ASELSAN İNTİHARLARI ASLINDA CİNAYET Mİ?
Hüseyin Başbilen.
Evrim Yançeken
Halim Ünal...
3'ü de ODTÜ'LÜ
3'ü de Aselsan'da görev yapıyordu.
3'ü de askeri alanda milli yazılım ve teknoloji konusunda çalışıyordu.
3'ü de son 6 ay içinde öldü.
Biri bilekleri ve boğazı kesilmiş,
Biri 7. kattan düşmüş,
Biri de bir göl kenarında kafasına kurşun sıkılmış bir şekilde bulundu.
3'ünün ölümüne de hemencecik intihar denildi.
"Var bunda bir çapanoğlu" demeden üzerinde çalıştıkları milli yazılım projesine yakından bir bakalım.
F-16 üretim merkezi TAI'de uçakların dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sisteminin yapıldığı bölüme ABD -işi öğrenirler diye- Türk mühendislerin girmesini hep yasaklıyordu.
Teknolojisi bizim mühendislerden gizlenince F-16'lar ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında onları "dost" görüyordu.
Bu da bir savaş halinde bu ülke uçaklarının Türk uçaklarını sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını taşı-yordu.
İşte bu intihar etti denilen üç mühendis ABD'nin yıllarca çalışarak kurduğu bu sistemi bertaraf edecek bir sitem kurarak Türk uçaklarını böyle bir tehlikeden kurtarmışlardı.
Artık uçaklarımız dostunu düşmanını iyi tanır hale gelmişti.
Ama…
ABD'nin askeri teknoloji alanında önemli bir kozu daha vardı.
O da şuydu;
ABD, herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter, tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati araçları uydudan verilen komutlarla saf dışı bırakabiliyordu.
Yani ABD'nin sattığı silahlar ancak ABD'nin izin verdiklerini vuruyor, aksi olunca ABD bir düğmeyle işi hallediveriyordu.
İşte bu üç genç, uçak tanıma sistemlerinin millileştirilmesi konusundaki başarısından sonra, ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması ve uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilmesi üzerinde çalışıyorlardı.
Ee herhalde ABD bu kadarına dayanamazdı.
Gereğini yapardı.
Şimdi bütün bunlardan sonra siz öküzün altında buzağı görmüyor musunuz?
Şimdi sizin düşünceleriniz şüphelenme boyutunu aşmadı mı?
Ve şimdi siz,
En dandik yazarlara bile koruma veren hükümetin bu vurdumduymazlığına içerlenmiyor musunuz?
Haberleri yoktur kısmını ben de atlamıyorum.
Sonuç;
Yazının başlığındaki "Aselsan intiharları aslında cinayet mi?" cümlesinin sonuna "mi" ekini ve "soru işaretini" ön yargılı duruma düşüp okur kaçırmayalım diye koydum.
----------------------------------------------------
Askerî silah ve teçhizat üreten elektronik devi ASELSAN çalışanı 3 mühendisin yaşamlarına 'intihar' ederek son verdiği iddiaları üzerine başlatılan soruşturma dosyaları olayların 'normal intihar' olduğu gerekçesiyle kapatıldı.
Ancak, ölen mühendislerden Hüseyin Başbilen'in ailesi, bu kararı temyiz ettirerek yeniden incelemeye aldırdı. Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen, ısrarla oğlunun intiharının araştırılmasını isterken, mühendislerin mezun olduğu Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yetkilileri ise konuyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. 'İntihar' ederek öldükleri ileri sürülen ASELSAN çalışanları mühendisler Hüseyin Başbilen (30), Evrim Yançeken (26) ve Halim Ünsem Ünal'ın (31) dosyaları 'normal intihar' denilerek kapatıldı. Ancak ASELSAN'da suikast silahı Kanas uzmanı olan Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen, ısrarla oğlunun intiharının araştırılmasını istiyor.
8 yıldır ASELSAN'da çalışan Hüseyin Başbilen, 4 Ağustos 2006'da, "İşe gidiyorum." diyerek evden çıktı. Gece eve dönmeyen eşini arayan Gülsen Seda Başbilen, eşinin işe gitmediğini öğrenince polise ihbarda bulundu. Tüm aramalara rağmen genç mühendisin izine rastlanmadı. ODTÜ'den şeref listesinde mezun olan Başbilen, kaybolduktan üç gün sonra vatandaşların ihbarı üzerine Pursaklar İlçesi Ayancık Yolu'nda, boğazı ve sol bileği iki yerinden kesilmiş olarak bulundu. Genç mühendisin ölümü intihar olarak nitelendirildi ve savcılıkça takipsizlik kararı verildi. İntihara inanmayan ailesi ise konuyu temyize götürdü. Olay Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nce tekrar incelemeye alındı. Baba Başbilen de, "Manevi açıdan güçlü biriydi. Memleket sevdalısı ve isteği ülkesine hizmet etmekti. Ailevi nedenlerin olduğu söylendi. Aklı başında, kariyer sahibi biri intihar eder mi?" diyor. Başbilen'in kız kardeşi Özlem Başbilen ise ağabeyinin öldürüldüğünü savunuyor ve diğer mühendislerin ölümünü şüpheli gördüğünü ifade ediyor.
'Oğlum mesleğini çok seviyordu'
ODTÜ ve ASELSAN'ın adının geçtiği ikinci mühendis intiharı da Batıkent'te yaşanmıştı. Aynı zamanda yüksek lisansa devam eden Evrim Yançeken, oturduğu apartmanın arka tarafında 26 Ocak'ta ölü bulundu. Yançeken'in 7. kattan atlayarak intihar ettiği ileri sürüldü. Genç mühendisin babası Muzaffer Yançeken ise oğlunun işini ve mesleğini çok sevdiğini; sadece yüksek lisans teziyle ilgili sıkıntılarının bulunduğunu belirtti. Genç mühendisin oturduğu siteden komşuları da Evrim Yançeken'in neşeli bir insan olduğunu ifade ediyor. Yançeken'in derslerine çok önem verdiğini belirten dönem arkadaşları da, ODTÜ'de çok sayıda intihar olduğunu, ancak bunların medyaya yansımadığını öne sürerek bu intiharın araştırılması gerektiğini dile getiriyorlar.
Üçüncü intihar olayı ise Eymir Gölü'nde yaşandı. ODTÜ'de master yapan ve 2000 yılında ASELSAN'dan ayrıldığı öne sürülen elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, 17 Ocak'ta hayatını kaybetti. Ünal'ın da ölümünden önce 15 gün psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. Ünal'ın intihar dosyası da kapatılırken, yaşanan 3 olaydan sonra 'cinayet olabilir mi?' tartışmaları yaşandı. Ancak olaylarla ilgili ODTÜ yetkilileri ile soruşturmaları yürüten jandarma birimlerinden herhangi bir bilgi alınamıyor.
ASELSAN: İntihar olaylarıyla ilgimiz yok
ASELSAN, kendi çalışanı 3 personelin altı ay içinde art arda intihar etmesi ile ilgili internet sitesinden bir basın açıklaması yaptı. İntiharların ardında kirli ve karanlık güçlerin olduğuna dair iddiaların yalanlandığı açıklamada, "Olaylar hakkında adli makamlarca tüm soruşturmalar gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda ölüm nedenlerinin intihar olduğu belirlenmiş ve olaylar arasında ilişki tespit edilmemiştir. Anılan personelin (Halim Ünsem Ünal) psikolojik tedavi gördüğü ailesince açıklanmış olup raporları ilgili hastanelerde de bulunmaktadır. Olaylarla ilgili ASELSAN'ın ilgisi yoktur." denildi.
-----------------------------------------------------------------
belki konunun yerı burası değil.belki konunun forumumuzla hiç alakası yok.ama çok ilginçtir.övündüğümüz bagımsızlıgımız ne hallerde.elalem üç tane gul gibi muhendisimizi öldürüyor,ve b,izler soruşturma dahi açamıyoruz onu gectim inceleyemıyoruz bile.işte çok sevdikleri bagımsız yargının hali...savcılık intihar deyıp dosyayı kapatıyor...neden ?
Hüseyin Başbilen.
Evrim Yançeken
Halim Ünal...
3'ü de ODTÜ'LÜ
3'ü de Aselsan'da görev yapıyordu.
3'ü de askeri alanda milli yazılım ve teknoloji konusunda çalışıyordu.
3'ü de son 6 ay içinde öldü.
Biri bilekleri ve boğazı kesilmiş,
Biri 7. kattan düşmüş,
Biri de bir göl kenarında kafasına kurşun sıkılmış bir şekilde bulundu.
3'ünün ölümüne de hemencecik intihar denildi.
"Var bunda bir çapanoğlu" demeden üzerinde çalıştıkları milli yazılım projesine yakından bir bakalım.
F-16 üretim merkezi TAI'de uçakların dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sisteminin yapıldığı bölüme ABD -işi öğrenirler diye- Türk mühendislerin girmesini hep yasaklıyordu.
Teknolojisi bizim mühendislerden gizlenince F-16'lar ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında onları "dost" görüyordu.
Bu da bir savaş halinde bu ülke uçaklarının Türk uçaklarını sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını taşı-yordu.
İşte bu intihar etti denilen üç mühendis ABD'nin yıllarca çalışarak kurduğu bu sistemi bertaraf edecek bir sitem kurarak Türk uçaklarını böyle bir tehlikeden kurtarmışlardı.
Artık uçaklarımız dostunu düşmanını iyi tanır hale gelmişti.
Ama…
ABD'nin askeri teknoloji alanında önemli bir kozu daha vardı.
O da şuydu;
ABD, herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter, tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati araçları uydudan verilen komutlarla saf dışı bırakabiliyordu.
Yani ABD'nin sattığı silahlar ancak ABD'nin izin verdiklerini vuruyor, aksi olunca ABD bir düğmeyle işi hallediveriyordu.
İşte bu üç genç, uçak tanıma sistemlerinin millileştirilmesi konusundaki başarısından sonra, ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması ve uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilmesi üzerinde çalışıyorlardı.
Ee herhalde ABD bu kadarına dayanamazdı.
Gereğini yapardı.
Şimdi bütün bunlardan sonra siz öküzün altında buzağı görmüyor musunuz?
Şimdi sizin düşünceleriniz şüphelenme boyutunu aşmadı mı?
Ve şimdi siz,
En dandik yazarlara bile koruma veren hükümetin bu vurdumduymazlığına içerlenmiyor musunuz?
Haberleri yoktur kısmını ben de atlamıyorum.
Sonuç;
Yazının başlığındaki "Aselsan intiharları aslında cinayet mi?" cümlesinin sonuna "mi" ekini ve "soru işaretini" ön yargılı duruma düşüp okur kaçırmayalım diye koydum.
----------------------------------------------------
Askerî silah ve teçhizat üreten elektronik devi ASELSAN çalışanı 3 mühendisin yaşamlarına 'intihar' ederek son verdiği iddiaları üzerine başlatılan soruşturma dosyaları olayların 'normal intihar' olduğu gerekçesiyle kapatıldı.
Ancak, ölen mühendislerden Hüseyin Başbilen'in ailesi, bu kararı temyiz ettirerek yeniden incelemeye aldırdı. Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen, ısrarla oğlunun intiharının araştırılmasını isterken, mühendislerin mezun olduğu Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yetkilileri ise konuyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. 'İntihar' ederek öldükleri ileri sürülen ASELSAN çalışanları mühendisler Hüseyin Başbilen (30), Evrim Yançeken (26) ve Halim Ünsem Ünal'ın (31) dosyaları 'normal intihar' denilerek kapatıldı. Ancak ASELSAN'da suikast silahı Kanas uzmanı olan Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen, ısrarla oğlunun intiharının araştırılmasını istiyor.
8 yıldır ASELSAN'da çalışan Hüseyin Başbilen, 4 Ağustos 2006'da, "İşe gidiyorum." diyerek evden çıktı. Gece eve dönmeyen eşini arayan Gülsen Seda Başbilen, eşinin işe gitmediğini öğrenince polise ihbarda bulundu. Tüm aramalara rağmen genç mühendisin izine rastlanmadı. ODTÜ'den şeref listesinde mezun olan Başbilen, kaybolduktan üç gün sonra vatandaşların ihbarı üzerine Pursaklar İlçesi Ayancık Yolu'nda, boğazı ve sol bileği iki yerinden kesilmiş olarak bulundu. Genç mühendisin ölümü intihar olarak nitelendirildi ve savcılıkça takipsizlik kararı verildi. İntihara inanmayan ailesi ise konuyu temyize götürdü. Olay Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nce tekrar incelemeye alındı. Baba Başbilen de, "Manevi açıdan güçlü biriydi. Memleket sevdalısı ve isteği ülkesine hizmet etmekti. Ailevi nedenlerin olduğu söylendi. Aklı başında, kariyer sahibi biri intihar eder mi?" diyor. Başbilen'in kız kardeşi Özlem Başbilen ise ağabeyinin öldürüldüğünü savunuyor ve diğer mühendislerin ölümünü şüpheli gördüğünü ifade ediyor.
'Oğlum mesleğini çok seviyordu'
ODTÜ ve ASELSAN'ın adının geçtiği ikinci mühendis intiharı da Batıkent'te yaşanmıştı. Aynı zamanda yüksek lisansa devam eden Evrim Yançeken, oturduğu apartmanın arka tarafında 26 Ocak'ta ölü bulundu. Yançeken'in 7. kattan atlayarak intihar ettiği ileri sürüldü. Genç mühendisin babası Muzaffer Yançeken ise oğlunun işini ve mesleğini çok sevdiğini; sadece yüksek lisans teziyle ilgili sıkıntılarının bulunduğunu belirtti. Genç mühendisin oturduğu siteden komşuları da Evrim Yançeken'in neşeli bir insan olduğunu ifade ediyor. Yançeken'in derslerine çok önem verdiğini belirten dönem arkadaşları da, ODTÜ'de çok sayıda intihar olduğunu, ancak bunların medyaya yansımadığını öne sürerek bu intiharın araştırılması gerektiğini dile getiriyorlar.
Üçüncü intihar olayı ise Eymir Gölü'nde yaşandı. ODTÜ'de master yapan ve 2000 yılında ASELSAN'dan ayrıldığı öne sürülen elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, 17 Ocak'ta hayatını kaybetti. Ünal'ın da ölümünden önce 15 gün psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. Ünal'ın intihar dosyası da kapatılırken, yaşanan 3 olaydan sonra 'cinayet olabilir mi?' tartışmaları yaşandı. Ancak olaylarla ilgili ODTÜ yetkilileri ile soruşturmaları yürüten jandarma birimlerinden herhangi bir bilgi alınamıyor.
ASELSAN: İntihar olaylarıyla ilgimiz yok
ASELSAN, kendi çalışanı 3 personelin altı ay içinde art arda intihar etmesi ile ilgili internet sitesinden bir basın açıklaması yaptı. İntiharların ardında kirli ve karanlık güçlerin olduğuna dair iddiaların yalanlandığı açıklamada, "Olaylar hakkında adli makamlarca tüm soruşturmalar gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda ölüm nedenlerinin intihar olduğu belirlenmiş ve olaylar arasında ilişki tespit edilmemiştir. Anılan personelin (Halim Ünsem Ünal) psikolojik tedavi gördüğü ailesince açıklanmış olup raporları ilgili hastanelerde de bulunmaktadır. Olaylarla ilgili ASELSAN'ın ilgisi yoktur." denildi.
-----------------------------------------------------------------
belki konunun yerı burası değil.belki konunun forumumuzla hiç alakası yok.ama çok ilginçtir.övündüğümüz bagımsızlıgımız ne hallerde.elalem üç tane gul gibi muhendisimizi öldürüyor,ve b,izler soruşturma dahi açamıyoruz onu gectim inceleyemıyoruz bile.işte çok sevdikleri bagımsız yargının hali...savcılık intihar deyıp dosyayı kapatıyor...neden ?