Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ashabın cihad yolunda fedakârlığı (1 Kullanıcı)

muhammed25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
879
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Ebu Eyüp el-Ensari (ra) anlatıyor: "Bizler Medine'de idik. Allah'ın Resulü (sav) şöyle buyurdu: 'Ebu Süfyan'ın ticaret için çıkardığı kervanı haber aldım. Kervan Şam'dan geri dönüyor. Var mısınız bu kafileye doğru çıkalım? Belki Allah, o kafileyi bize ganimet olarak bahşeder.'

*





Bizler hep birlikte Allah Resulü'ne "evet" dedik.
Daha sonra Hz. Peygamber'le birlikte yola çıktık. Bir veya iki gün yürüdük ki, Resulullah (sav): 'Kureyş, kervana doğru çıkışımızı haber almış, reyiniz nedir?' diye sordu. Bizler, Hz. Peygamber'in bu sorusuna: 'Ey Allah'ın Resulü, vallahi onlarla savaşacak gücümüz yok, ama biz kervan için çıkmıştık, onu takip edelim' cevabını verdik.
Allah Resulü, tekrar: 'Kureyşlilerle savaşma konusunda değerlendirmeniz nedir' diye sordu. Hz. Peygamber'in bu ikinci sorusuna bizler yine aynı cevabı verdik.
Bunun üzerine Mikdad bin Amr kalktı ve: 'Ey Allah'ın Resulü! Biz sana Musa kavminin, Hz. Musa'ya; 'Haydi sen ve Rabbin gidin savaşın, biz burada oturuyoruz' dedikleri gibi demeyiz. Bizler senin sağında ve solunda, önünde ve arkanda yer alırız' dedi.
Allah Resulü, Mikdad'ın bu konuşmasından memnun oldu ve yüzü parladı.
Ravi demiştir ki: 'Biz Ensar topluluğu olarak: 'Keşke, Mıkdad'ın söyledikleri gibi biz de söyleseydik, bu büyük mallara sahip olmamızdan daha hayırlı idi' diye temenni etmiştik.
Aile efradıma Allah ve Resulünü bıraktım

Hz. Peygamber (sav), Müslümanları cihada teşvik buyurdu. Ve bu uğurda mallarıyla tasaddukta bulunmalarını istedi. Halk sefer hazırlığı için yardıma koşmaya başlamıştı.
Hz. Ömer gözüktü. Sefer için hazırlanan orduya oldukça fazla miktarda tasaddukta bulundu. Allah Resulü (sav), Hz. Ömer'e sordu: "Aile efradına geride ne bıraktın?" Hz. Ömer, Resulullah'ın bu sorusuna şöyle yanıt verdi: "Evet, getirdiklerim malımın yarısıdır"
Daha sonra Hz. Ebu Bekir geldi. Sefer için hazırlanan orduya dört bin dirhem akçe tasaddukta bulundu. Allah Resulü (sav) Hz. Ebu Bekir'e sordu: "Aile efradına geride ne bıraktın? Hz. Ebu Bekir, Resulullah'ın sorusuna şöyle yanıt verdi: "Aileme, Allah ve Resulünü bıraktım"
Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir'in malının tamamını getirdiğini duyunca: "Hangi hayırda yarışmışsak, Ebu Bekir beni muhakkak geçmiştir" dedi.
Münafıklar, sefere katılmamak için Peygamberden izin istiyorlar

Ebu Bekir bin Hazm naklediyor: "Hz. Peygamber (sav) savaşa çıkacağı zaman düşmanın haber almaması için, sefer yapılacak yeri gizli tutar, başka bir maksatla gidiliyormuş gibi sefere giderdi.
Ancak Tebük gazvesi hazırlığında böyle bir yola başvurmadan sefer çıkılacağını haber vermiş: "Ey insanlar! Rumlara doğru sefere çıkmak istiyorum" buyurmuştu. Tebük seferinin çağrısı yaz gününün en sıcak günlerinde yapılmıştı. Meyvelerin olgunlaştığı, halkın meyve ağaçlarının gölgeleri altında oturmayı arzulayıp buralardan uzaklaşmak istemediği günlerdi. Allah Resulü, Tebük seferine hazırlık yaptığı bir gün, Ced bin Kays'a: 'Ey Ced! Beni Asfar ile savaşa var mısın?' diye sordu.
Ceyd: 'Ey Allah'ın Resulü! Bana izin veriniz ki başımı belaya sokmayayım. Vallahi kavmim (Ensar) bilir ki kadınlara benden daha düşkün olan kimse yoktur. Korkuyorum ki Beni Asfar kadınlarını görünce bir fitneye maruz kalırım. Onun için Ey Allah'ın Resulü, bana izin veriniz' dedi.
Allah Resulü (sav) yüzünü çevirerek: 'Sana izin verdim' buyurdu.
Tevbe suresinin 49. ayeti bu hadise ile ilgili olarak inmiştir: "Onlardan kimi de 'bana izin ver, beni fitneye düşürme' diyeceklerdir. Haberin olsun ki onlar zaten fitne çukuruna düşmüşlerdir. Cehennem ise o kâfirleri her halde ve her halde çepeçevre kuşatacaktır"
Münafıklardan bir grup ise izin istemekle yetinmeyerek, havanın çok sıcak olduğundan söz edip: "Bu sıcakta hep beraber sefere çıkmayınız" dediler. Allah Teâlâ, Tevbe suresinin 81. ayetini indirmiştir: "O münafıklar, Allah yolunda canlarıyla, mallarıyla cihad etmeyi çirkin gördüler ve: 'Bu sıcakta harbe çıkmayın'. De ki: Cehennem ateşi daha sıcak! İyice bilmiş olsalardı"
'Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz de size tabiyiz"

Alkame bin Vakka (ra) naklediyor: "Hz. Peygamber, Bedir'e doğru yola çıkmıştı. Revha mevkiine varınca maiyetindekilere hitap ederek: "Görüşünüz nedir?" buyurdu.
Ebu Bekir: 'Ey Allah'ın Resulü! Haber aldığımıza göre Kureyş kuvvetli hazırlanmış' dedi. Allah Resulü, tekrar: 'Değerlendirmeniz nedir?' buyurdu.
Bunun üzerine Sa'd bin Muaz, şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Bizi kastediyorsunuz. Sana ikramda bulunan, Sana kitap indiren Allah'a yemin ederim ki ben, bu gittiğin yola ne girdim ne de onun hakkında bir bilgim var. Ama Allah'ın Resulü yürürse, Onunla birlikte Yemen'e bile yürürüz. Biz Musa peygambere: 'Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz burada oturuyoruz' diyenler gibi olmayacağız.
Biz: 'Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz de sizinle beraberiz, size tabiyiz' diyoruz. Medine'den bir maksat için çıkmıştın, zannediyorum Allah Sana yeni bir şey emretti. Allah'ın Sana olan emrine bak ve yoluna devam et. Dilediğin kimselerle bağlarını sürdür dilediğin kimselerle bağlarını kes. Dilediğine düşmanlık ilan et, dilediğinle barış yap, mallarımızdan istediğini al!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt