Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ashabın Resulullah’a biatı (1 Kullanıcı)

muhammed25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
879
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
"Zekât yok, cihad yok! Ne ile cennete gireceksin?" Beşir bin Hassasiye şöyle demiştir: "Biat etmek üzere Allah Resulüne (sav) geldim ve 'y Allah'ın Resulü hangi hususlar üzerine biat teklif edeceksin?' diye sordum.

* Ashabın Resulullah’a biatı -

Allah Resulü, bana elini uzattı ve: "Bir olan, şeriki bulunmayan Allah'tan başka ibadete layık bir ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet getirir, beş vakit namazını vaktinde kılar, farz olan zekâtı verir, ramazan orucunu tutar, Allah'ın evini hacceder, Allah yolunda cihad yaparsın" buyurdu.

Ben: "Ey Allah'ın Resulü! İkisi hariç hepsine gücümüz yeter. Ancak ikisine takat getiremem; birincisi zekâttır. Vallahi benim hepsi on taneyi geçmeyen birkaç devem var, bunlar da aile efradımın binit ve süt ihtiyacını karşılıyorlar. Diğeri de cihaddır. Ben korkak bir adamım; hâlbuki halk, cihaddan kaçanın Allah'ın gazabına uğrayacağını söylüyor. Ben endişe ediyorum, savaş başladığında nefsim hesabına korkarak savaştan firar edebilirim. Dolayısıyla Allah'ın gazabına maruz kalırım" dedim.

Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) elini yumdu, sonra hareket ettirdi ve sonra da şöyle buyurdu: "Beşir! Zekât yok, cihad yok! Peki, o zaman ne ile cennete gireceksin?"

Ben de: 'Ey Allah'ın Resulü, elini uzat da sana biat edeyim' dedim. Elini uzattı, ben de hepsi üzerine biat sundum" [Taberani]
"İnsanlardan hiçbir şey isteme"

Avf bin Malik (ra) anlatıyor: "Bizler sekiz yahut dokuz kişi olarak Allah Resulü'nün huzurundaydık. Bize: 'Allah Resulüne biat etmez misiniz?' buyurdu ve bu sorusunu üç defa tekrarladı.

Ellerimizi uzattık, Allah Resulü biatlerimizi kabul etti. Biz: 'Ey Allah'ın Resulü! Sana biat ettik ama hangi umdeler üzerinde biatlerimizi sunuyoruz?' diye sorduk.

Allah Resulü (sav) cevap verdi: "Allah'a ibadet etmeniz, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanız, beş vakit namazınızı kılmanız (dedi) ve gizlice şu cümleyi söyledi: 'İnsanlardan hiçbir şey istememek üzerine'

Ravi der ki: 'Ben bu cemaatten birini gördüm, kamçısı düşerdi de kimseye 'kamçımı bana verir misin?' demezdi. (Hayvanından iner ve kendisi alırdı) [Müslim, Tirmizi, Nesai]
Ebu Zerr'in beş husus üzerine biatı

Ebu Zerr (ra) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber beş şey üzerine benimle biatleşti ve benden yedi defa teminat aldı, yedi kez bana karşı Allah Teâlâ'yı şahit tuttu. Allah uğrunda, hiçbir yericinin yermesinden korkmamamı buyurdu"

Ebu Müsenna, Ebu Zerr'in şöyle söylediğini nakletmiştir: 'Peygamberimiz beni çağırdı ve: 'Biat etmeye var mısın? Sana cennet var' buyurdu. 'Evet' deyip elimi uzattım.

Allah Resulü, bana şart koşarak şöyle buyurdu: "İnsanlardan hiçbir şey istemeyeceğine dair (biat ediyorsun)" Ben: 'evet' dedim. "Kamçın düşse bile kimseden istemeyeceksin, inip kendin alacaksın" buyurdu.

Diğer bir rivayette Hz. Peygamber (sav) Ebu Zerr'e (biat teklif ettikten sonra): "Ey Eba Zerr, sana altı gün mühlet, şimdi sana söylenenleri iyice düşün" buyurmuştur. Yedinci gün olunca da şöyle demiştir: "Gizli ve aleni işlerinde Allah'tan korkmanı tavsiye ederim. Kötülük yaptığında ardından ihsanda bulun. Düşen kamçını istemen dâhil hiç kimseden bir şey isteme! Emanet alma. [İmam Ahmed]
"Ahdine vefa gösteren için cennet vardır"

Ubade bin Samit (ra) şöyle anlatmıştır: "Bizer birinci Akabe biatleri sırasında on bir kişi idik. Hz. Peygambere kadınların biatleri gibi biatte bulunduk. Çünkü bu biat savaş farz kılınmadan önce idi. Allah Resulüne şu şartlar üzerine biatımızı arz eyledik: 'Allah'a hiçbir şeyi ortak tanımayacak, çalmayacak, zina yapmayacak, iftira atmayacak, çocuklarımızı öldürmeyecek, herhangi bir iyilik hususunda kendisine karşı çıkmayacaktık.

Allah Resulü daha sonra şöyle buyurdu: "Ahdine vefa gösteren için cennet vardır. Bunlardan birini yapanın işi de Allah'a aittir, dilerse azap eder dilerse bağışlar. [İbn İshak]
Akabe'de Peygamberimize yardım üzere biat!

Cabir (ra) şöyle anlatmıştır: "Hz. Peygamber, Mekke'de on sene kaldı. Ukaz ve Mecenne panayırlarında, Hac mevsimlerinde halkı izliyor, ikametgâhlarına kadar gidiyor ve: 'Kim beni barındırır, kim bana yardım eder ki Rabbimin risaletini tebliğ edeyim? Yardımına mukabil ona cennet var' diyordu.

Ancak kendisini barındırıp, yardım edebilecek bir kişi bile bulamıyordu. Yardım için birisi yanına geldiğinde, gelen adamın yakınları yanına geliyor: "Kureyş'in delikanlısından uzak dur seni kandırmasın" diyorlardı.

Resulullah, çadırlar arasında dolaşırken halk parmaklarıyla birbirlerine onu gösteriyorlardı. Netice Allah Teâlâ, Yesrip'ten bizi O'na gönderdi. Kendisini barındırdık, doğruladık. İçimizden biri çıkarak O'na gelip, iman ediyor, Peygamber de kendisine Kur'an okuyordu. İman eden kişi, evine döndüğünde bütün ev halkı da iman etmeye geliyordu. Böylece Ensar evleri içerisinde İslam'a girmedik bir hane bile kalmadı. Her evde muhakkak, Müslümanlığını açığa vuran birkaç kişi oluyordu.

Daha sonra biz Yesripliler toplanıp istişare ettik: "Ne zamana kadar Allah Resulünü yalnız bırakacağız? Mekke dağlarında dolaşmaya, şuradan-buradan kovulmaya, korkulu hayatını sürdürmeye daha ne kadar ilgisiz kalacağız?" dedik.

Aramızdan seçtiğimiz yetmiş er, Hac mevsiminde Resulullah'ın yanına gittik. Kendisiyle buluşmak üzere sözleştik. Birer ikişer orada toplanmaya başladık. Hepimiz toplanınca Allah Resulüne sorduk: "Ey Allah'ın Resulü, sana hangi hususlar üzere biat edeceğiz?"

Allah Resulü (sav) cevap verdi: "Her hal ü karda dinlemek, itaat etmek, bolluk ve darlıkta nafakamı temin etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, Allah yolunda söylemek, Allah uğrunda hiçbir yericinin yermesinden korkmamak, size geldiğimde canlarınızı, hanımlarınızı ve oğullarınızı koruduğunuz gibi bana yardım edip beni de korumanız üzerine biat ediyorsunuz. Buna mukabil sizlere cennet vardır"

Ka'b bin Malik anlatıyor: Akabe'de toplanıp Peygamber'i beklemeye başladık. Peygamber (amcası) Abbas ile geldi. Abbas henüz kavminin dini üzere idi. Ama yeğeninin davasında hazır bulunmak ve işini sağlama almak istediği için oradaydı.

Allah Resulü oturunca, ilk sözü amcası Abbas aldı ve: "Ey Hazreç cemaati! Bildiğiniz gibi Muhammed bizdendir. Kavmimizden aynı görüşe sahip olduğumuz kişilere karşı O'nu koruduk. O kavmi arasında aziz, beldesinde güçlüdür. Fakat size gelmek ve size katılmak istemiş. Eğer davet ettiği şeyde kendisine yar olabileceğinizi, düşmanlarına karşı onu koruyabileceğinizi kestiriyorsanız işte siz ve işte yüklendiğiniz!

Yok, size geldikten sonra O'nu düşmanlarına teslim edecekseniz, kendisini yardımsız bırakacaksanız şimdiden bırakınız. O kavmi arasında güçlü ve himayededir" dedi.

Biz: "Ey Abbas, senin sözlerini dinledik. Ey Allah'ın Resulü! Sen konuş, nefsin ve Rabbin için istediğin teminatı al" dedik.

Daha sonra Allah Resulü konuştu. Kur'an okudu. Allah'a çağırdı ve İslam'a teşvik etti: "Sizinle, hanımlarınızı ve oğullarınızı koruduğunuz tehlikelere karşı beni de korumanız üzere biatleşiyorum" buyurdu.

Bunun üzerine Bera bin Ma'rur, Peygamberimizin elinden tuttu ve: "Evet, seni hak ile gönderen zata yemin ederim ki nefislerimizi koruduğumuz tehlikelerden seni de koruyacağız. Biatimizi kabul buyur."

O sırada Ebu'l Heysem söze karışarak: 'Ey Allah'ın Resulü, Yahudilerle aramızda bir takım bağlar var. Seni himayemize almakla bu bağları koparıyoruz. Peki, sonra Allah seni galip kılınca bizi bırakarak kavminin yanına dönmeyeceksin değil mi?' dedi.

Allah Resulü gülümsedi ve: "Sizin kanınız benim kanım! Kabre konulduğunuz yerde kabre girerim (öldüğünüz yerde ölürüm) Ben sizdenim siz de bendensiniz. Savaştıklarınızla savaşır, dostlarınızla dost olurum" buyurdu. [İbn İshak]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt