islamafakı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Eki 2008
- Mesajlar
- 50
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
İnsanların çoğu zaman kendince yapabileceği birçok şey varken,
sadece üzüldüğünü söylemesi ve bu üzüntüyle iştigal etmesi samimiyetine halel getirmeye yetecek bir nedendir
Çoğu kez,çok şey yapabileceğimiz halde,basit üzüntü ifadeleriyle yapabileceklerimizden
kurtulmak için üzüntümüzü kalkan eder öylece bekleriz yerimizde
Sevgimiz kutsal ve sevilebilecek konumda seviyorsak,yapabileceklerimizi düşünmeden yapmalıyız
Çoğu zaman sadece üzülmenin bir fayda sağlamadığını insan yakinen görebiliyor,yapabileceklerini yapıyorsa derdinde samimiyeti de kuşanmış demektirSamimiyeti kuşanmamış hiçbir eylem başarıya ulaşamaz,bu bir gerçektir
Bu yaptığın bir ayıbı üzüntüyle örtmektir
Bedelsiz sevgilerin ruha olan yansıması fersiz bir mumun büyük bir odayı aydınlatması gibidirKendisine bir faydası olmadığı gibi,ışığın yansıması da fayda sağlamazSamimiyet derin duyguların gerçek ispatıdır
Hakikat nezdinde var olan düşünce,samimiyet sınavı ile ispatlar kendini
Aksinin bir ayıp olduğu düşünülürse,ayıplarımızı üzüntüyle örtmeyi samimiyetten uzaklık olarak anlayabiliriz
Hayatımızın her safhasında,
üzüntümüzde ve sevgimizde samimi hisleri kuşanmak,insanlık onuruna yakışan erdemi yakalamaktır
Kendi düşünce dünyamızda,evreni kuşatabileceksek,yada gayemiz gönüllerimizin bizi yaşanabilir bir anlayışa
iletmesi için ayıplarımızdan arınmış bir hayat seçmeliyiz
Her tercihin beraberin de getirdiği mecburiyetler olduğunu her akıl kabul etmek durumundadır Aklın kabul ettiğini amele yansıtmamak,ayıplar içinde bir yaşam tarzını benimsemek demektir
Kalbi duyguların,yakin bir hisle sevgiye itaati,vuslata olan çabanın derinlemesine tezahürüdür
İddianın ispat edilebilir tarafı olması için,gelecek çilelere peşinen rıza,
hassas ortamlarda aranacak ilk şarttırBağlılık ve inanç, elden gelen olduğu halde,elden geleni yapmadan üzülmekle telafisi olmayan bir kabuldürBunun en güzel yaklaşımını ve ifadesini günümüzde çok daha rahat görüyoruz
Sadece sevdim,inandım ve bağlandım demenin anlamını bu kadar yitirdiği bir zaman dilimi yoktur sanırım tarihin sayfalarındaİnancın iman edene yüklediği yükün zaaf derecesinde samimiyetten uzak
riyakarca yaşandığı bir hayata tarzını daha önce ne zaman gördü acaba insanlar?Yaşanan zulümlerin ve kıyımın inandım diyenlerin katında samimice karşılanmadığını görebiliyoruz
Bunu avama mal etmek belki hatadırAma avamın başında olanlar,önder olanlar idareci olanlar çok ciddi bir
samimiyet sınavından geçmektedir
Sözlerinin bedel ödeyecek kadar yürekten olup olmadığını anlamak için hakkani bir ortam oluştu dünya meydanındaHodri meydan diyor iman düşmanları,görelim sizi diyorTv başlarında,gazete köşelerinde,
vakıf derneklerinde,konuşmanın ne kadar kurtarıcı olduğunu büyük günde hep birlikte göreceğiz
Adalet ve infazın vukuu bulacağı kesin güne doğru ilerlerken,imanlarındaki düşün,gerçek olup olmadığı görülecektirŞu anda önden gidenlerden bekleneni,önden gidenlerin hiç birisi yapmadı
Ferdiyetçilikten ziyade,birlik olarak hareket edip ne zalimi kınadılar,nede zulme bayrak açtılarHer sözün söz sahibine bir yük getirdiğini düşünecek olursak,tefsir dersleri yapanlar,
Siyeri Nebiyi anlatanlar,Mute,Yermük Harbini destansı dille ifade edenler,gereğini ne zaman yapacaklardır?
Yüzlerce cemaatin,milyonlarca müridinin olduğu bir ülkede,
Ümmet adına toplu olarak neden bir açıklama ve kınama gelmiyor?Neden falanca cemaatin şeyhi bir diğeriyle beraber değil,neden ulema kabul edilenler kol kola girip,zulme ve küfre karşı değiller,neden yüzlerce kitabı olanlar,
kitaplarının bir satırını bir cümlesini dahi amel edilecek kadar kayda değer görmüyor
Anladık ki,sizler enaniyetinizi kibrinizi kırıp ümmette vahdeti sağlayamayacaksınız,lakin zalimlere bayrak açmak genel
kabul gören bir eylemde değimli katınızda?
Sadece üzüntü ve ağlamalarınızın dışında da yapacak bir eyleminiz olmalı kesinlikle?
Sadece maddi yardımın yeterli olmadığını da göremiyormusunuz?İktidar sahipleri ümmete ihanet haline,bütün hepsi,nemrutların vasfını üzerinde taşıyor,ama iman eden toplulukların liderleri neyi bekliyor anlamak çok zor gerçekten
Şu unutulmamalıdır ki; ayıplarımızı üzüntülerimizle örtemeyiz
İman edenler muktedir insanlardır,üzülmenin peşinden sırtlarına yüklenen ağır yükten kurtulmalıdırlar
Bu hareket ve eylem İslam’ın ruhunda vardırBasit ifadelerin zamanı değildir
Acı olan şudur ki,avamın gösterdiği tepkiyi,önden gidenler gösteremiyor Nedeni kendilerinde saklı olan bir düşüncedir bu,
çünkü akleden hiç kimse bunun mantıklı izahını yapamaz
Konuşanlar arasında samimi olanların yanında itici bir üzüntü ifadesinde bulunanlarda varVahşet manzarasına bakıp,
gözyaşı şelalesinde yıkananlar aslında arınmak maksadında değiller
Arınmak sadece duygusal ifadelerle olmuyorArınacaksak ve samimi isek,yeryüzüne
İslam’ın hakim olması bu zulümlerin durması için gereken neyse,bize düşen neyse,yapabilmektir
Ekonomik şartların çok ağır olduğunun ifadesi,geçim derdi,yoksulluk gibi bahaneler geçerli bir neden değildirHiç imkanı olmayanlar kalplerinde ki samimi buğuzlarla duygularını galeyana getirmelidirler
Unutulmamlıdırki ilk İslam erleri hep yoksullardan kimsesizlerden,müşriklerin tabiriyle ayak takımından oluşmaktaydı
Kendine bağlı müntesiplerinden yıllarca uzakta bir hayat yaşayan gamsız zümre,kendi yüklerinin yanında,başkalarını da sırtlanmaktadırlar
Ayıplarımızı üzüntülerimizle örtemeyiz,bunu biliyoruz
Ne kadar göz yaşı da döksek,yapabileceklerimizin önüne geçemezHer köşe başında,
“Yapmadıklarınızı neden söylersiniz” ifadesi yüzümüze bir tokat gibi inecektirVe öyle bir fitneyle de karşı karşıyayız ki;
içimizde sadece zulmedenlere gelip çatmıyor
YAKUP DÖĞER
sadece üzüldüğünü söylemesi ve bu üzüntüyle iştigal etmesi samimiyetine halel getirmeye yetecek bir nedendir
Çoğu kez,çok şey yapabileceğimiz halde,basit üzüntü ifadeleriyle yapabileceklerimizden
kurtulmak için üzüntümüzü kalkan eder öylece bekleriz yerimizde
Sevgimiz kutsal ve sevilebilecek konumda seviyorsak,yapabileceklerimizi düşünmeden yapmalıyız
Çoğu zaman sadece üzülmenin bir fayda sağlamadığını insan yakinen görebiliyor,yapabileceklerini yapıyorsa derdinde samimiyeti de kuşanmış demektirSamimiyeti kuşanmamış hiçbir eylem başarıya ulaşamaz,bu bir gerçektir
Bu yaptığın bir ayıbı üzüntüyle örtmektir
Bedelsiz sevgilerin ruha olan yansıması fersiz bir mumun büyük bir odayı aydınlatması gibidirKendisine bir faydası olmadığı gibi,ışığın yansıması da fayda sağlamazSamimiyet derin duyguların gerçek ispatıdır
Hakikat nezdinde var olan düşünce,samimiyet sınavı ile ispatlar kendini
Aksinin bir ayıp olduğu düşünülürse,ayıplarımızı üzüntüyle örtmeyi samimiyetten uzaklık olarak anlayabiliriz
Hayatımızın her safhasında,
üzüntümüzde ve sevgimizde samimi hisleri kuşanmak,insanlık onuruna yakışan erdemi yakalamaktır
Kendi düşünce dünyamızda,evreni kuşatabileceksek,yada gayemiz gönüllerimizin bizi yaşanabilir bir anlayışa
iletmesi için ayıplarımızdan arınmış bir hayat seçmeliyiz
Her tercihin beraberin de getirdiği mecburiyetler olduğunu her akıl kabul etmek durumundadır Aklın kabul ettiğini amele yansıtmamak,ayıplar içinde bir yaşam tarzını benimsemek demektir
Kalbi duyguların,yakin bir hisle sevgiye itaati,vuslata olan çabanın derinlemesine tezahürüdür
İddianın ispat edilebilir tarafı olması için,gelecek çilelere peşinen rıza,
hassas ortamlarda aranacak ilk şarttırBağlılık ve inanç, elden gelen olduğu halde,elden geleni yapmadan üzülmekle telafisi olmayan bir kabuldürBunun en güzel yaklaşımını ve ifadesini günümüzde çok daha rahat görüyoruz
Sadece sevdim,inandım ve bağlandım demenin anlamını bu kadar yitirdiği bir zaman dilimi yoktur sanırım tarihin sayfalarındaİnancın iman edene yüklediği yükün zaaf derecesinde samimiyetten uzak
riyakarca yaşandığı bir hayata tarzını daha önce ne zaman gördü acaba insanlar?Yaşanan zulümlerin ve kıyımın inandım diyenlerin katında samimice karşılanmadığını görebiliyoruz
Bunu avama mal etmek belki hatadırAma avamın başında olanlar,önder olanlar idareci olanlar çok ciddi bir
samimiyet sınavından geçmektedir
Sözlerinin bedel ödeyecek kadar yürekten olup olmadığını anlamak için hakkani bir ortam oluştu dünya meydanındaHodri meydan diyor iman düşmanları,görelim sizi diyorTv başlarında,gazete köşelerinde,
vakıf derneklerinde,konuşmanın ne kadar kurtarıcı olduğunu büyük günde hep birlikte göreceğiz
Adalet ve infazın vukuu bulacağı kesin güne doğru ilerlerken,imanlarındaki düşün,gerçek olup olmadığı görülecektirŞu anda önden gidenlerden bekleneni,önden gidenlerin hiç birisi yapmadı
Ferdiyetçilikten ziyade,birlik olarak hareket edip ne zalimi kınadılar,nede zulme bayrak açtılarHer sözün söz sahibine bir yük getirdiğini düşünecek olursak,tefsir dersleri yapanlar,
Siyeri Nebiyi anlatanlar,Mute,Yermük Harbini destansı dille ifade edenler,gereğini ne zaman yapacaklardır?
Yüzlerce cemaatin,milyonlarca müridinin olduğu bir ülkede,
Ümmet adına toplu olarak neden bir açıklama ve kınama gelmiyor?Neden falanca cemaatin şeyhi bir diğeriyle beraber değil,neden ulema kabul edilenler kol kola girip,zulme ve küfre karşı değiller,neden yüzlerce kitabı olanlar,
kitaplarının bir satırını bir cümlesini dahi amel edilecek kadar kayda değer görmüyor
Anladık ki,sizler enaniyetinizi kibrinizi kırıp ümmette vahdeti sağlayamayacaksınız,lakin zalimlere bayrak açmak genel
kabul gören bir eylemde değimli katınızda?
Sadece üzüntü ve ağlamalarınızın dışında da yapacak bir eyleminiz olmalı kesinlikle?
Sadece maddi yardımın yeterli olmadığını da göremiyormusunuz?İktidar sahipleri ümmete ihanet haline,bütün hepsi,nemrutların vasfını üzerinde taşıyor,ama iman eden toplulukların liderleri neyi bekliyor anlamak çok zor gerçekten
Şu unutulmamalıdır ki; ayıplarımızı üzüntülerimizle örtemeyiz
İman edenler muktedir insanlardır,üzülmenin peşinden sırtlarına yüklenen ağır yükten kurtulmalıdırlar
Bu hareket ve eylem İslam’ın ruhunda vardırBasit ifadelerin zamanı değildir
Acı olan şudur ki,avamın gösterdiği tepkiyi,önden gidenler gösteremiyor Nedeni kendilerinde saklı olan bir düşüncedir bu,
çünkü akleden hiç kimse bunun mantıklı izahını yapamaz
Konuşanlar arasında samimi olanların yanında itici bir üzüntü ifadesinde bulunanlarda varVahşet manzarasına bakıp,
gözyaşı şelalesinde yıkananlar aslında arınmak maksadında değiller
Arınmak sadece duygusal ifadelerle olmuyorArınacaksak ve samimi isek,yeryüzüne
İslam’ın hakim olması bu zulümlerin durması için gereken neyse,bize düşen neyse,yapabilmektir
Ekonomik şartların çok ağır olduğunun ifadesi,geçim derdi,yoksulluk gibi bahaneler geçerli bir neden değildirHiç imkanı olmayanlar kalplerinde ki samimi buğuzlarla duygularını galeyana getirmelidirler
Unutulmamlıdırki ilk İslam erleri hep yoksullardan kimsesizlerden,müşriklerin tabiriyle ayak takımından oluşmaktaydı
Kendine bağlı müntesiplerinden yıllarca uzakta bir hayat yaşayan gamsız zümre,kendi yüklerinin yanında,başkalarını da sırtlanmaktadırlar
Ayıplarımızı üzüntülerimizle örtemeyiz,bunu biliyoruz
Ne kadar göz yaşı da döksek,yapabileceklerimizin önüne geçemezHer köşe başında,
“Yapmadıklarınızı neden söylersiniz” ifadesi yüzümüze bir tokat gibi inecektirVe öyle bir fitneyle de karşı karşıyayız ki;
içimizde sadece zulmedenlere gelip çatmıyor
YAKUP DÖĞER