Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Okul başarısı, öğrencilerin devam ettiği okul, sınıf ve derslerine göre belirlenen sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığını gösteren verilerle ölçülüyor. Aileler tarafından başarı belirtisi olarak çocuğun sadece ders notları ölçü alınmamalı; bilgi ve beceri, ilgi, saygı, ahlaki güzellikleri gibi kişisel özellikleri ve davranışlarındaki gelişimler de dikkate alınmalı.

Eğer başarısızlıktan söz edilecekse, çocuğun veya gencin hem öğretim hem de eğitim süreci içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Hem derslerinde düşük puan alan, hem de gelişim düzeyi ve kabiliyetleri yetersiz bir öğrenci için ortada bir problem var demektir. Problemi çözmek için önce çocuğun başarısızlığına yol açan faktörler öğrenilmeli.

Araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, başarısız öğrenciler başarılı olanlara kıyasla daha yoğun bir şekilde şiddet eğilimine sahipler. Çocuğun ya da gencin duygusal olarak motive edilmemesi, duygusal olarak olgunlaşmaması gibi sebepler okul başarısını olumsuz etkiliyor. Bazen tam tersi de söz konusu. Ailenin çocuğun seviyesinin üstünde bir performans beklentisi, çocuğun başarısını olumsuz etkiliyor. Ayrıca okulda başarısız olan çocuklarda, hiperaktivite bozukluklarına bağlı olarak problemlerin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu sebeple aileler başarısız çocukları mutlaka doktor kontrolünden geçirmeli. Çocukların geçirdiği hastalıklar, ailenin yanında kalıp kalmayışı (yatılı, yurt vb.) ailedeki birey sayısının fazla olması gibi nedenler okul başarısını etkiler. Okula yeni başlayan çocuğun diğer öğrenciler ve öğretmeni ile tanışma, ders çalışma gibi yeni görev ve sorumluluklarını yerine getirememe sıkıntıları olabilir. Okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmemişse uyum güçlüğü yaşama ihtimali daha yüksek olur. Anne babanın aşırı baskısına maruz kalan çocuklar, kendine güvensizlik ve kaygı sorunu yaşayabilir. Çocuğun aile tarafından gereğinden fazla korunması da kendine güvensizliğe yol açabilir. Evdeki kültürel atmosfer okul başarısıyla doğrudan olmasa da ilişkilidir. Anne babanın kendi aralarında ve çocuklarıyla sohbet ve muhabbet ortamı çocuğun zihinsel ve dil gelişimini etkiler. Ailede sohbet ortamı yetersizse çocuk konuşma becerisinde kendi yaş seviyesinin altında kalabilir.

Okul başarısızlığına ailenin katkısı

Başarısız çocukların yarıdan fazlasının, babalarının onlara vakit ayıramayacak kadar yoğun oldukları, yarısının anne-baba ilişkisinin iyi olmadığı kaydediliyor. Başarısız çocukların yarısının dikkat eksikliği, üçte birinin de arkadaş ilişkilerinde problem, yalan söyleme, tırnak yeme gibi davranış bozuklukları gözlemleniyor. Çocuğuna eğitimin önemli olduğunu söyleyen ama bu konuya hiç ilgi göstermeyen aileler onları olumsuz yönde etkiliyor. Bazı aileler doğduğu andan itibaren çocuğun her davranışında zeka belirtisi arayarak bunları yakın çevre ile paylaşmak istiyor. En ufak bir hatada Böyle giderse senden bir şey olmaz diyerek çocuklarını endişelendiriyor ve başarısını azaltıyorlar.

Kontrolcü annelerin etkisi

Kontrol edicilik; sınırlamadan kontrol eden, akıl yürüten ve yerine göre ödül veren bir kişiliğe işaret eder. Yapılan araştırmalara göre başarılı öğrenci anneleri, başarısız öğrenci annelerinden daha fazla kontrol edici bir yapıya sahip. Sağlıklı bir iletişimin olmadığı sorunlu aile çocuklarının okul başarısının düşük olduğu görülüyor. Anne babası boşanmış ya da sürekli tartışan, birbirleriyle uyum sağlayamayan, sorumluluklarının bilincinde olmayan vb. ailelerin çocuklarında okul başarısı düşük çıkıyor. Çok çocuklu ailelerde kardeşler arası kıyaslama, doğrudan olmasa bile olumsuz yönde etkileyici bir faktör.

Başarısız öğrenci kendi kendine çözüm bulamaz

Başarılı öğrenciler, kapasite ve yeteneklerinden haberdardır fakat başarısız öğrenciler kendilerini değerlendiremediklerinden amaca yönelik çalışmalar yapmakta zorlanır. Eğer aile onun zor durumunu fark ederse öğretmen-aile işbirliği ile sorun çözülebilir. Ayrıca, aile ve okul iş birliği ile çocuğun farklı başarıları da tespit edilir. Çocuğu başarılı olduğu derslerle cesaretlendirip zaman zaman ödüllendirerek kendine güveni sağlandıktan sonra başarısız olduğu yönlerini güçlendirme yoluna gidilir. Eğer çocuğunuz okul hayatında başarısızsa, bir amacı da yoksa onu yönlendirme işini üstlenerek yardımcı olmalısınız.

Günlük çalışma planı yapın

İlköğretimin ilk yıllarında aileler çocuklara günlük program hazırlarsa daha etkin öğrenme zemini oluşur. Günlük programda, çocuk okuldan geldiğinde ilk bir saatlik zamanı dinlenme ve yemek için ayrılmalı. ödevler ve ders zamanı en fazla 1.5 saat olmalı. Huzurlu bir aile ortamında yetişen çocukların okul başarılarının yüksek olduğunu unutmamak gerekir. İlgi, sevgi ve şefkat çocuk yetiştirmenin temel taşlarıdır.
SEMERKANT AİLE DERGİSİ
 

Aşkâ Mecnun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
3,521
Tepki puanı
2
Puanları
0
Konum
Fatih - İstanbul
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

Selamünaleyküm;

Evet abla bu konuda epheyce yorum yapılması gerekli aslına bakarsan...Hepimizin gildiği gibi başarı azimle hırs vede istekle olur. Peki bu azim hırs istek neye bağlı bunu konuşmak gerekirse.. bu sayılanlan özellikler bazen insada olması gerekli bir yetenek bir özellik olarak alıgılandı kimi zaman. ama bunun tekbir muhakemesi ailere arasında bireysel ilaetşim olduğuna bir kere inandım ben..Çok ne görürse hayata onunla tutulmaya çalışır onu başarmaya yönelir. bizde bazen bir sevinç cığlı kopar aaa ilk baba dedi hayır anne dedi. Zaman zaman artık çocuk yaşını doldurmuş objeleri sıfatları tanımlamaya başlamıştır... Her bir yaklaşımcı tutum çocuğun hafızasında ilerine ona yardımcı olacak bir bilgi birikimi olarak kalır.. Hani işin en asli muhakemesi anne'de sonrada Baba'da başlar..

Zamanın birinde bir hasta ziyareti için bir dosta uğramıtım. Hayır duasını nasihatini almak için, ziyaretim sırasında bulunduğum odaya bir çocuk geldi, elindede bir tabak vardı. Çocuk belliki ağlamışta o tbağı eline vermişlerdi gözleri ıslaktı. arkadaş çocuğun tabağı yere atacağını düşündü hasta yatağından çocuğa bağırmaya başladı. Hayır atma bırak, bak Allah yakar adamı diye..bu üslüp tarzını hiç beyenmemiştim..Nitekim korkan çocuk abi dedikten sonra tabağı bana uzattı bende tabağı aldım. çocuk yanma hissini nereden biliyorduda yakar kelimesi üzerine tabağı bana uzattı demekten kendimi alı koyamadım. Sonra sanırım dayısının bağırmasından korktuğu için tabağı bıraktı diye düşündüm.. Ve arkadaşa dönerek şunları sarfettim Dostum çocuğa Allah yakar dedin bunu ona niye dediğini sorablirmiyim dediğimde cevap vermemeyi uygun buldu..

Ama bu yapılmamalıydı Rahman yarattığı kulları sadece yakarak cezalandırmaz.. Tanımı nasıl yaparsan bu öyle devam eder çocukta bu Allah sevgisi azlığı sadece hatalara karşı korkulması gerektiği bigi bir durum doğurmaktaydı. Nasıl ki bir baba hem hanımını hemde çocuğunu dövdüğünde çocuk baba'dn uzaklaşıp nneye sığınıyorsa bu durumda öyle tecelli ediyordu.. Kişi sevdiği ile beraberdir ilkesi her zamanki gibi ortaya çıkıyor. Vede bu husuta isyancı inkarcı asi bireyler olarakta böyle yetişiyordur.

Amaç tepkiçi değil yaklaşımcı olmak vede saygı hassaiyettinde sevginin başarının isteğin onlara aşılanması olmalıydı. Korkularak korkutularan birşeyler yapılması istendiğinde Çocukta soğuklu meydana geldiği gibi imanın zayıflığıda ortaya çıkmaktadır. Farkında olmadan bir çok yanlışı biz bireyler yapıyor. Sonrada Allah'ım nerede yanlış yaptım diyebiliyoruz. çocuğun isteği hırsı azmi anne vede baba elinde bu ne bir yetenek nede bir seçilmişliktir tamanen çocuğun yetiştişme üslubundadır kaynak. çocuk tabağı kırsaydı onun kırıldığını anlar belkide aynı olay bir daha cereyan etmezdi...Vede korkak pısırık kendine güvensiz olmıycaktı..

Her yapılan tavranışa şüpheci gözüyle bakmıycaktı. Allah'ım acaba yapmış olduğum doğrumu yanlışmı ne tepki alırım demeye başlamıycak doğruyu bile yanlış gözüyle bakmıycaktı...Ortaya bir kahraman çıkıyorsa ailenin vermiş olduğu kaliteli bir eğitimden çıkmaktadır... Acizane bunlarda benim görüş vede düşüncelerimdi paylaşmak istedim Allah'a emanet olun Hayırlı bir yuva saadet vede huzur olu bir evlilik, güven ve saygı içerisinde yeşeren ümitlerle kalmanız dileği ile Allah yar ve yardımcımız olsun inşAllah selamünaleyküm;
 

handan06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2007
Mesajlar
2,070
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL Bİ KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ BUNLARI DİKKATE ALMALI HERKES
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

aska mecnun yazdı:
Selamünaleyküm;

Evet abla bu konuda epheyce yorum yapılması gerekli aslına bakarsan...Hepimizin gildiği gibi başarı azimle hırs vede istekle olur. Peki bu azim hırs istek neye bağlı bunu konuşmak gerekirse.. bu sayılanlan özellikler bazen insada olması gerekli bir yetenek bir özellik olarak alıgılandı kimi zaman. ama bunun tekbir muhakemesi ailere arasında bireysel ilaetşim olduğuna bir kere inandım ben..Çok ne görürse hayata onunla tutulmaya çalışır onu başarmaya yönelir. bizde bazen bir sevinç cığlı kopar aaa ilk baba dedi hayır anne dedi. Zaman zaman artık çocuk yaşını doldurmuş objeleri sıfatları tanımlamaya başlamıştır... Her bir yaklaşımcı tutum çocuğun hafızasında ilerine ona yardımcı olacak bir bilgi birikimi olarak kalır.. Hani işin en asli muhakemesi anne'de sonrada Baba'da başlar..

Zamanın birinde bir hasta ziyareti için bir dosta uğramıtım. Hayır duasını nasihatini almak için, ziyaretim sırasında bulunduğum odaya bir çocuk geldi, elindede bir tabak vardı. Çocuk belliki ağlamışta o tbağı eline vermişlerdi gözleri ıslaktı. arkadaş çocuğun tabağı yere atacağını düşündü hasta yatağından çocuğa bağırmaya başladı. Hayır atma bırak, bak Allah yakar adamı diye..bu üslüp tarzını hiç beyenmemiştim..Nitekim korkan çocuk abi dedikten sonra tabağı bana uzattı bende tabağı aldım. çocuk yanma hissini nereden biliyorduda yakar kelimesi üzerine tabağı bana uzattı demekten kendimi alı koyamadım. Sonra sanırım dayısının bağırmasından korktuğu için tabağı bıraktı diye düşündüm.. Ve arkadaşa dönerek şunları sarfettim Dostum çocuğa Allah yakar dedin bunu ona niye dediğini sorablirmiyim dediğimde cevap vermemeyi uygun buldu..

Ama bu yapılmamalıydı Rahman yarattığı kulları sadece yakarak cezalandırmaz.. Tanımı nasıl yaparsan bu öyle devam eder çocukta bu Allah sevgisi azlığı sadece hatalara karşı korkulması gerektiği bigi bir durum doğurmaktaydı. Nasıl ki bir baba hem hanımını hemde çocuğunu dövdüğünde çocuk baba'dn uzaklaşıp nneye sığınıyorsa bu durumda öyle tecelli ediyordu.. Kişi sevdiği ile beraberdir ilkesi her zamanki gibi ortaya çıkıyor. Vede bu husuta isyancı inkarcı asi bireyler olarakta böyle yetişiyordur.

Amaç tepkiçi değil yaklaşımcı olmak vede saygı hassaiyettinde sevginin başarının isteğin onlara aşılanması olmalıydı. Korkularak korkutularan birşeyler yapılması istendiğinde Çocukta soğuklu meydana geldiği gibi imanın zayıflığıda ortaya çıkmaktadır. Farkında olmadan bir çok yanlışı biz bireyler yapıyor. Sonrada Allah'ım nerede yanlış yaptım diyebiliyoruz. çocuğun isteği hırsı azmi anne vede baba elinde bu ne bir yetenek nede bir seçilmişliktir tamanen çocuğun yetiştişme üslubundadır kaynak. çocuk tabağı kırsaydı onun kırıldığını anlar belkide aynı olay bir daha cereyan etmezdi...Vede korkak pısırık kendine güvensiz olmıycaktı..

Her yapılan tavranışa şüpheci gözüyle bakmıycaktı. Allah'ım acaba yapmış olduğum doğrumu yanlışmı ne tepki alırım demeye başlamıycak doğruyu bile yanlış gözüyle bakmıycaktı...Ortaya bir kahraman çıkıyorsa ailenin vermiş olduğu kaliteli bir eğitimden çıkmaktadır... Acizane bunlarda benim görüş vede düşüncelerimdi paylaşmak istedim Allah'a emanet olun Hayırlı bir yuva saadet vede huzur olu bir evlilik, güven ve saygı içerisinde yeşeren ümitlerle kalmanız dileği ile Allah yar ve yardımcımız olsun inşAllah selamünaleyküm;
A.S.Kardeşim,Rabbim razıolsun paylaştıkların gerçektende değerli idi anne ve babalr bunları düşünmeli ve çocuklarımıza muammelatta yanlış sakıncalıdavranışlardan kaçınmalıyız.SELAM VE DUA İLE
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

handos yazdı:
ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL Bİ KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ BUNLARI DİKKATE ALMALI HERKES
Rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim dua ile
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

Halil Bey'in duası kabul olmuştu. Nihayet, tam da istediği gibi sözüne, sohbetine, muhabbetine doyamadığı bir komşusu vardı artık...Onu her fırsatta davet ediyor, ona ikramlarda bulunuyor ve onun ağzının içine bakıyordu. Bir gün yine, ağzından bal damlayan komşusuyla çok tatlı bir sohbette idi... Ev telefonu çaldı. İlkokul üçüncü sınıftaki oğlu, hemen koşup ahizeyi kaptı. "Aaaa Ahmet Amca!" diyerek babasına baktı... O anda babasından hiç beklemediği bir tepki aldı. Daldığı tatlı sohbete ara vermek istemeyen Halil Bey, oğluna eliyle işaretler yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Çocuk şaşkın şaşkın bakıyor, telefondaki kişiye ne diyeceğini bilemiyordu. Devam eden el ve baş işaretleriyle babasının ne demek istediğini nihayet anlamıştı. Babası, telefondaki amcayla konuşmak istemiyor, bu sebeble de kendisinin evde olmadığını söylemesini istiyordu. Çocuk, babasının isteğini içine sindirememişti ama, başka türlü bir davranış biçimini de düşünememişti. Babasının gözlerinin içine bakarak; - "Ahmet Amca, babam evde yokmuş." dedi. Çocuğun bu cevabı, bir masumun, farkına varmadan yalana alıştırılmasının ilk işaretiydi. Zira başlangıçta, "Babam evde yokmuş." diyen, eğer bu durum tekrarlanırsa; ileride hiçbir rahatsızlık duymadan, "Babam evde yok." diyebilirdi. Böyle bir durum, aslında herkesten önce babayı rahatsız etmeliydi. Çünkü, başkalarına karşı yalan söylemeye alışan çocuk, bir gün, bu alışkanlığını kendisine karşı da kullanacaktı. Doğuştan saf ve samimi olan bir çocuk, böylece en yakınlarının dikkatsizliği yüzünden yalancı biri olup çıkacaktır. Her doğan masum, suçsuz ve günahsız doğmaktaydı. Yetişkinler, çocukları zamanla her türlü olumsuzluğa bilerek, ya da bilmeyerek alıştırmakta, sonra da kendi öğrettiklerinden şikayet etmekte idiler.

VEHBİ VAKKASOĞLU
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

Çocuk doldurulacak bir kap değil, ısıtılacak bir ocaktır. Danner
Çocuk, dünyanın en büyük saadetidir. Dostoveyski
Çocuk kokusu, Cennet kokularındandır. Hadis-i Şerif
Çocuğa kötü söz söylemen onu kardeşine ve sana aynı şekilde konuşmaya cesaretlendirir. İmam Şafii
Çocuğu güzel terbiye etmek ve ona güzel bir isim vermek, evladın, baba üzerindeki haklarındandır. Hadis-i Şerif

Çocukluğu olmayanın gençliği de olmaz. Nurullah Ataç
Çocukluğunu tam yapmamış insan, kolay kolay tam bir insan olamaz. Hölderlin
Çocuğuna, dilini tutmasını söyle; bak, konuşmayı nasıl da hızlı öğrenir. Benjamin Franklin
Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerine ne düşse iz bırakır. Haim Jinott
Çocuklar, fakirlerin servetidir.Thomas Fuller
Çocukları iyi yapmanın en iyi yolu onları sevindirmektir. Oscar Wilde
Çocukların, nasihattan çok iyi örneğe ihtiyaçları vardır. Joseph Joubert
Çocukların utangaç olması onların iyi ahlak sahibi olmalarını müjdeler. İmam Gazali
İnsan torun sahibi olduktan sonra çocuklarını anlamaya başlar. Erich Köstner
Tay at olunca at dinlenir, çocuk adam olunca ata dinlenir. Kaşgarlı Mahmut

 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Başarısız Çocuk Yoktur Başarısız Aile

desertrose yazdı:
Halil Bey'in duası kabul olmuştu. Nihayet, tam da istediği gibi sözüne, sohbetine, muhabbetine doyamadığı bir komşusu vardı artık...Onu her fırsatta davet ediyor, ona ikramlarda bulunuyor ve onun ağzının içine bakıyordu. Bir gün yine, ağzından bal damlayan komşusuyla çok tatlı bir sohbette idi... Ev telefonu çaldı. İlkokul üçüncü sınıftaki oğlu, hemen koşup ahizeyi kaptı. "Aaaa Ahmet Amca!" diyerek babasına baktı... O anda babasından hiç beklemediği bir tepki aldı. Daldığı tatlı sohbete ara vermek istemeyen Halil Bey, oğluna eliyle işaretler yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Çocuk şaşkın şaşkın bakıyor, telefondaki kişiye ne diyeceğini bilemiyordu. Devam eden el ve baş işaretleriyle babasının ne demek istediğini nihayet anlamıştı. Babası, telefondaki amcayla konuşmak istemiyor, bu sebeble de kendisinin evde olmadığını söylemesini istiyordu. Çocuk, babasının isteğini içine sindirememişti ama, başka türlü bir davranış biçimini de düşünememişti. Babasının gözlerinin içine bakarak; - "Ahmet Amca, babam evde yokmuş." dedi. Çocuğun bu cevabı, bir masumun, farkına varmadan yalana alıştırılmasının ilk işaretiydi. Zira başlangıçta, "Babam evde yokmuş." diyen, eğer bu durum tekrarlanırsa; ileride hiçbir rahatsızlık duymadan, "Babam evde yok." diyebilirdi. Böyle bir durum, aslında herkesten önce babayı rahatsız etmeliydi. Çünkü, başkalarına karşı yalan söylemeye alışan çocuk, bir gün, bu alışkanlığını kendisine karşı da kullanacaktı. Doğuştan saf ve samimi olan bir çocuk, böylece en yakınlarının dikkatsizliği yüzünden yalancı biri olup çıkacaktır. Her doğan masum, suçsuz ve günahsız doğmaktaydı. Yetişkinler, çocukları zamanla her türlü olumsuzluğa bilerek, ya da bilmeyerek alıştırmakta, sonra da kendi öğrettiklerinden şikayet etmekte idiler.

VEHBİ VAKKASOĞLU
çok güzel bir paylaşım kardeşim Rabbim razı olsun.SELAM VE DUA İLE
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt