_YUSUF_
Yönetici
- Katılım
- 26 Haz 2008
- Mesajlar
- 4,070
- Tepki puanı
- 1,043
- Puanları
- 113
- Yaş
- 43
"Kanada, akıl hastalarına doktor destekli ölüm sunacak! Kimler bundan FAYDALANABİLİR?."
Eğer doktorlar hastalığın iyileşme ihtimali olmadığına karar verirlerse bir komisyon çerçevesinde Akıl Hastalarının (delilerin, Ruh hastalarının) doktorlarca öldürülmesine izin verilebilecekmiş.
Bir başka doktor grubu itiraz etmiş: "Gerçek şu ki, diğer pek çok rahatsızlığın aksine, akıl hastalarında temel bir biyolojik düzeyde neler olup bittiğini anlamıyoruz. Bu durumda düzeltilmezlik teşhisini nasıl koyacağız?" demişler. Yani "Biz AKIL hastalıklarının beyindeki süreçleri hakkında HİÇ BİR ŞEY bilmiyoruz ki, bu kararı verene bir kriter verelim ve onun kararına güvenelim, demişler"
- Görünen o ki, Batının ruhsal ve psikolojik hastalıklara hiç bir çözüm önerisi yok. Sadece onları toplama kamplarına toplayarak, seyreltilmiş UYUŞTURUCULAR ile onları uyuşturur. Bu noktada Ortaçağdan daha ileride olduğunu söylemek çok zordur.
- Doktorlar "ölüm Kararını nasıl verecekler?" sorusuna kürtajdan örnek veriyorlar. Anne, karnındaki çocuğun öldürülebilmesi (Kürtaj), önce 3 kişilik doktor heyet raporuna bağlanmıştı. Sonra anneye canı istediği AN çocuğunu öldürebilme hakkı tanıdılar. DELİLER İçin de doktor heyeti ile başlıyorlar.
- Doğulu toplumlarda deliler, "Tanrının, topluma merhameti ve sahip oldukları nimetleri hatırlatan hediyesi" olarak bakılır ve beraberce bakılırlar. Batı, "insani" hemen her meselede olduğu gibi bu konuda da DOĞU'dan çooook geridir.
- Başlığa dikkat ettiniz mi? "Doktorlar tarafından öldürülebilme hakkından hangi AKIL HASTALARI YARARLANABİLİR?" Hepinizin kendinizi öldürmek için çıldırdığınızı biliyoruz, ama sadece çok ŞANSLI , ÖZEL kişilere bu imkanı sağlıyoruz, der gibi. Adeta alçaklığın PAZARLAMASI dersini veriyorlar.
- BAtı Ailenin yıkılması ile her sene bir önceki seneyi KATLAYAN akıl hastalarına, nörolojik hastalara, ruh hastalarına ÇÖZÜMÜ, "yıktığını onararak" bulmak yerine hastaları ÖLDÜREREK çözmeye karar vermiş gibi duruyor.
Ortaçağ'da Yaktıkları DELİLER gibi...
FAşizm BATI'Nın genlerinde var galiba.
Ahmet H. Çakıcı
Eğer doktorlar hastalığın iyileşme ihtimali olmadığına karar verirlerse bir komisyon çerçevesinde Akıl Hastalarının (delilerin, Ruh hastalarının) doktorlarca öldürülmesine izin verilebilecekmiş.
Bir başka doktor grubu itiraz etmiş: "Gerçek şu ki, diğer pek çok rahatsızlığın aksine, akıl hastalarında temel bir biyolojik düzeyde neler olup bittiğini anlamıyoruz. Bu durumda düzeltilmezlik teşhisini nasıl koyacağız?" demişler. Yani "Biz AKIL hastalıklarının beyindeki süreçleri hakkında HİÇ BİR ŞEY bilmiyoruz ki, bu kararı verene bir kriter verelim ve onun kararına güvenelim, demişler"
- Görünen o ki, Batının ruhsal ve psikolojik hastalıklara hiç bir çözüm önerisi yok. Sadece onları toplama kamplarına toplayarak, seyreltilmiş UYUŞTURUCULAR ile onları uyuşturur. Bu noktada Ortaçağdan daha ileride olduğunu söylemek çok zordur.
- Doktorlar "ölüm Kararını nasıl verecekler?" sorusuna kürtajdan örnek veriyorlar. Anne, karnındaki çocuğun öldürülebilmesi (Kürtaj), önce 3 kişilik doktor heyet raporuna bağlanmıştı. Sonra anneye canı istediği AN çocuğunu öldürebilme hakkı tanıdılar. DELİLER İçin de doktor heyeti ile başlıyorlar.
- Doğulu toplumlarda deliler, "Tanrının, topluma merhameti ve sahip oldukları nimetleri hatırlatan hediyesi" olarak bakılır ve beraberce bakılırlar. Batı, "insani" hemen her meselede olduğu gibi bu konuda da DOĞU'dan çooook geridir.
- Başlığa dikkat ettiniz mi? "Doktorlar tarafından öldürülebilme hakkından hangi AKIL HASTALARI YARARLANABİLİR?" Hepinizin kendinizi öldürmek için çıldırdığınızı biliyoruz, ama sadece çok ŞANSLI , ÖZEL kişilere bu imkanı sağlıyoruz, der gibi. Adeta alçaklığın PAZARLAMASI dersini veriyorlar.
- BAtı Ailenin yıkılması ile her sene bir önceki seneyi KATLAYAN akıl hastalarına, nörolojik hastalara, ruh hastalarına ÇÖZÜMÜ, "yıktığını onararak" bulmak yerine hastaları ÖLDÜREREK çözmeye karar vermiş gibi duruyor.
Ortaçağ'da Yaktıkları DELİLER gibi...
FAşizm BATI'Nın genlerinde var galiba.
Ahmet H. Çakıcı