Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ateizm ve olasılılar 7 hayatın boyutları (1 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan hado77
  • Başlangıç tarihi
H

hado77

selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu

ateizmin kaynağı bakımından kafa karışıklığı meydana getiren diyalektiğindeki anlam ALLAH teala tarafından beyan edilmiş ve yoldan sapılmaması için emredildiğin gibi dosdoğru ol denmişti.

cinler aslı ateş olan varlıklar olarak betimlenmekte ve kaynağı güneş olan bu öğreti kendi ilah anlayışını güneşi örnekleyerek kendini yüceltmektedir.

bizim için yaşamın kaynağı harlı bir ateştir ve bu ateş bitkiyi hayvanı ve insanı besler ve mevcudiyetini muhafaza eder. buna göre mekan ve zaman dahi aslı ateş olan güneşle anlamlıdır.

bulunduğumuz dünya zamansal olarak mekansal olarak ve rızık bazlı ateşten mamuldur denebilir. bu açıdan kuran-ı hakimdeki ateşten yaratılma hali bizler için de geçerli bir haldir.

diyalektik tarzda dönüşüm ve bir netice çıkarımı denen halde karşı taraf aslı konusunda fikir beyanına zorlanırken bu daima karşı tarafa olmuş ancak kendi mantığı kendini sorgulamaktan uzak kalmıştır.

kendisine kitap olarak öne sürülen, insanların acılaraına rağmen ALLAH tealanın varlığını sorgulama ve bu varlığı koruma iddiasının temeli hep ilmini savundukları kainatın içinde acı çeken insan modellemesi örneklenerek anlatılmış.

sorun eğer dedikleri doğruysa bir ilah anlayışı olma hali kainata verilirse dahi yine felaketler olacak yine savşalar olacağından, kainat bize düşmandır. ancak kainatın aynı zamanda bize beşiklik yapmayı istemesi gibi bir durumu da vardır.

bu açılardan ateist felsefe kitabını diğer düşüncenin yıkıcı tesiri üzerine yaparken sonuç çıkarımı bakımından kainatı da ilah olamaz diyerek red edecek, ancak varlığını bir yere bağlamayınca yoktan mı yaratıldın sorusuna da cevap vermek zorunda kalacaktır. esasen taşın toprağın hakkını savunan ateist felsefe muallak taşı gibi durmakta ve miracını eksik bırakmış gibi gözükmektedir.

özünü tamamen güneşin ilah olma anlayışına bağlayan ateist felsefe bizim kitabımızda cinlerin özü olan ateşle beslenen canlı türünü örneklerken gene çalar ve insanım der.ayrıca özü itibari ile türdeş olmadığı insanın hakkını savunma güdüsü ile mağlubiyeti ve galibiyeti aynı anda yaşar.

daha önce belirtildiği üzere ateist taşın toprağın mülkiyet hakkını savunmakta ancak bunu yaparken insana da öykünmektedir.

cinlerin kulluğu denen şeyde esasen bu varlıkların yaratılış hikmetini nutfeye hakim bir kul ordusu oluşturma şeklinde anlaşılır kılmaktaydı. ALLAH teala şeytanın halkindeki asli muradının aslında insanla aynı mekanı paylaşan cinni bir grubun aynı şeyle beslendiğini ve özünün de aynı olması gibi benzerliklerinin aynı zikirle anlam kazandığını beyan etmekte ve bu açılardan mukarrebleşenin insin yaratılma anına şehadet edileceğini söylemekteydi.

ateist felsefenin esasen kullandığı kadın unsuru onların cin olma eğilimini de sona erdirir. ateist felsefenin yaratılışa ikinci alternatifleri evrim veya nesli bozan cinsel sapmalar aslında şeytanın alanı değildir. ALLAH teala şeytanı nesle bulaştırmayacak ve kendisine ins diyen kimseye aslında özünüz aynı eğer bir şeytan nesle bulaşmışsa bu sensin diyecektir.

bu açılardan ateist felsefenin ins ve can türüne girememesi halinde 3. bir şık olan bizce sabit melekut alemine dahil olması da düşünülebilir.ancak melekleri red direk olarak ateist felsefenin dusturudur. bu açıdan can kazanmış bu kimseler taşı toprağı savunmak bakımından üzerinde yaşayacağı bir mekan arayan nebatat hükmüne gelmekte ve yaşam zincirinin en alt tabakasını oluşturmaktadır.

güneşin ilahlık anlayışında güneşin dönüşüm için kullanabileceği değer olarak nebatat hali manalıdır zira bu varlıklar inse ve hayvanata rızık olacak ve dönüşüme tabi tutulacaktır.
bu açılardan ateizmin döngüsel öğretisi hayvanat bakımından sağlanmaktadır da denebilir. zira ateizm kendi ifade tarzı ile, domuz için pisliğin köpek için kemiğin anlamı olan bir yerden gelmektedir.

ateizmin kendine yer elde etmek için taş ve toprak olması güneşin ilmiyle sabitken insan olma çabasının başlangıç ve sonucu nebatat olma haliyle açıklanmaktadır. cinni anlayıştaki bir kısım insanın diğerinin fesadını kemesi denen halet de cinlerin de mevcut alemde yaşamsal boyutu farkedilir amel-i salihle bu boyutları yaygın kılanlar da insi bir ayrıma gider. efendimiz aleyhisselatu vesselamın az yemesi kameri takvim kullanması gibi haller yaratılmanın cinni boyutunu kavramış ve onlar cinlere mi tapıyorlardı sorusundaki cinler bir insin diğerine boyun eğmesi olarak anlaşılmıştır.

bu halde dahi kurtuluş imkanı varken ateist felsefenin bulunduğu boyut sorguya da tabi değildir. zira taş ve toprağın hakkı en fazla nebatat kadar anlam kazanmaktadır ve dönüşüme tabi tutulmaktadır. insan ateist felsefede sonuç üretmeyen necis şey meydana getirendir zira manası yoksa yiyen içen ve ifrazat çıkarandır ki bu hal ateizmin ilme yani güneşe olan imanıyla kabul edilmez. zira ateist medeni olduğundan bahisle necis bir şey olduğunu da kanbul etmemektedir.

kendi inanç silsilesi içinde ateizm zaten evrimsel bir çıkarımda bulunmuş ve insanların hepsini yanına çekmek için zaten taşatan topraktan ottan hayvandan insan olduk der.
esasen öğreti değil kendi ot olma mertebesine çekiştir.bu ayrıca bir nebatın insanı ve hayatı ne kadar yorumlayacağı gerçeğini de dile getirmektedir.

bu açılardan ateizmin hali kendisine yandaş arayan değil türdeş arayan olarak anılmak zorunda kalmaktadır.bu açılardan hayatın taş ve toprak olma kısmından kurtulmuş hali nebatat sınıflanmasında kalmakta ve evriminde bir basamağında bulunarak kendi ilahına ve ilme hizmet etmektedir.

ALLAH teala bizlerden razı olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt