Bediüzzaman, Risalelerin birçok yerinde, gelecekte gerçekleşecek önemli olaylardan bahsetmiştir. Bunlar arasında ahir zaman alametleri ve Mehdi konusu ise çok geniş bir yer tutmaktadır. Bediüzzaman “hakiki beklenen ve bir asır sonra gelecek olan zat” (Kastamonu Lahikası, 57) şeklinde ifade ettiği Hz. Mehdi’nin gelişinin, Allah’ın bir vaadi olduğunu ve mutlaka gerçekleşeceğini şöyle bildirmiştir:
Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında(fitnelerin olduğu, karışık bir zaman), elbette en büyük Bir Mücetehid (ihtiyaç hasıl olduğunda ayet ve hadislerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderi), hem en büyük Bir Mücetehid (dini açıklayan büyük alim), hem Hakim, hem Mehdi (hidayete vesile olan), hem Mürşid (doğru yolu gösteren), hem Kutb-u Azam (en büyük yol gösterici) olarak Bir Zat-ı Nuraniyi (Nurani bir şahsı) gönderecek ve O Zat da, ehl-i beyt-i Nebeviden (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) olacaktır... Kadir-i Zülcelal Hz. Mehdi ile De, Alem-i İslam’ın Zulümatını (İslam aleminin üzerindeki karanlıkları) Dağıtabilir. Ve vaad etmiştir, vaadini elbette yapacaktır. (Mektubat, sf. 411-412)
Bediüzzaman, hem kendisinden sonraki asırda gelecek olan müceddid olması, hem de 1400 senedir tüm Müslümanların şevk ve heyecanla beklediği kutlu bir şahıs olması nedeniyle, eserlerinde Hz. Mehdi'den çok açık ve detaylı olarak bahsetmiştir. Risale-i Nur’da ahir zaman alametlerinden, Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelişinden, Hz. Mehdi’nin cemaatinden, görevlerinden ve Hz. İsa ile birlikte hareket edeceğinden söz edilmektedir. Bunun yanı sıra Hz. Mehdi’nin geliş vakti, geleceği ortamın şartları, göreve başlayacağı yer, onu diğer müceddidlerden ayıran görevleri ve bu görevinde ona yardım edecek şahıslar hakkında da önemli bilgiler verilmektedir.
Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında(fitnelerin olduğu, karışık bir zaman), elbette en büyük Bir Mücetehid (ihtiyaç hasıl olduğunda ayet ve hadislerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderi), hem en büyük Bir Mücetehid (dini açıklayan büyük alim), hem Hakim, hem Mehdi (hidayete vesile olan), hem Mürşid (doğru yolu gösteren), hem Kutb-u Azam (en büyük yol gösterici) olarak Bir Zat-ı Nuraniyi (Nurani bir şahsı) gönderecek ve O Zat da, ehl-i beyt-i Nebeviden (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) olacaktır... Kadir-i Zülcelal Hz. Mehdi ile De, Alem-i İslam’ın Zulümatını (İslam aleminin üzerindeki karanlıkları) Dağıtabilir. Ve vaad etmiştir, vaadini elbette yapacaktır. (Mektubat, sf. 411-412)
Bediüzzaman, hem kendisinden sonraki asırda gelecek olan müceddid olması, hem de 1400 senedir tüm Müslümanların şevk ve heyecanla beklediği kutlu bir şahıs olması nedeniyle, eserlerinde Hz. Mehdi'den çok açık ve detaylı olarak bahsetmiştir. Risale-i Nur’da ahir zaman alametlerinden, Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelişinden, Hz. Mehdi’nin cemaatinden, görevlerinden ve Hz. İsa ile birlikte hareket edeceğinden söz edilmektedir. Bunun yanı sıra Hz. Mehdi’nin geliş vakti, geleceği ortamın şartları, göreve başlayacağı yer, onu diğer müceddidlerden ayıran görevleri ve bu görevinde ona yardım edecek şahıslar hakkında da önemli bilgiler verilmektedir.