Küçüklüğünden beri haksızlığa tahammül edemediğini, kendisinin başarısını çekemeyen medrese arkadaşlarının Ona saldırmaları karşısında cesaretle karşı koyduğunu…
- O zaman ki medreseler arasında cesaretli,yiğit,gözünü budaktan sakınmayan olarak nam saldığını…
- Babası Sofi Mirzanın yabancı tarlalardan geçerken hayvanların ağzını o tarlaların mahsulünü yememeleri için bağladığını…
- Annesi Nuriye Hanımın Onu abdestsiz emzirmediğini…
- Çok küçük yaşlardan itibaren zekat,sadaka almadığını ve minnet altına girmediğini…
-Medrese kurallarına göre 20 senede ancak bitebilen kitapları 3 ayda bitirebildiğini…
- Abisinin Molla Abdullah, onu 80 kitaptan imtihan ettiğini ve aldığı cevaplar karşısında kardeşi Molla Said’e talebe olduğunu…
- Medrese hocasının kendisi için “Zeka ile hafızanın bir insanda bu kadar aşırı bir şekilde toplanması çok nadirdir” dediğini…
- Siirt alimleriyle yaptığı münazarada onların hepsini mağlup ettiğini ve sonra “Said-i Meşhur” yani Meşhur Said dendiğini…
- Yediği yemeğin taneciklerini yardımlaşmayı sevdikleri ve Cumhuriyetçi oldukları için karıncalara verdiğini…
- Mardin’den kendisini götüren askerlere namaz vakti geldiğinde kelepçelerin çözülmesini istediğinde bu isteği kabul edilmeyince “Bismillah” deyip kelepçeleri çözdüğünü… Bunu nasıl yaptığını soranlara da “Bu namazın kerametidir” dediğini…
- 23 yaşındayken Bitlis valisi Ömer Paşanın konağında 2 sene kalan Bediüzzamanın Valinin 6 kızına bakmayacak kadar kuvvetli bir imana sahip olduğunu…
- Matematiğe dair bir kitap yazdığını ve 27. dereceden denklem çözümleri yapabildiğini…Bu sıralarda üstün dehasından dolayı “Bediüzzaman” yani Zamanın eşsizi lakabını aldığını…
- Bediüzzamanın ezberlediği 80-90 kitabı 3 ayda bir defa ezberden tekrar ettiğini…
- Devrin Padişahı Abdülhamit’e Doğuda üniversite açılması için teklif verdiğini…
- İngiliz Avam Kamarasında onların elindeki Kuran-ı alarak yenebiliriz denmesi üzerine “Kur’anın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu ben Dünyaya göstereceğim ve isbat edeceğim” dediği bu sırada 18 yaşında olduğunu…
- 1907’de İstanbul’da kaldığı otelin kapısına “Burada her suale cevap verilir ama sual sorulmaz” yazdırdığını…
- Kendisini çekemeyenlerin Ona deli damgası vurmak için gönderdikleri doktorun “Eğer Bediüzzamanda zerre kadar delilik varsa, Dünyada akıllı insan yoktur” dediğini…
- Yahudilerin İstanbul temsilcisi Karosso ile görüştüğünü ve Karosso’nun konuşmayı yarıda keserek “Eğer yanında biraz daha kalırsam beni de müslüman edecekti” dediğini…
- Tiflis’te karşılaştığı Rus polisine o anda çok kötü durumda olan Müslümanların Dünyaya hakim olacağını söylediğini…
- 1915’li yıllarda Doğuda Ruslara karşı talebeleriyle savaştığını,Rusların Bediüzzaman ve talebelerini görünce “Keçe külahlılar geliyor” diye kaçıştıklarını…
- İstanbul Kağıthane semtinde 2 arkadaşıyla yaptığı kayık gezintisinde çevrede yüzlerce bayan olmasına rağmen bir kez olsun bakmadığını ve sebebini soranlara “Lüzumsuz, geçici zevklerin akıbeti elemler, teessüfler olmasından,istemiyorum” dediğini…
- 1922 yılında Ankara’ya geldiğini ve Millet Meclisinin kendisini resmi tören ile karşıladığını…
- Ankara’da Mustafa Kemal ile görüştüğünü…
- Mecliste yaptığı konuşmadan sonra 60 milletvekilinin Namaza başladığını…
- Gençliğinde 10 sene kaldığı İstanbul’da bir defa olsun kadına bakmadığını…
- Talebelerinin anlattığına göre her gece mutlaka Teheccüde kalktığını ve her gece 4-5 saat dua ettiğini…
- 1926 yılında başlayan ve 25 sene süren çileli hayatın Risale-i Nuru telif etmesi ile bereketlendiğini…
- Barla’da kaldığı 8.5 sene zarfında Risale-i Nurun dörtte üçünü telif ettiğini…
- Üstadımızın 19 defa din düşmanları tarafından zehirlendiğini ve bir defasında çok şiddetli bir zehir etkisi ile 1 hafta aç ve susuz ve halsiz bir şekilde hastalandığını fakat bu durumda iken bile bir defa dahi bile namazını terk etmediğini…
- Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz,hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” dediğini…
- Üstadımıza leke sürmek isteyenler bir sarhoşa Said’in hizmetçisi buradan bir rakı aldı diye yazıp imzalatmak istediklerini fakat sarhoş adamın “Tövbeler olsun bu yalanı kim imza eder” dediğini…
- Üstadımızın hapishanede kaldığı zaman beraberinde en azılı katillerin ve canilerin bile namaza başladıklarını…
- Kendisini defalarca hapseden ve defalarca zehirleyip eza ve cefa veren insanlara hakkını helal edecek kadar alicenap olduğunu…
- Üstadımızın Mektubat’da “Rıza-i küfür,küfür olduğu gibi,zulme rıza da zulümdür” dediğini…
- Günde 1.5 – 2 saat uyuduğunu ve gece ibadet ettiğini…
- Üstad hazretlerinin “Tembellik, hastalık, yorgunluk ve havalecilik nefsin desisesidir” dediğini ve bu huyları hiç sevmediğini…
- Üstad Hazretleri “Evlatlarım, Risale-i Nur dinsizlerin, komünistlerin, masonların belini kırmıştır. Risale-i Nur daima galiptir. Katiyyen merak etmeyiniz. Yeterki siz Risale-i Nur’a sadık kalın” dediğini…
- Nur üstadımızın “Biz Risale-i Nur okuyarak iman tazeliyoruz” dediğini…
- Üstad Hazretlerinin Emir dağına 3 km kalsa bile namaz vakti gelince arabayı durdurup hemen evvel vaktinde namazı eda ettiğini….
- 23 Mart 1960 Çarşamba günü, İslam Dünyasında bin ayda daha hayırlı olan Kadir gecesinin idrak edildiği gece, Bediüzzamanın Urfa’da İpek Palas Oteli’nin 27 numaralı odasında Rahmeti Rahmana kavuştuğunu…
BİLİYORMUSUNUZ !
- O zaman ki medreseler arasında cesaretli,yiğit,gözünü budaktan sakınmayan olarak nam saldığını…
- Babası Sofi Mirzanın yabancı tarlalardan geçerken hayvanların ağzını o tarlaların mahsulünü yememeleri için bağladığını…
- Annesi Nuriye Hanımın Onu abdestsiz emzirmediğini…
- Çok küçük yaşlardan itibaren zekat,sadaka almadığını ve minnet altına girmediğini…
-Medrese kurallarına göre 20 senede ancak bitebilen kitapları 3 ayda bitirebildiğini…
- Abisinin Molla Abdullah, onu 80 kitaptan imtihan ettiğini ve aldığı cevaplar karşısında kardeşi Molla Said’e talebe olduğunu…
- Medrese hocasının kendisi için “Zeka ile hafızanın bir insanda bu kadar aşırı bir şekilde toplanması çok nadirdir” dediğini…
- Siirt alimleriyle yaptığı münazarada onların hepsini mağlup ettiğini ve sonra “Said-i Meşhur” yani Meşhur Said dendiğini…
- Yediği yemeğin taneciklerini yardımlaşmayı sevdikleri ve Cumhuriyetçi oldukları için karıncalara verdiğini…
- Mardin’den kendisini götüren askerlere namaz vakti geldiğinde kelepçelerin çözülmesini istediğinde bu isteği kabul edilmeyince “Bismillah” deyip kelepçeleri çözdüğünü… Bunu nasıl yaptığını soranlara da “Bu namazın kerametidir” dediğini…
- 23 yaşındayken Bitlis valisi Ömer Paşanın konağında 2 sene kalan Bediüzzamanın Valinin 6 kızına bakmayacak kadar kuvvetli bir imana sahip olduğunu…
- Matematiğe dair bir kitap yazdığını ve 27. dereceden denklem çözümleri yapabildiğini…Bu sıralarda üstün dehasından dolayı “Bediüzzaman” yani Zamanın eşsizi lakabını aldığını…
- Bediüzzamanın ezberlediği 80-90 kitabı 3 ayda bir defa ezberden tekrar ettiğini…
- Devrin Padişahı Abdülhamit’e Doğuda üniversite açılması için teklif verdiğini…
- İngiliz Avam Kamarasında onların elindeki Kuran-ı alarak yenebiliriz denmesi üzerine “Kur’anın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu ben Dünyaya göstereceğim ve isbat edeceğim” dediği bu sırada 18 yaşında olduğunu…
- 1907’de İstanbul’da kaldığı otelin kapısına “Burada her suale cevap verilir ama sual sorulmaz” yazdırdığını…
- Kendisini çekemeyenlerin Ona deli damgası vurmak için gönderdikleri doktorun “Eğer Bediüzzamanda zerre kadar delilik varsa, Dünyada akıllı insan yoktur” dediğini…
- Yahudilerin İstanbul temsilcisi Karosso ile görüştüğünü ve Karosso’nun konuşmayı yarıda keserek “Eğer yanında biraz daha kalırsam beni de müslüman edecekti” dediğini…
- Tiflis’te karşılaştığı Rus polisine o anda çok kötü durumda olan Müslümanların Dünyaya hakim olacağını söylediğini…
- 1915’li yıllarda Doğuda Ruslara karşı talebeleriyle savaştığını,Rusların Bediüzzaman ve talebelerini görünce “Keçe külahlılar geliyor” diye kaçıştıklarını…
- İstanbul Kağıthane semtinde 2 arkadaşıyla yaptığı kayık gezintisinde çevrede yüzlerce bayan olmasına rağmen bir kez olsun bakmadığını ve sebebini soranlara “Lüzumsuz, geçici zevklerin akıbeti elemler, teessüfler olmasından,istemiyorum” dediğini…
- 1922 yılında Ankara’ya geldiğini ve Millet Meclisinin kendisini resmi tören ile karşıladığını…
- Ankara’da Mustafa Kemal ile görüştüğünü…
- Mecliste yaptığı konuşmadan sonra 60 milletvekilinin Namaza başladığını…
- Gençliğinde 10 sene kaldığı İstanbul’da bir defa olsun kadına bakmadığını…
- Talebelerinin anlattığına göre her gece mutlaka Teheccüde kalktığını ve her gece 4-5 saat dua ettiğini…
- 1926 yılında başlayan ve 25 sene süren çileli hayatın Risale-i Nuru telif etmesi ile bereketlendiğini…
- Barla’da kaldığı 8.5 sene zarfında Risale-i Nurun dörtte üçünü telif ettiğini…
- Üstadımızın 19 defa din düşmanları tarafından zehirlendiğini ve bir defasında çok şiddetli bir zehir etkisi ile 1 hafta aç ve susuz ve halsiz bir şekilde hastalandığını fakat bu durumda iken bile bir defa dahi bile namazını terk etmediğini…
- Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz,hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” dediğini…
- Üstadımıza leke sürmek isteyenler bir sarhoşa Said’in hizmetçisi buradan bir rakı aldı diye yazıp imzalatmak istediklerini fakat sarhoş adamın “Tövbeler olsun bu yalanı kim imza eder” dediğini…
- Üstadımızın hapishanede kaldığı zaman beraberinde en azılı katillerin ve canilerin bile namaza başladıklarını…
- Kendisini defalarca hapseden ve defalarca zehirleyip eza ve cefa veren insanlara hakkını helal edecek kadar alicenap olduğunu…
- Üstadımızın Mektubat’da “Rıza-i küfür,küfür olduğu gibi,zulme rıza da zulümdür” dediğini…
- Günde 1.5 – 2 saat uyuduğunu ve gece ibadet ettiğini…
- Üstad hazretlerinin “Tembellik, hastalık, yorgunluk ve havalecilik nefsin desisesidir” dediğini ve bu huyları hiç sevmediğini…
- Üstad Hazretleri “Evlatlarım, Risale-i Nur dinsizlerin, komünistlerin, masonların belini kırmıştır. Risale-i Nur daima galiptir. Katiyyen merak etmeyiniz. Yeterki siz Risale-i Nur’a sadık kalın” dediğini…
- Nur üstadımızın “Biz Risale-i Nur okuyarak iman tazeliyoruz” dediğini…
- Üstad Hazretlerinin Emir dağına 3 km kalsa bile namaz vakti gelince arabayı durdurup hemen evvel vaktinde namazı eda ettiğini….
- 23 Mart 1960 Çarşamba günü, İslam Dünyasında bin ayda daha hayırlı olan Kadir gecesinin idrak edildiği gece, Bediüzzamanın Urfa’da İpek Palas Oteli’nin 27 numaralı odasında Rahmeti Rahmana kavuştuğunu…
BİLİYORMUSUNUZ !