Balıkesirde Ali Şuuri İlkokulu karşısındaki boşlukta eski ayakkabı tamircisi kır pala bıyıklı Cevdet(alkalp)dede vardı.Bir akşam üstü sohbetinde konu Çanakkaleyegelince ağlayarak anlatmaya başladı.Rahmetli babam Hafız Ali Çnakkalede kaldığında anamın karnında 7 aylıkmışım.Onu hiç tanımadım.Bir foğrafı dahi yoktu.O günler çok zor günlerdi.Seferberliğin sıkıntıları,Kuvayi milliye zamanı,işgal yılları,kurtuluş,yokluk,sıkıntı,çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla geçti.Ama anam benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkıştaher nereye giderse yanıma gelir,ve oğlum baban gelirse beni hemen çağır haa ben teyzenlere gidiyorum.Baban gelirse beni hemen çağır...Ben komşulara gidiyorum beni hemen çağır haa derdi.Anam babamı herzaman bekledi durdu.Büyüdüm dükkan açtım.Anam yine her bir yere gidişte dükkan gelir gideceği yeri söyler baban gelirse beni hemen çağır haa derdi.Aradan yıllar geçti anacığım ihtiyarladı.Gne hep değneği kaparak bana gelir baban gelirse beni hemen çğır haa diye tenbihlerdi.Günü gelip ağırlaştığında ölüm döşeğindeyken bizimle helalleşti.Sonra bana döndü yavaşca Baban gelirse annem hep seni bekledi de dedi birden irkilerek doğruldu ve HOŞ GELDİN BEY diyerek doğruldu ve ruhunu tesli etti