Aşk ispat ister ...
Gece ;
- Aşkın ispat saatleri ...
Gece ;
- Dostluğun sağlam temelleri atıldığı sessiz ama diri olan bir zaman dilimi ...
Gece;
- Zihni meşgul eden her şeyin karanlığa gömüldüğü bir an ...
Gece ;
- Allah sevgisinin MR’ı(1) ...
Gece ;
- Duaların , tövbelerin ve isteklerin kabule yakın olduğu bir fırsat anı ...
Gece ;
- Allah’ın kuluna en yakın olduğu buluşma saatleri ...
Gece ;
- Allah dostlarının olmazsa olmazı ve gelmesi için sabırsızlandıkları bir dost ...
Gece ;
- Adına nafile ibadetlerin yapıldığı bir vakit olarak adlandırılıp içini boşalttıkları bir zaman dilimi ...
Gece ;
- Allah dostlarının üç kanaldan(2) beslendikleri ecir kaynağı ...
Bu kadar çok nimetleri barındıran gece vakti , muhatabına günde bir kez uğrar ... Dünyanın neresinde olursa olsun muhatabını unutmaz ... Trenin istasyona yanaştığı gibi muhatabının yatağına kadar yanaşır ... İmsak vaktine kadar bekler ... Sonrada çeker gider ...
Gecenin nimetlerle dolu olduğunu bilen Allah dostları , dostunun huzurunda zinde olmak ve uykuya yenik düşerek muhabbetin kısa sürmemesi için tedbirini akşamdan alırlar . Yani erken uyurlar
Bir süre sonra beklenen an gelir ve dost adayları , aşkını ispat etmek için nefse pek de hoş gelen yatağını üç talakla boşarlar ! ;
‘ Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.’ ( Secde/16)
Gece nimetinden yararlanmak isteyenlerden kimi Kur’an okuyarak Allah ile diyaloga girmek ister , kimi de namaz kılarak ;
‘( Rasulüm ! ) Senin , gecenin üçte ikisine yakın kısmını , (bazen) yarısını , (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğunda (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor ...’ (Müzemmil/20)
‘Birazı hariç , geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt, yada çoğalt ve Kur’an-ı tane tane oku.’ (Müzemmil/6)
Başka bir dost , bunların yanına bir yenisini daha ekleyerek Rabbinin gücünü ve Rahmetini tefekkür etmek için camdan dışarı bakar ...
Gökyüzünde flaş gibi patlayan yıldızlara baktığında Allah’ın şu sözü üzerine tefekküre dalarlar ;
‘Andolsun, biz gökte bir takım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik.’ (Hicr/16)
Gözler yıldızlara ve Rabbinin büyüklüğüne dalmışken , başka bir ayet devreye girerek muhabbete ortak olmak ister ;
‘... rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için birçok deliller vardır. ‘ (Bakara/164)
Tefekkür ayetleriyle muhabbet kurmaya çalışan gece kuşları , Allah’ın bu muazzam sanatı karşısında peygamberlerinden öğrendiği şu duayı okurlar ;
‘Allah’ım ! hamd yalnız sanadır. Gökleri,yeri ve onlarda bulunanları var eden ve varlıklarını ayakta tutan sensin. Hamd yalnız sanadır. Göklerin , yerin ve onlarda bulunanların mülkü/tasarrufu yalnız senindir. Hamd yalnız sanadır. (Ey) göklerin ve yerin nuru , hamd yalnız sanadır. Sen göklerin ve yerin mutlak egemenisin. Hamd yalnız sanadır. Sen hakkın ta kendisisin , va’din gerçektir , sana kavuşmak gerçektir , cehennem gerçektir , bütün peygamberler gerçektir , Muhammed gerçektir , kıyametin kopması gerçektir. Allah’ım ben sana teslim oldum , sana iman ettim , sana güvenip dayandım , sana döndüm.
Anlaşmazlık davalarımı senin hükmüne sundum , başkaları ile mahkemeleşmek için sana başvurdum , önceden yaptıklarımı da , yapacaklarımı da , gizlediklerimi de , açıkladıklarımı da bağışla ! Öne geçiren de , sonraya bırakan da sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur.’
Allah’ı görüp , onunla karşılıklı konuşurcasına yapılan bu sesli hayranlık (dua) bir taraftan imanlarını artırırken diğer taraftan Allah’tan bazı taleplerde bulunmanın önünü açar ...
Bir çok insanın , Allah aşkı yerine uyku aşkını tercih ettikleri bu saatlerde , Allah , dostlarına şöyle seslenir ;
‘... Bana dua eden var mı , duasını kabul edeyim . Benden bir şey isteyen var mı , ona vereyim. Benden mağfiret dileyen var mı , onun günahını bağışlayayım .(3)
Yapılacak duaların , isteklerin ve bağışlanmaların kabule yakın olduğu bu saatlerde kulun Allah ile konuşmaları devreye girer ... Böylelikle sıcak bir muhabbet başlamış olur ...
Başka bir gece kuşu Kur’an-ı Kerim okuyup ayetler üzerinde tefekkür ederek hem Rabbi ile diyaloğa geçer , hem okuduğu her harfle on sevap alır hem de sabaha enerjili girmiş olur ...
Başka bir ecir avcısı kıyama geçer ... Herkes yatağına ikiseksen uzanmışken , o ; Rabbinin huzurunda hareketsizce bekler ... Aşkını , duruşuyla ispat etmeye çalışır ... Çünkü bilir ki aşk ispat ister ...
Dip notlar ;
1 Aynası
2 Kur’an okumak , namaz kılmak , tefekkür etmek
3 Gecenin son vakitlerinde şanı yüce rabbimiz dünya semasına iner , Çünkü Ebu Hureyre ( r.a.)’dan gelen rivayete göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur : “ Şanı yüce ve mübarek Rabbimiz her gece , gecenin son üçte biri kaldığı vakit dünya göğüne iner ve şöyle buyurur : ... “ Tirmizi .
KAYNAK ; Allah ile Dostluk Nasıl Kurulabilir / Feyzullah BİRIŞIK
Gece ;
- Aşkın ispat saatleri ...
Gece ;
- Dostluğun sağlam temelleri atıldığı sessiz ama diri olan bir zaman dilimi ...
Gece;
- Zihni meşgul eden her şeyin karanlığa gömüldüğü bir an ...
Gece ;
- Allah sevgisinin MR’ı(1) ...
Gece ;
- Duaların , tövbelerin ve isteklerin kabule yakın olduğu bir fırsat anı ...
Gece ;
- Allah’ın kuluna en yakın olduğu buluşma saatleri ...
Gece ;
- Allah dostlarının olmazsa olmazı ve gelmesi için sabırsızlandıkları bir dost ...
Gece ;
- Adına nafile ibadetlerin yapıldığı bir vakit olarak adlandırılıp içini boşalttıkları bir zaman dilimi ...
Gece ;
- Allah dostlarının üç kanaldan(2) beslendikleri ecir kaynağı ...
Bu kadar çok nimetleri barındıran gece vakti , muhatabına günde bir kez uğrar ... Dünyanın neresinde olursa olsun muhatabını unutmaz ... Trenin istasyona yanaştığı gibi muhatabının yatağına kadar yanaşır ... İmsak vaktine kadar bekler ... Sonrada çeker gider ...
Gecenin nimetlerle dolu olduğunu bilen Allah dostları , dostunun huzurunda zinde olmak ve uykuya yenik düşerek muhabbetin kısa sürmemesi için tedbirini akşamdan alırlar . Yani erken uyurlar
Bir süre sonra beklenen an gelir ve dost adayları , aşkını ispat etmek için nefse pek de hoş gelen yatağını üç talakla boşarlar ! ;
‘ Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.’ ( Secde/16)
Gece nimetinden yararlanmak isteyenlerden kimi Kur’an okuyarak Allah ile diyaloga girmek ister , kimi de namaz kılarak ;
‘( Rasulüm ! ) Senin , gecenin üçte ikisine yakın kısmını , (bazen) yarısını , (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğunda (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor ...’ (Müzemmil/20)
‘Birazı hariç , geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt, yada çoğalt ve Kur’an-ı tane tane oku.’ (Müzemmil/6)
Başka bir dost , bunların yanına bir yenisini daha ekleyerek Rabbinin gücünü ve Rahmetini tefekkür etmek için camdan dışarı bakar ...
Gökyüzünde flaş gibi patlayan yıldızlara baktığında Allah’ın şu sözü üzerine tefekküre dalarlar ;
‘Andolsun, biz gökte bir takım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik.’ (Hicr/16)
Gözler yıldızlara ve Rabbinin büyüklüğüne dalmışken , başka bir ayet devreye girerek muhabbete ortak olmak ister ;
‘... rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için birçok deliller vardır. ‘ (Bakara/164)
Tefekkür ayetleriyle muhabbet kurmaya çalışan gece kuşları , Allah’ın bu muazzam sanatı karşısında peygamberlerinden öğrendiği şu duayı okurlar ;
‘Allah’ım ! hamd yalnız sanadır. Gökleri,yeri ve onlarda bulunanları var eden ve varlıklarını ayakta tutan sensin. Hamd yalnız sanadır. Göklerin , yerin ve onlarda bulunanların mülkü/tasarrufu yalnız senindir. Hamd yalnız sanadır. (Ey) göklerin ve yerin nuru , hamd yalnız sanadır. Sen göklerin ve yerin mutlak egemenisin. Hamd yalnız sanadır. Sen hakkın ta kendisisin , va’din gerçektir , sana kavuşmak gerçektir , cehennem gerçektir , bütün peygamberler gerçektir , Muhammed gerçektir , kıyametin kopması gerçektir. Allah’ım ben sana teslim oldum , sana iman ettim , sana güvenip dayandım , sana döndüm.
Anlaşmazlık davalarımı senin hükmüne sundum , başkaları ile mahkemeleşmek için sana başvurdum , önceden yaptıklarımı da , yapacaklarımı da , gizlediklerimi de , açıkladıklarımı da bağışla ! Öne geçiren de , sonraya bırakan da sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur.’
Allah’ı görüp , onunla karşılıklı konuşurcasına yapılan bu sesli hayranlık (dua) bir taraftan imanlarını artırırken diğer taraftan Allah’tan bazı taleplerde bulunmanın önünü açar ...
Bir çok insanın , Allah aşkı yerine uyku aşkını tercih ettikleri bu saatlerde , Allah , dostlarına şöyle seslenir ;
‘... Bana dua eden var mı , duasını kabul edeyim . Benden bir şey isteyen var mı , ona vereyim. Benden mağfiret dileyen var mı , onun günahını bağışlayayım .(3)
Yapılacak duaların , isteklerin ve bağışlanmaların kabule yakın olduğu bu saatlerde kulun Allah ile konuşmaları devreye girer ... Böylelikle sıcak bir muhabbet başlamış olur ...
Başka bir gece kuşu Kur’an-ı Kerim okuyup ayetler üzerinde tefekkür ederek hem Rabbi ile diyaloğa geçer , hem okuduğu her harfle on sevap alır hem de sabaha enerjili girmiş olur ...
Başka bir ecir avcısı kıyama geçer ... Herkes yatağına ikiseksen uzanmışken , o ; Rabbinin huzurunda hareketsizce bekler ... Aşkını , duruşuyla ispat etmeye çalışır ... Çünkü bilir ki aşk ispat ister ...
Dip notlar ;
1 Aynası
2 Kur’an okumak , namaz kılmak , tefekkür etmek
3 Gecenin son vakitlerinde şanı yüce rabbimiz dünya semasına iner , Çünkü Ebu Hureyre ( r.a.)’dan gelen rivayete göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur : “ Şanı yüce ve mübarek Rabbimiz her gece , gecenin son üçte biri kaldığı vakit dünya göğüne iner ve şöyle buyurur : ... “ Tirmizi .
KAYNAK ; Allah ile Dostluk Nasıl Kurulabilir / Feyzullah BİRIŞIK