Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başbağlar şehitlerini rahmetle anıyoruz ! (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BAŞBAĞLAR ŞEHİTLERİNİ RAHMETLE ANIYORUZ !





5 TEMMUZ BAŞBAĞLAR KATLİAMI

Başbağlar Köyü ŞEHİTLERİNİ ANIYOR
Sivas olaylarına misilleme yaptık diye 33 insanı hunharca öldürülen sünni başbağlar köyü bugün Yine şehitlerini anacak,Kuran okutacak ..

2 Temmuzu unutturmayanlar 5 temmuz katliamının yanına bile uğramıyorlar bugün...Biz'de Unutturulmaması gereken ve Anadolu'da ki en büyük Müslüman katliamlarından birisi olarak tarihe geçen bu olayın şehitlerine rahmet diliyoruz.
Muntakim olan Allah en iyi hesap görendir.






BEBEK KADIN YAŞLI VE GENÇ TAM 33 CAN ŞEHİD EDİLDİ O GÜN VE O GÜNÜ ANLATANLAR HALA AYNI ACILARI YAŞIYOR HALA AYNI ŞEHİTLERİNE AĞLIYORLAR.

UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ----RAHMET İLE ANIYORUZ....

Başbağlar'da savunmasız insanları kurşuna dizen, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bırakan gözü dönmüş caniler hâlâ bulunamadı. Devlet aradan geçen zamanda, yıkılan evleri yaptı ama gönülleri yapamadı. Neredeyse 14 yıl olacak. Kimi eşini, kimi oğlunu, kimi babasını verdi toprağa..

İsimlerini şehit koydular 33 canın..

.

Başbağlar ismi 5 Temmuz 1993 tarihinden beri adeta acıyla özdeşleşti.

Yaklaşık 100 gözü dönmüş cani, savunmasız insanlara saldırıp, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bıraktı. Devlet ise üzerine düşeni yaparak olayın üzerindeki karanlığı hâlâ aydınlatamadı. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya'nın ifadesiyle "Devlet evleri tamir etti ama ama gönülleri tamir edemedi." Tarihin en vahşi katliamlarından birine tanık olan Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü, 5 Temmuz 1993 günü akşam karanlığında basılmıştı. . Olayın hemen ardından yakalanan 20 kişinin ifadelerinde suçlarını kabul ettiklerini belirten Yaralı, "Mağdurlar tarafından sanıkların bir kısmı teşhis de edilmelerine rağmen, bu sanıklar Erzincan DGM'de serbest bırakıldı. Siyasi baskıların kararda etkili olduğuna ilişkin duyumlar alındı" diye konuştu. Davanın garip bir şekilde İzmir DGM'ye nakledildiğini kaydeden Yaralı, "Buradaki yargılama, içlerinde bir itirafçının da bulunduğu 8 sanıkla devam etmiş, tahkikatın genişletilmesine yönelik taleplerimiz reddedilerek adil bir yargılanmanın gerekleri ortadan kaldırılmıştır. Fotoğraflı teşhis dahi yapılmamıştır" dedi. Sadece 2 kişi ceza aldı Avukat Kamil Uğur Yaralı, tahminen 100 kişinin gerçekleştirdiği belirlenen Başbağlar Katliamı davasının sadece iki sanığa verilen 14 ve 3,5 yıllık mahkumiyet cezalarıyla kapatıldığını ve olayla ilgili hiçbir sorunun cevabının bulunamadığını kaydetti. Yaralı, "Eğer bu davaya bakan mahkeme bağımsız ve tarafsız olsaydı, olayın tamamen ortaya çıkarılması faillerinin tümümün yakalanması mümkündü" şeklinde konuştu.

Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirdiğini söylemişti. "




19931004srtrvandaltepeky10ocuk7kadin16erkekzp8.jpg






KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Akşam namaz vaktidir. Hoca güzel sesiyle ezan okumakta, köyün erkeklerinin bir bö­lümü cami avlusunda abdest alırken, bir bölümü de abdestlerini evlerinde almış, camiye doğru hareket etmekte. Köy sessiz; Her günkinden daha sessiz.Hocanın okuduğu ezan sesi bir anda kesiliyor. Köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık. Az önceki duygusallık, bir anda, acıya ve çocukların ve kadınların bağırışmalarına bırakıyor yerini.5 Temmuz 1993, Saat 20.30. Köyün etrafında ve içinde yüz ci­varında gözü dönmüş cani

HOCANIN SESİ DUYULMUYOR
Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, ezan okuyor. Hoca, arkasından gelenleri görmüyor. Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor. Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor. Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza­nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor. Yaka paça sürükleniyor. Aynı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.
CAMİDE BULUNMAYAN ERKEKLER TESPİT EDİLİYOR
Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor. “Falan fi­lanı getirin” diye emirler yağıyor. Eşkiyalar aradıkları insanları ismen biliyorlar. Sıradan bir baskın değil bu. Militanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar. Zaten Adil Hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal­kı bir anlam verememiştir. Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre­de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.
basbaglar.jpg

OLAYI YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor;"Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin kö­yü bastığını söyledi. Ben de hemen kapıyı kapattım. Kapıyı kapatır­ken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler. Ama ben kapıyı aç­madım. Döndü gittiler. Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı­şarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler. Tüfeği dayadılar ve bekleme­ye başladılar. Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyin­ce, evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Pa­rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık­mamızı istediler. Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler. Beni götürürlerken itti ve kaktılar. Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler. Etrafımıza bomba koydular. Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar. İçlerinde bayan olan terö­rist ziynet eşyalarımı istedi. Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrük’ten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.


07_temmuz_1993_basbaglar.jpg

KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRENLER KÖYÜ İYİ BİLİYORLARDI


Baskın sıradan bir baskın değil. Sanki katliamı gerçekleştiren­ler daha önce köye birkaç defa gelmişler. Öyle ki köyün tüm mahalle­lerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki İstanbul’dan köye ta­til için gelen misafirlerin bile bulundukları evler tespit edilebiliyor. Ve siz İstanbul Karagümrükten geldiniz ifadesini kullanabiliyorlar. Köyde bulunan kadınlardan F.P. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor;"Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan­larını. Selim Pato, sen gel dediler. Görümcemin oğluna, Recep sen de gel, dediler. Doğru camiye dediler. Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı.Bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu. Bizde tırpan yapı­yordu. Onu görünce hayrete düştüm. Daha sonradan biz kadın ve ço­cukları da topladılar. Derenin yanında toplandık. Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular. Erkekleri de öbür tarafa topladılar."Kanlı bir katliama Başbağlar köyü sahne oluyordu artık. Bu dağ köyünde yaşayan insanlar, üstelik çoğu da yaşlı, suçsuz, günahsız olmalarına rağmen, hain kurşunlara hedef oluyorlardı. Artık köyde ya­nan evlerin ateşi ve kurşun sesleri duyuluyordu. Köy sakinlerinden G.D. "Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular. Biz tel­siz var sanıyoruz. Ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış. Dereden çıkmışız, bomba patlamış." Köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere­den ayrılıyorlar. Ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı. Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler. Kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta­mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.

YA MUNTAKİM ALLAH!

Anadolu Haber Günlüğü

.

19931004srtrvandaltepeky10ocuk7kadin16erkekzp8.jpg


basbaglar6js5.jpg
.


 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Biz, halka yaltaklanarak iktidar koltuğuna kurulanlara değil, halkı HAK'ka inandıran, kendisiyle beraber onu inandığına esir eden hâkimiyeti isteriz.

O ne Kahhar'dır c.c.
 

atris

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
1,066
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
allah rahmet eylesın ama ne sekılde olursa olsun bu mılletı bırbırıne kırdıranlara ALLAH sorsun ben her ıkı olayında katlıam oldugunu dusunuyorum..............
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com


5 Temmuz BAŞBAĞLAR Katliamı


Sivas olaylarına misilleme yaptık diye 33 insanı hunharca öldürülen sünni başbağlar köyü her sene olduğu gibi bu senede yine şehitlerini anacak

2 Temmuzu unutturmayanlar 5 temmuz katliamının yanına bile uğramıyorlar bugün...Biz'de Unutturulmaması gereken ve Anadolu'da ki en büyük Müslüman katliamlarından birisi olarak tarihe geçen bu olayın şehitlerine Anadolu Haber Günlüğü olarak rahmet diliyoruz.
Muntakim olan Allah en iyi hesap görendir.



BEBEK KADIN YAŞLI VE GENÇ TAM 33 CAN ŞEHİD EDİLDİ O GÜN VE O GÜNÜ ANLATANLAR HALA AYNI ACILARI YAŞIYOR HALA ŞEHİTLERİNE AĞLIYORLAR.

UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ----RAHMET İLE ANIYORUZ....


Başbağlar'da savunmasız insanları kurşuna dizen, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bırakan gözü dönmüş caniler hâlâ bulunamadı. Devlet aradan geçen zamanda, yıkılan evleri yaptı ama gönülleri yapamadı. Neredeyse 14 yıl olacak. Kimi eşini, kimi oğlunu, kimi babasını verdi toprağa..

İsimlerini şehit koydular 33 canın..

.

Başbağlar ismi 5 Temmuz 1993 tarihinden beri adeta acıyla özdeşleşti.

Yaklaşık 100 gözü dönmüş cani, savunmasız insanlara saldırıp, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bıraktı. Devlet ise üzerine düşeni yaparak olayın üzerindeki karanlığı hâlâ aydınlatamadı. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya'nın ifadesiyle "Devlet evleri tamir etti ama ama gönülleri tamir edemedi." Tarihin en vahşi katliamlarından birine tanık olan Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü, 5 Temmuz 1993 günü akşam karanlığında basılmıştı. . Olayın hemen ardından yakalanan 20 kişinin ifadelerinde suçlarını kabul ettiklerini belirten Yaralı, "Mağdurlar tarafından sanıkların bir kısmı teşhis de edilmelerine rağmen, bu sanıklar Erzincan DGM'de serbest bırakıldı. Siyasi baskıların kararda etkili olduğuna ilişkin duyumlar alındı" diye konuştu. Davanın garip bir şekilde İzmir DGM'ye nakledildiğini kaydeden Yaralı, "Buradaki yargılama, içlerinde bir itirafçının da bulunduğu 8 sanıkla devam etmiş, tahkikatın genişletilmesine yönelik taleplerimiz reddedilerek adil bir yargılanmanın gerekleri ortadan kaldırılmıştır. Fotoğraflı teşhis dahi yapılmamıştır" dedi. Sadece 2 kişi ceza aldı Avukat Kamil Uğur Yaralı, tahminen 100 kişinin gerçekleştirdiği belirlenen Başbağlar Katliamı davasının sadece iki sanığa verilen 14 ve 3,5 yıllık mahkumiyet cezalarıyla kapatıldığını ve olayla ilgili hiçbir sorunun cevabının bulunamadığını kaydetti. Yaralı, "Eğer bu davaya bakan mahkeme bağımsız ve tarafsız olsaydı, olayın tamamen ortaya çıkarılması faillerinin tümümün yakalanması mümkündü" şeklinde konuştu.

Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirdiğini söylemişti. "




19931004srtrvandaltepeky10ocuk7kadin16erkekzp8.jpg




KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Akşam namaz vaktidir. Hoca güzel sesiyle ezan okumakta, köyün erkeklerinin bir bö*lümü cami avlusunda abdest alırken, bir bölümü de abdestlerini evlerinde almış, camiye doğru hareket etmekte. Köy sessiz; Her günkinden daha sessiz.Hocanın okuduğu ezan sesi bir anda kesiliyor. Köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık. Az önceki duygusallık, bir anda, acıya ve çocukların ve kadınların bağırışmalarına bırakıyor yerini.5 Temmuz 1993, Saat 20.30. Köyün etrafında ve içinde yüz ci*varında gözü dönmüş cani

HOCANIN SESİ DUYULMUYOR
Saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, ezan okuyor. Hoca, arkasından gelenleri görmüyor. Ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor. Hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor. Ezan yarım kalmasın diye "Bırakın eza*nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor. Yaka paça sürükleniyor. Aynı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.
CAMİDE BULUNMAYAN ERKEKLER TESPİT EDİLİYOR
Caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor. “Falan fi*lanı getirin” diye emirler yağıyor. Eşkiyalar aradıkları insanları ismen biliyorlar. Sıradan bir baskın değil bu. Militanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar. Zaten Adil Hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal*kı bir anlam verememiştir. Köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre*de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.
basbaglar.jpg
OLAYI YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor;"Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin kö*yü bastığını söyledi. Ben de hemen kapıyı kapattım. Kapıyı kapatır*ken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler. Ama ben kapıyı aç*madım. Döndü gittiler. Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı*şarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler. Tüfeği dayadılar ve bekleme*ye başladılar. Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyin*ce, evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Pa*rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık*mamızı istediler. Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler. Beni götürürlerken itti ve kaktılar. Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler. Etrafımıza bomba koydular. Bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar. İçlerinde bayan olan terö*rist ziynet eşyalarımı istedi. Olmadığını söyleyince "Siz İstanbul Karagümrük’ten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.


07_temmuz_1993_basbaglar.jpg

Ya Muntakim-İntikam Alıcı Allah...


59d834ermeikaliiialk.jpg
 

derya86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2007
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Allah rahmet etsin.mekanları cennet olsun..
 

derya86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2007
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
lütfen bu konuyu güncelleyelim.hepimiz bir fatiha gönderelim..
 

derya86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2007
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
5 temmuz başbağlar katliamının yıldönümü. hepimiz bir fatiha gönderelim arkadaşlar.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Urumçi'den Başbağlar'a Katledilen Anadolu

5 Temmuz tarihi direk olarak Müslüman Anadolu İnsanına karşı gerçekleşmiş iki katliamın yıldönümü.Biri serhad boylarında yer alan Doğu Türkistan Urimçi katliamı diğeri ise Anadolu'nun tam kalbinde bulunan Sivas Başbağlar köyü katliamıdır.İkisininde tarih itibarı ile aynı gün'e denk gelmesi tesadüfi gibi görünse de Anadolu insanının Müslüman Uygur kardeşlerine karşı duyduğu yakınlık ve ruh birliği bizleri bu iki katliamın yıldönümü olan 5 Temmuz'da işgal altında ki İslam topraklarına dahada yakınlaştırıyor.Doğu Türkistan bizden kilometrelerce uzak bir coğrafya gibi görünsede 5 Temmuz'da kader birliği yaptığımız Uriumçi'yi bir Anadolu toprağı olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.

19930626mardnyellkoyunluky1ocuk4kadin3erkekoc0_1244207978.jpg
Tarihin en vahşi katliamlarından birine tanık olan Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü, 5 Temmuz 1993 günü akşam karanlığında sayıları 100 kişi olduğu söylnen bir gurup tarafından basılmıştı.Başbağlar,belkide tarihi olarak müslüman Anadolu İnsanına karşı gerçekleşmiş en büyük katliamlardan birisidir.5 Temmuz Katliamını yapanlar özellikle Başbağlar köyünü seçmişlerdi.Köy'ün Sünni olması kundakta ki bebeklere,savunmasız çocuk ve kadınlara kadar topyekün katliama maruz kalmasına sebeb teşkil ediyordu.Başbağlarda öldürülen 33 sünni Müslümanın katilleri şu an yakalanmamış ve failleriinin kimler olduğu tespit dahi edilememiş durumdadır. Yapılan büyük katliamın üstünden tam 16 yıl geçmesine rağmen olay hâlâ zihinlerdeki sıcaklığını koruyor. Katliam sırasında sağ kurtulanlar, yaşadıklarını anlatınca o anı adeta tekrar yaşıyorlarmış gibi dehşete kapılıyorlar. Yöre halkı üzerinde büyük psikolojik tahriplere yol açan bu katliam, aradan geçen zamana rağmen hâlâ gündemin ilk sırasını oluşturuyor.Sivas Madımak Otelinde öldürülen 37 kişinin intikamını almak adına girişilmiş ve faili meçhul saldırının tek hedefi Müslüman Anadolu Halkıdır.Ve bu Halk Devlet'in bazı katmanları tarafından adeta üstü kapatılan Başbağlar Katliamı hakkında ki sorularına cevap arıyor.Köyü basanlar köylülere tam 1.5 saat propaganda yaptı ve öldürülmek için seçilen erkeklere neden öldürülecekleri anlatıldı. 2 Temmuz'da Sivas'ta çıkan olaylarda hayatını kaybedenlere karşılık katledilecekleri ifade edildi. Propagandadan sonda köyün tüm erkekleri kurşuna dizildi ve 28 kişi hayatını kaybetti. Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu ve köy camii yakıldı. Bu yangınlar sırasında da 1'i çocuk, 4'ü kadın, 5 kişi öldü. O gün Başbağlar'da toplam 33 kişi can verdi. Katliamın ve kundaklamanın ardından köye bırakılan bildiride, "Sivas'ın intikamı alındı" deniliyordu.

Madımak olayından sonra 33 kişiye belli belirsiz idam cezası verilmiştir. Başbağlar ise, vahim bir olay olarak orta yerde durmaktadır.İtirafçılar var, sanıklar var, tanıklar var ama yargı yok. 2 Temmuzu unutturmayanlar ise 5 temmuz Başbağlar katliamının yanına bile uğramıyorlar bugün.

873520090721102730907.jpg
5 Temmuz 2009 tarihi ise Başbağlar ile kader birliği yapmış Urimçi şehrin'de Müslüman Uygur Türk'lerine karşı başbağlar misali girişilen ve Çin Ordusunun desteğini almış Çin'li grupların savunmasız kadın ve yaşlı binlerle ifade edilen Müslümanı katlettiği tarih olarak hafızalarımıza kazınmıştır.

Urimçi Katliamının ardından 2 yıl geçti hafızalarımızda ki tazeliğini koruyan ve günler süren olaylar sonrasında Çin yönetimi Urumçi'ye asker takviye etti.. Urumçi'de ev ev baskınlar yapıldı, Uygur Türkleri gözaltına alındı. Çin hükümeti oluyların sorumlularının idam edileceğini açıkladı ve o kararını uyguladı.. 600'den fazla kişiden de hala haber alınamıyor. Tam 196 Uygur Türk'ü kurşuna dizildi.Olayların sorumlusu yine Uygurlar oldu.B.M ve diğer uluslararası kuruluşlar ise bu soykırıma sessiz kalarak adeta Çin İşgal Devletinin giriştiği bu katliamı desteklemişlerdir.Bu olaylar esnasında Uygur Kadınların tankların önüne geçerek Çin İşgalcilerine Meydan okumaları ise tarihin şanlı sayfalarında yerini almıştır.

Aslında Doğu Türkistan Halkına karşı işgalci Çin tarafından yıllardır katliam uygulanmaktadır.Müslüman ve aynı zamanda sünni olan Uygur Türkleri ve yaşadığı bölge'nin stratejik önemi bir yana Çin'e hayat kaynağı olacak coğrafi bir bölgede bulunması ve bir nevi Batı'ya giriş kapısı olması Çin işgalcileri için bu toprakları vazgeçilmez yapıyor.Bunun yanında Büyük Doğu için başta Anadolu'yu ve bütünü ile İslam dünyasını Çin'den gelecek saldırılara karşı adeta koruyucu serhad boylarında ki kale konumu ile Doğu Türkistan Anadolu'nun ayrılmaz ve Çin işgalcilerine terkedilemeyecek derecede önem arzeden bir parçasıdır.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt