Aşk-ı Hicab
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 15 Şub 2009
- Mesajlar
- 12,148
- Tepki puanı
- 25
- Puanları
- 38
- Yaş
- 39
Başlıksız yazılar, isimsiz çocuklar gibidir derdi, bana kalemi
sevdiren, soy ismi gibi candan öğretmenim..
sevdiren, soy ismi gibi candan öğretmenim..
Ve hayat bazen yalnızca yazıda değil, karşımıza çıkardığı bir çok şeyde
başlık koymamızı gerektiriyor..
başlık koymamızı gerektiriyor..
Kimi zaman duygularımızın adı olmuyor, kimi zaman
sevdalarımızın, kimi zaman dostluklarımızın..
sevdalarımızın, kimi zaman dostluklarımızın..
Ne zaman insan, hayatın yazadığı yazılara başlık bulmayı
becerirse işte o zaman çocuklara ismiyle seslenebileceğiz...
becerirse işte o zaman çocuklara ismiyle seslenebileceğiz...
İşte o zaman, Ayşecik'in, Alicik'in gözlerinin içine Aişe olarak,
Ali olarak bakabileceğiz...
Ali olarak bakabileceğiz...
İşte tam o zaman; güzelliğin adı Yusuf, adaletin adı Ömer,
hayanın adı Osman, dostluğun adı Ebu Bekir,
sabrın adı Eyub, rahatlamanın adı Bilal,
büyüklüğün adı Ali, kahramanlığın adı Mus'ab olacak...
alıntı_