AHSEN-I FIGAN
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Nis 2007
- Mesajlar
- 1,021
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Bediüzzaman'ın beddua ettiği kişi
Bediüzzaman Said Nursi, kendisini zehirleyenleri bile affetmesiyle bilinir. Tek bir kişiye beddua eder. "Başından bulasın" dediği kişi kafasına sıktığı kurşunla intihar eder.
1943 sonbaharında Said Nursi yine gözaltına alınıp Ankara'ya getirildi. Uzun yıllar hem valilik, hem de belediye başkanlığı yapan Nevzat Tandoğan'ın karşısına çıkarıldı. Tandoğan kıyafet kanununa aykırı biçimde giyindiği için onu suçluyordu.
Vali Nevzat Tandoğan makam odasında koltuğuna gömülmüş oturuyordu. Bediüzzaman vakur bir şekilde içeri girdi.
Vali irkildi ama belli etmiyordu. Bediüzzaman'ı Kurtuluş Savaşı yıllarından tanıyordu.
Konuşmaya başladılar. Bu bir konuşma değil sorgulama biçimindeydi. Odada Bediüzzaman ve Validen başka kimse yoktu. İçeride yükselen sesler kapı aralığından dışarıya taşıyordu.
Vali zile bastı. Odacıyı çağırdı. Odacı içeri girdi. Bu sırada Bediüzzaman hiddetle Valiye çıkışıyordu:
"Ben sizin ecdadınızı, atalarınızı temsil ediyorum. Ben münzevi, kendi halimde tek başıma yaşıyorum. Kıyafet kanunu münzevi insanlara uygulanmaz. Ben dışarı çıkmıyorum. Zorla siz çıkarıyorsunuz. Bu sarık başla birlikte çıkar. Başından bulasın."
Bu sırada odacı o zamanın parasıyla ancak yirmi beş kuruşa alınan adi bezden yapılmış eski bir kasketle dışarıdan geldi, valinin odasına girdi.
Vali Üstadı şapka giymesi için zorluyordu. Üstad da sarığı çıkarmak istemiyordu. Buna rağmen Vali istediğini yaptıramamıştı.
(Bu olaydan iki sene geçmeden bir bunalıma giren Vali kafasına Tabancayı dayayarak intihar etti.)
Bediüzzaman jandarmaların arasında Valilikten ayrıldı.
Bediüzzaman'ı Ankara'dan Isparta'ya, oradan da Denizli'ye cezaevine götürdüler.
Nevzat TANDOĞAN
Bediüzzaman Said Nursi, kendisini zehirleyenleri bile affetmesiyle bilinir. Tek bir kişiye beddua eder. "Başından bulasın" dediği kişi kafasına sıktığı kurşunla intihar eder.
1943 sonbaharında Said Nursi yine gözaltına alınıp Ankara'ya getirildi. Uzun yıllar hem valilik, hem de belediye başkanlığı yapan Nevzat Tandoğan'ın karşısına çıkarıldı. Tandoğan kıyafet kanununa aykırı biçimde giyindiği için onu suçluyordu.
Vali Nevzat Tandoğan makam odasında koltuğuna gömülmüş oturuyordu. Bediüzzaman vakur bir şekilde içeri girdi.
Vali irkildi ama belli etmiyordu. Bediüzzaman'ı Kurtuluş Savaşı yıllarından tanıyordu.
Konuşmaya başladılar. Bu bir konuşma değil sorgulama biçimindeydi. Odada Bediüzzaman ve Validen başka kimse yoktu. İçeride yükselen sesler kapı aralığından dışarıya taşıyordu.
Vali zile bastı. Odacıyı çağırdı. Odacı içeri girdi. Bu sırada Bediüzzaman hiddetle Valiye çıkışıyordu:
"Ben sizin ecdadınızı, atalarınızı temsil ediyorum. Ben münzevi, kendi halimde tek başıma yaşıyorum. Kıyafet kanunu münzevi insanlara uygulanmaz. Ben dışarı çıkmıyorum. Zorla siz çıkarıyorsunuz. Bu sarık başla birlikte çıkar. Başından bulasın."
Bu sırada odacı o zamanın parasıyla ancak yirmi beş kuruşa alınan adi bezden yapılmış eski bir kasketle dışarıdan geldi, valinin odasına girdi.
Vali Üstadı şapka giymesi için zorluyordu. Üstad da sarığı çıkarmak istemiyordu. Buna rağmen Vali istediğini yaptıramamıştı.
(Bu olaydan iki sene geçmeden bir bunalıma giren Vali kafasına Tabancayı dayayarak intihar etti.)
Bediüzzaman jandarmaların arasında Valilikten ayrıldı.
Bediüzzaman'ı Ankara'dan Isparta'ya, oradan da Denizli'ye cezaevine götürdüler.
Nevzat TANDOĞAN