Emanet
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Nis 2008
- Mesajlar
- 3,574
- Tepki puanı
- 34
- Puanları
- 48
- Yaş
- 39

http://g.imageshack.us/img387/besmele22rdvg0vm5.gif/1/
Bir zeytin tanesi, bir bardak süt, bir kaşık bal, bir yumurta.
Bir lokma ekmek, bir yudum su, bir parça peynir, bir sıcak çorba.
Bir elma, bir portakal, bir salkım üzüm, bir dilim karpuz.
Sayın sayabildiğiniz kadar. Aklınıza gelen ne varsa sayın. Hoşunuza giden ne varsa sayın.
Onlardan herbirinin, bu saydıklarımıza benzer bir öyküsü vardır.
Onlardan herbiri bize gönderilmiş bir mektuptur.
Ne bu öykülerin ardı arkası kesilir, ne de mektupların.
Hergün tekrar tekrar alırız bu armağanları.
Her sofra başına oturuşumuzda, kendimizi yerden ve gökten gönderilmiş armağanlarla kuşatılmış buluruz.
Onlardan herbiri Allah’ın adıyla başlar.
Onlardan herbiri Allah tarafından gönderilir ve gelir, bizi bulur.
Onun için her sofraya oturuşumuzda Bismillâh deriz.
Onun için biz bir lokma ekmeğin yere düşmesine, yahut bir kırıntının bile ziyan olmasına müsaade etmeyiz.
Yere düşen olursa da öper, başımıza koyar ve tekrar onu yerine koyarız.
Böyle yapmakla, o nimeti bize kimin gönderdiğini ilân etmiş oluruz. “Bu armağanın başımız üzerinde yeri var” deriz.
Çünkü o armağanı gönderene sonsuz saygı ve sevgimiz vardır.
Bismillâh derken, işte biz bu saygı ve sevgimizi bildiririz.
Onun adını anarken duyduğumuz mutluluk işte bundandır.
Biz Allah’ı andığımızda, Allah bunu bilir.
Meleklerine gösterir bizi.
“Bu kulum Beni andı” der.
Melekler bize bakarlar. Bizi seyrederler.
Sonra Allah’a yönelir, bizim için dua ederler.
Biz görmesek de onlar bizi görürler. Bizi severler. Bizim iyiliğimizi isterler.
Bir Besmele, işte böylece, bizi meleklerle dost eder.
Bir Besmele, bize Allah’ın hoşnutluğunu kazandırır.