Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّ&#1 (1 Kullanıcı)

bedavih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2009
Mesajlar
299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّ&#1

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم



Ahirette cehennemin üzerinde kurulacak olan sırat köprüsünden herkesin muhakkak geçeceği hususu Kur’an-ı Kerim'de beyan olunmuştur. Ebu Said şöyle demiştir:

“Duyduğuma göre sırat köprüsü, kıldan ince ve kılıçtan keskindir.” (Buhari, Müslim, Nesai)

Bir rivayete göre, Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

“...Sonra (sırat’ı) rüzgar gibi, sonra kuş gibi geçeceksiniz. Sonra insanlar amellerine göre geçeceklerdir. Peygamberiniz sırat köprüsünün üzerinde durup; Rabbim selamete erdir, selamete erdir! Diyecek, nihayet amelleri kendilerini geçirecek derecede olmayanlar, sıratı yavaş olarak yani sürünerek geçeceklerdir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Ahirette bu korkunç köprüyü geçmek zorunda kalmaktan başka bir azab ve sıkıntı bulunmasa, o tek başına bu dünyada aklını başına almaya, gaflet ve sefaletten uzak durmaya, takva ve salih amele dört elle sarılmaya yeterli sebebdir. Kaldı ki, ahiretin bunun gibi pek çok azab ve sıkıntıları vardır. Cehenneme düşüp orada yanmak ise, tarifi imkansız bir azaptır.

Hz. Peygamber (S.A.V) Sırat Köprüsü'nü açıklarken şöyle buyurmuştur:

“Bütün insanlar Sırat Köprüsü'nün üzerinden geçmek zorundadırlar. Köprü dikenlidir. Onun sağında ve solunda duran zebaniler (balık avlamak için denize olta ve ağ atar gibi) kalabalığın üzerine büyük çengeller ve kancalar atarlar ve bunlara takılanları çekip cehennem çukuruna atarlar. Mü’minlarden de (iman ve amellerine göre) kimileri onun üzerinden yıldırım süratiyle geçerler, kimileri rüzgar süratiyle geçerler, kimileri koşan atın süratiyle geçerler. Kimileri hızlı yürüyerek geçerler. Kimileri yavaş yavaş yürüyerek geçerler, kimileri yüz üstü sürünerek geçerler. Kimileri de düşerler.” (Müttefekun Aleyh)

Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz müstesnâ olmamak üzere ille oraya uğrayacaktır. Bu, Rabb'inin üzerine kat’i olarak aldığı, kaza ettiği (bir şey) dir. Sonra takvaya erenleri kurtaracağız, zalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız.” (Meryem; 71-72)

Ebu Hureyre (R.A) Resulullah (S.A.V)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Cehennem kıpkırmızı oluncaya kadar bin sene yakıldı. Sonra bin sene daha yakıldı, ateşi beyazladı. Bin sene daha yakıldı, karanlık gece gibi simsiyah oldu." (Tirmizi)

Yine Ebu Hureyre (R.A) Resulullah (S.A.V)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Ademoğullarının yakıp yararlandığı şu ateş, cehennem ateşinin yetmiş defa soğutulmuş parçasıdır." Ashab: "Bu ateş cehennem için yeterdi." deyince, Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: "Cehennem ateşi bu ateşin üzerine altmışdokuz kez artımıdır. Hepsi de bunun sıcaklığı gibidir, ateş iki kez denize batırılıp çıkarıldı, eğer Allah (C.C) öyle yapmasa idi, onun aşırı sıcaklığından dolayı, kimse yararlanamazdı." (Tirmizi)

Ey nefsim!

Sen o zamanı düşün ki, Sırat Köprüsü'nden geçerken simsiyah olan cehennem ateşinin alevleri yukarıya doğru çıkar. Köprü kıldan ince, kılıçtan keskindir. Sen hangi cür'etle ayağını onun üzerine koyacaksın?.. Bir yandan kalbin çarpar, ayakların titrer, öte yandan sırtladığın günahların yürümene engel olur. O günahlarla karada bile yürüyemezsin ki, nerede kaldı bu köprünün üzerinde yürüyebilesin... Daha ayağının birini köprünün üzerine koyunca keskinliğini anladığın vakit halin nice olur?..

Halbuki önündeki insanların birçoğu köprüye adım atar atmaz hemen cehenneme düşerler. Sen de geçerken, cehennemin içinden gelen: "Yandım, mahvoldum." sesleri, feryad-u figanlar kulağının içinde çınlar. Bir yandan kancalar seni yakalayıp, aşağı çekmeye çalışır. Senin de ayağın kayarsa halin nice olur? Artık pişmanlık fayda vermez. Sen de: "Vay, başıma gelenlere.." diye bağırıp durursun.

"İşte korktuğum başıma geldi. Ne olaydı da dünyaya gelmeseydim. Geldim, kötü yolda değil, iyilerin yolunda olsaydım. Keşke toprak olup yok olsaydım ve unutulup gitseydim" dersin!..

Ey nefsim!

Eğer senin üzerine Allah'ın kuvveti, kudreti, azameti ve yardımı olmazsa, sen o sırat köprüsünden nasıl geçebilirsin?
 

bedavih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2009
Mesajlar
299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ecmain olsun ben teşekkür ederim kardeşim....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt