İyi, salih insanları, kötü, haram işleyici yani fasık bilmeye, böyle zannetmeye, su-i zan denir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan, üç şeyden kurtulamaz: Su-i zan, tayere, hased. Su-i zan edince, buna uygun harekette bulunmayınız. Uğursuz zannettiğiniz şeyi, Allah’a tevekkül ederek yapınız. Hased ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyiniz!)
Tayere, uğursuzluğa inanmaktır. Su-i zan ise, bir kimseyi kötü zannetmektir.
İyi, salih kimseleri haram işleyici yani fasık zannetmek, su-i zan olur ki, haramdır. Günahı çok olan bir kimsenin, günahlarının affolmayacağını zannetmesi de, Allahü teâlâya su-i zan olur. Böyle düşünmek de günahtır.
Bu sebeple, su’i zan etmek yani iyi, salih kimseleri kötü bilmek gibi şeylerin haram olduğunu, iyi ve kötü bütün huyları öğrenmek, her Müslümana farz-ı ayındır.
Herhangi bir kimseyi, haram işlediğini öğrenerek, bilerek sevmemek, su-i zan olmaz, buğd-i fillah olur ki, sevabdır.
Kalbimiz temizdir diyerek haramları, çirkin ve kötü şeyleri yapanları, açıkça günah işleyerek Müslümanları aldatanları sevmemek, bunlara uymamak lazımdır. Bunların fasık olduklarını söylemek, su-i zan olmaz.
Kalbe gelen hatıra, düşünce, su-i zan olmaz. Zannetmek, yani kalbin o tarafa kayması, su-i zan olur. Hucurat suresinin 12. âyet-i kerimesinde mealen; (Ey iman edenler! Su-i zan etmekten kendinizi koruyunuz! Zan etmenin bazısı günahtır) buyurulmaktadır.
Peygamber efendimiz de; (Su-i zan etmeyiniz. Su-i zan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münakaşa etmeyiniz, hased etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi birbirinizi seviniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez) buyurmuşlardır.
Müslüman olduğunu söyleyen ve imanın gitmesine sebep olan bir söz ve işte bulunmayan kimsenin bir sözünden veya işinden hem imanı olduğu, hem de imansız olduğu anlaşılırsa, imanı olduğunu anlamalı, dinden çıktı dememelidir. Fakat bir kimse, dini yıkmaya, gençlerin imanını çalmaya uğraşır veya haramlardan birinin iyi olduğunu söyleyerek bunun yayılması, herkesin yapması için uğraşırsa yahut Allahü teâlânın emirlerinden birinin bile zararlı olduğunu söylerse, buna Müslüman denmez. Müslümanları aldatan böyle ikiyüzlüleri Müslüman sanmak, ahmaklık olur.
Bir Müslümanın ayıbını görünce ona hüsn-i zan etmeli, hakkında kötü düşünmemeli, iyiye yormalı ve onu ıslah etmelidir. Bir kimsenin, herhangi bir kimse hakkında, kalbine gelen kötü düşünce, su-i zan olmaz. Zannetmek yani kalbin o tarafa kayması, su-i zan olur. Salih veya fasık olduğu bilinmeyen mümine hüsn-i zan etmelidir. Lokman Hakim hazretleri, oğluna hitaben; “Ey oğul! Müslümanlar hakkında kötü düşünme. Su-i zannı terk eyle. Zira su-i zan, seni hiç kimse ile dost yapmaz” buyurmuştur.
Müslümanın hayırlı ve salih olduğuna inanmak, ibadet olur. Bir Müslümana su-i zan ederek ona inanmamak, kötü huylu olmayı gösterir. İşitilen sözü, anlamaya çalışmalı, anlayamadığını sormalıdır. Söz sahibine hemen su-i zan etmemelidir. Şeytanın kalbe getirdiği vesveselerden en çok başardığı, su-i zan vesvesesidir. Su-i zan etmek haramdır. Bir sözden iyi mana çıkarmaya imkan bulunamazsa, bunun hata ile, yanlışlıkla veya unutarak söylenebileceği düşünülmelidir. Ahmed bin Yahya el-Cela hazretleri; “Bir kimse gözümün önünde bir hata işledikten sonra kaybolup gitse, onun tövbe ettiğine inanır, hakkında su-i zanda bulunmam” buyurmuştur.
Netice olarak, iyi, salih kimseler hakkında kötü düşünmek, onları fasık bilmek, su-i zan olur ki haramdır, günahtır. İmam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Müslüman kardeşinizden manasını anlamadığınız bir söz duyarsanız, iyiye yorunuz. Daha iyisi kabil olmayacak kadar iyiye yorumlayınız. Anlayamamaktan dolayı kendinizi ayıplayınız.”
Makaleler .:.: www.osman-unlu.com :.:.
(İnsan, üç şeyden kurtulamaz: Su-i zan, tayere, hased. Su-i zan edince, buna uygun harekette bulunmayınız. Uğursuz zannettiğiniz şeyi, Allah’a tevekkül ederek yapınız. Hased ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyiniz!)
Tayere, uğursuzluğa inanmaktır. Su-i zan ise, bir kimseyi kötü zannetmektir.
İyi, salih kimseleri haram işleyici yani fasık zannetmek, su-i zan olur ki, haramdır. Günahı çok olan bir kimsenin, günahlarının affolmayacağını zannetmesi de, Allahü teâlâya su-i zan olur. Böyle düşünmek de günahtır.
Bu sebeple, su’i zan etmek yani iyi, salih kimseleri kötü bilmek gibi şeylerin haram olduğunu, iyi ve kötü bütün huyları öğrenmek, her Müslümana farz-ı ayındır.
Herhangi bir kimseyi, haram işlediğini öğrenerek, bilerek sevmemek, su-i zan olmaz, buğd-i fillah olur ki, sevabdır.
Kalbimiz temizdir diyerek haramları, çirkin ve kötü şeyleri yapanları, açıkça günah işleyerek Müslümanları aldatanları sevmemek, bunlara uymamak lazımdır. Bunların fasık olduklarını söylemek, su-i zan olmaz.
Kalbe gelen hatıra, düşünce, su-i zan olmaz. Zannetmek, yani kalbin o tarafa kayması, su-i zan olur. Hucurat suresinin 12. âyet-i kerimesinde mealen; (Ey iman edenler! Su-i zan etmekten kendinizi koruyunuz! Zan etmenin bazısı günahtır) buyurulmaktadır.
Peygamber efendimiz de; (Su-i zan etmeyiniz. Su-i zan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münakaşa etmeyiniz, hased etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi birbirinizi seviniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez) buyurmuşlardır.
Müslüman olduğunu söyleyen ve imanın gitmesine sebep olan bir söz ve işte bulunmayan kimsenin bir sözünden veya işinden hem imanı olduğu, hem de imansız olduğu anlaşılırsa, imanı olduğunu anlamalı, dinden çıktı dememelidir. Fakat bir kimse, dini yıkmaya, gençlerin imanını çalmaya uğraşır veya haramlardan birinin iyi olduğunu söyleyerek bunun yayılması, herkesin yapması için uğraşırsa yahut Allahü teâlânın emirlerinden birinin bile zararlı olduğunu söylerse, buna Müslüman denmez. Müslümanları aldatan böyle ikiyüzlüleri Müslüman sanmak, ahmaklık olur.
Bir Müslümanın ayıbını görünce ona hüsn-i zan etmeli, hakkında kötü düşünmemeli, iyiye yormalı ve onu ıslah etmelidir. Bir kimsenin, herhangi bir kimse hakkında, kalbine gelen kötü düşünce, su-i zan olmaz. Zannetmek yani kalbin o tarafa kayması, su-i zan olur. Salih veya fasık olduğu bilinmeyen mümine hüsn-i zan etmelidir. Lokman Hakim hazretleri, oğluna hitaben; “Ey oğul! Müslümanlar hakkında kötü düşünme. Su-i zannı terk eyle. Zira su-i zan, seni hiç kimse ile dost yapmaz” buyurmuştur.
Müslümanın hayırlı ve salih olduğuna inanmak, ibadet olur. Bir Müslümana su-i zan ederek ona inanmamak, kötü huylu olmayı gösterir. İşitilen sözü, anlamaya çalışmalı, anlayamadığını sormalıdır. Söz sahibine hemen su-i zan etmemelidir. Şeytanın kalbe getirdiği vesveselerden en çok başardığı, su-i zan vesvesesidir. Su-i zan etmek haramdır. Bir sözden iyi mana çıkarmaya imkan bulunamazsa, bunun hata ile, yanlışlıkla veya unutarak söylenebileceği düşünülmelidir. Ahmed bin Yahya el-Cela hazretleri; “Bir kimse gözümün önünde bir hata işledikten sonra kaybolup gitse, onun tövbe ettiğine inanır, hakkında su-i zanda bulunmam” buyurmuştur.
Netice olarak, iyi, salih kimseler hakkında kötü düşünmek, onları fasık bilmek, su-i zan olur ki haramdır, günahtır. İmam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Müslüman kardeşinizden manasını anlamadığınız bir söz duyarsanız, iyiye yorunuz. Daha iyisi kabil olmayacak kadar iyiye yorumlayınız. Anlayamamaktan dolayı kendinizi ayıplayınız.”
Makaleler .:.: www.osman-unlu.com :.:.