Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Belden Sıkma Pardösüler, Avuç İçi Eşarplar.. (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
28 şubat dışardan, para pul içeriden vurdu

Bazen seksenli, doksanlı yılları özlüyorum. Lise ve üniversiteye talim ettiğim zamana tekabül eden yılları yani.

O yılları ama o yıllarda, hala uçup gitmemiş gençliğimi değil..

Saçma sapan lise müfredatını veya bir sömestrde kapısını ancak dört, beş kere açtığım kampusları da..

O günün heyecanlı, azimli ve takva sahibi insanları tütüyor burnumda.

Ha bre okuyan gençleri, dolu dolu sohbetleri, tarih dolu, bilgi dolu konferans ve seminerleri özlüyorum..

Şiir gecelerini.

Kimsenin, dini kendi saçma sapan yaşayışıyla tevil etmeye kalkışmadığı zamanları..

'Şekilci olmayın!' diye diye Müslüman'ın kızını, erkeğini halden hale sokan şekilsizlerin, bu günün 'ucubelerini' hazırlayan melanetlerin türemediği çağları..

O yıllarda 'hayat iman ve cihattı' yalnızca.

Sade ve etkileyiciydi.

ABD adına, tüm emperyalistler adına 'Mardin Fetvasını' gürültüye getirmek için komisyonlar kurulmamıştı daha.

Alengirli ve akçeli işler daha patlamamıştı.

'Bir ideal sahibi olmak' kifayet ediyordu.

Onun için solcu, faşist fark etmez; bir tek 'davası olan' muteberdi insanların gözünde.

Herkes, mücadelesini verdiği fikrin 'yaftasını' taşımaktan gurur duyardı.

Yalnızca 'eyyamcılardı' insandan sayılmayanlar.

İnkâr furyası hâlâ başlamamıştı.

Her gün yeni bir saza şarkı olmak yoktu.

'Hem öyleyim, hem böyle' sezonu daha açılmamıştı.

Yamukluk, 'her ortama ayak uydurma' övünülecek bir şey değildi.

..

Artık dünyaperestliğin muteber olduğu günlerdeyiz..

'Her yol uyar' aforizmasının dillere pelesenk olduğu zamanlarda..


'Hayat para ve makamdır'

Yeni trendin Müslüman camiayı getirdiği son noktaydı bu.

Ne mücahitlik kaldı, ne adam gibi sakal, ne eşarp, ne pardösü.

Hele 'bıyık bırakmak' İslami camia içinde kerih bir şey gibi algılanır oldu.
Mücahit, Enes, Şeyma, Esma, Talha gibi Ashap-ı hatırlatan, İslami kökleri işaret eden isimler yerlerini daha modernlere bıraktı.

Daha açık gözler, bu 'ağır' isimlerin ya başına ya sonuna modern/uyduruk isimler eklediler.

Böylece yeni trent, 28 Şubat ürküsünü de arkasına alıp, mücahitliğin mahiyeti kadar, onu çağrıştıran isimleri, sembolleri de büyük ölçüde sildi.
Belden sıkma pardösüler, avuç içi eşarplar..

Kadınların hali pür melâli de aynı oldu.

Nerede o seksenli yıllarda ki çarşaf gibi başörtüler!

Nerede o, giyildiği zaman insanı içinde kaybeden pardösüler!

Artık sohbetten sohbete, kitaptan kitaba koşturan şuurlu kızların yerini, vizyon filmleri ve moda da son trendi kovalayan 'avareler' aldı.

Yeni moda tesettür de bu yeni jenerasyonun omuzlarında yükseldi.

Bu trent ilkti.

Bin dört yüz yıldır ilk: Ne yapsan, ne etsen tesettürlü sayılıyordun.

Tesettür, tesettür olalı böyle bir acayiplik görmemişti ya..

Artık kızlar başlarını bağlıyor ama makyajsız çıkmıyorlardı.

Eşarpları vardı ama avuç içi kadarlardı.

Başörtüsünü, pardösünün ön ve arkasından sarkıtmak arkaik bulunuyordu.

Kaldı ki, öyle bir şey isteseler de mevcut eşarplarla mümkün değildi.

Dünün mağduru, mücahit müteahhitlerin çocukları, artık ulu orta yerlerde mücahide sevgilileri ile kol kola gezip tozuyorlardı.

Artık onların da kendi içlerinde gericileri, ilericileri vardı.

Kadınla tokalaşmayana dudak bükülüyordu.

Ortama ayak uyduramayıp kızlı erkekli gezilerde, eğlencelerde görünmek istemeyenler dışlanıyordu.

Bazıları, bazılarına giyiminden, tavır ve hareketlerinden dolayı yobaz muamelesi çekiyordu.

Bir yaman çelişki yaşanıyordu ki hafazanallah.

'Hayat iman ve cihattır', 'mülk Allah'ındır' çıkmalarını hiç bir araba, dükkan veya evde rastlamak imkansızdı artık.

İman ve cihat kesmez olmuştu mustazafları.

Para onları, tek kelimeyle, bozmuştu.

Dünün, mağdur ama mağrur kesiminin üzerinde odaklandığı iki nokta kalmıştı.

Bir; 'Müslüman iyi giyinmeli' mottosu.

İki; 'Müslüman'a zengin olmayı yasaklayan bir ayet yok' aforizması.

Kendini, giyinmeye ve para biriktirmeye fetva devşirmek için paralayan yepyeni bir kitle var artık.
..

Bir gençlik, bir gençlik..

Gerisini biliyorsunuz zaten.
Üzgünüz...Hem de çook.
kasım tiryaki
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
Selamün aleyküm böyle yazıları yazanlarla hep bi istişare etme isteği duymuşumdur. Nedeni ise; hani 80 ve 90 yıllarına dönmek o devirdeki gibi yaşama istegi duyulmuş ya ama şimdiki nesilde o yılların evlatları değil mi? Atalarımızın çok güzel ifadeleri var ' armut dibine düşer' gibi. Aile faktörüde herşeyin başı. Keşke güzelliklerden bahsedebilsek,olsun düzelir,düzeltiriz diyebilsek.

Biz kendi içimizde bile ötekileştik ki keza toplumda zaten öteki sınıfında yer alıyoruz ötekinin ötekileşmeside büyük ayrımlara yol açıyor. Bazı fikirleri 'TEBLİG' görevini ideale uygun yapabilsek...
Ben dahil bir çoğumuz yarım yaşayanlardanız çünkü her geçen zaman yeni birşeyin habercisi. Vaktinde ögrensek,öğretsek,uygulasak...Uygulamayanı kınamadan , incitmeden uyarsak,hadi birlik vakti bir olma vakti desek herşey çok daha güzel olacaktır eminim.Teşvik faktörü etkli bir yöntem diye düşünüyorum.İnşa-ALLAH mevlanın razı olduğu işlerle meşguliyetimiz arttırılır..


 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
sizin bulunduğunuz ortamı bilemiyorum ama ben mesleğim gereği gençleri veya ailleleri uyardığım zaman biz onun her şeyini biliyoruz.kıyafetleri ve arkadaşları bizi ilgilendirir diyorlar.ailelerin çoğuna anlatamıyoruz.hele benim yaşadığım yerde kimin eli eimin cebinde belli değilken.tek eşlilii garipseyen ve eşinialdatmayı normal sayan insanların arasında yaşamak daha da kötü.kıyafetler bu mevsimde bile iç çamaşırı gibi. yazı düşünemiyorum bile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt