HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
Biat
Biat; tüm Müslümanlara farzdır. Erkek olsun kadın olsun her Müslüman’ın hakkıdır. Biat konusundaki birçok hadis bu farziyete delalet etmektedir.
Şu hadis bunlardan biridir: وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً ‘Kim boynunda biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölmüş olur’ [1]
Biatın içeriğine bakıldığında onun tüm Müslümanlara ait bir hak olduğu görülür. Zira Halife Müslümanlara değil, Müslümanlar Halife’ye biat etmek durumundadırlar. Nitekim sahih hadislerle Müslümanların Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e biat ettikleri sabit olmuştur. Ubade b. es-Samit'ten gelen bir rivayette şöyle denilmektedir:
"Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e zorda ve kolayda işitmek ve itaat etmek üzere emir sahipleri ile çekişmeyeceğimize, her nerede bulunursak bulunalım muhakkak hakkı yerine getireceğimize ve Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından ve zemminden korkmayacağımıza dair biat ettik.” [2]
Yine Buhari'nin Eyyüb'dan, onun da Hafsa'dan yaptığı rivayette Ümmü Atiyye şöyle demektedir:
"Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem’e biat ettik ve o bana "Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmasınlar" ayetini okudu. Bizi ölünün arkasından bağırıp çağırmaktan nehyettiğinde bizden bir kadın elini geri çekti ve dedi ki; Falanca kadının bana iyiliği dokunmuştu ben ona yas tutarak onu ödüllendirmek istiyorum. Rasulullah bir şey demedi. Kadın gitti ve sonra geri döndü.”[3]
Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir başka hadiste Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: ثَلاثَةٌ لا يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلا يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِالطَّرِيقِ يَمْنَعُ مِنْهُ ابْنَ السَّبِيلِ وَرَجُلٌ بَايَعَ إِمَامًا لا يُبَايِعُهُ إِلا لِدُنْيَاهُ إِنْ أَعْطَاهُ مَا يُرِيدُ وَفَى لَهُ وَإِلا لَمْ يَفِ لَهُ وَرَجُلٌ يُبَايِعُ رَجُلاً بِسِلْعَةٍ بَعْدَ الْعَصْرِ فَحَلَفَ بِاللَّهِ لَقَدْ أُعْطِيَ بِهَا كَذَا وَكَذَا فَصَدَّقَهُ فَأَخَذَهَا وَلَمْ يُعْطَ بِهَا "Üç kişi vardır ki Kıyamet Gününde Allah onlarla konuşmayacak ve onları temize de çıkarmayacaktır. Onlar için elim bir azap vardır.
Bunlardan birincisi; yol kenarında yeterli suyu bulup ta o sudan yolcuları faydalandırmayan kimse.
İkincisi; sırf dünya çıkarı için bir imama biat edip eğer imam kendisine istediklerini verirse biatına vefa gösterip istediğini elde edemezse biatından dönen kimse.
Üçüncüsü ise; ikindi namazından sonra birisine bir mal satıp da Allah adına yemin ederek -kendisine o fiyat verilmediği halde- mala şu kadar fiyat verildiğini söyleyip Allah adına yemin eden ve karşısındakini kandıran kimse.”[4]
Abdullah b. Ömer RadıyAllah’u Anh'dan: "Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e işitmek ve itaat etmek üzere biat ettiğimizde; 'gücünüz yettiği kadar' kaydını ilave buyurdular.”[5]
Cerir b. Abdullah'tan: "Rasul SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e işitmek ve itaat etmek üzere biat ettim ve bana 'Gücün yettiği kadar' demeyi ve her Müslüman’a karşı samimi olmayı öğretti.”[6]
Cünade b. Ebi Ümeyye'den rivayetle dedi ki: "Ubade b. es-Samit hastalanınca yanına gittik ve ona dedik ki; Allah sana afiyet versin. Bize; Nebî SallAllah’u Aleyhi Vesellem 'den işittiğin ve Allah'ın sana faydalı kıldığı bir hadisi anlat. O da dedi ki; "Nebî SallAllah’u Aleyhi Vesellem (Akabe gecesi) bizi (Ensarı) biat için davet etmişti. Biz de biat ettik. Bizden biat alırken söylediği sözler arasında şunlar vardı: Hoşumuza giden ve gitmeyen hususlarda, zor ve kolay günlerimizde ve başkalarının bize tercih edilmesi halinde bile dinleyip itaat etmek, Allah'tan kesin bir delilin bulunduğu apaçık bir küfür hali görmedikçe emir sahipleri ile çekişmemek üzere biat ettik.”[7]
Tüm bu delillerde de görüldüğü üzere biat Halife’ye Müslümanlarca yapılır ve Müslümanların doğal bir hakkıdır. Zira Müslümanların biatı ile Halife için Hilâfet akdi gerçekleşmiş olur.
Biat elle tokalaşarak olabileceği gibi yazıyla da olabilir. Nitekim Abdullah b. Dinar şöyle söylemiştir: "İnsanlar Abdulmelik'in Halife olmasına razı olduklarında İbn Ömer'in mektubunda şöyle yazdığını gördüm: Ben, Mü'minlerin Emiri Abdullah Abdulmelik'e Allah'ın ve Rasulullah'ın Sünneti üzere gücüm yettiğince sözünü dinleyip itaat etmeyi kabul ediyorum.”[8]
Biatın herhangi bir yolla yapılması sahihtir. Ancak biatın şartlarından birisi de biat edenin bâliğ/ergenlik çağına ermiş olmasıdır. Çocuğun biatı sahih değildir. Nitekim "Ebu Ukayl Zühre b. Ma'bed, Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem zamanında henüz bir çocuk olan dedesi Abdullah b. Hişam'dan şu olayı aktarır: Abdullah b. Hişam, Annesi, Zeyneb bint Humeyr ile Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e gider ve şöyle der: “Ey Allah'ın Rasulü onun (Abdullah b. Hişam'ın) biatını al.”. Bunun üzerine Allah'ın Rasulü: هُوَ صَغِيرٌ فَمَسَحَ رَأْسَهُ وَدَعَا لَهُ "O küçüktür” dedi. Başını okşadı ve ona dua etti...”[9]
Biat esnasında kullanılacak sözlere gelince:
Biatın belirli sözlerle yapılacağı yolunda bir sınırlama yoktur.
- Halife açısından fiillerinin Allah'ın Kitabı ve Rasulullah'ın Sünneti üzerine olacağını,
- Biat verenler açısından ise zorda ve kolayda, neşeli ve sıkıntılı zamanlarda itaatte olacağını içermelidir. Hilâfet akdi gerçekleştikten sonra biat Müslümanların boynunda bir emanet olur. Biat gerçekleştikten sonra Hilâfet akdi tamamlandığından biat edenlerin biatlarından vazgeçmeleri helal olmaz.
Hilâfet sözleşmesinin yapılması açısından; biat verilinceye kadar, biat edecek olan kişi için bir haktır. Biat ettiğinde biatında sebat etmesi gerekli olur ve biatından dönmesi caiz olmaz. Zira Cabir b. Abdullah'tan rivayet edilen bir Hadis-i Şer’ifte; bedevinin biri Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e verdiği biatından vazgeçmek istediğinde Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem ondan yüzünü çevirip isteğini kabul etmedi. Adam sonra tekrar geldi ve; "Benim biatımı iade et dedi." Ancak Allah'ın Rasulü yine kabul etmedi. Adam da çıkıp gitti.
Bunun üzerine Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem şöyle dedi: الْمَدِينَةُ كَالْكِيرِ تَنْفِي خَبَثَهَا وَيَنْصَعُ طِيبُهَا "Medine körük gibidir. Pisliklerini fırlatıp atar, temiz ve iyileri daha da parıldar.”[10]
Nafi'den rivayet edildiğine göre; "Ömer bana dedi ki; Rasul SallAllah’u Aleyhi Vesellem'i şunu derken işittim: مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ "Kim Allah'a itaattan elini çekerse, Kıyamet Gününde kendi lehine bir hüccet bulunmadığı halde Allah'ın huzuruna çıkar.”[11]
Halife’ye verilen biatı bozmak Allah'a itaattan el çekmek anlamına gelir. Edilen biat ister in'ikad biatı olsun isterse itaat biatı olsun fark etmez. Ancak bir Halife’ye başlangıçta biat edilir de in'ikad biatı gerçekleşmezse, bu durumda Müslümanların topluca da olsa biat edilen bu kişiyi kabul etmediklerine itibar edilerek, biat etmiş olanların biatlarından kurtulmaları söz konusu olabilir. Zira yukarıda geçen hadiste in'ikad biatı yapılmış olan Halife’ye biattan geri dönmek yasaklanmaktadır. Hilâfet için in'ikad biatı henüz tamamlanmamış bir kişiye yapılan biat kastedilmemektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Müslim, 3441
[2] Buhari
[3] Buhari
[4] Buhari, 6672
[5] Buhari, Müslim
[6] Buhari
[7] Buhari, Müslim
[8] Buhari, Kitabu'l Ahkâm C.8; S.122 Bab;43
[9] Buhari, 2320, 6670; Ahmed b. Hanbel, 17354
[10] Buhari, 6669, 6671, 6676, 6777; Malik, 1377
[11] Müslim, 3441
Biat; tüm Müslümanlara farzdır. Erkek olsun kadın olsun her Müslüman’ın hakkıdır. Biat konusundaki birçok hadis bu farziyete delalet etmektedir.
Şu hadis bunlardan biridir: وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً ‘Kim boynunda biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölmüş olur’ [1]
Biatın içeriğine bakıldığında onun tüm Müslümanlara ait bir hak olduğu görülür. Zira Halife Müslümanlara değil, Müslümanlar Halife’ye biat etmek durumundadırlar. Nitekim sahih hadislerle Müslümanların Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e biat ettikleri sabit olmuştur. Ubade b. es-Samit'ten gelen bir rivayette şöyle denilmektedir:
"Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e zorda ve kolayda işitmek ve itaat etmek üzere emir sahipleri ile çekişmeyeceğimize, her nerede bulunursak bulunalım muhakkak hakkı yerine getireceğimize ve Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından ve zemminden korkmayacağımıza dair biat ettik.” [2]
Yine Buhari'nin Eyyüb'dan, onun da Hafsa'dan yaptığı rivayette Ümmü Atiyye şöyle demektedir:
"Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem’e biat ettik ve o bana "Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmasınlar" ayetini okudu. Bizi ölünün arkasından bağırıp çağırmaktan nehyettiğinde bizden bir kadın elini geri çekti ve dedi ki; Falanca kadının bana iyiliği dokunmuştu ben ona yas tutarak onu ödüllendirmek istiyorum. Rasulullah bir şey demedi. Kadın gitti ve sonra geri döndü.”[3]
Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir başka hadiste Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: ثَلاثَةٌ لا يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلا يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِالطَّرِيقِ يَمْنَعُ مِنْهُ ابْنَ السَّبِيلِ وَرَجُلٌ بَايَعَ إِمَامًا لا يُبَايِعُهُ إِلا لِدُنْيَاهُ إِنْ أَعْطَاهُ مَا يُرِيدُ وَفَى لَهُ وَإِلا لَمْ يَفِ لَهُ وَرَجُلٌ يُبَايِعُ رَجُلاً بِسِلْعَةٍ بَعْدَ الْعَصْرِ فَحَلَفَ بِاللَّهِ لَقَدْ أُعْطِيَ بِهَا كَذَا وَكَذَا فَصَدَّقَهُ فَأَخَذَهَا وَلَمْ يُعْطَ بِهَا "Üç kişi vardır ki Kıyamet Gününde Allah onlarla konuşmayacak ve onları temize de çıkarmayacaktır. Onlar için elim bir azap vardır.
Bunlardan birincisi; yol kenarında yeterli suyu bulup ta o sudan yolcuları faydalandırmayan kimse.
İkincisi; sırf dünya çıkarı için bir imama biat edip eğer imam kendisine istediklerini verirse biatına vefa gösterip istediğini elde edemezse biatından dönen kimse.
Üçüncüsü ise; ikindi namazından sonra birisine bir mal satıp da Allah adına yemin ederek -kendisine o fiyat verilmediği halde- mala şu kadar fiyat verildiğini söyleyip Allah adına yemin eden ve karşısındakini kandıran kimse.”[4]
Abdullah b. Ömer RadıyAllah’u Anh'dan: "Biz Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e işitmek ve itaat etmek üzere biat ettiğimizde; 'gücünüz yettiği kadar' kaydını ilave buyurdular.”[5]
Cerir b. Abdullah'tan: "Rasul SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e işitmek ve itaat etmek üzere biat ettim ve bana 'Gücün yettiği kadar' demeyi ve her Müslüman’a karşı samimi olmayı öğretti.”[6]
Cünade b. Ebi Ümeyye'den rivayetle dedi ki: "Ubade b. es-Samit hastalanınca yanına gittik ve ona dedik ki; Allah sana afiyet versin. Bize; Nebî SallAllah’u Aleyhi Vesellem 'den işittiğin ve Allah'ın sana faydalı kıldığı bir hadisi anlat. O da dedi ki; "Nebî SallAllah’u Aleyhi Vesellem (Akabe gecesi) bizi (Ensarı) biat için davet etmişti. Biz de biat ettik. Bizden biat alırken söylediği sözler arasında şunlar vardı: Hoşumuza giden ve gitmeyen hususlarda, zor ve kolay günlerimizde ve başkalarının bize tercih edilmesi halinde bile dinleyip itaat etmek, Allah'tan kesin bir delilin bulunduğu apaçık bir küfür hali görmedikçe emir sahipleri ile çekişmemek üzere biat ettik.”[7]
Tüm bu delillerde de görüldüğü üzere biat Halife’ye Müslümanlarca yapılır ve Müslümanların doğal bir hakkıdır. Zira Müslümanların biatı ile Halife için Hilâfet akdi gerçekleşmiş olur.
Biat elle tokalaşarak olabileceği gibi yazıyla da olabilir. Nitekim Abdullah b. Dinar şöyle söylemiştir: "İnsanlar Abdulmelik'in Halife olmasına razı olduklarında İbn Ömer'in mektubunda şöyle yazdığını gördüm: Ben, Mü'minlerin Emiri Abdullah Abdulmelik'e Allah'ın ve Rasulullah'ın Sünneti üzere gücüm yettiğince sözünü dinleyip itaat etmeyi kabul ediyorum.”[8]
Biatın herhangi bir yolla yapılması sahihtir. Ancak biatın şartlarından birisi de biat edenin bâliğ/ergenlik çağına ermiş olmasıdır. Çocuğun biatı sahih değildir. Nitekim "Ebu Ukayl Zühre b. Ma'bed, Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem zamanında henüz bir çocuk olan dedesi Abdullah b. Hişam'dan şu olayı aktarır: Abdullah b. Hişam, Annesi, Zeyneb bint Humeyr ile Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e gider ve şöyle der: “Ey Allah'ın Rasulü onun (Abdullah b. Hişam'ın) biatını al.”. Bunun üzerine Allah'ın Rasulü: هُوَ صَغِيرٌ فَمَسَحَ رَأْسَهُ وَدَعَا لَهُ "O küçüktür” dedi. Başını okşadı ve ona dua etti...”[9]
Biat esnasında kullanılacak sözlere gelince:
Biatın belirli sözlerle yapılacağı yolunda bir sınırlama yoktur.
- Halife açısından fiillerinin Allah'ın Kitabı ve Rasulullah'ın Sünneti üzerine olacağını,
- Biat verenler açısından ise zorda ve kolayda, neşeli ve sıkıntılı zamanlarda itaatte olacağını içermelidir. Hilâfet akdi gerçekleştikten sonra biat Müslümanların boynunda bir emanet olur. Biat gerçekleştikten sonra Hilâfet akdi tamamlandığından biat edenlerin biatlarından vazgeçmeleri helal olmaz.
Hilâfet sözleşmesinin yapılması açısından; biat verilinceye kadar, biat edecek olan kişi için bir haktır. Biat ettiğinde biatında sebat etmesi gerekli olur ve biatından dönmesi caiz olmaz. Zira Cabir b. Abdullah'tan rivayet edilen bir Hadis-i Şer’ifte; bedevinin biri Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem'e verdiği biatından vazgeçmek istediğinde Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem ondan yüzünü çevirip isteğini kabul etmedi. Adam sonra tekrar geldi ve; "Benim biatımı iade et dedi." Ancak Allah'ın Rasulü yine kabul etmedi. Adam da çıkıp gitti.
Bunun üzerine Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem şöyle dedi: الْمَدِينَةُ كَالْكِيرِ تَنْفِي خَبَثَهَا وَيَنْصَعُ طِيبُهَا "Medine körük gibidir. Pisliklerini fırlatıp atar, temiz ve iyileri daha da parıldar.”[10]
Nafi'den rivayet edildiğine göre; "Ömer bana dedi ki; Rasul SallAllah’u Aleyhi Vesellem'i şunu derken işittim: مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ "Kim Allah'a itaattan elini çekerse, Kıyamet Gününde kendi lehine bir hüccet bulunmadığı halde Allah'ın huzuruna çıkar.”[11]
Halife’ye verilen biatı bozmak Allah'a itaattan el çekmek anlamına gelir. Edilen biat ister in'ikad biatı olsun isterse itaat biatı olsun fark etmez. Ancak bir Halife’ye başlangıçta biat edilir de in'ikad biatı gerçekleşmezse, bu durumda Müslümanların topluca da olsa biat edilen bu kişiyi kabul etmediklerine itibar edilerek, biat etmiş olanların biatlarından kurtulmaları söz konusu olabilir. Zira yukarıda geçen hadiste in'ikad biatı yapılmış olan Halife’ye biattan geri dönmek yasaklanmaktadır. Hilâfet için in'ikad biatı henüz tamamlanmamış bir kişiye yapılan biat kastedilmemektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Müslim, 3441
[2] Buhari
[3] Buhari
[4] Buhari, 6672
[5] Buhari, Müslim
[6] Buhari
[7] Buhari, Müslim
[8] Buhari, Kitabu'l Ahkâm C.8; S.122 Bab;43
[9] Buhari, 2320, 6670; Ahmed b. Hanbel, 17354
[10] Buhari, 6669, 6671, 6676, 6777; Malik, 1377
[11] Müslim, 3441