Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ateşte açan çiçekler (1 Kullanıcı)

salih cingöz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
323
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
--------------------------------------------------------------------------------
Hz. Peygamber’den (sav) sonra, İslam davası yolunda en büyük eziyet ve

çilelere düçar olmuşlardır. Onları peygamberlerden sonra ‘insanlığın efendileri’ haline getiren, çektikleri çile ve ızdırap dolu yıllardı. Onlar ateşte açan çiçek gibiydiler.

Özellikle, İslamiyet’in ilk yıllarında, güçsüz bir azınlık durumunda olan Sahabe-i Kiram (r.a), her türlü baskı, aşağılama, dışlanma ve ambargolara maruz kalmışlardır. Fakat onlar, hiçbir zaman kınayanın kınamasına aldırış etmeden devem ettiler yollarına...

Habbab b. Enes (ra) Hazretleri de dininden dönmesi için zulüm edilenlerdendi. Ümmü Emmar isminde müşrik bir kanının da kölesi, kendisini koruyacak kimsesi olmayan bir iman eriydi.. Kendisini koruyacak kimsesinin olmamasından olsa gerek, daha şiddetli işkencelere maruz kalıyordu. Müşrikler toplanırlar, mübarek vücutlarını soyarlar ve etraftan topladıkları, insanın damarlarını parçalayan dikenleri üzerine atarlardı.

Bazen de çıplak vücuduna demirden bir gömlek giydirirler, bir kova suyu 5 dakikada buhar edecek çöl sıcağında, kızgın güneş altında bekletirlerdi, susuz ve aç.. Bununla bitmiyordu zalim müşriklerin işkenceleri, ruha tesir eden zulümleri..

Ateşte ısıttıkları taşları, Habbab radiyallahu anh’ın bedenine bastırırlar “Dininden dön! Lat ve Uzza’ya tap!” derlerdi. O ise umursamaz, yapılanlar karşısında “La ilahe illallah” kelime-i tevhidini söyleyerek, onlara cevapların en güzelini vererek karşı dururdu.

’a iman ne güzel yazılmıştı kalplerine. Ne güzel bir kararla teslim olmuşlardı Resulullah’a (sav) ki, müşrikler çaresiz kalıyor, hele yaptıklarının onlarda imanı arttırdığını gördükçe, azdıkça azıyorlardı...

Müşrikler bir gün toplanıp ateş yaktılar. Hz. Habbab’ı (ra) yakalayıp getirdiler. Soyarak ateşin üzerine sırt üstü yatırdılar. Akıllarınca onu vazgeçireceklerdi imandan, belki de sadece küfürden kararan kalplerinin sıkıntısını biraz olsun hafifletmek istiyorlar ve bir o kadar da korkuyorlardı İslam’ın her tarafı sarmasından.

Bu durumda Habbab (ra) ise şöyle yalvarıyordu iman ettiği tek ilah olan Rabb’imize : “’ım halimi görüyorsun. Durumumu biliyorsun. Kalbimdeki imanı sabit kıl, büyük bir sabır ihsan eyle..” Hz. Habbab diğer müşriklerce böyle işkenceler görürken, sahibesi Ümmü Emmar da onu dininden döndürmek için ateşte demir kızartır ve başına basarak dağlardı.

Acıların tümüne katlandı onlar ama asla dönmediler dinlerinden. Onlar Resullullah’ın (sav) Ashab-ı Mücteba’sı idi. O’nun (sav) davetine gönülden katılmışlardı. Onlar şimdi cennetteki makamlarını temaşa ederken, alem-i berzahta; bize ne oluyor ki ey Müslümanlar! Ufacık bir sıkıntıda, küçük ve geçici bir darlıkta, nasıl oluyor da Rabb’imizi unutuyoruz, tevekkül ve sabrı terk ediyoruz...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm kardeşim. Allah c.c razı olsun, çok güzel bir paylaşımdı.. ''Ateşte Açan Çiçekler'' ne güzel bir başlık olmuş..Ateşte açan ama yerleri biiznillahi Teala cennet bahçelerinden bir bahçe olan Sahabe efendilerimizden ve sahabe hanımlarından öğrenecek, ibretlenecek çok şeyimiz var.. İslam, bugünlere onların şehadetleri, gayretleri, fedakarlıklarıyla geldi.. Bu sebeple onlar İslam'ı özüyle yaşamayı, İslamın hakkını vermeyi şiar edindiler kendilerine.. Bizler onlar kadar mücadele etmediğimizden, bedel ödemediğimizden olsa gerek, Allah c.c'nin nizamını kâl'den hal'e geçirmekte büyük sancılar yaşıyoruz ümmet olarak.. Rabbimiz c.c, bu güzel dinin değerini bilmeyi ve hakkını vermeyi nasip eylesin tüm ümmet-i Muhammed'e inşallah.. Emeğinize sağlık. Selam ve dua ile inşallah.
 

salih cingöz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
323
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamün Aleyküm kardeşim. Allah c.c razı olsun, çok güzel bir paylaşımdı.. ''Ateşte Açan Çiçekler'' ne güzel bir başlık olmuş..Ateşte açan ama yerleri biiznillahi Teala cennet bahçelerinden bir bahçe olan Sahabe efendilerimizden ve sahabe hanımlarından öğrenecek, ibretlenecek çok şeyimiz var.. İslam, bugünlere onların şehadetleri, gayretleri, fedakarlıklarıyla geldi.. Bu sebeple onlar İslam'ı özüyle yaşamayı, İslamın hakkını vermeyi şiar edindiler kendilerine.. Bizler onlar kadar mücadele etmediğimizden, bedel ödemediğimizden olsa gerek, Allah c.c'nin nizamını kâl'den hal'e geçirmekte büyük sancılar yaşıyoruz ümmet olarak.. Rabbimiz c.c, bu güzel dinin değerini bilmeyi ve hakkını vermeyi nasip eylesin tüm ümmet-i Muhammed'e inşallah.. Emeğinize sağlık. Selam ve dua ile inşallah.


VE ALEYKUM SELAM VE RAHMETULLAH ALLAH sizdende razı olsun kardeşim dinimizi hakkıyla yaşamak nasip eder inşallah sizde selam ve dua ile kalın ALLAH'A emanet olun
 

_ahraz_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ağu 2008
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Bu durumda Habbab (ra) ise şöyle yalvarıyordu iman ettiği tek ilah olan Rabb’imize : “’ım halimi görüyorsun. Durumumu biliyorsun. Kalbimdeki imanı sabit kıl, büyük bir sabır ihsan eyle..” Hz. Habbab diğer müşriklerce böyle işkenceler görürken, sahibesi Ümmü Emmar da onu dininden döndürmek için ateşte demir kızartır ve başına basarak dağlardı.S.a.
Allah ne büyük bir iman vermiş ,imanın derecesine göre de sınava tabi tutmuş ,Rabbim bizlerede nasip etsin,Hepimizi Affetsin amin...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt