DİĞER FETVALARI:
* Erkekle kadının tokalaşması günah mıdır? Peygamber efendimizin kadınlarla tokalaştığını okumuştum. Medine K./SAMSUN
Bayraklı: Soruyu sen cevaplandırdın, bana niye soruyorsun.
Cevab: Bu verdiği cevabın ilmi bir yönü varmı? Polemikle dini karıştırmışlar, akıl felsefe mugalata ile insanları şaşırtıyorlar.
Nebi buyurdu:
“Kim, kendisine yol (mahremlik bağı) olmayan kadına dokunursa, kıyamet günü avuçlarına ateşten bir köz konur.”
من مس كف امرأة ليس منها سبيل وضع على كفه جمرة يوم القيامة
Ayrıca resulullah bey’at esnasında kadınlara da dokunmamıştır.
عون المعبود - (8 / 113)
وقال النووي هذا الاستثناء متقطع وتقدير الكلام ما مس امرأة قط لكن يأخذ عليها البيعة بالكلام فإذا أخذها بالكلام قال اذهبي فقد بايعتك
Nevevi derki: Kelamın takdiri: Asla hiçbir kadına dokunmadı, lakin ondan söz ile bey’at aldı. Söz ile bey’atı alınca, şöyle dedi: Git, muhakkak seninle bey’at ettim.
· Hz. İsa'nın kıyamet gününe yakın bir zamanda tekrar yeryüzüne gelip İslam'ı hâkim kılacağı söyleniyor. Bu doğru mu? Eğer gelecekse insanlar nasıl tanıyıp da ona inanacak? B.L./İSTANBUL
Bayraklı: Hz. İsa tekrar bu dünyaya gelmeyecektir. Bu konu Hıristiyanlıkla alakalıdır. Kuran'a göre Hz. İsa eceliyle ölmüştür. Oysaki Hz. İsa peygamber olarak dünyaya gelse Kuran'daki Hz. Peygamber'in son peygamber olduğu ilkesi ortadan kalkmış olur. Aslında sorunuza uzun cevap vermek gerekiyor. Buradaki dar alanımız buna müsaade etmemektedir. Zaman içerisinde bu konuyu yazacağım. O zaman daha doyurucu malumat bulacaksınız.
Cevab: İsa a.s ın nuzulü tevatürle sabittir, inkarı adamı felakete götürür. Ayeti kerimelerin delaleti ve hadisi şeriflerin de kati ifadesiyle bu iş dinin zaruriyyatından olmuştur, inkarı tartışma konusu olacak kadar kolay değil. H.karaman bile sonunda sözünü değiştirmeye mecbur kaldı, ve –inişini inkar etmiyorum, ama ne zaman olacağını kimse bilemez- dedi.
إتحاف الخيرة المهرة - (8 / 141)
7663- وعن ابن عباس , رضي الله عنهما , قال : {إنه لعلم للساعة} , قال : نزول عيسى ابن مريم , عليه السلام.
رواه مُسَدَّد موقوفًا ورواته ثقات.
İbni Abbas r.anhuma şu ayete “O, elbette saat/kıyamet için ilimdir.” Şöyle mana verdi: Meryemoğlu İsa’nın inişidir.
التبويب الموضوعي للأحاديث - (1 / 22125)
فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تكون حتى يكون فيها عشر الدجال والدخان والدابة وطلوع الشمس من مغربها ونزول عيسى بن مريم ويأجوج ومأجوج وثلاثة خسوف خسف بالمشرق وخسف بالمغرب وخسف بجزيرة العرب وآخر ذلك نار تخرج من عدن
Resulullah buyurdu: “Kıyamet, on şey olmadıkça kopmaz. Deccal, duman, dabbe, güneşin battığı yerden doğması, İsa’nın inişi, ye’cüc ve me’cüc, üç yer batması…..”
صحيح البخاري- طوق النجاة - (4 / 168)
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَيُوشِكَنَّ أَنْ يَنْزِلَ فِيكُمْ ابْنُ مَرْيَمَ حَكَمًا عَدْلًا فَيَكْسِرَ الصَّلِيبَ وَيَقْتُلَ الْخِنْزِيرَ وَيَضَعَ الْجِزْيَةَ وَيَفِيضَ الْمَالُ حَتَّى لَا يَقْبَلَهُ أَحَدٌ
Buharinin şu rivayeti tevatür derecesindedir: “Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, Meryemoğlu İsa’nın aranıza inmesi elbette yakındır. Adaletli hakem olarak iner, haçı kırar, hınzırları öldürür, vergiyi kaldırır, mal o kadar bollaşır ki kimse onu kabul etmez.”
http://www.yazarx.com/FYasamMagazin.../kuran,-kadinin-degeri-ve-haklari/205919.aspx
* Öldüğümüz zaman dünyayla irtibatımız tamamen kesiliyor mu? Ruhlar âlemi nasıl bir âlemdir? M.L./SAMSUN
Bayraklı: Öldüğümüz zaman dünyayla ilişkimiz tamamen kesilmektedir. Ruhlar âlemi diye bir âlem yoktur. Çünkü öldükten sonra ruhumuz Allah'a dönmektedir. Nasıl dönüyor ve nerede bulunuyor meselesi hakkında bir bilgimiz yoktur.
Cevab: Kabir alemini şu hadisi şerif açıklıyor:
المعجم الأوسط - (8 / 272)
قال النبي صلى الله عليه و سلم القبر روضة من رياض الجنة أو حفرة من حفر النار
Resulullah buyurdu: “Kabir cennet bahçelerinden bir bahçedir, veya ateş çukurlarından bir çukurdur.”
Ayrıca azab gören iki kişinin –Söz gezdirmekten ve idrar sıçrantısından azab gördüğünü- beyan eden hadisi şerifi hatırlatırız.
Ayeti kerime de, “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler, siz farkında değilsiniz.”
Başka bir ayette onların rızıklandırıldıkları zikrediliyor.
Diğer bir ayette –Firavun ve ehline sabah akşam ateş gösteriliyor.Denmiştir, tefsirinde, kabir azabının delili olduğu söylendi.
Dularında Resulullah şöyle demiştir:
إتحاف الخيرة المهرة - (1 / 153)
وَمِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ جَهَنَّمَ .
“Ya Rabbi! Kabir azabından ve cehennem azabından sana sığınırım”
Olmayan şeyden mi sığınıyor ve bizleri de sığındırıyor? Aklınızı başınıza alın.
· Ben âdet olduğum zaman da Kuran okumak istiyorum. Bazıları okunamaz diyor. Kuran'da böyle bir hüküm var mı? H.T./Kocaeli
Bayraklı: Âdet olduğun zaman Kuran okumanda bir sakınca yoktur. Çünkü Kuran'da âdet olan kadının Kuran okuyamayacağına dair herhangi bir hüküm yoktur.
Cevab: Hayızlı ve nifas olan kadınlar hakkında bir çok mesele sayıldı, 134. sünde şöyle der:
13 - تحرم قراءة القرآن ولو آية واحدة لحديث ابن عمر رضي الله عنهما قال : قال رسول الله صلى الله عليه و سلم : ( لا يقرأ الجنب والحائض شيئا من القرآن )
Bir ayette olsa Kur’an okuması (hayızlı) için haramdır. İbni Ömer r.anhuma hadisi vardır: Resulullah buyurdu: “Cünüb ve hayızlı olan, Kur’andan bir şey okuyamaz.”
Ancak dua niyetiyle okumasına izin verildi Rabbena duaları gibi.
Diğer hükümlerinde şunlar zikredildi: Hayızlı nifaslı kadınlar namaz kılamaz, oruç tutamaz, mescide giremez, tavaf yapamaz, kocası ile ilişkiye giremez, mushafa dokunamaz. V.s.
Seferiyken farz namazlarını iki rekat kılıyoruz. Şimdi ulaşım artık çok kolaylaştı. Ben seferi değil de normal kılmak istiyorum, olmaz mı? İsmet Z./Bursa
Bayraklı: Seferi olmak için Nisa Suresi'nin 101. ayetine göre hayat tehlikesi veya ağır bir meşakkat olması lazım. Günümüzde söylediğin gibi uzak yerlere çeşitli taşıtlarla gidilmektedir. Hayat meşakkati yoksa Türkiye'nin neresine gidersen git seferi değilsin. Ama hayat tehlikesi olduğu yerde dışarı çıktığın an seferi olursun. Onun için Allah, Kuran'da seferiliği zaman ve mekâna göre hükme bağlamamış, hayat tehlikesine göre bağlamıştır.
http://www.yazarx.com/FYasamMagazin/...ma/205158.aspx
Cevab: Ayeti kerimenin tefsirleri şöyle der:
Yeryüzünde sefere çıktığınız vakitte, kafirlerin sizi fitnelen dirmesinden korkarsanız namazdan kısaltmanızda sizin üzerinize bir günah yoktur. Nisa:101
Sefere çıktığınız zaman kafirlerin size saldırmasından korkarsanız namazı kısaltmanızda bir günah yoktur. Bu hüküm, daha sonra tüm yolculara şamil olup namazın kısaltılmasına ruhsat verilmiştir. Korku olsun olmasın bütün yolcular aynıdır. Bu hususta Hazreti Ömer Resulullaha sorunca, buyurdu ki
“Sadakadır” Allahu Teala bununla tasadduk etti. Onun sadakasını kabul edin.”
Namazı kısaltmazsanız Allahu tealanın hediyesini ret etmiş gibi olursunuz. Ayrıca sefer hükümlerini beyan eden hadisi şerifler, yolcunun üç gün mesh edebileceğini beyan ediyor. Oruç tutmamasına izin verildiğini ayeti kerime beyan ediyor. Demek ki yolculuk tahakkuk edince defer hükümleri geçerlidir. Vasıtaların rahatlığı önemli olmaz, asıl önemli olan kendi vatanından evinden barkından aile fettlerinden ayrıldığı için mutlaka meşakkat hasıl olur düşünce keder fazla olur, bir an evine geri dönmeyi arzular. Bu durum ibadetlerde kolaylığa ruhsat verilmesine sebeb oldu… Aynı illetler şimdide var. Şu hadisi şerif bunu beyan eder:
أمثال الحديث لأبي الشيخ الاصبهاني - (1 / 74)
" السَّفَرُ قِطْعَةٌ مِنَ الْعَذَابِ ، يَمْنَعُ أَحَدَكُمْ نَوْمَهُ وَطَعَامَهُ وَشَرَابَهُ
Resulullah buyurdu: “Sefer, azabtan bir parçadır. Sizden birinin uykusunu yemesini içmesini men eder.”
O halde seferdeki illet şunlardan men etmek olunca, o zaman sefer hüküm sabit olur. Mantıkla dini yorumlarsanız şeytan gibi – ben ondan daha hayırlıyım- dersiniz.
· Ölenler kabirde günahlarından dolayı ayrıca bir azap görecekler mi? Yaptıklarımızdan dolayı zaten cennet veya cehenneme girmeyecek miyiz? Ahmet TAK/KAHRAMANMARAŞ
Bayraklı: Kabirde yeniden bir diriliş olmayacaktır. Böyle düşünenler reenkarnasyon yapmış oluyorlar. Oysa ki bizim dirilişimiz, kıyametin kopmasıyla beraber olacaktır. Dirilmenin olmayacağı mezarda azap da olmaz. Çünkü ruhun olmadığı yerde azaba yer yoktur. Diğer taraftan Yüce Allah, Rad Suresi'nin 34. ayetinde, "Onlara dünya hayatında azap vardır. Ama ahiret azabı daha şiddetlidir" demektedir. Görüldüğü gibi, dünya ve ahiret azabından bahsedilirken kabir azabı diye bir kavram Kuran'da geçmemektedir. Bu kabir azabının varlığını iddia edenler, Kuran'a ilave yapmaktadırlar ve uydurma hadislere dayanmaktadırlar. Biraz daha geniş düşünürsek, mezarı olmayan, yani kabri olmayan pek çok insan vardır. Bunlardan biri de Firavun'dur. Peki, nasıl azap görmektedir? Netice olarak diyebiliriz ki kabirde azap yoktur.
Cevab: Kabir azabı hakkında geride malumat yazmıştık tekrarını buraya alalım….
Kabir alemini şu hadisi şerif açıklıyor:
المعجم الأوسط - (8 / 272)
قال النبي صلى الله عليه و سلم القبر روضة من رياض الجنة أو حفرة من حفر النار
Resulullah buyurdu: “Kabir cennet bahçelerinden bir bahçedir, veya ateş çukurlarından bir çukurdur.”
Ayrıca azab gören iki kişinin –Söz gezdirmekten ve idrar sıçrantısından azab gördüğünü- beyan eden hadisi şerifi hatırlatırız.
Ayeti kerime de, “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler, siz farkında değilsiniz.”
Başka bir ayette onların rızıklandırıldıkları zikrediliyor.
Diğer bir ayette –Firavun ve ehline sabah akşam ateş gösteriliyor…. Denmiştir, tefsirinde, kabir azabının delili olduğu söylendi.
Dularında Resulullah şöyle demiştir:
إتحاف الخيرة المهرة - (1 / 153)
وَمِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ جَهَنَّمَ .
“Ya Rabbi! Kabir azabından ve cehennem azabından sana sığınırım”
Olmayan şeyden mi sığınıyor ve bizleri de sığındırıyor? Aklınızı başınıza alın….
إتحاف الخيرة المهرة - (1 / 281)
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ الله صَلَّى الله عَلَيه وسَلَّم : إِنَّ عَامَّةَ عَذَابِ الْقَبْرِ مِنَ الْبَوْلِ ، فَتَنَزَّهُوا مِنَ الْبَوْلِ.
İbni Abbas r.anhuma Resulullah in şöyle dediğini bildirdi: “Muhakkak kabir azabının ekserisi idarar (sıçraması) sebebiyledir. İdrardan sakınınız.”
إطراف المسند المعتلي بأطراف المسند الحنبلي - (9 / 469)
12732 - حديث دخل علي رسول الله صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وأنا في حائط من حوائط بني النجار فيه قبور منهم قد ماتوا في الجاهلية فسمعهم وهم يعذبون فخرج وهو يقول استعيذوا بالله من عذاب القبر قال قلت يا رسول الله وإنهم ليعذبون في قبورهم ؟ فقال نعم عذابا تسمعه البهائم
Şu rivayette ashabtan biri Neccar oğulları kabristanına yakın bir duvara yaslanmış olduğunu ve cahiliye döneminde ölenelerin orda azab edilişlerinin sesini işittiğini gelip REsulullaha haber verdi. Ve dedi: Ya Resulellah! Onlar kabirlerinde azab oluyorlar mı?
Buyurdu: “Evet, öyle bir azab ki hayvanlar onu işitiyor.”
Hayvanlar işitmiş te, bazıları bu hadisi ve benzerlerini işitmemiş.
* Yılbaşını yakın akrabalarımızla evimizde kutlayacağız. Yeni yılın gelişini kutlamak günah mıdır? Oğuz ALPSOY/Sivas
Bayraklı: Yılbaşını ahlak kuralları içinde kutlamanın günah olduğunu kimse söyleyemez. O kutlamada neler yaptığınız önemlidir. Alkol alıyorsanız ve ahlak dışı işler yapıyorsanız, onlar günah olur. Yılbaşını kutlamak bir dini mesele değildir, kültür meselesidir. Onun için hangi kültürler yılbaşını kutluyor ise ona benzemenin kültürel bir sakıncası olup olmadığına bakılabilir.Cevab:Kültür nerden kaynaklanır? O ahalinin örfü adetinden. İslami hükümlerin icra ve tatbikinde örfün ne kadar önemli olduğunu bilmiyorlarmı?
Selem akti neyle sabit? Örfle, kiralama akitleri arazi yarılığa verilmesi vakif hükümlerinin bir çoğu v.s. pek çok hüküm örfle sabittir. O halde bir milletin örfüne tabi olanlar onların hükmüne dahil olurlar.
“Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.” Hadisi şerifi bu gibi meselelerde büyük tehdittir.
Yılbaşını kutlayanlar yani Hıristiyanlar bunu din adına is anın güya doğumu adına yapmaktadırlar, siz buna kültür meselesi demekle işi yumuşatamazsınız. Diyalogçulardan farkınız kalmaz.
· Bir hoca televizyonda, saçları siyaha boyatmanın haram olduğunu söyledi. Saçları boyatmak günah mı, siyaha boyatmanın dinimizde özel bir hükmü var mı? Zeynep ÖZGÜ/Malatya
-Bayraklı: Saçları boyatmak günah değildir. Ancak boya saç ve deride bir tabaka oluşturuyorsa cünüplüğünüz gitmez. Tabaka oluşturmuyorsa hiçbir sakınca yoktur.
Cevab: Kına gibi siyah olamayan tabii bir şeyle boyamak caizdir. Siyah boyalar kişiyi genç ve daha güzel gösterir, üstelik altına su gitmez. Başkasını aldatmak caiz değildir.
· Dinimizde faizin haram olduğu belirtiliyor. Benim bir miktar param var. Enflasyon karşısında değer kaybetmemesi için faizle bankaya yatırdım. Günah mı işlemiş oldum? Osman KARA/İzmir
- Bayraklı: Kendin harcamaman gerekiyor. Aldığın farkı bir fakire, bir öğrenciye burs olarak verebilirsin.
Cevab: Yani kendi yemediği şeyi başka bir müslümana mı yedirecek vay be….
Ancak namazsız sarhoş birine faiz olduğunu söylerek verilebileceğini eski bir alim söylemiştir.
* İşimden dolayı namazlarımı vaktinde kılamıyorum. Öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birleştirebilir miyim? Elif AKAR/Ankara
-
Bayraklı: Buna 'cem' yani iki namazı birleştirerek kılmak diyoruz. Hz. Peygamber bunu uygulamıştır. Yaptığın doğrudur.
Cevab: Resulullah’ın yaptığı ile bahsettiğin şeyin ne alakası var. Resulullah öğleni geciktirmiş ve vakti çıkmadan evvel kılmıştır, orda bekleyerek ikindiyi de kendi vakti girince kılmış ve yola çıkmıştır. Bu uygulama, senin dediğine ne bakımdan benziyor????
Üstelik Efendimiz bu gibi uygulamaları belli bir zaman sonra tamamen terk etmiş bir daha yapmamaıştır, bununla takva olan usulün cem etmemek olduğu belirmiş ve Hanefi mezhebinin görüşü sabit olmuştur.
· Bu sene hacca gitmeyi planlıyorum. Kocam vefat etti. "Hacca gitmen için yanında bir erkek yakının olması gerekir" diyorlar. Tek başıma gidemez miyim? E.C./Konya
Bayraklı: Günümüzde hacca gidişler gruplar halinde uçakla yapılmaktadır. Gruplarda kadın arkadaşların olacaktır. Pasaportlarınızla ilgilenecek olan görevliler olacak, hac ibadetinizi de din görevlileriyle yapacaksınız. Tek başınıza hacca gitmenize bu şartlarda sakınca görmüyorum. Yasak, kendine sahip çıkamayacak kadınlar içindir.
Cevab: Hadisi şerif derki:
“Allaha ve ahıret gününe iman eden hiçbir kadın, mahremi olmadan sefere çıkmasın….”
Bu hükümler kıyamete kadar bakidir, değişecek olsaydı onu haber verirdi…
Mahremsiz hacca giden kadın haram işlemiş olur..
التمهيد لما في الموطأ من المعاني والأسانيد - (21 / 55)
صلى الله عليه وسلم قال " يا نساء المؤمنات لا تخرج امرأة مسيرة ليلة إلا ومعها ذو محرم" .
Nebi buyurdu: “Ey mü’min kadınlar topluluğu! Hiçbir kadın, yanında mahremi olmadığı halde, bir günlük sefere çıkmasın.”
Başka rivayetlerde iki günlük, başka rivayetlerde üç günlük dendi. Bu mesafe yürümekle olan üç günlük mesafedir ki 90 km kadardır. Buraki incelik kadının yalnız kalıp zelil olmamasıdır. Profun dediği gibi her şeyin hazırlanmış olması, görevlilerin varlığı v.s. kolaylıklar işi cevaza döndürmez, zira kadının başına gelecek ağır hastalık ölüm veya kaybolma gibi durumlarda kim vebali yüklenecek????
· Resmi nikâh kıydıktan sonra ayrıca dini nikâh kıymak da şart mı?
Bayraklı: Resmi nikâh kıyıldıktan sonra imam nikâhı kıydırmak gerekmez. Çünkü resmi nikâh yeterlidir. Nikâhın dinlisi dinsizi, imamlısı imamsızı olmaz. Çünkü nikâh bir akittir. Hz. Peygamber 25 yaşında evlendi, o zaman İslam dini yoktu. Onun nikâhı imamlı mıydı? Müslüman olmayan ülkelerde kıyılan nikâhlar geçersiz midir? Hz. Peygamber'in babası hangi nikahla evlendi? Kuran'da "Ebu Leheb'in karısı, Firavun'un karısı" denmektedir. Onların nikâhı olmasaydı Yüce Allah "karısı" der miydi? Bu konuyu daha geniş bir şekilde ana makale olarak yazacağım.
Cevab: Cahiliye dönemi veya başka dinler ve cemiyetlerdeki merasimlerin, İslam kaidelerine göre tatbikini, kıyaslamak ne kadar doğru ve akla uygundur?
O zamanki merasimler de zaten şahitler veya veliler iki tarafın evliliğini bilerek ilan ederlerdi.
Size sorulan soruda resmi nikah denen ve sadece imza ile icra edilen uydurma bir tatbikat.
Şayet resmi muamele yapılşırken iki tarafa -aldın kabul ettin mi?- diye sorulsa ve bunu en az iki şahit duysa o zaman zaten dini nikah olmuştur.
· Annem ve babam vefat etti. Namazlarımda onlar için dua ediyorum. Günahlarının affedilmesini diliyorum. Onlar için hayır yapıyorum. Bunun bir kıymeti yok mu? Z.T./Çorum
Bayraklı: Ölmüş annen ve baban için af dilemen ve onlara rahmet okuman doğrudur. Fakat onlar için amel/hayır yapamazsın. Çünkü herkesin ameli kendisine aittir. Kimse kimsenin ameliyle cennete gidemez.
Cevab: مشكاة المصابيح مع شرحه مرعاة المفاتيح - (8 / 137)
عن مجاهد عن ابن عباس رضي الله عنهما قال : قال رسول الله {صلى الله عليه وسلم} : ما الميت في قبره إلا كالغريق ينتظر دعوة تلحقه من أبٍ أو أمٍ أو صديقٍ ، وإن الله ليدخل من الدعاء على أهل القبور كأمثال الجبال ، وإن هدية الأحياء إلى الأموات الاستغفار لهم . زاد الرازي : والصدقة عنهم - انتهى
Mişkat-ul Mesabih 8/137 Mücahid, İbni Abbas’tan r.anhuma şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu: “Kabrinde ölü, ancak boğulan gibidir. Babasından veya annesinden veya arkadaşından gelen bir dua bekler.
Muhakkak Allahu teala, dua sebebiyle kabir ehline dağlar gibi sevabları girdirir. Dirilerin, ölülere hediyesi, onlar için istiğfardır.”
Razi şunu ziyade etti: Onlar adına sadaka vermek.
شرح صحيح البخارى ـ لابن بطال - (3 / 378)
( صلى الله عليه وسلم ) : ( ينقطع عمل ابن آدم بعد موته إلا من ثلاث : صدقة تجرى بعده ، أو علم علمه يعمل به ، أو ابن صالح يدعو له
Buhari şerhi ibni Battal 3/378
Nebi Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu: “Âdemoğlunun ameli, ölümünden sonra kesilir, ancak üç kişi hariçtir. Kendinden sonra devam eden sadaka. Veya Öğretip kendisi ile amel edilen ilim. Veya kendisine dua eden salih evlat.”
Bu ve benzeri rivayetleri inkar ederse kişi ne olur? Bid’at yolunda sapmış ve saptırmış olur.
* Ben kendi halinde ibadetlerini yapmaya çalışan bir Müslüman'ım. Dinimi yaşamak için illa bir tarikata girmeme gerek var mı? Elif H./Ankara
Bayraklı: Kendi kendine Allah'a yapman gereken ibadetleri yerine getirmen doğrudur. Herhangi bir tarikata girmen şart değildir. Tarikat yol demektir. Biz Allah'ın yolundan gideriz. Bu yolu da Kuran belirler ve Hz. Peygamber de o yola davet eder. Biz o yola girmekle yükümlüyüz. Zaten biz Fatiha Suresi'ni okurken, "Yarabbi bizi doğru yola ilet" diye dua ederiz.
Cevab: Tarikat farz değil vacib değildir, ancak büyük bir sünnettir, zira kişinin bir alime kamile tabi olması sünnettir. Ashabı kiram hepsi Ebu Bekre r.a. tabi oldular, emrine boyun eğdiler.
Onların tatbiki Müslüman için örnektir, kendinden kamil olan bir Allah dostuna tabi olmak lazımdır. Zira islamın kemali ihlas ile olur, ihlas ancak tasavvuf ile olur.
* Bir tanıdığım var. Bir işi yolunda gitse "Şeyhim bilmem kimin yardımıyla oldu" diyor. Yanında fotoğrafını taşıyor. Bunlar doğru mu? A.H./İstanbul
Bayraklı: Bu söylem şirktir. Bize yardım eden, sıkıntımızı gideren, problemlerimizi çözen Allah'tır. Bunun şeyhinden olduğunu söylemekse şirke götürür. Bu arkadaşınızı uyarmanızda yarar var. Fotoğrafını yanında niçin taşıdığı da önemlidir. Bir insan bir insanın resmini taşır ama arkadaşı olduğu için taşır. Fakat onunla rabıta kurmak için taşıyorsa bu çok tehlikelidir. Bu sorunuz çok önemlidir ve dinin temel kurallarından birini teşkil etmektedir.
Cevab: Cahil birinin sözüyle tarikatı rabıtayı tasavvufu inkar etmek çok yanlış. O zaman Şiilerin yanlışına bakarak Hazreti Ali ye r.a. kusur getirirsiniz. Hıristiyanların sözüyle İsa a.s. hakkında noksanlık edersiniz.
İşin hakikatını anlamıyorsanız ehline sorun.
“Sadıklarla beraber olun” ayeti, bizlere iyi kulların bedenen veya gönülle yanlarındas olmamızı onlarla birlikte hareket etmemizi bildiriyor. Yakındaysa yanına varırız, uzaktaysa nasıl beraber olacağız? ANCAK RABITA İLE.
Buna göre rabıta dinin emridir, inkarı tehklikelidir.
Bu ve benzeri bir çok cevab sitemizde vardır.
www.alikarahoca.net
Herkes tanıdıklarına ALLAH için ulaştırsın bu reddiyeyi.
Bu reddiye Ali Kara hocaefendi tarafından yapılmakla birlikte bir Ehl-i Sünnet Grubu çalışmasıdır.
''Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.'' Al-i İmran Suresi-104