Selamün Aleyküm
--------------------------------------------------------------------------
Baba eve dönünce çocuğunun eliyle bir şeylerle meşgul olduğunu gördü. Hiddetle;
Zaten kıt kanaat geçiniyoruz, birde sana verdiğim harçlıkları bu gibi şeylere mi harcıyorsun.
Hayırsız evlat der.
Çocuk ağlamaklı olur ve ordan ayrılır.
Ertesi gün sabah çocuk babasından harçlık ister.
Baba; Eğer abidik gubidik şeyler alırsan keserim harçlığını der.
Yok baba almam der çocuk.
Baba çıkarır verir harçlığını,
Akşam eve döndüğünde bu sefer çocuğun elinde bir ahşap kutu görür.
Çocuk bu kutuyu süslemekle meşguldür. Etrafında da süsler vardır.
Baba yine hiddetlenir.
Çocuğum sen ne hayırsız evlatsın ben sana o harçlığı git süs al diye mi verdim.
Bak eve zor ekmek getiriyoruz zaten.
Çocuk kalbi kırık ve gözü yaşlı bir şekilde ordan uzaklaşır.
Annesi onu kucağına alır ve tasalanma evladım nitekim o senin baban.
Hiçbir baba evladının kötülüğünü istemez der.
Iki gün sonra sabah çocuk elinde süslü ve güzelce boyanmış kutuyla babanın karşısına çıkar.
Uzatır ve baba bu gün babalar günü bu da senin hediyen der.
Baba sevinir ve hediyeyi alır.
Açtığında kutuyu içinin boş olduğunu fark eder etmez hiddetlenir.
Sen babana boş bir kutu vermeye utanmıyormusun der tokadı yapıştırır.
Çocuk ağlamak olur ama kendisini tutar ve der ki;
Baba ama oraya sana olan sevgimi üfledim ve öpücüklerimi koymuştum der.
Baba neye uğradığını şaşırmıştır. Pişmanlıkla gözlerinden yaşlar akar ve evladından özür diler.
--------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------
Baba eve dönünce çocuğunun eliyle bir şeylerle meşgul olduğunu gördü. Hiddetle;
Zaten kıt kanaat geçiniyoruz, birde sana verdiğim harçlıkları bu gibi şeylere mi harcıyorsun.
Hayırsız evlat der.
Çocuk ağlamaklı olur ve ordan ayrılır.
Ertesi gün sabah çocuk babasından harçlık ister.
Baba; Eğer abidik gubidik şeyler alırsan keserim harçlığını der.
Yok baba almam der çocuk.
Baba çıkarır verir harçlığını,
Akşam eve döndüğünde bu sefer çocuğun elinde bir ahşap kutu görür.
Çocuk bu kutuyu süslemekle meşguldür. Etrafında da süsler vardır.
Baba yine hiddetlenir.
Çocuğum sen ne hayırsız evlatsın ben sana o harçlığı git süs al diye mi verdim.
Bak eve zor ekmek getiriyoruz zaten.
Çocuk kalbi kırık ve gözü yaşlı bir şekilde ordan uzaklaşır.
Annesi onu kucağına alır ve tasalanma evladım nitekim o senin baban.
Hiçbir baba evladının kötülüğünü istemez der.
Iki gün sonra sabah çocuk elinde süslü ve güzelce boyanmış kutuyla babanın karşısına çıkar.
Uzatır ve baba bu gün babalar günü bu da senin hediyen der.
Baba sevinir ve hediyeyi alır.
Açtığında kutuyu içinin boş olduğunu fark eder etmez hiddetlenir.
Sen babana boş bir kutu vermeye utanmıyormusun der tokadı yapıştırır.
Çocuk ağlamak olur ama kendisini tutar ve der ki;
Baba ama oraya sana olan sevgimi üfledim ve öpücüklerimi koymuştum der.
Baba neye uğradığını şaşırmıştır. Pişmanlıkla gözlerinden yaşlar akar ve evladından özür diler.
--------------------------------------------------------------------------