Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başörtülü Bir Öğrencinin Dramı (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Anne Lissing

Başörtülü Bir Öğrencinin Dramı

Türk toplumunda, başörtüsü takmak, yasalarca yasaklanmış durumda değil ancak son yıllarda yapılan bazı düzenlemelerle, kadınların kamu kuruluşlarına başörtülü olarak girmelerine izin verilmemektedir.

Türk makamları, başörtüsünün teokratik kurallara duyulan isteği simgeleyen politik bir tavır olduğu kanaatindeler. Dolayısıyla bir takım düzenlemelerle Türkiye’nin laik yapısını sağlamlaştırmaya çalışmaktalar. Hepsinden öte, bu durum sonuç olarak, başörtüsü takmakta ısrar eden Müslüman kadınların T.B.M.M.’nin bir üyesi olamamaları, gerek devlet ve gerekse özel üniversitelerde öğrenim görememeleri veya memur olarak çalışamamaları anlamına gelmektedir.

Bu zıtlaşmaya rağmen bazı Müslüman kadınlar inançlarının faturasını ödemeye kendilerini hazırlamışlardır. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (O.D.T.Ü.) üçüncü senesi olan Asfiya neden başörtüsü taktığını ve neden bu yüzden mağdur olduğunu T.D.N’e anlattı. Asfiya’nın anne ve babası ayrılmışlar. O üç kardeşi, annesi, dede ve anneannesi ile Ankara’da yaşamakta.

Asfiya hikayesine “Kur’an’da açıklanan kurallara uymayabilirsiniz, fakat bana göre başörtüsü takmak ve günde beş defa ibadet etmek gibi kuralların bütünü bir inci dizisi gibidir. Eğer bu incilerin hepsi bir aradaysa güzeldir ve bir bütündür.” sözleri ile başlıyor. Temiz çehreli, mavi gözlü ve güzel görünümlü bu genç bayan 15 yaşından beri Müslümanlığın gereklerini yerine getirmeye çalışan biri.

Sonra Asfiya şu şekilde devam ediyor: “Amacımı belirlemek ve inancımın gereklerini yerine getirmek, benim kendime olan güvenimi arttırdı. Bence yaratılışımızın amacını bilmek çok önemli. Dünyadaki her şeyin bir amaç uğruna yaratıldığına inanıyorum; sebzeler, küçük yeşil yapraklar, insanlar, hayvanlar, her şey; hatta yılanın bile bir yeri ve amacı var. Ve parmak izlerimiz gibi hepimiz farklıyız ve her birimizin yaşama amacı farklı.” Küçük ellerini hızlıca sallayarak devam ediyor kaldığı yerden: “Benim hayattaki asıl amacım Allah’a şükürlerimi sunmak ve iyi bir insan olmaktır. Bunun yanında ayrıca iyi bir kariyer sahibi olmak ve iyi bir anne olmak da amaçlarım arasında.”

Asfiya uzun bir etek ve bileklerine kadar uzanan bir palto giymiş. Başında ise pastel renkli bir başörtüsü var. Asfiya, bundan kısa bir süre önce Amerika’ya yapmış olduğu bir gezi süresince başörtüsü takma cesaretini kendinde bulmuş.

Yakın Geçmiş

“Geçen yazı, ilk önce California’daki bir kız izci kampında, daha sonra ise New York’taki amcamın yanında geçirdim. Gitmeden önce her zaman ki yazlıklarımı yanıma aldım. Kısa kollu T-Shirtler, ve oldukça kısa etekler falan. Kamptayken Hıristiyan ve Budistlerle tanıştım. Bunlar bana merak ve ilgiden uzak; mesela neden ibadet ettiğimi sordular. Ve neden bir şeyi yerine getirirken, bir diğer şeyi uygulamadığımı -başörtüsü takmadığımı- sordular. Sonradan, doğal olarak bu konular üzerinde düşünmeye başladım. Kampta kendimi gözden geçirmek ve Kur’an okumak için bolca vaktim oldu. Ve Kur’an’da daha önce keşfetmediğim anlamlarla karşılaştım. İnsanlar hayatta hep benzer hatalar yapıyorlar. Kur’an okurken kendimin ve başka insanların hikayelerini buldum. İşte bu babam, bu kız kardeşim ve işte bu benim dediğim anlar oldu.”

“New York’a geldiğimde ise geleneksel kıyafetler içerisinde Ortodoks Yahudileri gördüm. Erkekler siyah şapka ve yakasız elbiseler giyiyorlardı. Kadınlar ise koyu, uzun, kolları bileklere kadar uzanan basit elbiseler giyiyorlardı. Ben hep Kur’an’da tarif edildiği gibi giyinmek istemişimdir fakat daha önce buna bir türlü cesaret edememiştim. Fakat orada iki günlüğüne bunu denemeye karar verdim. Başörtümü taktım, amcamın oldukça geniş gömleğini giydim.(O giysisini hatırlayınca gülümseyerek devam etti) Ve iki gün boyunca New York sokaklarında bu şekilde dolaştım. Kendimi gerçekten çok iyi hissettim. Bu süre sona erdikten sonra tekrar eski kıyafetlerimi giydim. Ancak onları giyince kendimi çıplak hissettim. Türkiye’ye döndüğümde ise makyaj malzemeleri falan alarak hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştım ancak Amerika’da yaşadıklarım hiç aklımdan çıkmadı.

“Sonra bana yol göstermesi için Kur’an’a döndüm. Durup düşünmeye başladım. Beni başörtüsü takmaktan alıkoyan şeyler nelerdi? Okulum, bir butikteki part-time işim, başörtüsüne pek sıcak bakmayan babam ve bazı arkadaşlarım. Ve sonunda bu yıl 2 Ekimde başörtüsü takmaya karar verdim.” diye ekliyor Asfiya.

Yansımalar

Asfiya başörtüsü takmaya başladıktan sonraki durumları ise şu şekilde anlatıyor: “Başörtüsü takmak günümüz toplumuna ait olmayan, geçmişe ait bir şey gibi görünebilir fakat önemli olan bu davranışı ne için ve kimin için yaptığınızdır. Allah’a kulluktan başka nedenler için saçlarınızı kapatmamalısınız. Politik bir amaçla başörtüsünün takılabileceğine inanmıyorum; bu sadece ihtilaf yaratmak için ortaya atılıyor. Fakat Türkiye’deki pek çok insanın dinle ilgili bilgileri televizyonların aktardığı kadar. İşte bu yüzden kadınların sadece politik bir nedenden ötürü başörtüsü taktığına inanılıyor.

“New York’ta, insanlar benim için ‘Onun politik bir amacı var!’ diye düşünmediler. Bazı arkadaşlarım ise bu konuda benim bir istisna olduğumu söylüyorlar fakat benim gibi olan diğer arkadaşlarla da konuştuğumda farklı düşünmediğimizi görüyorum. Kızların pek çoğunun politik nedenlerden ötürü örtünmeye başladıklarına inanmıyorum. İnsanların bu konu üzerinde konuşmadan önce Kur’an okumaları gerekir. Eğer neden bahsettiğinizi bilmiyorsanız susmalısınız.”

“İnsanlar başörtüm yüzünden bana bir bakış atıp benden yüz çevirdiklerinde, onlar tarafından bir hapishaneye kapatılmışım gibi hissediyorum. Bütün kapı ve pencereleri kapatıp, hiç kimseyi dinlemek ve hiçbir şey -ne bilim ne kültür...- öğrenmek istemiyorum. Bu zamanlarda çok gözyaşı döktüm. Sabırlı ve güçlü olmaya çalışıyorum ve en sonunda buna gerçekten değiyor çünkü ruhumu özgür hissediyorum.

Şimdi...

Asfiya derin bir nefes aldı. Gözlerini kaçırarak başını eğdi ve şöyle ekledi: “Fakat geçen ay zor anlar yaşadım. Okulla alakalı pek çok sorunum var. Derslere, kütüphaneye, bilgisayar laboratuarlarına ve hatta binalara bile girmeme izin verilmiyor. Dersi veren hocaya durumumu anlatmaya çalıştığımda, bana kibarca sesimi kesmemi ve sınıfı terk etmemi söyledi.”

“Dönem başında hocalarımdan biri derslere devam etmeme izin vermişti. Fakat sınıftaki erkek öğrencilerden biri ayağa kalkıp hocaya ‘Başındakini çıkarması lazım, onu bu şekilde derse alamazsınız’ diye bağırdı. Ben şok oldum. Hocaların veya diğer yaşlıca insanların bu tür davranışlarına alışıktım ancak benim yaşımdaki genç birisinden böyle bir davranış beklemiyordum. O çocuk hocayla sınıfta tartıştıktan sonra bölüm başkanına olanları anlatmış. Sanırım, bölüm başkanı hocayı azarlamış olacak ki bir sonraki derse girmeme izin verilmedi. Hocam ismimi alacağını ve idareye bildireceğini söyledi. Ben ismimi vermeyi reddettim. Tartışmaya başladık. Ben bunu bana daha önce söylemediğini ve bunun hiç adil olmadığını söyledim. 3 defa idareye şikayet edilirseniz bir iki ay uzaklaştırılabilir ve hatta okuldan atılabilirsiniz.”

“Okuldaki birkaç hoca ‘Eğer bana saygı duyuyorsanız, ben de size saygı duyarım’ diyerek başörtülü öğrencilerin derslere girmesine izin veriyor. Fakat şu an 6 dersimden yalnız bir tanesinin derslerine devam edebiliyorum. Evde kitapları okuyarak çalışıyorum. Fakat bu daha sonraki seneler için yeterli görünmüyor ve daha sonra da ne yapacağımı bilmiyorum.”

Gelecek...

“Bazıları beni rahatlatmak için ‘Bu senin suçun değil, Allah her şeyden haberdar’ diyorlar. Bu durum iyi veya kötü şeylerle alakalı değil, hatta sadece başörtüsü takmakla da alakalı değil; bu sizi siz yapan özgürlüğünüzle alakalı. Özgürlüğü seviyorum ve özgür bir ülke arzuluyorum. New York’taki gibi özgür olmak istiyorum.

“Bence devlet insanları rahat bırakmalı ve okumalarına izin vermeli. Eğer okumama ve bir iş sahibi olmama Türkiye’de izin vermezlerse bunları yurt dışında gerçekleştiririm. İsteyince başarabileceğime inanıyorum. Allah ‘Benim yolumu izleyin çünkü ben neye ihtiyaç duyarsanız hepsini size vereceğim’ sözü ile bana güç veriyor.

Ve son olarak Asfiya şu şekilde bağlıyor: “Daha önceden tüm yaptıklarım ülkem içindi fakat şimdi beni düşünmüyorlar ben de bundan böyle kendimi düşünüyorum.”

Pasajda adı geçen Asfiya kim olduğu yalnızca T.D.N
tarafından bilinen bir kişinin müstear ismidir.


Çeviren: Mehmet Fatih ÖZKAN - patikalar.net'den alınmıştır.
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Başörtülü Bir Öğrencinin Dramı

inş. kardeşim İnşallah Adaşım (Benimde İSmim Mustafa) s.a.
 

rabia_can

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
14
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Başörtülü Bir Öğrencinin Dramı

B)allah inşallah açtığın saçına kefaret eder güzel kardeşim allah c.c seni korusun her zaman yanında olur nşallah allah a emanet ol allah senden razı olsun keşke bazı insanlar da senin gibi olsa ne güzel bi ülke olurdukB)
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Başörtülü Bir Öğrencinin Dramı

Ülke güzel ama dikenler budanmalı
Dikenler çok iken gül nasıl bulunur
Hazin gönüllerin hancerleri var elbet
Bu ülkede birgün hepsi budanır elbet
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt