Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

beni aydınlatırmısınız lütfen (1 Kullanıcı)

esfaka

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamun aleyküm arkadaşlar.aklıma takılan bazı sorular var yardımcıolursanızsevinirim
1.Kaza namazıyla geçmiş namazı aynı şeymidir.
2.Hangi hallerde namazımız kazaya kalır.
3.Bildiğim kadarıyla 3 durumda namazımız kazaya kalır.
*savaş anında savaşırken zaman bulamazken
*unutup aklına geldiğinde o vakit namazının vaktinin geçtiğini anladığında
*uyuyupta namazın vaktini geçirdiğinde(sabah namazı gibi...)
bunların dışında tembellikten,gençliğin verdiği rehavetten yada herhangi bir nedenden dolayı kılamadığımız namazların borcunu nasıl öderiz.
4.Üçüncü sırada saydığım nedenlerden dolayı şayet bir ödeme şekli varsa nasıl niyet etmeliyiz.
vereceğiniz cevapların hangi kaynaklara dayandığını da açıklarsanız sevinirim.şimdiden Allah hepinizden razı olsun
 

esfaka

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
hadi arkadaşlar yokmu bana yardımcı olcak kimse
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Essalamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu daimen ve ebeden kardesim ; sorularla islamiyet buraya sorularinizi sorabilirsiniz kardesim.size aktaracagim bilgi umarim aydinlaticidir.

Kaza Namazinin Tarifi

“Herhangi bir mazeret dolayısıyla asıl vaktinde yapılamayan ibadetin, vakit çıktıktan sonra başka bir vakitte yapılmasıdır.”
İşte ibadetin kazasının tanımı bu. Peki vaktinde kılınmayan namazın kazası olur mu? Diğer bir anlatımla; geçmiş namazlar kaza edilir mi? İşte bu konu Müslümanlar arasında, İslam`ın tasvip etmediği tarzda yanlış inanç ve amellerin oluştuğu bir konudur. Din adına toplumdaki bu yanlışın dinimizdeki esas şeklini açıklamak istiyoruz. O nedenle dinimizin ana kaynağı Kur’ân ve onu en iyi anlayan ve uygulayan Peygamber efendimizi dikkate alacağız.
Kur’an’ı kerimde vaktinde kılınmamış namazların kazasına dair açık bir âyet olmadığı gibi buna işaret edecek hiçbir işaret de söz konusu değildir.
Ancak Nisa suresi, âyet 43 :
“Ey iman edenler! Sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız dışında- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız ve yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv’dür, Gafür’dür.”
Allah-ü Teâla, görüldüğü gibi ‘Sarhoş iken ayılıncaya kadar namaza yaklaşmayın’ buyurur. Âyette geçen ’Sükâra’ sözcüğü sadece sarhoşluk anlamına olmayan, ‘bilincin, aklın bulanıklığı, uyuşukluğu’ anlamlarını da ihtiva eder. ’Bilinçli olmak’ ibadetin ana unsuru olduğundan, bilinçsiz iken namaza yaklaşmayın buyrulmaktadır. Bu nedenle namazı vaktinde kılmaya tek engel, bilinçsizliktir. Yani, uyku, unutmak, sarhoşluk, baygınlık, bunaklık ve deliliktir. Bunların dışında hiç bir koşulda namaz terk edilmez. Bu hallerden kurtulunduğu zaman kılınamamış namaz hemen kılınır. Aşağıda sünnet örneğine iyi dikkat edilmelidir.

Sünnet’te ise uykuda veya unutarak vaktinde kılınmamış namazın, uyanınca ve ya hatırlanınca, vaktin dışında hemen kaza edildiğini görüyoruz. Örnekler :

“Enes RA. anlatıyor: Rasulüllah As. buyurdular ki: Kim bir namazı unutacak olursa hatırlayınca onu hemen kılsın. Ona bundan başka keffaret yoktur.”

“Sizden biriniz namaz kılacak vakitte yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmişse yani unutmuşsa, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Çünkü Allah, ‘Beni anmak için namaz kıl.’ (Ta ha Suresi âyet 14.) buyurmuştur.”
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
“Ebu Katade RA. anlatıyor: ‘Rasulüllah ile birlikte bir gece boyu yürüdük. Cemaattan bazıları:
“Ey Allah’ın Rasülü! Bize mola verseniz” diye istekte bulundu. Efendimiz:
“Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum” buyurdu. Bunun üzerine Bilal: ”Ben sizi uyandırırım” dedi. Böylece mola verildi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilal de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.
Güneşin doğmasıyla Rasulüllah uyandı ve :
“Ey Bilal! Sözün ne oldu? diye seslendi ve Bilal: “Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi” diyerek cevap verdi. Peygamber Efendimiz:
“Allah Teala Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilal! Halka namaz için ezan oku” buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı.”

Olay şudur:
Hayber’in fethinden Medine’ye dönen Müslüman kafilesi, yorgun ve uykusuzdur. Dinlenip biraz uyumak isterler. Uyanık durup da kafileyi uyandıracak nöbetçi de uyumuş olduğundan uyanıp sabah namazını vaktiyle kılamazlar. Sabah namazını kuşluk vakti kaza ederler.
Bu olay tüm sahih ve muteber hadis kitaplarında değişik rivâyet yoları ve ufak tefek farklılıklarla yer alır.

Bir başka örnek:“Cabir RA. anlatıyor: ‘Ömer, Hendek savaşında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine sövmeye başladı ve bu meyanda: “Ey Allah’ın Rasulü dedi, güneş batmak üzereyken ikindi namazını kılabildim.” Rasulüllah:
“Vallahi ikindiyi ben de kılamadım.” dedi. Beraberce kalkıp Butha’ya gittik. Orada efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı.”
Bu hadis de Kütübü Sitte dediğimiz sağlam ve muteber hadis kitaplarında değişik kişilerin rivâyetleriyle ve bazı ekleme ve çıkarmalarla yer alır. Ama işin özü bu.
“Nafi anlatıyor. Hz. Ömer’in oğlu Abdullah bayılmış ve aklı gitmişti. Baygın iken kılamadığı namazı kaza etmedi.”
İmam Malik der ki: “Doğruyu Allah bilir ya, bana göre bu şundan ileri gelir: vakit çıkmıştır. Ama vakit içinde ayılan, o vaktin namazını kılar.”

“Yine Nafi anlatıyor :
“İbn-ü Ömer RA. dedi ki: ”Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa, imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kısın sonra da imamla kıldığı namazı yeniden kılsın.”
Son iki hadisi şerif, Kütübü Sitte’den Muvatta’da yer alır. İmam Şafii hariç tüm mezhep imamları da bu görüşü benimserler.
Sağlam kaynaklarda yer alan peygamberimize ait sözler ve uygulamalar bunlar. Efendimiz ve onun seçkin arkadaşlarının, keyfi olarak namaz kılmadıkları ve onları aylar, yıllar sonra kaza ederek ödedikleri vaki değildir. Bizlere düşen de onlara harfiyen uymaktır.

Bu konu, tüm din bilginlerince epey tartışılmış bir konudur. Bizim sunduğumuz görüş bu tartışmaların neticesi olmakla birlikte en sağlamının da olduğuna kâniyiz.
Konunun teknik açıklamalarına geçmeden, evvela biz kaza namazını kılacak Müslümanın da bir portresini çizelim:
“Anadan doğma Müslüman, çoğu hacı - hoca çocuğu, sağlıklı, genç, dinamik, aklı başında, vakti bol, ama kırkına kadar namaz kılmamış, belki bayramdan bayrama veya cumadan cumaya kılmış. Şimdi geçmişteki kılmadıklarını kılmak istiyor veya kılıyor.”
Yukarıda kazanın tarifini verdiğimiz de ‘Bir mazeret nedeniyle’ ifadesine yer vermiştik. Kur’ân’ı kerime ve peygamberin sünnetine dikkat edilirse, akılsızlığın dışında namaz kılmamaya herhangi bir mazeret veya verilmiş bir ruhsat olmadığını görürüz. Halbuki oruç için ruhsat vardı. Mesela :
Bakara suresi, âyet 183-185 :
“Ey iman sahipleri! Oruç, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.
Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olursa ve ya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak, bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.
Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayırımıyla hidâyetten kanıtlar getiren Kur’an onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; o sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiği için Allah`ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulur.”
Dikkat edilirse orucun kazaya bırakılması ancak, hastalık ve yolculuk mazeretleri nedeniyle olabiliyor. Keyfi olarak vaktinde tutulmayanları da kaza etme ruhsatı verilmiyor. Mazeretsiz keyfi olarak bırakılan ibadetin kazası olmaz cezası olur. Bu suç da Allah ile kulu arasında olduğundan kulun Tevbe etmesi gerekir. Allah dilerse kabul eder dilerse red eder.
Kaza namazının olabileceğine inananlar bunu orucun kazasına GIYAS etmek suretiyle yapmaktadırlar. Halbuki oruç ve namaz birbirine gıyas edilemez. Mahiyetleri ve amaçları farklı farklı olması nedeniyle gıyasdaki ana neden, ortak illet burada söz konusu olamaz. Ayrıca ‘Gıyas’ kesinlik ifade etmez, Zanni bir delildir. Zannın ise dinde herhangi bir değeri yoktur. Zann üzerine İnanç ve amel kurulmaz. İşte Allah’ın beyanı :
Yunus suresi, âyet 36 :

“Onların çoğu zanndan başka bir şeyin ardından gitmiyor. Doğrusu da şu ki zann, hakktan hiç bir şey ifade etmez. Allah onların yaptıklarını iyice bilmektedir.”

Yine Yunus suresi, âyet 32 :

“İşte bu Allah’tır sizin Hak Rabbiniz. Hakk’tan sonra sapıklıktan başka ne vardır ki ? Peki nasıl oluyor da yüz geri döndürülüyorsunuz ?”

Maide suresi, âyet 77 :

“De ki: “Ey ehli kitap! Dininizde azgınlık edip Hakk dışına çıkarak aşırılığa gitmeyin. Daha önce sapmış, bir çoğunu saptırmış ve yolun denge noktasından uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın.”
Halbuki yukarıda da görüldüğü vechile oruç, hastalık ve yolculuk mazeretleriyle kazaya bırakılıyordu. Keyfiliğe hiç değinilmiyordu. Halbuki namaz öyle değil. Namaz hiçbir mazeret nedeniyle kazaya bırakılamaz. (Sadece ‘Uyku, Unutmak, bayılmak, sarhoşluk, bunamak, delirmek gibi yükümlülüğü düşüren mazeretler hariç.`) Bu mazeretler nedeniyle vaktinde kılınmayan namaz ise bu bilinçsizlik durumu geçer geçmez, yani ne yaptığını ve ne dediğini bilebilir duruma gelindiğinde hemen kılınır. Bu zihinsel özür kerahet vakti dediğimiz vakitlerde bile geçerse, kılamamış olduğu namazı hemen kılar.
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bakara; 238, 239 :

“Namazları ve vusta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin.
Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde (kılın). Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı anın. “

Birinci âyette geçen “Vusta Namaz” ifadesi Müslümanlar arasında tartışılan bir ifadedir. Fıkıh ve tefsir (!) kitaplarına bakıldığında iyice anlaşılamamış bir mesele olduğunu görülür. Kimine göre sabah namazıdır, kimine göre ikindi namazıdır, kimine göre de öğle namazıdır. Bu konuya ait sitemizde özel bir makale bulunmaktadır. Lütfen onu okuyunuz.
Al-i İmran suresi, âyet 191:

“Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler. Ey rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi.”

Nisa suresi, âyet 101-103 :

“Gaza niyetiyle yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermelerinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfür içinde olanlar sizin için açık bir düşmandır.
Sen içlerinde olup onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir gurup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer gurup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kafirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmakta bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kafirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükunet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.”

Meryem suresi, âyet 59 :

“Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı yitirdiler, şehvetlerine uydular. Bunlar azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.”

Ta ha suresi, âyet 132 :

“ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırıyoruz. Sonuç Takva’nındır.”

Nur suresi, âyet 37 :

“Öyle erkekler vardır ki, ne bir ticaret ne bir alış veriş onları Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği günden korkarlar.“

Yukarıda sunduğumuz âyetlerde görüyoruz ki, Müslüman her türlü koşullar içinde namazı vaktinde kılacak. Herhangi bir nedenle başka zamana bırakılmasına asla ve asla ruhsat yok. Yani namazı kılmaya hiçbir şey engel değil, namaz kılmamaya hiçbir şey mazeret değil:
Ne iş-güç, ne alış-veriş, ne işçilik-patronluk, ne yolculuk (yolcu kısaltabilir ama terk ya da te’hir edemez.) ne esirlik ne askerlik, ne savaş (cephede düşmanla yüz yüze iken bile), ne hastalık, ne hayız, ne nifas (kadınların kanamalı dönemleri), ne dermansızlık, ne ihtiyarlık, ne mal-mülk, ne çoluk-çocuk, ne abdest almak için suyun yokluğu (teyemmüm çare oluyor.) Kısaca hiçbir şey…
Sonuç şu dur ki, Mükellefiyeti düşüren sebepler (uyku, unutmak, bayılmak, bunamak, delirmek gibi zihinsel gerekçeler) olmadan, aklı başında olan hiçbir insan namazını kazaya bırakamaz. Bırakırsa keyfi olarak bırakılan namazın kazası olmaz cezası olur.
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
gönlümün_gülü...hanımefendi sağolsun zahmet etmiş ve bir siteden coppy-paste yapmış...fakat ehli sünnet'in görüşü bu değildir...

geçmişte ne şekilde olursa olsun (ister unutarak ister şuursuzluktan kasten terk edilmiş olsun)... kılınmamış namazların kazasını kılmak farzdır...geçmiş büyüklerin bütün ilmihal kitaplarında böyle ifade edilmiştir...

"kasten terk edilen namazların kazası yoktur..tevbe edilir allah dilerse affeder dilerse affetmez" bu fikir yeni nesil sahte hocaların uydurduğu bir şeydir...mezhep imamlarının kitaplarına bakınız...

ülkemizde bu fikri savunanların başında..prof. bayraktar bayraklı gelir ki..kendisinin bir çok fikri islama uygun değildir...örneğin; "başı açık namaz kılmak günah değildir.." gibi

ehli sünnet bu fikirlerden uzaktır...namazların kazası kılınmalıdır...farzdır..
 

esfaka

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamun Aleyküm.allah Ikinizdende Razi Olsun Kardeşlerim Açiklamalariniz Için.yalniz Ben Gönlümün Gülü Kardeşimin Yazdiklarini Okuyunca Içim Daraldi, Affedilmemek Korkusu Sardi Heryerimi.ama Ishak Yakup Kardeşim Rahatlatti Beni.inşallah Seninyazdiklarin Doğrudur Kardeşim.hem Rabbim Demiyormu Benim Karşima Kul Hakki Ve Bana şirk Koşmakla Gelmeyin Diye Değilmi .rabbimden Umut Kesilmez .demekki Affedilme ümidim Var.geçmiş Namazlarimi Kilmaya Devam Edeceğim Rabbim Kabul Etsin Inşallah.allah Aemanet Olun.hayirli Akşamlar
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamun Aleyküm.allah Ikinizdende Razi Olsun Kardeşlerim Açiklamalariniz Için.yalniz Ben Gönlümün Gülü Kardeşimin Yazdiklarini Okuyunca Içim Daraldi, Affedilmemek Korkusu Sardi Heryerimi.ama Ishak Yakup Kardeşim Rahatlatti Beni.inşallah Seninyazdiklarin Doğrudur Kardeşim.hem Rabbim Demiyormu Benim Karşima Kul Hakki Ve Bana şirk Koşmakla Gelmeyin Diye Değilmi .rabbimden Umut Kesilmez .demekki Affedilme ümidim Var.geçmiş Namazlarimi Kilmaya Devam Edeceğim Rabbim Kabul Etsin Inşallah.allah Aemanet Olun.hayirli Akşamlar

Aleyna ve aleykum selam kardesim ; ben size Kur'an isiginda yardimci olmaya çalistim..tabi bu yoladiklarimi da okudum bunu da bilesiniz..sonra yolladim..Ayrica kardesim tabii siz devam ediceksiniz..InsaAllah Rabbim kabul eder kaza namazlarinizi.Umarim yalnis anlasimamisimdir.Rabbim'e siginirim Yalnis anlasilmaktan.Kainatin efendisine emanet olun insaAllah..
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Selamun Aleyküm.allah Ikinizdende Razi Olsun Kardeşlerim Açiklamalariniz Için.yalniz Ben Gönlümün Gülü Kardeşimin Yazdiklarini Okuyunca Içim Daraldi, Affedilmemek Korkusu Sardi Heryerimi.ama Ishak Yakup Kardeşim Rahatlatti Beni.inşallah Seninyazdiklarin Doğrudur Kardeşim.hem Rabbim Demiyormu Benim Karşima Kul Hakki Ve Bana şirk Koşmakla Gelmeyin Diye Değilmi .rabbimden Umut Kesilmez .demekki Affedilme ümidim Var.geçmiş Namazlarimi Kilmaya Devam Edeceğim Rabbim Kabul Etsin Inşallah.allah Aemanet Olun.hayirli Akşamlar

Aleyna ve aleykum selam kardesim ; ben size Kur'an isiginda yardimci olmaya çalistim..tabi bu yoladiklarimi da okudum bunu da bilesiniz..sonra yolladim..Ayrica kardesim tabii siz devam ediceksiniz..InsaAllah Rabbim kabul eder kaza namazlarinizi.Umarim yalnis anlasimamisimdir.Rabbim'e siginirim Yalnis anlasilmaktan.Kainatin efendisine emanet olun insaAllah..


selamün aleyküm;

allah cc. her ikinizdende razı olsun...

esfaka kardeşim..kaza namazlarımızı kılmaya devam edelim...bu hususta en iyi metod her gün bir günlük kaza namazı kılmaktır..yani her namazın ardından bir kaza namazı..yukarıdada yazdığım gibi ne şekilde olursa olsun kılmadığımız bütün namazları kazaedeceğiz..ayrıca rabbimize bu namazları vaktinde kılmadığımız için tevbe edeceğiz..mevla size dininde devam sebat ihsan etsin...amin

gönlümün gülü hanımefendi;

emin olun ki biz sizi yanlış anlamadık..hüsnü niyetinizi anlıyoruz...
fakat hüküm verme, veya verilen hükümleri aktarma hususunda lütfen biraz daha dikkat..çünkü çok önemli bi konu..

bakın yapıştırdığınız yazılarda..bu namazların kazası olmadığı savunuluyordu..ki bu fikir; islam fıkhı'na aykırı bir fikirdir...

fakat kendi fikriniz olan "Ayrica kardesim tabii siz devam ediceksiniz..InsaAllah Rabbim kabul eder kaza namazlarinizi." bu satır doğru bir fikirdir..yani demek istediğim yapıştırmış olduğunuz yazıya siz bile muhalifsiniz...(haklı olarak)
anlaşılan yanlış bir siteden kopya çekmişsiniz..:K

hatada ısrar etmediğiniz için mevla sizden ayrıca razı olsun..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt