selamünaleyküm...
Hem doğayı hem de aile ekonomisini koruyacak güzel bir öneriyi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ediyoruz.
Çamaşır ürünlerinin çoğu doğal ortamda ayrıştırılıp geri kazanılmayan malzemeler ; fenol, amonyak, naftalin ve diğer zararlı kimyasal maddeleri içerirler. Bu ürünlerin birçoğu ise yeterince test edilmeden ve belirli bir mevzuata tabi olmadan piyasaya sürülüyor.
Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda da su sistemlerimize karışıyor. Sözünü ettiğimiz kimyasallar, sonunda "fazla yüklenme" olasılığı yaratarak vücudumuzda depolanıyor ve zehirli olma düzeyine ulaştığında çeşitli hastalıklara yol açıyor. (Kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi.)
Evsel temizlik malzemeleri sadece toprağı ve su kaynaklarını değil, teneffüs ettiğimiz havayı da tehdit ediyor. Sprey boyalar, fırın temizleyiciler, dezenfektanlar, mobilya parlatıcıları ve diğer tüm sprey ürünler, birkaç gün sonra soluyacağımız havanın bir parçası oluyor.
Foseptik sistemler atık su sorununu çözmüyor ; boyalar, çözücü, inceltici, ağartıcı kimyasallar, aseton, tuvalet temizleyiciler ve lavabo açıcılar ile diğerlerinde bulunan belirli kimyasal maddeler , organik maddeleri parçalayan organizmaları zehirleyebiliyor.
Oysa organik maddelerin parçalanması doğal döngünün işlemesi açısından zincirin olmazsa olmaz halkalarından birini oluşturuyor.
Sabun ise en az zarar oluşturan temizleyici olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak toz sabuna geçmeden önce çamaşırlarınızı bir kez sadece çamaşır sodası ile yıkayın. Bu yolla deterjan kalıntılarının sabun ile reaksiyona girip çamaşırlarınızı sarartma riskini ortadan kaldırmış olursunuz.
Ayrıca Çamaşır sodasını yıkamalarınızda sabunla beraber kullanırsanız çamaşırlarınızda hem parlaklık hem de beyazlık sağlarsınız.
Hayırlı akşamlar olsun inşaAllah.