Her insan gibi bir çok şeyden bunalmış ve belkide isteklerinin gerçekleşemediğini görmüş bir halde bir kenara çekilmiş oturuyor , kendi kendisine düşünüyordu...
Belki isyanın eşiğine gelmişti belkide ne olduğu bilmediği bir debdebe de hayatın vermiş olduğu yorgunlukla kalakalmıştı. Öylece düşünüyordu. Kimsenin kendisini göremeyeceği bir yere çekilmişti. Tek olmak istiyordu zaten yalnız olduğuna inandığı dünyada...
Sağ omzuna biri dokundu ; tamda ağlamaya başlamışken ve aralarında şu diyalog geçti :
-Niye ağlıyorsun
-Neden ağlamayım , yalnızım...
-Nasıl bu kanıya vardın?
-Baksana kim var yanımda? kime derdimi anlatabiliyorum? kaç isteğim yerine geldi? hep kaybettim hep...
-Peki sen yanında her zaman senin iyiliği düşünen , her zaman sana doğruyu gösteren , kalbinin en derin ve saklı yerlerindeki düşünceni bilen ve onları bilerek sana en güzeli veren birisi olsun istemezmisin?
-öyle birisi yok ki...
-Sen seni her zaman dinleyecek ve senden daha çok anlayacak ve senden hiç sıkılmayacak ne zaman istersen ister gecenin bir yarısı ister sabahın kör bir vakti ister öğlen vakti ne zaman istersen kapısını açacak bir dostun olmasını istemezmisin?
-kim istemez ki...
-Böyle bir dostun zaten var.
-Benimle dalga mı geçiyorsun? öyle biri yok. Hani nerde?
-O -celle celalü- ; söyle bana : kaç kere -a sığındın? kaç kere O-na dua ettin? kaç kere her işini O-nun emirlerini düşünerek yaptın? Halbuki O hep senin yanındaydı ve her zaman seni gözlüyordu. Hep senin iyiliğin için sana yardım eyledi ve seni korudu. olmadı dediklerinin hepsinde bilmediğin hikmetler vardı.
-Ben bir işe girmek istemiştim olmamıştı o hayırsızmıydı yani?
-O işyeri parasal sıkıntıya düştü şimdi işçi çıkarıyor.
-Ben bir adamla evlenmek istemiştim o da mı hayırsızdı yani?
-O islam ahlakına sahip birisi değildi bak şimdi evlendiği kişiye kan kusturuyor. kitabında "sizin şer bildiklerinizde hayır hayır bildiklerinizde şer vardır" buyuruyor. Hiç duymuşmuydun?
-Hayır...
-O halde artık duydun. -u teala herkesin yanındadır. Sen yalnız değilsin seni her daim gözetleyen var. O na uy zira senin en yakın ve en iyi dostun " -ın yardımı sabredenlerin ve şükredenlerin yanındadır" diyor.
-Ben O-na hep isyan ettim beni kabul eder mi?
-Sen isyan ettiğin süre zarfında sana rızk vermedi mi?
-verdi...
-Sıhhatini hep iyi tutmadı mı?
-tuttu...
-Geçiminde yardım etmedi mi?
-etti...
-İsyan ettiğin haldeyken bu kadar nimet veren O-na yönelince daha çok nimet vermez mi?
-Doğru söylüyorsun...
-Peki sen kimsin bana bu kadar şey anlatıp bana neden yol gösterdin?
-Ben kalbinde yıllardır nefsine olan düşkünlüğünle yalnız bıraktığın
vicdanınım...
alıntı
Belki isyanın eşiğine gelmişti belkide ne olduğu bilmediği bir debdebe de hayatın vermiş olduğu yorgunlukla kalakalmıştı. Öylece düşünüyordu. Kimsenin kendisini göremeyeceği bir yere çekilmişti. Tek olmak istiyordu zaten yalnız olduğuna inandığı dünyada...
Sağ omzuna biri dokundu ; tamda ağlamaya başlamışken ve aralarında şu diyalog geçti :
-Niye ağlıyorsun
-Neden ağlamayım , yalnızım...
-Nasıl bu kanıya vardın?
-Baksana kim var yanımda? kime derdimi anlatabiliyorum? kaç isteğim yerine geldi? hep kaybettim hep...
-Peki sen yanında her zaman senin iyiliği düşünen , her zaman sana doğruyu gösteren , kalbinin en derin ve saklı yerlerindeki düşünceni bilen ve onları bilerek sana en güzeli veren birisi olsun istemezmisin?
-öyle birisi yok ki...
-Sen seni her zaman dinleyecek ve senden daha çok anlayacak ve senden hiç sıkılmayacak ne zaman istersen ister gecenin bir yarısı ister sabahın kör bir vakti ister öğlen vakti ne zaman istersen kapısını açacak bir dostun olmasını istemezmisin?
-kim istemez ki...
-Böyle bir dostun zaten var.
-Benimle dalga mı geçiyorsun? öyle biri yok. Hani nerde?
-O -celle celalü- ; söyle bana : kaç kere -a sığındın? kaç kere O-na dua ettin? kaç kere her işini O-nun emirlerini düşünerek yaptın? Halbuki O hep senin yanındaydı ve her zaman seni gözlüyordu. Hep senin iyiliğin için sana yardım eyledi ve seni korudu. olmadı dediklerinin hepsinde bilmediğin hikmetler vardı.
-Ben bir işe girmek istemiştim olmamıştı o hayırsızmıydı yani?
-O işyeri parasal sıkıntıya düştü şimdi işçi çıkarıyor.
-Ben bir adamla evlenmek istemiştim o da mı hayırsızdı yani?
-O islam ahlakına sahip birisi değildi bak şimdi evlendiği kişiye kan kusturuyor. kitabında "sizin şer bildiklerinizde hayır hayır bildiklerinizde şer vardır" buyuruyor. Hiç duymuşmuydun?
-Hayır...
-O halde artık duydun. -u teala herkesin yanındadır. Sen yalnız değilsin seni her daim gözetleyen var. O na uy zira senin en yakın ve en iyi dostun " -ın yardımı sabredenlerin ve şükredenlerin yanındadır" diyor.
-Ben O-na hep isyan ettim beni kabul eder mi?
-Sen isyan ettiğin süre zarfında sana rızk vermedi mi?
-verdi...
-Sıhhatini hep iyi tutmadı mı?
-tuttu...
-Geçiminde yardım etmedi mi?
-etti...
-İsyan ettiğin haldeyken bu kadar nimet veren O-na yönelince daha çok nimet vermez mi?
-Doğru söylüyorsun...
-Peki sen kimsin bana bu kadar şey anlatıp bana neden yol gösterdin?
-Ben kalbinde yıllardır nefsine olan düşkünlüğünle yalnız bıraktığın
vicdanınım...
alıntı