BEYİN,AKIL ve ZEKA ?
10-YÛNUS
100. Allah'ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar kılar.
BEYİN,AKIL VE ZEKA dini tartışmalarda çokça geçen kavramlardır. Bunlar üzerinde faydalı olur düşüncesiyle kısa açıklamalarda bulunmak istiyorum:
BEYİN :
İnsan vücudu tam ve kusursuz işleyen bir mekanizmadır.Beyin işleyen bu mekanızmanın YÖNETİM MERKEZİDİR.Beynin faaliyetleri temelde İRADE DIŞI VE İRADE İÇİ faaliyetler olarak ikiye ayrılabilir.
İrade dışı faaliyetler yaradılışla beraber,beyne verilmiş bulunan İLAHİ EMİRLER ile yapılan faaliyetlerdir ki,bunlar yaşamın devamını sağlayan tüm iç organların çalıştırılması,faaliyetleridir. Bu emirler irade dışı olarak gerçekleşir.
kalp,karaciğer,pankreas, gibi tüm iç organların çalışması gibi.
İradeye tabi olan hareketler ise bebeklik çağının bir evresinden sonra,beyin tarafından çevreden edinilen BİLGİLER neticesi ,irade isteğinde yapılacak hareket ve davranışlardır ki,bu tür davranışlar,beyinde sonradan edinilen bilgilerin kullanılması,yani AKlIN teşekkülü neticesindeki HAREKETLERDİR.
Gün boyunca isteyerek yaptığımız tüm hareketler gibi.
AKIL:
Bebeklik çağının ,öğrenme evresinden başlayarak kişinin çevresinden,yaşadığı aile kişilerinden,eğitim kurumlarında kendisine verilen tüm bilgilerin toplandığı merkezdir.Bu merkez edindiği bilgiler vasıtasıyla İRADİ OLARAK BEYNE YAPILMASINI İSTEDİĞİ HAREKETLERİ ,koşma ,yürüme,yeme,içme gibi,yapma emrini verir, ve beynin bu emrileri organlara iletmesiyle, iradi hareketler yapılır.
Akıl kişinin toplayabildiği ve biriktirebildiği BİLGİ lerin toplamı ile sınırlıdır.
Akıl,topladığı tüm bu bilgileri kullanarak, düşünme dediğimiz işlevi yerine getirir.
AKIL bir evreden sonra Allah tarfından verilmiş olan YARATICILIK vasfını kullanarak, bir KİŞİLİK (İD) yaratır ki bu KİŞİLİK (İD) zaman zaman,KENDİSİNİ YARATAN akıl ile tartışmalara girebilir.
Burada dikkat etmemeiz gereken çok önemli bir nokta vardır, Akıl her zaman İRADE nin emrinde değildir.Örnek ACI BİR olayı, aklınıza UNUTMAYI emredemezsiniz,emretseniz dahi o emri kabul etmez ve o olayı
unutmayı reddedebilir. Akla size sululan bir fikri kabul etmeyi emredebilisiniz ancak AKIL her zaman bu emri kabul etmeyebilir ,sahip olduğu bilgilerle kıyaslama yapıp reddedebilir.
ZEKA:
Zeka için AKLIN ÜRÜNÜDÜR,AKLIN YARATMA GÜCÜDÜR veya AKLIN ALET İCAT etme yeteneğidir diyebiliriz. Zeka yine allah tarafından verilmiş özel bir yetenektir. Tüm yetenekler için de geçerli olduğu gibi,zeka da yine Allah tarafından kişilere belli ölçülerde bahşedilmiştir.Zeka aklın bilgi birikimlerini kullanarak, belirli konulara,sorunlara çözüm bulma,sorun çözümü için yeni alet ve mekanizmalar geliştirme yeteneğidir. Aklınızı çok bilgi toplayarak,geliştirebilir,
artırabilirsiniz,ancak ZEKA ,bizlere Yüce Yaratan tarafından bahşedildiği
kadardır, yani ne kadar verilmişse o kadardır.
Yüce Yardanın kendi meziyetlerinden,insanlara bahşettiği bu en muhteşem,hediyeler için, insanoğlu YARADANINA ne kadar şükretse yeterli değildir diye düşünürüm...
44-DUHAN:
13 - Onlar için bunu düşünüp öğüt almak nerede?
Başka söze gerek var mı bilemiyorum...!!!!
Selam ve dua ile..
Not: Arkadaşlar bunlar benim kişisel görüşlerimdir..ELEŞTİRİLERİNİZE AÇIKTIR...
10-YÛNUS
100. Allah'ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar kılar.
BEYİN,AKIL VE ZEKA dini tartışmalarda çokça geçen kavramlardır. Bunlar üzerinde faydalı olur düşüncesiyle kısa açıklamalarda bulunmak istiyorum:
BEYİN :
İnsan vücudu tam ve kusursuz işleyen bir mekanizmadır.Beyin işleyen bu mekanızmanın YÖNETİM MERKEZİDİR.Beynin faaliyetleri temelde İRADE DIŞI VE İRADE İÇİ faaliyetler olarak ikiye ayrılabilir.
İrade dışı faaliyetler yaradılışla beraber,beyne verilmiş bulunan İLAHİ EMİRLER ile yapılan faaliyetlerdir ki,bunlar yaşamın devamını sağlayan tüm iç organların çalıştırılması,faaliyetleridir. Bu emirler irade dışı olarak gerçekleşir.
kalp,karaciğer,pankreas, gibi tüm iç organların çalışması gibi.
İradeye tabi olan hareketler ise bebeklik çağının bir evresinden sonra,beyin tarafından çevreden edinilen BİLGİLER neticesi ,irade isteğinde yapılacak hareket ve davranışlardır ki,bu tür davranışlar,beyinde sonradan edinilen bilgilerin kullanılması,yani AKlIN teşekkülü neticesindeki HAREKETLERDİR.
Gün boyunca isteyerek yaptığımız tüm hareketler gibi.
AKIL:
Bebeklik çağının ,öğrenme evresinden başlayarak kişinin çevresinden,yaşadığı aile kişilerinden,eğitim kurumlarında kendisine verilen tüm bilgilerin toplandığı merkezdir.Bu merkez edindiği bilgiler vasıtasıyla İRADİ OLARAK BEYNE YAPILMASINI İSTEDİĞİ HAREKETLERİ ,koşma ,yürüme,yeme,içme gibi,yapma emrini verir, ve beynin bu emrileri organlara iletmesiyle, iradi hareketler yapılır.
Akıl kişinin toplayabildiği ve biriktirebildiği BİLGİ lerin toplamı ile sınırlıdır.
Akıl,topladığı tüm bu bilgileri kullanarak, düşünme dediğimiz işlevi yerine getirir.
AKIL bir evreden sonra Allah tarfından verilmiş olan YARATICILIK vasfını kullanarak, bir KİŞİLİK (İD) yaratır ki bu KİŞİLİK (İD) zaman zaman,KENDİSİNİ YARATAN akıl ile tartışmalara girebilir.
Burada dikkat etmemeiz gereken çok önemli bir nokta vardır, Akıl her zaman İRADE nin emrinde değildir.Örnek ACI BİR olayı, aklınıza UNUTMAYI emredemezsiniz,emretseniz dahi o emri kabul etmez ve o olayı
unutmayı reddedebilir. Akla size sululan bir fikri kabul etmeyi emredebilisiniz ancak AKIL her zaman bu emri kabul etmeyebilir ,sahip olduğu bilgilerle kıyaslama yapıp reddedebilir.
ZEKA:
Zeka için AKLIN ÜRÜNÜDÜR,AKLIN YARATMA GÜCÜDÜR veya AKLIN ALET İCAT etme yeteneğidir diyebiliriz. Zeka yine allah tarafından verilmiş özel bir yetenektir. Tüm yetenekler için de geçerli olduğu gibi,zeka da yine Allah tarafından kişilere belli ölçülerde bahşedilmiştir.Zeka aklın bilgi birikimlerini kullanarak, belirli konulara,sorunlara çözüm bulma,sorun çözümü için yeni alet ve mekanizmalar geliştirme yeteneğidir. Aklınızı çok bilgi toplayarak,geliştirebilir,
artırabilirsiniz,ancak ZEKA ,bizlere Yüce Yaratan tarafından bahşedildiği
kadardır, yani ne kadar verilmişse o kadardır.
Yüce Yardanın kendi meziyetlerinden,insanlara bahşettiği bu en muhteşem,hediyeler için, insanoğlu YARADANINA ne kadar şükretse yeterli değildir diye düşünürüm...
44-DUHAN:
13 - Onlar için bunu düşünüp öğüt almak nerede?
Başka söze gerek var mı bilemiyorum...!!!!
Selam ve dua ile..
Not: Arkadaşlar bunlar benim kişisel görüşlerimdir..ELEŞTİRİLERİNİZE AÇIKTIR...