mu? Ne demiş atalarımız, “Allahtan korkmayandan korkmak lazım.” diye. İnsan başka diyecek şey bulamıyor!


4. Şiarları; Kendini büyük görme hastalığı

Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir.

Hadisi şeriflerde buyruluyor ki:

“Kibir, hakka, razı olmamak ve insanları küçük görmektir.” [Müslim]


“Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.” (Müslim)

“Yiyin, için, giyinin ve sadaka verin, fakat israftan ve kibirden sakının.” (İ. Mace)

“Hz. Nûh, ölürken çocuklarına, “şirk ile kibirden çok sakının” buyurdu.” (Hakim)


“Kibir, İblis’i Hz. Âdem’e doğru secde ettirmemiştir.” (İ. Asâkir)

“Kibirliler kıyamette zerre gibi ayakaltında kalır. Herkes onları çiğner.” (Tirmizî)

“Kendisine el pençe divan durulmasını isteyen Cehenneme hazırlansın!” (İ. Ahmed)

“En şerliniz, katı kalbli ve kibirli olandır. “ (İ. Ahmed)

“Kibirli, ahirette Allahı gazaplı bulur.” (Buhârî)


“Kibir, hıyanet ve borçtan temiz olarak ölenin gideceği yer Cennettir.” (Nesâî)

“Allah-u Tealâ buyurdu ki: Kibriya ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı hiç acımadan cehenneme atarım.” (Müslim)
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Sonuç Olarak;

Kur’ân-ı Kerim, Allah (Azze ve Celle) kelâmıdır. Muhammed aleyhisselâmın kendi düşünceleri ve felsefecilerin, tarihçilerin sözleri değildir. Muhammed aleyhisselâm, Kur’ân-ı kerimi tefsir etmiştir. Ya’nî açıklamıştır. Bu açıklamalara, “Hadîs-i şerîf” denir.

İslâmiyet, “Kur’ân-ı kerîm” ile “Hadîs-i şerîf”lerdir. Dünyanın her yerindeki, milyonlarca İslâm kitâbı, “Kur’ân-ı kerîm” ile “Hadîs-i şerîf” lerin açıklamalarıdır. Muhammed aleyhisselâmdan gelmeyen bir söz, islâm kitâbı olamaz. Îmân ve islâm demek, “Kur’ân-ı kerîm” ve “Hadîs-i şerîf” lere inanmak demekdir. Onun bildirdiklerine inanmayan, Allah (Azze ve Celle) kelâmına inanmamış olur.

Muhammed aleyhisselâm Allah-u Tealânın bildirdiklerini Ashabına bildirdi. Onlar da, talebelerine bildirdi. Bunlar da, kitaplarına yazdılar. Bu kitapları yazan âlimlere (Ehl-i sünnet âlimi) denir.

Ehl-i sünnet kitaplarına inanan, Allah (Azze ve Celle) kelâmına inanmış olur. Müslüman olur. Elhamdülillah, biz dinîmizi Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğreniyoruz. Dinde reformcuların, masonların ve zındıkların uydurma kitaplarından öğrenmiyoruz.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Sonuç Olarak;

Kur’ân-ı Kerim, Allah (Azze ve Celle) kelâmıdır. Muhammed aleyhisselâmın kendi düşünceleri ve felsefecilerin, tarihçilerin sözleri değildir. Muhammed aleyhisselâm, Kur’ân-ı kerimi tefsir etmiştir. Ya’nî açıklamıştır. Bu açıklamalara, “Hadîs-i şerîf” denir.

İslâmiyet, “Kur’ân-ı kerîm” ile “Hadîs-i şerîf”lerdir. Dünyanın her yerindeki, milyonlarca İslâm kitâbı, “Kur’ân-ı kerîm” ile “Hadîs-i şerîf” lerin açıklamalarıdır. Muhammed aleyhisselâmdan gelmeyen bir söz, islâm kitâbı olamaz. Îmân ve islâm demek, “Kur’ân-ı kerîm” ve “Hadîs-i şerîf” lere inanmak demekdir. Onun bildirdiklerine inanmayan, Allah (Azze ve Celle) kelâmına inanmamış olur.

Muhammed aleyhisselâm Allah-u Tealânın bildirdiklerini Ashabına bildirdi. Onlar da, talebelerine bildirdi. Bunlar da, kitaplarına yazdılar. Bu kitapları yazan âlimlere (Ehl-i sünnet âlimi) denir.

Ehl-i sünnet kitaplarına inanan, Allah (Azze ve Celle) kelâmına inanmış olur. Müslüman olur. Elhamdülillah, biz dinîmizi Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğreniyoruz. Dinde reformcuların, masonların ve zındıkların uydurma kitaplarından öğrenmiyoruz.

Allahü teala razı olsun.

Mübarek olsun.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt