Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ateşte Açan Çiçekler (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Ateşte Açan Çiçekler
Hz Peygamber’den (sav) sonra, İslam davası yolunda en büyük eziyet ve çilelere düçar olmuşlardır
Onları peygamberlerden sonra ‘insanlığın efendileri’ haline getiren, çektikleri çile ve ızdırap dolu yıllardı Onlar ateşte açan çiçek gibiydiler

Ateşte Açan Çiçekler
Özellikle, İslamiyet’in ilk yıllarında, güçsüz bir azınlık durumunda olan Sahabe-i Kiram (ra), her türlü baskı, aşağılama, dışlanma ve ambargolara maruz kalmışlardır
Fakat onlar, hiçbir zaman kınayanın kınamasına aldırış etmeden devem ettiler yollarına

Habbab b Enes (ra) Hazretleri de dininden dönmesi için zulüm edilenlerdendi
Ümmü Emmar isminde müşrik bir kanının da kölesi, kendisini koruyacak kimsesi olmayan bir iman eriydi Kendisini koruyacak kimsesinin olmamasından olsa gerek, daha şiddetli işkencelere maruz kalıyordu Müşrikler toplanırlar, mübarek vücutlarını soyarlar ve etraftan topladıkları, insanın damarlarını parçalayan dikenleri üzerine atarlardı

Bazen de çıplak vücuduna demirden bir gömlek giydirirler, bir kova suyu 5 dakikada buhar edecek çöl sıcağında, kızgın güneş altında bekletirlerdi, susuz ve aç
Bununla bitmiyordu zalim müşriklerin işkenceleri, ruha tesir eden zulümleri

Ateşte ısıttıkları taşları, Habbab radiyALLAHu anh’ın bedenine bastırırlar “Dininden dön! Lat ve Uzza’ya tap!” derlerdi
O ise umursamaz, yapılanlar karşısında “La ilahe illALLAH” kelime-i tevhidini söyleyerek, onlara cevapların en güzelini vererek karşı dururdu

ALLAH’a iman ne güzel yazılmıştı kalplerine Ne güzel bir kararla teslim olmuşlardı
Resulullah’a (sav) ki, müşrikler çaresiz kalıyor, hele yaptıklarının onlarda imanı arttırdığını gördükçe, azdıkça azıyorlardı

Müşrikler bir gün toplanıp ateş yaktılar Hz Habbab’ı (ra) yakalayıp getirdiler
Soyarak ateşin üzerine sırt üstü yatırdılar
Akıllarınca onu vazgeçireceklerdi imandan, belki de sadece küfürden kararan kalplerinin sıkıntısını biraz olsun hafifletmek istiyorlar ve bir o kadar da korkuyorlardı İslam’ın her tarafı sarmasından

Bu durumda Habbab (ra) ise şöyle yalvarıyordu iman ettiği tek ilah olan Rabb’imize :
“ALLAH’ım halimi görüyorsun Durumumu biliyorsun Kalbimdeki imanı sabit kıl, büyük bir sabır ihsan eyle”
Hz Habbab diğer müşriklerce böyle işkenceler görürken, sahibesi Ümmü Emmar da onu dininden döndürmek için ateşte demir kızartır ve başına basarak dağlardı

Acıların tümüne katlandı onlar ama asla dönmediler dinlerinden
Onlar Resullullah’ın (sav) Ashab-ı Mücteba’sı idi
O’nun (sav) davetine gönülden katılmışlardı
Onlar şimdi cennetteki makamlarını temaşa ederken, alem-i berzahta; bize ne oluyor ki ey Müslümanlar! Ufacık bir sıkıntıda, küçük ve geçici bir darlıkta, nasıl oluyor da Rabb’imizi unutuyoruz, tevekkül ve sabrı terk ediyoruz

Murat Arslan
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt