Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bakalım hangimizin bedenini ateşin alevleri yakmayacak. (1 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Hasan-ı Basri hazretlerinin Şem'un adlı mecusi bir komşusu vardı.
Hastalanıp halsiz düştü. Hem ziyaret ve hem de komşusunu ateşten
korumak için yanına gitti ve:
-Ey Şem'un! Şu kadar müddetten beri ömür sürüp, rızkın için çalışıp didindin.
Ama bu gayretlerin boşa çıkacaktır. Zira sen yıllarca ateşe taptın ve yaratıcı sanarak ona secde eyledin. Bu sebeple yerin ateş olacaktır. Ateşten kurtulman için, "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah" demelisin.

Mecusi, bazı mazeret ve bahâneler ileri sürünce Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
-Senin ileri sürdüğün bu bahâneler teferruattır. Asıl olan imandır. İmanla şereflenenler, Cehenneme girseler bile, sonsuz kalmazlar. Ama kâfirler sonsuz azap içinde olacaklardır. Eğer azâba uğramak istemiyorsan, gel ikimiz de elbiselerimizi çıkarıp yanan fırına girelim. Bakalım hangimizin bedenini ateşin alevleri yakmayacak.

Hasan-ı Basri hazretleri orada yanan bir ateşin içine kollarını sıvayıp soktu ve;
-Ey Şem'un! Ateş cenâb-ı Hakkın mahlukudur ve Hakk'ın emriyle yakar.
Allah'ın emriyle ateşin mizâcı su gibi, suyun mizâcı ateş gibi olur buyurarak kor hâlindeki ateşten kollarını çekti. Fakat ellerinde en ufak bir yanma alameti görülmedi.
Bu hâl karşısında gönlü yumuşayan mecusi, İslam’a meyletti ve;
-Ey Hasan! Sözlerin güzel ve hoş. Fakat bu kadar telef edilmiş ömürden ve işlediğim kötülüklerden sonra affa ve merhamete layık olur muyum? O Kelime-i tevhidi söylemekle Cennet'e girip nimetlere nâil olabilir miyim? dedi. Hasan-ı Basri hazretleri;
-Evet, buyurdu. Mecusi;
-Ey Hasan! Eğer bir ahitnâme yazıp bana kefil olursan, imana gelirim. Çünkü ben hâlimden korkuyorum dedi.

Hasan-ı Basri hazretleri gereken teminatı vererek onun iman etmesine vesile oldu.
Şem'un imanla şereflendikten sonra da vefât etti.
Hasan-ı Basri hazretleri evine dönünce yaptıklarına, söylediklerine pişman oldu ve kendi kendine;
"Ey Hasan! Sen gayba hükmederek, küstahlıkta bulundun, acaip sözler söyledin" dedi. Bu düşünceyle uyuya kaldı. Rüyasında Şem'unun nurlar içinde, başına Cennet taşlarıyla süslenmiş bir tâc, beline altın bir kemer kuşanmış bir halde Cennet'e doğru gittiğini gördü. Şem'un, Hasan-ı Basri'ye yönelerek;
-Allahü teâlâ bir zengin pâdişâh imiş. Kullarına lütfu büyük ve merhametinden bir damla içmekle benim gibi binlerce âsiler rahmetine gark olurmuş. Allah'ın yardımıyla bu âsinin günahları ve hataları da iyiliğe çevrilip Cennet-i âlâ bize nasip kılınmıştır dedi ve;
-Senin yazdığın o kâğıda da ihtiyaç kalmadı. İşte kâğıdın deyip Hasan-ı Basri'nin eline verdi.
Sabahleyin uykusundan uyanan Hasan-ı Basri hazretleri o kâğıdı elinde buldu.

HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...

Allaha kulluk ederim, tapdığım dergâh bir,
Bir lahza ayrılmadım tevhîdden, Allah bir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt