Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

AŞK Kaybolmak mıdır, Kendini Bulmak mıdır? (1 Kullanıcı)

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
AŞK Kaybolmak mıdır, Kendini Bulmak mıdır?

Öğrencilerimle Akait dersi yapıyoruz. Ders konumuz vahiy. Bir öğrencim bir soru sordu.
Yeri değildi bu sorunun belki ama ders boyunca öğrencimi takip etmemden bende uyanan duygu şu idi;

Öğrencim bu soruyu sorabilmek için kıvranıyor, yanlış anlaşılma endişesini de beraberinde taşıyordu.
Hocam der demez,

- Efendim (bu kelimeyi kullanmak babam tarafından bizlere öğretilmiş, ismimizi çağırırlarsa ‘hı’ ya da‘buyur’ değil biz de 'efendim' denir.
Çok nezih bulurum bu sözcüğü sahabe birbirine efendim diye hitap edermiş.
Çünkü bu davranışı Allah Rasûlünden öğrenmişler.)

- Yersiz bir soru ama kafamı çok karıştırıyor.
- Kafanı karıştırdığına göre önemli bir konu, dinliyorum.
- Hocam! Aşk nedir? Kişinin kendisini kaybetmesi mi, yoksa bulması mı?

Hemen öğrencilerinden konuşmak isteyenler atılıyor: Kaybetmesi... Bulması... Hayır önce kaybedip, sonra bulması...

Her birinin cevabı da hoşuma gidiyor. Hele kaybedip, bulması denince...

”Gâh eserim yeller gibi Gâh tozarım yollar gibi Gâh akarım seller gibi Gel gör beni aşk neyledi.”

Sizce bu sözleri Yunus hangi hislerle söylemiş olabilir?
Öğrencilerim cevap veriyor.
- Hocam kendini fazla dağıtmış.
- Güzel, demek ki dağıtmış. Dağıtmayı nasıl algılayayayım. Diye soruyorum.
- Bir kıvamda duramayan 'kaptan kaba giren mi' diyelim mi?
- Öyle diyelim. Deyip devam ediyorum. Çaydanlıkta hepiniz su kaynatmışsınızdır.

Su ateşin üzerine konunca belli bir süre sonra inilti sesine benzer bir ses gelir.
Kaynamaya başladıktan sonra çaydanlığın kapağını bile oynatır kaynayan su, fokurtu sesi artar.
Su taşmaya başlar, ateşi kısmazsanız ocağı söndürür. Ateşi kısmayalım, ocağın sönme tehlikesi de olmasın.
Su ne durumda olur? Hepsi bir ağızdan:

- Kaynaya kaynaya biter hocam.
- Ortada su kaldı mı? Kalmadı. Şimdi sembollerle ifade ettiğimiz bu olaydaki kavramları yerlerine yerleştirelim.

Aşk ateştir. Su ise gönlümüz, benliğimiz, bize dair her ne varsa o daha doğrusu.
Aşk ateşi öyle bir şeydir ki; kişiyi tüketir bitirir, halden hale değiştirir.
Su idi, hava oldu. Asıl olan suyun dönüştüğü hava sevgilinin ta kendisidir.
Denizler mutlak sevilen, tüm nehirler de sevgilidir demişti çok sevdiğim birisi.
Güneş ve rüzgâr tüm sevgilileri en sonunda denizde birleştirir. Aşk en büyük rahmettir.
Buharlaşan suyu rahmet olarak denizle okyanuslarla birleştirir. Ama arza da o rahmet hayat verir.Öğrencim:

- O zaman aşk kişinin kendisini kaybetmesi mi?
- Evet, ama şuursuzca bir kaybetme yok. Aşk kişinin kendisini sevdiğinde kaybetmesidir.

Ben değil, sen diyebilmektir.
O yüzden Mevlâna sevgiden bahsederken: 'Sen sensiz, ben bensiz geleyim' der.
Benlik kavgaları ile aşk olmaz. Benliğini var etme kaygısı olan âşık olduğunu iddia ederse bu kupkuru bir iddia olur.

Hani Mesnevî’de geçer: Âşığın birisi sevdiğine hasret kalmıştır, görmek ister, kapısını çalar. İçerden ses gelir:

- Kim o?
- Ben. Kapı açılmaz. Hüzünlü âşık geri döner. Bu hasret onu o kadar çok yakmıştır ki; bir süre sonra tekrar düşer yollara, umutla çalar sevdiğinin kapısını.
İçerden yine ses gelir:

- Kim o?
- Sen. Kapı açılır: ‘Buyur gönül kapımızdan içeriye hoşgeldin.

Geçen de açamadık. Çünkü bizim hanemiz iki kişiye fazla dar.
’O zaman aşk ‘benlik’ten çıkıp ‘sen’likte birleşmektir.

- Ama hocam böylesi bir bağımlılık kabul görülmüyor ki. Hani Kişisel Gelişim dersinde işlemiştik.

Kişilerin olgunlaşma sürecinde ilk basamak 'sen' yani 'bağımlılık' idi. Çocuk yaşamını devam ettirmek için ailesine bağımlı idi.
Belli bir süre sonra 'ben' diyordu ve 'bağımsız 'oluyordu.
Biz dedik ki; kişinin bağımsızlık özlemi, gençlikteki varlık çatışmaları fıtrattandır. Gereklidir. Ayakları üzerinde durmalıdır.

- Doğru dedin de. Olgunlaşma sürecinde üçüncü bir basamak daha vardı.

‘Biz’ yani 'karşılıklı bağımlılık' Ben, 'sen' diyorum, sen bana, 'sen' diyorsun, karşılıklı sorumluluklarımızı yerine getirerek hayatımızı devam ettiriyoruz.

‘Ben’ diyen, sorumluluktan uzak ve bencil insanlar ile hayat zehir olur.
Ama aşk söz konusu olunca, durum karşılıklı bağımlılıktan da çok özel…
Kişilerin yaşam serüvenlerinde gerçekten tatmaları gerekli bir durum, ama kalitesizce, seviyesizce, madde plânında kalmak suretiyle değil.
Öğrencilerimden birisi:
- Bu anlamda bir aşkın sadece 'sen' diyen bir aşkın kullar nezdinde olabileceğine ben inanmıyorum hocam.

Kullar bencildir. Yapar, eder, karşısındakinde aradığını bulamadığı zaman nerde ona bende olacak: 'Ben, senden beklentilerime cevap bulamıyorum.' der ve bitirir.

- Doğrudur, değildir, tartışılır. Günümüz tüketim toplumunun böylesi bir aşkı da tükettiği muhakkak.

Çağımızda Mecnunlar, Leylalar; Tahirler, Zühreler; Aslılar, Keremler; Yusuflar, Züleyhalar yok belki ama bu olamayacağı anlamına da gelmez.
Nasıl ki kötülüklerin arttığı bir ortamda iyilerin sayısının azalmaması gibi…
Kişinin ruhunun istidadı var ise eğer Yunus gibi de olur, Mevlâna gibi de…
Gerçekte Yunus gibi yollara düşmek, Mevlâna gibi aşk ateşinden taşların üstünde buz tutmak (öyle kendinden geçer ki; sema yapmak da dindirmez coşkusunu sevgiliye duyduğu aşkın şiddetinden buz gibi soğuk havada buzların karların arasına secdeye kapanır, gözyaşları yüzünde donar kalır. Bir müddet sonra hocalarını göremeyen talebeleri, dergâhın bahçesinde secde halinde olduğunu gören öğrencileri kendi nefesleriyle hohlayarak, yüzündeki buzları çözüp hocalarını taşın üstünden alırlar.) dünyanın en yüce en mukaddes duygusu.

Biz de böylesi bir aşka kabiliyet var mı, yok mu?
Ruhumuzun istidadı var mı, yok mu?

Bu sorunun cevabını herkes kendi özünde arayacak.

Şehvetle aşkı da karıştırmayın.

Aralarında uçurumlar vardır.

Kişi aşkla kendini sevdiğinde kaybeder, ortada sadece sevdiği vardır. Kendisi yok olmuştur. Aşkın yüceliği de buradadır.

Allah (c.c.) böylesi bir aşka ruhumuzun istidadını artırsın.
Amînn..


(Fatma Hale Liman)
 

berra1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
46
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Guzel bır paylasımdı tesekkurler.......
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
"Derd ü mihnettir, beladır adı ask,
Bir marazdır, ibtiladır adı ask,
Andadır raz-ı adem, sırr-ı vücüd,
Hiçtir, yoktur, bekadır, adı ask."
şeyh galip






yüzyıllardır tarifi yapılamamış...a !!_ş !!_k !!
üç harf beş nokta denmiş namına... a !!_ş !!_k !!
sırrınıa erilmemiş sonsuzlukmu .YÂRİN.. a!!_ş!!_k!
en başta yine sen vardın a!!_ş !!_k !!
tanımlamayan anlaşılamayan bir delhizmisin …. a!!_ş!! _k!!
aşkın sahibine götürecek olan .a!!_ş!!_k!!

aşık olmayan ne bilsinki aşk_ı ...............
aşık olmayan kalem ne yazsın_ki .............
biter mürekkep kırılır kalem
kalır yarıda kelam
evvelde selam..
aşk sonsuza götürür
vesselam...

aminenur/2008



AŞK AŞIK MAŞUK HEP ""O,,

.....Herşey Mâşuktur.......
....AŞIK BİR PERDEDİR......
....yaşayan Mâşuktur,.........
......ÂŞIK BİR ÖLÜDÜR.....

Hz.Mevlana

 

_EfE_eGe_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
7
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
çok güzel anlamlı bir paylaşım..emeğine sağlık..:a26:
 

nasah53

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
103
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
aşk insanın içindeki güzelliği merhameti de görmesine sebep olur
rabbim her daim seven sevilen kullarından nasip eylesin paylaşım için teşekkürler
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
selamun aleykum ablam
maşallah çok güzel bir paylaşım.
emeğinize yüreğinize sağlık.
bu arada Aminenur ablam çok güzeldi şiiriniz. sizin de gönlünüze sağlık.

"aşk imiş her ne var ise alemde
gerisi bir kıyl-u kal imiş ancak..."

selam ve dua ile...B)
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
benim dilimde hakikatte ask ALLAH cc. duyulan muhabbettir... gerisi fan dünyanin cilvesi kalbe çöken hicrandir ask...solasin kardesim, emegine saglik....
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamun aleykum ablam
maşallah çok güzel bir paylaşım.
emeğinize yüreğinize sağlık.
bu arada Aminenur ablam çok güzeldi şiiriniz. sizin de gönlünüze sağlık.

"aşk imiş her ne var ise alemde
gerisi bir kıyl-u kal imiş ancak..."

selam ve dua ile...B)

teşekkür ederim begenmenize sevindim :):)B)
 

efendi_33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Kas 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
aşk : karşındakinde eriyip bitmektir herhalde....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt