Aşkâ Mecnun
Kayıtlı Kullanıcı
sizlerle burda yarı gerçek yarı hayal ürünü olan yazmış olduğum bir kıssayı paylaşmak istedim umarım beğenirsiniz
Bir gün zengin mi zengin bir aile varmış. her cuma akşamı evlerde koktey baloları düzenleyip eğlenceler hazırlamışlar... para hırsı Şaşalı hayat evin reisi olan ahmed beyin gözünü kör eder bazen ölümün farkında bile olmadan inkara yönelir... güler geçerdi hiç ölmeyecekmiş gibi hırs azim kibir yüklü bir hayat sürdü bu dünyada yeri geldi Allahı tanımamazlık (haşa) yeri geldi kur'anı ikara yürüdü müslünlarla alay etti gurur kırıcı laflara kalkıştı o böyle yaptıkça para üstüne para kazanmaya başladı... eşini tanımaz olmuş sürekli adatan bir adam olmuştu ahmed bey...eşi bir arayış içindeydi sonra bir gün bir cami önünde satılan din kitaplarını gördü büyük ilgi vede merak sarmıştı almalıydı aldıda o kitaplardan bir çok şeyi öğrendi Allahı tanıdı peygamberi bildi. Artık tövbe etmişti Cuma kokteylerine gitmez o arkadaş çevresini silmiş olmuştu... o geceleri namaz kılmaya Allaha dua etmeyi kabul etmiş yolunu bulduğu için şükür etmişti... artık eşinin bu inkarcı alaycı laflarına alınmaya kırılmaya başlamıştı... bir gün eşi ahmed beyin karşısına tesettürle çıktı eşi lobide şampanyasını yudumlarken şükran hanıma döndü baktı şok geçiriyordu şarap elinden düşmüş bardak kırılmıştı koşarak eşinin yanına gitmişti kolundan tutup ssütündeki tesettürlü kıyafetleri yırtıp parçalamış tokatlarla kendine gelmesi için vuruyordu.. sonra sağ ayağı ile karın bölgesine vurmaya başlamıştı o sinirle terk etmişti Ahmet bey orayı durumu arkadaşlarına anlatmıştı gülüyor güldükçede dalga geçiyor alay ediyordu onunla Artık benim gözümde bir hizmetçi olarak kaldı şükran diyor kahkahalara boğuluyordu... şükran hanım hastalanmış yataklara düşmüştü hamile olduğunu bile söyleyememişti çünkü sert tekmeler Şükran hanımın çoçuğunu kaybetmesine neden olmuştu ama yinede yılmadı şükran hanım hergün o işteyken eve hocalargelip kuran okumaya başlamıştı şükran hanım hasta yatağında eşlik ediyordu bayan hocalara ojelerini rujlarını peruklarını vede giyisilerini yakmış kimsenin bunları giyipte kirlenmesini istemiyorum demişti...Allaha dualarında bir an önce kocası için islah imanı için rahmet dünyası vede ahireti için feyiz istemişti kadın bütün mal varlığını kyran kurslarına yatırmış camiler yaptırmıştı hiç birşeyi kalmaıştı onu ananlar artık dualarla anıyor sonsuz şükranlaar sunuyorlardı öğrenciler anne diye sesleniyordu Şükran hanıma sonra bir gün ani bir darbeyle ortaklar yok olmuş Ahmet bey soyulmuş dünyadaki yatırımı yarı yarıya inmişti artık gittikçe tükeniyor isyana sürükleniyor kendini iyiden iyiye kaybediyor içkiye veriyordu Şükran hanım ise çarşafa girme kararı almıştı ancak bunu gerçekleştirmek çok zor gibiydi... o ozoruda başarmış çarşafı giymişti okuduğu kitaplar aldığı ilimler onu vaize yapmıştı hastalığı iyi olmaya başlamıştı zamanla sohbetler veriyor doğru yolu anlatıyordu kadınlara kendi yaşantısından örnekler veriyor taktire şayan görülüyordu bu yapmış olduklarından dolayı ünü ülkede duyulmuştu artık yurt dışlarına açılmıştı yağmur çamur dinlemeden Allah yoluna koşuyordu eşi ise bunalımda idi onunla yüz yüze bile gelmek istemiyordu çünkü onu aldatıyordu onunla alay ediyordu gazetelere eşi için kara fatma demeçleri veriyor dalga geçiyordu eşinin adıyla yaptırılan camileri yıktırma emri veriyor camileri yıktırıyordu sonra eşi boşanmaa davası açıp boşanmayı istedi Ahmed beyden ama o boşanmak değil onu süründürmek niyetindeydi bir gün şükran hanım eve geç gelmişti sohbetten dönüyordu eşi evde eli sopayla bekliyordu eve geldi şükran hanım öldürülür cesine dayak atılmış yarın ki önemli sohbet için komaya sokarcasına dövmüştü dayanacak güç kalmamıştı Şükran hanımda, sonra Ahmet bey eşini kanlar içindeyken farelerin cirit attığı bodruma kilitlemişti ahmet bey canileşmişti artık Şükran hanım aç susuz 3 gün bodrumda uyuya kamış hizmetçilerin bulmasıyla hastanede yoğunmakıma alınmıştı çok aza bir ramak kalması onun ölümünden kurtulmasına vesile olmuştu...şükran hanım hamileliği sırasında çoçuk düştüğünde doktora gitmemiş bir ebe kontrolunde olayı gizliden bağlamaya çalışmıştı göz yaşları içinde ama bu onun başına bela olmuştu hastalıkları iyice artmıştı... şükran hanım yoğun bakım ünitesinden çıkarken eşi Ahmet beyde bir sedye üzerinde yoğum bakımaa alındığında karşılaşmışlardı şükran hanım doktora ona noldu diye sorduğunda sizden çok kötü şekilde sopayla dövülmüş kötürüm kala bilme ihtimali taşıyor dedi doktor Şükran hanıma... şükran hanım Allaha dua ediyordu eşinin bir an önce iyileşmesi için ve aynı odaya lındı ikiside karar alınmıştı ahmet beyin eşine attığı tekmelerle ölümüne sebep olduğu mücahitin oluşundan bile haberdar olmamaksızın bacağındaki sinirler kopmuş ayak kangren olmuştu vede o tekmeleri atan ayak dizden kesilmişti çok kötüydü durum doktor bütün herşeyi açıkladı ahmet beye ahmet bey çok pişmandı pişmandı ama ne yapacağını bilmiyordu yinede isyan ediyordu mal varlıkları yoktu artık dünyanın sayılı zenginleri arasında görünen Ahmet bey şimdi en fakir acizleri arasında görüldü Hastane masraflarını ödemeye parası yoktu artık çıkışını bile o alay ettiği dalga geçtiği kara fatma vede müslümanlar ödedi bir mezarlık aldılar vede oraya gittiler mezarlık kazıldı Ahmet beyin bacağı mezara konuldu vede gömülmeye başlandı Ahmet bey hıçkırıklara boğulmuştu kendinden yaptıklarından utanıyor pişmanlık duyuyordu ben ölümümü gördüm kendi cenazeme geldim bedenimden bir parcayı gömdüm diyordu.... devam ediyor
___________________________________Devam ediyor______________________
aradan 1 ay geçmiş artık o meşur Ahmet ünlüden bir eser kalmamıştı yüzüne bütün kapılar kapanmıştı ne kalacak bir evi nede aç karnını doyuracak sıcak bir aşı vardı günler günleri kovalarken cami avluları sokak kaldırımları okul önlerinde dilenmeye başlamıştı... Şükran hanım Ahmet beyden boşanmış ikinci evlilkiğini yapıp mutlu mesut yaşarken ünü dünyada duyulmaya başlamış büyük elçilikler aracılığı ile uluslar arsı açılarak en ıssız çöllere bile islamı tanıtmaya gitmişti. kimi zaman gönüllü annelik kimi zaman ise vaizelik yaparak yaşamını sördürmeliydi yapmış oldu hayırlar ona destek olmuş hatta en batiyar muhafazakar bir insan olmuştu bir gün dünyada pis işleriyle adeta bataklık olan bir ülkeye gitim Allahın selamını ulaştırmak istemişti bayanlardan vede erkeklerden oluşan bir heyetle oraya giderler orada görürlerki artık insanlarda edep onur kalmamış harem ilişkileri gün yüzünde yaşamıştı bir çok engellere rağmen ordaki insalara islamı kabul ettirmenin mutluluğu onun gözlerinden okunmaya başlamıştı 33 yaşına geldiğinde görüp geçirdiklerini tahsilatını kitaplara dökmüş yaşarlık mertebesiyle gençlere insanlara yol göstermiş ellerinden tutmuştu kadınlara kadınlık haklarını sunmuş mücadele sini bu yünde harcamıştı... bir gün istanbulun en gözde merkezlerinden biri olan bağlar başında hanım arkadaşlarıyla yürüyorlardı....
o an onun karşılaştığı o manzarayı belkide görmek bile istemezdi...ona dersin derin baktı durun şu dilenciye bir para atalım dedi fatma hanım çıkardı bir kuruş atacakken şükran hanım hayır dedi... Ahmet bey Allah rızası için sadaka Allah rızası için su diyordu fatma hanım neden dedi kaçamaklı bir sesle şükran hanıma sonra Ahmet bey şükran hanımı farketti peçeli çarşafının altından Şükran hanım yüzünü gizlerken Ahmet bey şükran diye bağırmaya başladı...
Ahmet bey:
- şükran sen öyle yüce bir insansın ki sana ne kadar iyilik etsem azdır.. biliyorum sana ettiğim yeminlerden dolayı yüzüme bakmak istemiyorsun ama Allah aşkı için dönde bir bak halime bana acı hem bacağımı hem insanlığımı hemde servetimi kaybetmiş bir canavarım ben dedi. ( şükran hanım sağa sola bakınmaya başladı sükutunu hiç bozmadı.. fatma hanım ise Şükran bu adam ne diyor dedi yanık bir sesle) ahmet bey devam etti acı dolu sözlerine sen öyle bir insansın peygamber eşi olmalıymışsın Allah bana böyle bir eş nasip etmiş ama bunun bir değerini bilmemişim.. şimdi senden bir isteğim var şükran dedi son nefesi gibi çıktı bu son sözler bunları söylerken yutkunamıyor öksürüyor du...
Şükran hanım;
-Şükran hanım buyur dedi Ahmet bey.
ahmet bey;
- senden bir isteğim var biliyorum belkide dünyada enson islama girmeye layık insan benim ama bu soğuk taşın üstünde aç ken ölümü kalbimde hissederken Allah seni karşıma çıkardı şimdi isteğim ben islama girmek istiyorum bana yalvarırım yardım et der (şükran hanım buna şaşırmış bir okadarda sevinmişti ona yumuşak bir ses tonuyla )
şükran hanım;
- ah ahmet bey ah islamı seçmek tercini yapmak için ne gerek vardıki bunlara bukadar şeyi geçiripte sonra pişman olupta ölümü hissettiğinde müslüman olmaya gerçekten ölüm anını hisseden adama islamın ihtiyacı varmıydıki ?? yoksa islama hizmet ehli sünnet vel cemat mi olmalıydı yinede Rahman uzun ömür versin. İslamı zikriyenizi kabul buyursun size diyeceklerimi tekrarlayınız dedi Ahmet beyde tekrarladı vede islama girmenin en büyük şerefinden birini tatmış olduğunu anlası sisli gözlerle sonra şükran hanım o semtin huzur evini arayarak onu huzur evine yerleştirtti aylık gelirlerinide düzenli olarak üzerine insanlık vazifesi olarak gördü Ahmet beyi bir güzel yıkadıktan sonra yerine yerleştirdiler görevliler. Sonrada ayda bir sefer Şükran hanım ziyaretine gider yoklardı ona ilmihaller, tevsir,hadis vede kuranı kerimler ****ürürdü hepsini okur okudukça yaptıklarından vişdan azabı çeker dünya servetini kaybetmenin hüznünü yaşarken ahiret servetinin hüznünüde bunca yaptıklarından sonra yaşamak ister namazlarını düzenli kılmaya başlardı... aradan 1 yıl geçmişti muharrem ayının üçünçü gecesi hakkın rahmetine kavuşmuştu ahmet bey.. bu olup bitenleri kitaplarında yer veren Şükran haınım Ayağını gömen adam adında bir kitap çıkarır o kitapta önceki eski kokana hallerini israfcı hallerini anlatır... eski kocasınada sıksık yer verir olayın baş kahramanı yapardı onu vefatından sonra kendi isteği üzerine ayağının gömüldüğü yere gömülmesini ister bunca yaşanalardan sonra kitaplar geniş kitlelere ulaşır ilgi görmeye başlar yıllarca şeriyat kadını diye anılmaya başlanır... Ülke şeriyatla yönetildiği içinde çarşaflı bir aydını bakanlar kuru ile mükafatlandırırlar bu görev şükran haımında sonu olur.. şeriyatı istemeyen bazı bölükler şükran Hanıma suikast düzenlerler oda hakkın rahmetine 55 yaşında kavuşur. onu haymetle yad ediyoruz allahın Rahmeti üzerinde olsun diyor bu kıssayıda burada noktalıyorum umarım hoş olmuştur..
Bir gün zengin mi zengin bir aile varmış. her cuma akşamı evlerde koktey baloları düzenleyip eğlenceler hazırlamışlar... para hırsı Şaşalı hayat evin reisi olan ahmed beyin gözünü kör eder bazen ölümün farkında bile olmadan inkara yönelir... güler geçerdi hiç ölmeyecekmiş gibi hırs azim kibir yüklü bir hayat sürdü bu dünyada yeri geldi Allahı tanımamazlık (haşa) yeri geldi kur'anı ikara yürüdü müslünlarla alay etti gurur kırıcı laflara kalkıştı o böyle yaptıkça para üstüne para kazanmaya başladı... eşini tanımaz olmuş sürekli adatan bir adam olmuştu ahmed bey...eşi bir arayış içindeydi sonra bir gün bir cami önünde satılan din kitaplarını gördü büyük ilgi vede merak sarmıştı almalıydı aldıda o kitaplardan bir çok şeyi öğrendi Allahı tanıdı peygamberi bildi. Artık tövbe etmişti Cuma kokteylerine gitmez o arkadaş çevresini silmiş olmuştu... o geceleri namaz kılmaya Allaha dua etmeyi kabul etmiş yolunu bulduğu için şükür etmişti... artık eşinin bu inkarcı alaycı laflarına alınmaya kırılmaya başlamıştı... bir gün eşi ahmed beyin karşısına tesettürle çıktı eşi lobide şampanyasını yudumlarken şükran hanıma döndü baktı şok geçiriyordu şarap elinden düşmüş bardak kırılmıştı koşarak eşinin yanına gitmişti kolundan tutup ssütündeki tesettürlü kıyafetleri yırtıp parçalamış tokatlarla kendine gelmesi için vuruyordu.. sonra sağ ayağı ile karın bölgesine vurmaya başlamıştı o sinirle terk etmişti Ahmet bey orayı durumu arkadaşlarına anlatmıştı gülüyor güldükçede dalga geçiyor alay ediyordu onunla Artık benim gözümde bir hizmetçi olarak kaldı şükran diyor kahkahalara boğuluyordu... şükran hanım hastalanmış yataklara düşmüştü hamile olduğunu bile söyleyememişti çünkü sert tekmeler Şükran hanımın çoçuğunu kaybetmesine neden olmuştu ama yinede yılmadı şükran hanım hergün o işteyken eve hocalargelip kuran okumaya başlamıştı şükran hanım hasta yatağında eşlik ediyordu bayan hocalara ojelerini rujlarını peruklarını vede giyisilerini yakmış kimsenin bunları giyipte kirlenmesini istemiyorum demişti...Allaha dualarında bir an önce kocası için islah imanı için rahmet dünyası vede ahireti için feyiz istemişti kadın bütün mal varlığını kyran kurslarına yatırmış camiler yaptırmıştı hiç birşeyi kalmaıştı onu ananlar artık dualarla anıyor sonsuz şükranlaar sunuyorlardı öğrenciler anne diye sesleniyordu Şükran hanıma sonra bir gün ani bir darbeyle ortaklar yok olmuş Ahmet bey soyulmuş dünyadaki yatırımı yarı yarıya inmişti artık gittikçe tükeniyor isyana sürükleniyor kendini iyiden iyiye kaybediyor içkiye veriyordu Şükran hanım ise çarşafa girme kararı almıştı ancak bunu gerçekleştirmek çok zor gibiydi... o ozoruda başarmış çarşafı giymişti okuduğu kitaplar aldığı ilimler onu vaize yapmıştı hastalığı iyi olmaya başlamıştı zamanla sohbetler veriyor doğru yolu anlatıyordu kadınlara kendi yaşantısından örnekler veriyor taktire şayan görülüyordu bu yapmış olduklarından dolayı ünü ülkede duyulmuştu artık yurt dışlarına açılmıştı yağmur çamur dinlemeden Allah yoluna koşuyordu eşi ise bunalımda idi onunla yüz yüze bile gelmek istemiyordu çünkü onu aldatıyordu onunla alay ediyordu gazetelere eşi için kara fatma demeçleri veriyor dalga geçiyordu eşinin adıyla yaptırılan camileri yıktırma emri veriyor camileri yıktırıyordu sonra eşi boşanmaa davası açıp boşanmayı istedi Ahmed beyden ama o boşanmak değil onu süründürmek niyetindeydi bir gün şükran hanım eve geç gelmişti sohbetten dönüyordu eşi evde eli sopayla bekliyordu eve geldi şükran hanım öldürülür cesine dayak atılmış yarın ki önemli sohbet için komaya sokarcasına dövmüştü dayanacak güç kalmamıştı Şükran hanımda, sonra Ahmet bey eşini kanlar içindeyken farelerin cirit attığı bodruma kilitlemişti ahmet bey canileşmişti artık Şükran hanım aç susuz 3 gün bodrumda uyuya kamış hizmetçilerin bulmasıyla hastanede yoğunmakıma alınmıştı çok aza bir ramak kalması onun ölümünden kurtulmasına vesile olmuştu...şükran hanım hamileliği sırasında çoçuk düştüğünde doktora gitmemiş bir ebe kontrolunde olayı gizliden bağlamaya çalışmıştı göz yaşları içinde ama bu onun başına bela olmuştu hastalıkları iyice artmıştı... şükran hanım yoğun bakım ünitesinden çıkarken eşi Ahmet beyde bir sedye üzerinde yoğum bakımaa alındığında karşılaşmışlardı şükran hanım doktora ona noldu diye sorduğunda sizden çok kötü şekilde sopayla dövülmüş kötürüm kala bilme ihtimali taşıyor dedi doktor Şükran hanıma... şükran hanım Allaha dua ediyordu eşinin bir an önce iyileşmesi için ve aynı odaya lındı ikiside karar alınmıştı ahmet beyin eşine attığı tekmelerle ölümüne sebep olduğu mücahitin oluşundan bile haberdar olmamaksızın bacağındaki sinirler kopmuş ayak kangren olmuştu vede o tekmeleri atan ayak dizden kesilmişti çok kötüydü durum doktor bütün herşeyi açıkladı ahmet beye ahmet bey çok pişmandı pişmandı ama ne yapacağını bilmiyordu yinede isyan ediyordu mal varlıkları yoktu artık dünyanın sayılı zenginleri arasında görünen Ahmet bey şimdi en fakir acizleri arasında görüldü Hastane masraflarını ödemeye parası yoktu artık çıkışını bile o alay ettiği dalga geçtiği kara fatma vede müslümanlar ödedi bir mezarlık aldılar vede oraya gittiler mezarlık kazıldı Ahmet beyin bacağı mezara konuldu vede gömülmeye başlandı Ahmet bey hıçkırıklara boğulmuştu kendinden yaptıklarından utanıyor pişmanlık duyuyordu ben ölümümü gördüm kendi cenazeme geldim bedenimden bir parcayı gömdüm diyordu.... devam ediyor
___________________________________Devam ediyor______________________
aradan 1 ay geçmiş artık o meşur Ahmet ünlüden bir eser kalmamıştı yüzüne bütün kapılar kapanmıştı ne kalacak bir evi nede aç karnını doyuracak sıcak bir aşı vardı günler günleri kovalarken cami avluları sokak kaldırımları okul önlerinde dilenmeye başlamıştı... Şükran hanım Ahmet beyden boşanmış ikinci evlilkiğini yapıp mutlu mesut yaşarken ünü dünyada duyulmaya başlamış büyük elçilikler aracılığı ile uluslar arsı açılarak en ıssız çöllere bile islamı tanıtmaya gitmişti. kimi zaman gönüllü annelik kimi zaman ise vaizelik yaparak yaşamını sördürmeliydi yapmış oldu hayırlar ona destek olmuş hatta en batiyar muhafazakar bir insan olmuştu bir gün dünyada pis işleriyle adeta bataklık olan bir ülkeye gitim Allahın selamını ulaştırmak istemişti bayanlardan vede erkeklerden oluşan bir heyetle oraya giderler orada görürlerki artık insanlarda edep onur kalmamış harem ilişkileri gün yüzünde yaşamıştı bir çok engellere rağmen ordaki insalara islamı kabul ettirmenin mutluluğu onun gözlerinden okunmaya başlamıştı 33 yaşına geldiğinde görüp geçirdiklerini tahsilatını kitaplara dökmüş yaşarlık mertebesiyle gençlere insanlara yol göstermiş ellerinden tutmuştu kadınlara kadınlık haklarını sunmuş mücadele sini bu yünde harcamıştı... bir gün istanbulun en gözde merkezlerinden biri olan bağlar başında hanım arkadaşlarıyla yürüyorlardı....
o an onun karşılaştığı o manzarayı belkide görmek bile istemezdi...ona dersin derin baktı durun şu dilenciye bir para atalım dedi fatma hanım çıkardı bir kuruş atacakken şükran hanım hayır dedi... Ahmet bey Allah rızası için sadaka Allah rızası için su diyordu fatma hanım neden dedi kaçamaklı bir sesle şükran hanıma sonra Ahmet bey şükran hanımı farketti peçeli çarşafının altından Şükran hanım yüzünü gizlerken Ahmet bey şükran diye bağırmaya başladı...
Ahmet bey:
- şükran sen öyle yüce bir insansın ki sana ne kadar iyilik etsem azdır.. biliyorum sana ettiğim yeminlerden dolayı yüzüme bakmak istemiyorsun ama Allah aşkı için dönde bir bak halime bana acı hem bacağımı hem insanlığımı hemde servetimi kaybetmiş bir canavarım ben dedi. ( şükran hanım sağa sola bakınmaya başladı sükutunu hiç bozmadı.. fatma hanım ise Şükran bu adam ne diyor dedi yanık bir sesle) ahmet bey devam etti acı dolu sözlerine sen öyle bir insansın peygamber eşi olmalıymışsın Allah bana böyle bir eş nasip etmiş ama bunun bir değerini bilmemişim.. şimdi senden bir isteğim var şükran dedi son nefesi gibi çıktı bu son sözler bunları söylerken yutkunamıyor öksürüyor du...
Şükran hanım;
-Şükran hanım buyur dedi Ahmet bey.
ahmet bey;
- senden bir isteğim var biliyorum belkide dünyada enson islama girmeye layık insan benim ama bu soğuk taşın üstünde aç ken ölümü kalbimde hissederken Allah seni karşıma çıkardı şimdi isteğim ben islama girmek istiyorum bana yalvarırım yardım et der (şükran hanım buna şaşırmış bir okadarda sevinmişti ona yumuşak bir ses tonuyla )
şükran hanım;
- ah ahmet bey ah islamı seçmek tercini yapmak için ne gerek vardıki bunlara bukadar şeyi geçiripte sonra pişman olupta ölümü hissettiğinde müslüman olmaya gerçekten ölüm anını hisseden adama islamın ihtiyacı varmıydıki ?? yoksa islama hizmet ehli sünnet vel cemat mi olmalıydı yinede Rahman uzun ömür versin. İslamı zikriyenizi kabul buyursun size diyeceklerimi tekrarlayınız dedi Ahmet beyde tekrarladı vede islama girmenin en büyük şerefinden birini tatmış olduğunu anlası sisli gözlerle sonra şükran hanım o semtin huzur evini arayarak onu huzur evine yerleştirtti aylık gelirlerinide düzenli olarak üzerine insanlık vazifesi olarak gördü Ahmet beyi bir güzel yıkadıktan sonra yerine yerleştirdiler görevliler. Sonrada ayda bir sefer Şükran hanım ziyaretine gider yoklardı ona ilmihaller, tevsir,hadis vede kuranı kerimler ****ürürdü hepsini okur okudukça yaptıklarından vişdan azabı çeker dünya servetini kaybetmenin hüznünü yaşarken ahiret servetinin hüznünüde bunca yaptıklarından sonra yaşamak ister namazlarını düzenli kılmaya başlardı... aradan 1 yıl geçmişti muharrem ayının üçünçü gecesi hakkın rahmetine kavuşmuştu ahmet bey.. bu olup bitenleri kitaplarında yer veren Şükran haınım Ayağını gömen adam adında bir kitap çıkarır o kitapta önceki eski kokana hallerini israfcı hallerini anlatır... eski kocasınada sıksık yer verir olayın baş kahramanı yapardı onu vefatından sonra kendi isteği üzerine ayağının gömüldüğü yere gömülmesini ister bunca yaşanalardan sonra kitaplar geniş kitlelere ulaşır ilgi görmeye başlar yıllarca şeriyat kadını diye anılmaya başlanır... Ülke şeriyatla yönetildiği içinde çarşaflı bir aydını bakanlar kuru ile mükafatlandırırlar bu görev şükran haımında sonu olur.. şeriyatı istemeyen bazı bölükler şükran Hanıma suikast düzenlerler oda hakkın rahmetine 55 yaşında kavuşur. onu haymetle yad ediyoruz allahın Rahmeti üzerinde olsun diyor bu kıssayıda burada noktalıyorum umarım hoş olmuştur..