Ubey, babası Ka'b'ın (Radıyallahu Anh) kendisine şöyle haber verdiğini nakletmiştir:
"İçerisinde hurma bulunan bir harmanımız vardı. Ona bakıp noksanlaştığını hissediyordum. Bir gece onu bekledim, derken birden yeni büluğa ermiş gence benzer biri ile karşılaştım. Selam verdi, selamına karşılık verip: "Sen nesin, cin misin, yoksa insan mısın?" dedim.
"Cinim." dedi.
"Elini bana ver." dedim. Verdi. Bir de baktım ki, eli köpek ayağına ve tüyü köpek tüyüne benziyor. Bunun üzerine:
"İşte bu cin yaratılışı." dedim. O da:
"Cinler içlerinde benden daha kuvvetlisinin olduğunu bilirler." deyince:
"Yaptığın şeye seni sevkeden nedir?" dedim.
"Senin sadaka vermeyi sevdiğini işittim. Bu nedenle hurmandan bir miktarını almayı arzu ettim." dedi. Ben:
"Bizi sizden koruyacak şey nedir dedim.
"Şu ayet -yani Ayete'l Kürsi-" dedi.
Ben de onu serbest bıraktım. Ubey der ki: Babam, Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in yanına gitti, bunu kendisine haber verdiğinde şöyle buyurdu:
"Pis yaratık sana doğru söyledi." (İbn Hıbban)
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her farz namazı müteakip Ayete'l-Kürsi'yi okuyan kimse, ikinci bir namaza kadar korunmuş olur. Ayete'l-Kürsi'ye ancak bir peygamber veya bir sıddık ya da bir şehid devam eder." (Beyhaki)
Ahmed bin Hanbel ve diğerleri merfuan şu hadisi naklederler:
"Ayete'l -Kürsi Kur'an'ın efendisidir (tacıdır), şeytanın bulunacağı herhangi bir evde okunacak olursa, şeytan oradan çıkmış olur." (Ahmed bin Hanbel)
"Kim mü'min suresinin baştan üç ayetini ve bir de Ayete'l-Kürsi'yi sabahladığında okursa akşama kadar bu iki ayetle korunmuş olur. Akşamleyin okuyan kimse de sabahlayıncaya kadar korunmuş olur." (Tirmizi, Darimi)
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
"Kim Ayete'l-Kürsi'yi yatağına girerken okursa Allah onu da, komşusunu da, komuşusunun komşusunu da koruyup güven içine alır." (Beyhaki)
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) şöyle anlatmıştır:
"Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Ramazan ayında toplanan zekatı korumakla beni görevlendirdi. Bir ara birisi gelip zekat olarak getirilen yiyecek maddelerini avuçladı. Yakalayıp Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e götürmek istedim. Yalvardı, muhtaç olduğunu, buna çok ihtiyacı olduğunu söyledi. Bunun üzerine salıverdim. Sabahleyin Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'le karşılaştığımda bana: "Ey Eba Hureyre! Dün akşam yakaladığın esir ne yaptı?" diye sorunca dedim ki: "Çok ihtiyacı olduğunu, söyledi. Bende merhamet edip salıverdim." Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdu ki: "Ama o sana yalan söylemiştir. İleri de yine dönüp gelecek ve zekattan almaya çalışacaktır."
Anladım ki o kimse yine dönüp gelecek ve zekattan almaya çalışacaktır. Bunun üzerine pusuya girip bekledim. Yine gelip zekat olarak toplanan gıda maddelerini avuçladı. Yakaladım ve: "Seni bu defa herhalde Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in huzuruna çıkaracağım." dedim. Bunun üzerine yalvararak dedi ki: "Aman ne olursun beni bırak, çünkü çok muhtaç durumdayım, bir daha dönmeyeceğim."
Bunun üzerine acıdım ve salıverdim. Sabah olunca, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "Ey Eba Hureyre! Esirin ne yaptı?" diye sorunca dedim ki: "Ya Resulallah! Çok ihtiyacı olduğunu, çoluk çocuk sahibi olduğunu söyledi. Bunun üzerine acıdım ve salıverdim.” Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) yine: "O sana yalan söylemiştir. İleride yine gelecek ve avuçlayacaktır." buyurdu. Bunun üzerine yine onu gözetlemeye koyuldum. Tam gelip oradaki gıda maddelerini avuçlarken yakaladım ve dedim ki: "Artık seni üçüncü defadır yakalıyorum. Seni mutlaka Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in huzuruna çıkaracağım. Bir daha dönüp gelmeyeceğini söylediğin halde tekrar dönüp geldin."
Bunun üzerine o bana şöyle dedi: "Beni bırak da sana öyle bir söz öğreteyim ki Allah o söz ile sana menfaat verir." “Söyleyeceğin söz nedir?” dediğimde şu cevabı verdi:
"Yatağına girdiğinde Ayete'l-Kürsi'yi oku! O takdirde Allah tarafındna bir koruyucu seni devamlı korur. Sabahlayıncaya kadar şeytan sana yaklaşamaz olur."
Bu sözü üzerine onu salıverdim. Sabah olunca Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "Akşamki esirin ne yaptı?" diye sorunca, dedim ki: "Ya Resulallah! Allah'ın bana menfaat vereceği birkaç söz öğreteceğini söyledi. Bunun üzerine onu salıverdim." Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "O sözler ne idi?" diye sordu. Ben de: "Bana yatağıma uzanacağım zaman Ayete'l-Kürsi'yi oku, sonuna kadar tamamla ve böylece sabahlayıncaya kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan da sana yaklaşmaz, dedi." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu:
"O çok yalancı olduğu halde yine de sana doğruyu söylemiştir. Bu üç gecedir sana hitap eden o kimsenin kim olduğunu biliyor musun?"
Ben: "Hayır bilmiyorum." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu: "O şeytandır." (Buhari, Nesai)
Cin ve şeytanın kişiden uzaklaşması için Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in buyurduğu gibi Ayete'l-Kürsi'yi bilhusus geceleri okumadan yatmamalıdır. Böyle hareket etmek kişinin hem dünyası hem de ahireti için menfaatlidir.
Rivayet edildiğine göre,, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Ebü'l-Münzir'e şöyle dedi:
"Ey Eba Münzir! Allah'ın senin yanında olan kitabında hangi ayetin daha büyük, kadri yüce olduğunu biliyor musun?"
Ebu Münzir: "Allahu La İlahe İlla Hüve'l-hayyu'l-kayyum… dur." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ey Eba Münzir! İlim seni güçlendirmiş, anlayışını artırmıştır." (Müslim, Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud, Hakim)
Görüldüğü gibi Ayete'l-Kürsi, Kur'an'ın en büyük ve en kadri yüce ayeti olduğuna göre, mü'minlerin bunu okumaya devam etmeleri ve bu sayede büyük sevap elde etmeleri çok güzeldir.
Rivayete göre tüccarlardan birisi, mısırdan yüklü bir mal aldıktan sonra başka bir beldeye gitmek üzere yola çıktı. Hırsızlarda onu takibe koyuldu. Tüccarın yolunu kesip malını ve parasını ele geçirmek istiyorlardı.
Tüccar yolda iken bir ovada konakladı yedi defa Ayete'l-Kürsi'yi okuyup etrafına üfledikten sonra kendini manevi bir kale içerisine almış oldu ve öyle ve uzanıp uyumaya başladı. Hırsızlar geceleyin tüccarın konakladığı yere geldiler. Fakat tüccarın etrafında aşılması güç olan bir hisar vardı. Bunun üzerine bir yol bulamayınca onu terk edip ayrıldılar. Tüccar sabah olunca kalkıp yoluna devam etti ve akşam olunca yine bir yere inip konakladı. Hırsızlar onu takip ediyordu. Gece olunca yine ona doğru yaklaştıklarında yine muhkem bir kale içinde olduğunu, içeri girmenin mümkün olmadığını gördüler. Böylece konaklanan birkaç yerde aynı durum olunca hırsızlar anladılar ki bu gördükleri harikulade bir olaydır ve bunda bir takım hikmetler vardır. Sonra dayanamadılar. Tüccarın yanına gelip gördüklerini ve ne yapmak istediklerini söylediler. Bunda ne gibi bir esrarın bulunduğunu öğrenmek istediler. Tüccar onlara, bu tür felaket ve musibetlerden korunmak için yedi defa ayete'l-Kürsi'yi okuyup altı cihetine üflediğini, yedinciyi ise okuyup nefesini içine çektiğini ve böylece Allah tarafından bir hisarla korunduğunu söyledi.
Görüldüğü gibi, Ayete'l-Kürsi'nin okunmasında bir çok faydalar vardır. Onun faydalarının hepsini saymak mümkün değildir. Kim bu ayeti okumaya devam ederse, devamı nisbetinde fayda görür.
"İçerisinde hurma bulunan bir harmanımız vardı. Ona bakıp noksanlaştığını hissediyordum. Bir gece onu bekledim, derken birden yeni büluğa ermiş gence benzer biri ile karşılaştım. Selam verdi, selamına karşılık verip: "Sen nesin, cin misin, yoksa insan mısın?" dedim.
"Cinim." dedi.
"Elini bana ver." dedim. Verdi. Bir de baktım ki, eli köpek ayağına ve tüyü köpek tüyüne benziyor. Bunun üzerine:
"İşte bu cin yaratılışı." dedim. O da:
"Cinler içlerinde benden daha kuvvetlisinin olduğunu bilirler." deyince:
"Yaptığın şeye seni sevkeden nedir?" dedim.
"Senin sadaka vermeyi sevdiğini işittim. Bu nedenle hurmandan bir miktarını almayı arzu ettim." dedi. Ben:
"Bizi sizden koruyacak şey nedir dedim.
"Şu ayet -yani Ayete'l Kürsi-" dedi.
Ben de onu serbest bıraktım. Ubey der ki: Babam, Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in yanına gitti, bunu kendisine haber verdiğinde şöyle buyurdu:
"Pis yaratık sana doğru söyledi." (İbn Hıbban)
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her farz namazı müteakip Ayete'l-Kürsi'yi okuyan kimse, ikinci bir namaza kadar korunmuş olur. Ayete'l-Kürsi'ye ancak bir peygamber veya bir sıddık ya da bir şehid devam eder." (Beyhaki)
Ahmed bin Hanbel ve diğerleri merfuan şu hadisi naklederler:
"Ayete'l -Kürsi Kur'an'ın efendisidir (tacıdır), şeytanın bulunacağı herhangi bir evde okunacak olursa, şeytan oradan çıkmış olur." (Ahmed bin Hanbel)
"Kim mü'min suresinin baştan üç ayetini ve bir de Ayete'l-Kürsi'yi sabahladığında okursa akşama kadar bu iki ayetle korunmuş olur. Akşamleyin okuyan kimse de sabahlayıncaya kadar korunmuş olur." (Tirmizi, Darimi)
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
"Kim Ayete'l-Kürsi'yi yatağına girerken okursa Allah onu da, komşusunu da, komuşusunun komşusunu da koruyup güven içine alır." (Beyhaki)
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) şöyle anlatmıştır:
"Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Ramazan ayında toplanan zekatı korumakla beni görevlendirdi. Bir ara birisi gelip zekat olarak getirilen yiyecek maddelerini avuçladı. Yakalayıp Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e götürmek istedim. Yalvardı, muhtaç olduğunu, buna çok ihtiyacı olduğunu söyledi. Bunun üzerine salıverdim. Sabahleyin Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'le karşılaştığımda bana: "Ey Eba Hureyre! Dün akşam yakaladığın esir ne yaptı?" diye sorunca dedim ki: "Çok ihtiyacı olduğunu, söyledi. Bende merhamet edip salıverdim." Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdu ki: "Ama o sana yalan söylemiştir. İleri de yine dönüp gelecek ve zekattan almaya çalışacaktır."
Anladım ki o kimse yine dönüp gelecek ve zekattan almaya çalışacaktır. Bunun üzerine pusuya girip bekledim. Yine gelip zekat olarak toplanan gıda maddelerini avuçladı. Yakaladım ve: "Seni bu defa herhalde Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in huzuruna çıkaracağım." dedim. Bunun üzerine yalvararak dedi ki: "Aman ne olursun beni bırak, çünkü çok muhtaç durumdayım, bir daha dönmeyeceğim."
Bunun üzerine acıdım ve salıverdim. Sabah olunca, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "Ey Eba Hureyre! Esirin ne yaptı?" diye sorunca dedim ki: "Ya Resulallah! Çok ihtiyacı olduğunu, çoluk çocuk sahibi olduğunu söyledi. Bunun üzerine acıdım ve salıverdim.” Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) yine: "O sana yalan söylemiştir. İleride yine gelecek ve avuçlayacaktır." buyurdu. Bunun üzerine yine onu gözetlemeye koyuldum. Tam gelip oradaki gıda maddelerini avuçlarken yakaladım ve dedim ki: "Artık seni üçüncü defadır yakalıyorum. Seni mutlaka Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in huzuruna çıkaracağım. Bir daha dönüp gelmeyeceğini söylediğin halde tekrar dönüp geldin."
Bunun üzerine o bana şöyle dedi: "Beni bırak da sana öyle bir söz öğreteyim ki Allah o söz ile sana menfaat verir." “Söyleyeceğin söz nedir?” dediğimde şu cevabı verdi:
"Yatağına girdiğinde Ayete'l-Kürsi'yi oku! O takdirde Allah tarafındna bir koruyucu seni devamlı korur. Sabahlayıncaya kadar şeytan sana yaklaşamaz olur."
Bu sözü üzerine onu salıverdim. Sabah olunca Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "Akşamki esirin ne yaptı?" diye sorunca, dedim ki: "Ya Resulallah! Allah'ın bana menfaat vereceği birkaç söz öğreteceğini söyledi. Bunun üzerine onu salıverdim." Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "O sözler ne idi?" diye sordu. Ben de: "Bana yatağıma uzanacağım zaman Ayete'l-Kürsi'yi oku, sonuna kadar tamamla ve böylece sabahlayıncaya kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan da sana yaklaşmaz, dedi." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu:
"O çok yalancı olduğu halde yine de sana doğruyu söylemiştir. Bu üç gecedir sana hitap eden o kimsenin kim olduğunu biliyor musun?"
Ben: "Hayır bilmiyorum." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu: "O şeytandır." (Buhari, Nesai)
Cin ve şeytanın kişiden uzaklaşması için Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in buyurduğu gibi Ayete'l-Kürsi'yi bilhusus geceleri okumadan yatmamalıdır. Böyle hareket etmek kişinin hem dünyası hem de ahireti için menfaatlidir.
Rivayet edildiğine göre,, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Ebü'l-Münzir'e şöyle dedi:
"Ey Eba Münzir! Allah'ın senin yanında olan kitabında hangi ayetin daha büyük, kadri yüce olduğunu biliyor musun?"
Ebu Münzir: "Allahu La İlahe İlla Hüve'l-hayyu'l-kayyum… dur." deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ey Eba Münzir! İlim seni güçlendirmiş, anlayışını artırmıştır." (Müslim, Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud, Hakim)
Görüldüğü gibi Ayete'l-Kürsi, Kur'an'ın en büyük ve en kadri yüce ayeti olduğuna göre, mü'minlerin bunu okumaya devam etmeleri ve bu sayede büyük sevap elde etmeleri çok güzeldir.
Rivayete göre tüccarlardan birisi, mısırdan yüklü bir mal aldıktan sonra başka bir beldeye gitmek üzere yola çıktı. Hırsızlarda onu takibe koyuldu. Tüccarın yolunu kesip malını ve parasını ele geçirmek istiyorlardı.
Tüccar yolda iken bir ovada konakladı yedi defa Ayete'l-Kürsi'yi okuyup etrafına üfledikten sonra kendini manevi bir kale içerisine almış oldu ve öyle ve uzanıp uyumaya başladı. Hırsızlar geceleyin tüccarın konakladığı yere geldiler. Fakat tüccarın etrafında aşılması güç olan bir hisar vardı. Bunun üzerine bir yol bulamayınca onu terk edip ayrıldılar. Tüccar sabah olunca kalkıp yoluna devam etti ve akşam olunca yine bir yere inip konakladı. Hırsızlar onu takip ediyordu. Gece olunca yine ona doğru yaklaştıklarında yine muhkem bir kale içinde olduğunu, içeri girmenin mümkün olmadığını gördüler. Böylece konaklanan birkaç yerde aynı durum olunca hırsızlar anladılar ki bu gördükleri harikulade bir olaydır ve bunda bir takım hikmetler vardır. Sonra dayanamadılar. Tüccarın yanına gelip gördüklerini ve ne yapmak istediklerini söylediler. Bunda ne gibi bir esrarın bulunduğunu öğrenmek istediler. Tüccar onlara, bu tür felaket ve musibetlerden korunmak için yedi defa ayete'l-Kürsi'yi okuyup altı cihetine üflediğini, yedinciyi ise okuyup nefesini içine çektiğini ve böylece Allah tarafından bir hisarla korunduğunu söyledi.
Görüldüğü gibi, Ayete'l-Kürsi'nin okunmasında bir çok faydalar vardır. Onun faydalarının hepsini saymak mümkün değildir. Kim bu ayeti okumaya devam ederse, devamı nisbetinde fayda görür.