Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Artık açıkça 'ha kilise ha cami'diyebiliyorlar (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an gibi, Allah tarafından biz insanlara uymamız için gönderilen ilâhî kitaplar hakkındaki hüküm aynen anayasalarınki gibidir. Yani, Allah gönderdiği her bir ilâhî kitapla bir öncekinin hükmünü kaldırmıştır. Ancak, anayasa misaliyle bunların arasında çok önemli bir fark vardır:

Önceki Anayasaların metinleri elde olduğu halde, Kur’an’dan önceki kitapların Allah tarafından gönderilen metinleri bugün ortada yoktur.

Kaldı ki, orjinalleri elde olsa bile, hükmü Allah tarafından kaldırıldığı için, sadece yenisinin hükmü geçerli olup, eskisi hükümsüz kalır.

Bu hususu Hıristiyanların da bilmelerine hiç bir engel yoktur. Ama hem bilip hem de yanlışta ısrar etmeleri, onları manevî sorumluluktan kurtarmaz.

Şu tutarsızlığa bakınız: Onlara göre İncil’in içindekiler ayettir ama, insanların yorumlarından ibarettir. Yani hem insan yorumu hem âyet!

Yani, tutarsızlıkları apaçık ortadadır...

Ne dersiniz, insan yorumundan meydana gelen ve çeşit çeşit kitaplara dayalı olan bir inanca din diyelim mi?

Kitabı bozuk olan dinin kendisi ve ibâdethânesi sağlam olabilir mi?

* * *

Siz “Hayır! Böyle din olmaz” deseniz de, bazıları “Olur” demekte ısrarlı.

“Katedral”, “Baş kilise” demek. Bunu hatırımızda tutalım...

Israrla vurgulanan bazı yanlışlara göre, –hâşâ– Sultanahmet Câmîi ile Hram Hrista Spasitelia yani Kurtarıcı İsa Katedrali’nin fonksiyonları aynıymış.

(Müslümanların bir, Hıristiyanların üç ilah kabul ettiklerini düşünmezseniz.)

Olara göre, ha St. Basil Katedrali, ha Konya Mevlevîhanesi... İkisinde de dönmek aynıymış. Kubbeler kardeş olup adeta sizinle dönermiş.

(Mevlânâ ile papazları aynı kefeye koyarsanız tabiî.)

Hıristiyanlarla –dini manada– söylediğimiz hep aynı türküymüş. Mekânlar değişir ama insanoğlunun türküsü değişmezmiş.

(Hazret–i İsa’ya Peygamber demekle, –hâşâ– Allah’ın oğlu demeyi aynı manaya almanız şartıyla.)

Moskova’ya yakın Sergiyev Posat diye bir yer varmış. Bu külliyenin içinde bir de kilise varmış. Orada manevî bir atmosfer yaşanır, dünya meşgalesi ve karmaşası unutulurmuş.

(Biz, kiliselerde hiç manevî atmosfer yakalayamadık. Oralardaki manevi hava bize tesir etmiyor demek ki.)

Sergiyev Posat, manevî olarak Ankara’daki Hacı Bayram Camiî’nin benzeriymiş. Birinde Müslümanlar, diğerinde Hıristiyanlar manevi bir iklim yaşarlarmış. Her iki yer de fonksiyon açısından benzeşirmiş.

(Ezanla çan sesini bir tutmadan, bu cümleleri yazmak mümkün müdür?)

Tek Allah’a iman, iki kültürün ortak noktalarını bir mekânın sembolünde birleştirirmiş.

(İki kültür dediği Hıristiyanlıkla İslam... Peki, Hz. İsa’ya Allah’ın oğlu diyen Hıristiyanları, tek Allah’a inanan kimseler olarak göstererek Müslümanları kandırmaya çalışmak ne oluyor?)

yazarımızın kurnazlığına bakın:

“Budapeşte’de Gül Baba türbesi, Urfa’daki Balıklı göl, Ankara’da Hacı Bayram Külliyesi ve Moskova’da Sergiyev Posat... yüce mekânlardır.”

Yazarımız, kubbelerinde Hıristiyan haçı dikili Sergiyev Posat kilisenin yüce bir mekân olarak takdim edebilmek ve okuyucusuna yutturabilmek için, onun yanına Gül Baba, Balıklı göl ve Hacı Bayram’ı koymayı da ihmal etmiyor.

Öyleyse siz de yutuverin gitsin...

Yazarımız çok cüretkâr. Hiç çekinmeden, Moskova’daki Sergiyev Posat kilisesini, Ankara’daki Hacı Bayram Camiî’ne benzeterek diyor ki: “Tek kanatla uçulmaz. Bir kanadım ‘da’ der öbür kanadım ‘evet’.

(Rusça, “da” evet demek)

Hıristiyanlığı, İslam’ın eşi ve onun gibi meşrû göstermek için adeta çırpınıyor: “Ağızdan çıkan telaffuz farklı olsa da, zikrullah her beldede aynı.”

(Kiliselerin de zikir mahalli olduğunu sayesinde öğrenmiş olduk.)

Ve yazarımız “Hacı Bayram Veli Külliyesindeki dokuyu Sergiyev Posat’ta duymamak mümkün mü?” diye soruyor.

Her halde mümkün ki, câmilerdeki manevî havayı, biz hiç bir kilisede duymuyoruz. Siz, Hacı Bayram’daki dokuyu Sergiyev Posat veya diğer kiliselerde duyuyorsanız, hayırını görün. Dünyada da âhirette de doya doya yaşarsınız..

Gazeticiler ve Yazarlar Vakfı çevresinin çıkardığı “da” dergisindeki yazının sayın yazarını ve dergiyi çıkaranları, biraz daha iyi tanımış olduk...


:: Diyalog = Postmodern Misyonerlik :: Interfaith Dialogue = Postmodern Missionary ::
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
hmm, güzel konular açmıştım........
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
bilmece : adı geçen ,kiliselerin "huzur" dolu, dünya karmaşasını unutturan atmosferine yakalanan yazar hangi gazetenin yazarıdır..?
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
نعىمة;642871' Alıntı:
bilmece : adı geçen ,kiliselerin "huzur" dolu, dünya karmaşasını unutturan atmosferine yakalanan yazar hangi gazetenin yazarıdır..?

Selamünaleyküm kardeşim. bu yazarın kim olduğunu bilemeyeceğim ama kendisininde kendisini bilmediğine eminim. ya bu yazar ibadet etmeden önce iman edileceğini bilmiyor mu. Bu insan ilk önce KUR'ANa iman edilmesi gerektiğini bilmiyorsa diyecek bir şey yok. Hiç bizim CAMİlerimiz ile onların kiliseleri bir olabilir mi. Olamaz elbette. Sen ALLAHa, Son Peygamber Hz. MUHAMMED MUSTAFA (sas) efendimize ve Yüce Kitabımız KUR'ANı KERİMe iman edeceksin ve bundan sonra gideceksin kilise de ibadet edeceksin olabilir mi böyle bir şey.

Son Peygamber ve son kitabın RABBi olan ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Selamünaleyküm kardeşim. bu yazarın kim olduğunu bilemeyeceğim ama kendisininde kendisini bilmediğine eminim. ya bu yazar ibadet etmeden önce iman edileceğini bilmiyor mu. Bu insan ilk önce KUR'ANa iman edilmesi gerektiğini bilmiyorsa diyecek bir şey yok. Hiç bizim CAMİlerimiz ile onların kiliseleri bir olabilir mi. Olamaz elbette. Sen ALLAHa, Son Peygamber Hz. MUHAMMED MUSTAFA (sas) efendimize ve Yüce Kitabımız KUR'ANı KERİMe iman edeceksin ve bundan sonra gideceksin kilise de ibadet edeceksin olabilir mi böyle bir şey.

Son Peygamber ve son kitabın RABBi olan ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...

ve aleyküm selam, görevli o da ,ne yaptığının farkındadır, bazı safdilgiller farkında olmazsa bile göz göre göre ..Sünneti Kuranı sık sık okusak bunların vasıflarını orda göreceğiz ...birkaç misal:

" Şu bir gerçek ki,ümmetim adına korktuğum en önemli şeylerden biri de, dalalete
sapmış yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar putlara tapacaktır, bazı gruplar da (Hak dinden saparak) müşriklere
katılacaklardır. Kıyamete yakın zamanda deccallar türeyecektir. Bunların
saysı 33 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların kimi kendisini peygamber,
(kimi de Mesih) zannedecektir... Ve lakin ümmetimden bir grup sürekli Hak üzere olacaktır. Onlar Allah'ın yardımını göreceklerdir. Allah'ın emri
(olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak'tan
ayrılanlar onlara zarar veremeyecektir."

( ibn Mace, sünen, fiten, 9; Ebu Davud, Sünen, fiten,1)


“Son zamanlarda birtakım kimseler çıkacak. Onlar, dünyayı dine karıştırırlar. Onlar, insanlara mülayim görünmek için koyun postunda çıkarlar. Konuşmalarını dinlersen baldan tatlıdır. Ama kalpleri kurtların kalpleri gibidir. Daima kötülük niyetindedirler. Allah-u Teala şöyle buyurur: Bunlar beni mi kandırıyorlar; yoksa Bana cesaretle karşı mı çıkıyorlar?. Zatıma yemin olsun ki; onlara öyle bir fitne salacağım ki; aralarında halim-selim olanlar dahi şaşıp kalacaklardır.”


“Hiç şüphesiz siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna adım adım, karış karış, tıpatıp uyacaksınız. Öyle ki onlar keler deliğine girseler, siz de girmeye kalkışacaksınız.” Bunun üzerine sahabe Rasulullah’a Hıristiyan veya Yahudileri ima edip etmediğini sorunca, Rasulullah (s) da sesini yükselterek ya kim olacaktı? diye cevap vermiştir.( Buhari.Tecrid 9/1410)


"Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı peygamberi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp–çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp–sapmış olur.
Eğer onlar sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin küfre sapmanızı içten arzu etmişlerdir” (Mümtehine, 60/1–2)


“Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) müşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
ayette emir var :
"Yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. kim onları dost edinirse onlardan olur."

Artık ne olursa olsun Kurana ve Sünnete uyanlar sapmaz asla..."Size iki emanet bırakıyorum bunlara sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmezsiniz : Allahın Kitabı ve benim Sünnetim"...

Allaha emanet olun
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
نعىمة;643402' Alıntı:
ve aleyküm selam, görevli o da ,ne yaptığının farkındadır, bazı safdilgiller farkında olmazsa bile göz göre göre ..Sünneti Kuranı sık sık okusak bunların vasıflarını orda göreceğiz ...birkaç misal:

" Şu bir gerçek ki,ümmetim adına korktuğum en önemli şeylerden biri de, dalalete
sapmış yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar putlara tapacaktır, bazı gruplar da (Hak dinden saparak) müşriklere
katılacaklardır. Kıyamete yakın zamanda deccallar türeyecektir. Bunların
saysı 33 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların kimi kendisini peygamber,
(kimi de Mesih) zannedecektir... Ve lakin ümmetimden bir grup sürekli Hak üzere olacaktır. Onlar Allah'ın yardımını göreceklerdir. Allah'ın emri
(olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak'tan
ayrılanlar onlara zarar veremeyecektir."

( ibn Mace, sünen, fiten, 9; Ebu Davud, Sünen, fiten,1)


“Son zamanlarda birtakım kimseler çıkacak. Onlar, dünyayı dine karıştırırlar. Onlar, insanlara mülayim görünmek için koyun postunda çıkarlar. Konuşmalarını dinlersen baldan tatlıdır. Ama kalpleri kurtların kalpleri gibidir. Daima kötülük niyetindedirler. Allah-u Teala şöyle buyurur: Bunlar beni mi kandırıyorlar; yoksa Bana cesaretle karşı mı çıkıyorlar?. Zatıma yemin olsun ki; onlara öyle bir fitne salacağım ki; aralarında halim-selim olanlar dahi şaşıp kalacaklardır.”


“Hiç şüphesiz siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna adım adım, karış karış, tıpatıp uyacaksınız. Öyle ki onlar keler deliğine girseler, siz de girmeye kalkışacaksınız.” Bunun üzerine sahabe Rasulullah’a Hıristiyan veya Yahudileri ima edip etmediğini sorunca, Rasulullah (s) da sesini yükselterek ya kim olacaktı? diye cevap vermiştir.( Buhari.Tecrid 9/1410)


"Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı peygamberi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp–çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp–sapmış olur.
Eğer onlar sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin küfre sapmanızı içten arzu etmişlerdir” (Mümtehine, 60/1–2)


“Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) müşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
ayette emir var :
"Yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. kim onları dost edinirse onlardan olur."

Artık ne olursa olsun Kurana ve Sünnete uyanlar sapmaz asla..."Size iki emanet bırakıyorum bunlara sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmezsiniz : Allahın Kitabı ve benim Sünnetim"...

Allaha emanet olun

eyvallah kardeşim çok haklısınız. Evet Sünnete ve KUR'ANa bakarsak bunların kim olduğunu ve amaçlarının ne olduğunu görmüş olacağız.
ALLAHım bizleri bu fitne ve fesat üretenlerden emin kılsın. Cümlemizi bu yolda sabit kılsın ayağımızı kaydırmasın inşallah.

ALLAHa emanet olunuz
selametle kardeşim...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
eyvallah kardeşim çok haklısınız. Evet Sünnete ve KUR'ANa bakarsak bunların kim olduğunu ve amaçlarının ne olduğunu görmüş olacağız.
ALLAHım bizleri bu fitne ve fesat üretenlerden emin kılsın. Cümlemizi bu yolda sabit kılsın ayağımızı kaydırmasın inşallah.

ALLAHa emanet olunuz
selametle kardeşim...

Allah Kuran ve Sünnet yolunda olmayı, hakkı hakk batılı batıl olarak görmeyi , başkalarına da yardımcı olmayı, Hakka sadık olarak son nefesimizde imanlı olarak ölmeyi nasib eylesin...

Selametle
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
نعىمة;643402' Alıntı:
ve aleyküm selam, görevli o da ,ne yaptığının farkındadır, bazı safdilgiller farkında olmazsa bile göz göre göre ..Sünneti Kuranı sık sık okusak bunların vasıflarını orda göreceğiz ...birkaç misal:

" Şu bir gerçek ki,ümmetim adına korktuğum en önemli şeylerden biri de, dalalete
sapmış yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar putlara tapacaktır, bazı gruplar da (Hak dinden saparak) müşriklere
katılacaklardır. Kıyamete yakın zamanda deccallar türeyecektir. Bunların
saysı 33 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların kimi kendisini peygamber,
(kimi de Mesih) zannedecektir... Ve lakin ümmetimden bir grup sürekli Hak üzere olacaktır. Onlar Allah'ın yardımını göreceklerdir. Allah'ın emri
(olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak'tan
ayrılanlar onlara zarar veremeyecektir."

( ibn Mace, sünen, fiten, 9; Ebu Davud, Sünen, fiten,1)


“Son zamanlarda birtakım kimseler çıkacak. Onlar, dünyayı dine karıştırırlar. Onlar, insanlara mülayim görünmek için koyun postunda çıkarlar. Konuşmalarını dinlersen baldan tatlıdır. Ama kalpleri kurtların kalpleri gibidir. Daima kötülük niyetindedirler. Allah-u Teala şöyle buyurur: Bunlar beni mi kandırıyorlar; yoksa Bana cesaretle karşı mı çıkıyorlar?. Zatıma yemin olsun ki; onlara öyle bir fitne salacağım ki; aralarında halim-selim olanlar dahi şaşıp kalacaklardır.”


“Hiç şüphesiz siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna adım adım, karış karış, tıpatıp uyacaksınız. Öyle ki onlar keler deliğine girseler, siz de girmeye kalkışacaksınız.” Bunun üzerine sahabe Rasulullah’a Hıristiyan veya Yahudileri ima edip etmediğini sorunca, Rasulullah (s) da sesini yükselterek ya kim olacaktı? diye cevap vermiştir.( Buhari.Tecrid 9/1410)


"Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı peygamberi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp–çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp–sapmış olur.
Eğer onlar sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin küfre sapmanızı içten arzu etmişlerdir” (Mümtehine, 60/1–2)


“Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) müşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
ayette emir var :
"Yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. kim onları dost edinirse onlardan olur."

Artık ne olursa olsun Kurana ve Sünnete uyanlar sapmaz asla..."Size iki emanet bırakıyorum bunlara sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmezsiniz : Allahın Kitabı ve benim Sünnetim"...

Allaha emanet olun

selamun aleyküm ,

allah celle celaluhu razı olsun kardeşim ... dikkatli olmak lazım heran deccal fitnesine yenik düşebiliriz ... allah celle yardımcımız olsun ...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40

selamun aleyküm ,

allah celle celaluhu razı olsun kardeşim ... dikkatli olmak lazım heran deccal fitnesine yenik düşebiliriz ... allah celle yardımcımız olsun ...

aleyküm selam ,yukarda bahsedilen kiliselerde dolaşanlar, bunların peşinden takılıp bi sakınca olmadığını düşünenler, tasdik edenler öyle bi yakalandılar ki şu deccal fitnesine gerçekleri bi türlü göremiyorlar görmek de istemiyorlar..

Allah ve Resulunun (sav) yolundan ayrılıp ,ehli küfür, ehli kitabla ittifak çağrılarına aldananların vay haline.....
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
نعىمة;529264' Alıntı:
Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an gibi, Allah tarafından biz insanlara uymamız için gönderilen ilâhî kitaplar hakkındaki hüküm aynen anayasalarınki gibidir. Yani, Allah gönderdiği her bir ilâhî kitapla bir öncekinin hükmünü kaldırmıştır. Ancak, anayasa misaliyle bunların arasında çok önemli bir fark vardır:

Önceki Anayasaların metinleri elde olduğu halde, Kur’an’dan önceki kitapların Allah tarafından gönderilen metinleri bugün ortada yoktur.

Kaldı ki, orjinalleri elde olsa bile, hükmü Allah tarafından kaldırıldığı için, sadece yenisinin hükmü geçerli olup, eskisi hükümsüz kalır.

Bu hususu Hıristiyanların da bilmelerine hiç bir engel yoktur. Ama hem bilip hem de yanlışta ısrar etmeleri, onları manevî sorumluluktan kurtarmaz.

Şu tutarsızlığa bakınız: Onlara göre İncil’in içindekiler ayettir ama, insanların yorumlarından ibarettir. Yani hem insan yorumu hem âyet!

Yani, tutarsızlıkları apaçık ortadadır...

Ne dersiniz, insan yorumundan meydana gelen ve çeşit çeşit kitaplara dayalı olan bir inanca din diyelim mi?

Kitabı bozuk olan dinin kendisi ve ibâdethânesi sağlam olabilir mi?

* * *

Siz “Hayır! Böyle din olmaz” deseniz de, bazıları “Olur” demekte ısrarlı.


“Katedral”, “Baş kilise” demek. Bunu hatırımızda tutalım...

Israrla vurgulanan bazı yanlışlara göre, –hâşâ– Sultanahmet Câmîi ile Hram Hrista Spasitelia yani Kurtarıcı İsa Katedrali’nin fonksiyonları aynıymış.

(Müslümanların bir, Hıristiyanların üç ilah kabul ettiklerini düşünmezseniz.)

Olara göre, ha St. Basil Katedrali, ha Konya Mevlevîhanesi... İkisinde de dönmek aynıymış. Kubbeler kardeş olup adeta sizinle dönermiş.

(Mevlânâ ile papazları aynı kefeye koyarsanız tabiî.)

Hıristiyanlarla –dini manada– söylediğimiz hep aynı türküymüş. Mekânlar değişir ama insanoğlunun türküsü değişmezmiş.

(Hazret–i İsa’ya Peygamber demekle, –hâşâ– Allah’ın oğlu demeyi aynı manaya almanız şartıyla.)

Moskova’ya yakın Sergiyev Posat diye bir yer varmış. Bu külliyenin içinde bir de kilise varmış. Orada manevî bir atmosfer yaşanır, dünya meşgalesi ve karmaşası unutulurmuş.

(Biz, kiliselerde hiç manevî atmosfer yakalayamadık. Oralardaki manevi hava bize tesir etmiyor demek ki.)

Sergiyev Posat, manevî olarak Ankara’daki Hacı Bayram Camiî’nin benzeriymiş. Birinde Müslümanlar, diğerinde Hıristiyanlar manevi bir iklim yaşarlarmış. Her iki yer de fonksiyon açısından benzeşirmiş.

(Ezanla çan sesini bir tutmadan, bu cümleleri yazmak mümkün müdür?)

Tek Allah’a iman, iki kültürün ortak noktalarını bir mekânın sembolünde birleştirirmiş.

(İki kültür dediği Hıristiyanlıkla İslam... Peki, Hz. İsa’ya Allah’ın oğlu diyen Hıristiyanları, tek Allah’a inanan kimseler olarak göstererek Müslümanları kandırmaya çalışmak ne oluyor?)

yazarımızın kurnazlığına bakın:

“Budapeşte’de Gül Baba türbesi, Urfa’daki Balıklı göl, Ankara’da Hacı Bayram Külliyesi ve Moskova’da Sergiyev Posat... yüce mekânlardır.”

Yazarımız, kubbelerinde Hıristiyan haçı dikili Sergiyev Posat kilisenin yüce bir mekân olarak takdim edebilmek ve okuyucusuna yutturabilmek için, onun yanına Gül Baba, Balıklı göl ve Hacı Bayram’ı koymayı da ihmal etmiyor.

Öyleyse siz de yutuverin gitsin...

Yazarımız çok cüretkâr. Hiç çekinmeden, Moskova’daki Sergiyev Posat kilisesini, Ankara’daki Hacı Bayram Camiî’ne benzeterek diyor ki: “Tek kanatla uçulmaz. Bir kanadım ‘da’ der öbür kanadım ‘evet’.

(Rusça, “da” evet demek)

Hıristiyanlığı, İslam’ın eşi ve onun gibi meşrû göstermek için adeta çırpınıyor: “Ağızdan çıkan telaffuz farklı olsa da, zikrullah her beldede aynı.”

(Kiliselerin de zikir mahalli olduğunu sayesinde öğrenmiş olduk.)

Ve yazarımız “Hacı Bayram Veli Külliyesindeki dokuyu Sergiyev Posat’ta duymamak mümkün mü?” diye soruyor.

Her halde mümkün ki, câmilerdeki manevî havayı, biz hiç bir kilisede duymuyoruz. Siz, Hacı Bayram’daki dokuyu Sergiyev Posat veya diğer kiliselerde duyuyorsanız, hayırını görün. Dünyada da âhirette de doya doya yaşarsınız..

Gazeticiler ve Yazarlar Vakfı çevresinin çıkardığı “da” dergisindeki yazının sayın yazarını ve dergiyi çıkaranları, biraz daha iyi tanımış olduk...


:: Diyalog = Postmodern Misyonerlik :: Interfaith Dialogue = Postmodern Missionary ::



نعىمة;643402' Alıntı:
“Son zamanlarda birtakım kimseler çıkacak. Onlar, dünyayı dine karıştırırlar. Onlar, insanlara mülayim görünmek için koyun postunda çıkarlar. Konuşmalarını dinlersen baldan tatlıdır. Ama kalpleri kurtların kalpleri gibidir. Daima kötülük niyetindedirler. Allah-u Teala şöyle buyurur: Bunlar beni mi kandırıyorlar; yoksa Bana cesaretle karşı mı çıkıyorlar?. Zatıma yemin olsun ki; onlara öyle bir fitne salacağım ki; aralarında halim-selim olanlar dahi şaşıp kalacaklardır.”






Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.

İncil yaprakları arasına konan dolarlarla ve altın kolyelerle kandırarak Müslümanları Hıristiyanlaştırma çalışmalarına nasıl kayıtsız kalalım.

Ayrıca böyle bir ülkede, bir politikacı, oy alabilmek için, herhangi bir şehire yapılması düşünülen caminin minaresinin yüksekliğinin, kilisenin çan kulesinden daha yüksek olamayacağını söylüyor ve gerçekten de oy beklentisine girebiliyorsa, bu işte bir eksiklik veya aksaklık var demektir,

Allah razı olsun kardeşim,
Emeğinize sağlık,
Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif

 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.

İncil yaprakları arasına konan dolarlarla ve altın kolyelerle kandırarak Müslümanları Hıristiyanlaştırma çalışmalarına nasıl kayıtsız kalalım.

Ayrıca böyle bir ülkede, bir politikacı, oy alabilmek için, herhangi bir şehire yapılması düşünülen caminin minaresinin yüksekliğinin, kilisenin çan kulesinden daha yüksek olamayacağını söylüyor ve gerçekten de oy beklentisine girebiliyorsa, bu işte bir eksiklik veya aksaklık var demektir,

Allah razı olsun kardeşim,
Emeğinize sağlık,
Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif


Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berektuhu
sizden de Allah razı olsun,
evet günlerimizde Allahın emrine rağmen ehli kitabı dost edinenler, abant toplantılarında papazlara aşıkını itiraf edenler

"Beni kendi canınızdan varınızdan çok sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız" diyen Peygamberimizi (sav) kelimeyi şehadetten çıkardılar, kalblerinde hastalık olanlar da bunda bi sakıca göremedi...

İmana küfür küfüre iman kattılar...

Bir kimse hristiyanların de kurtuluşa erebileceklerine inanırsa artık o da hristiyanlığa inanmıştır "gizli kiliseye dönmüştür - kendisi bilmiyor olsa da ,çünkü iman inanmak demektir,

İslam inancından da otomatikman çıkmıştır , ok yaydan fırlar milsali, çünkü İslam inancında "Allah katında TEK din İslamdır" ve Hz. Muhammede (sav) inanmadan da olur diyenleri tasdik edenler de KAFİRDİR

onlara Kuranda horlayıcı bir azab müjde verilmiştir....
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Ahirette kurtuluş için Hz. Muhammed'e (sav) inanmaya hacet yoktur; Kelime-i Tevhid'in ikinci rüknü olan "Muhammedu'r Rasûlullah" kısmını ikrar bir kemal mertebesidir, cennetlik olma için bunu ikrar ve buna iman etmek lüzumlu değildir demenin hükmü nedir?

Böyle bir inancı taşımak ve yaymak, İslâm akaidine göre, Müslüman'ı dinden çıkartır, mürted yapar, küfre düşürür.

(A.Z. Gümüşhanevî,
Camîül Mütûn, c.1, Elfaz-ı Küfür, b. 2; Muhammed b. İsmail er-Reşîd, Tehzib'ü Risalet'il Bedri'r-Reşîd fi Elfâz'il Mükeffirat, vr 12, Yahya bin Ebi Bekr, Esir'ul-Melahide, vr 11 b )


Hristiyanlık gibi İslâm'dan gayri bir din edinen kimseyi küfre düşmüş saymayan kişi veya onların küfürde oldukları hususunda şek:-şüphe içinde olan kişi yahut da onların manevi gidişatının doğru olduğu kanaatini taşıyan kişi İslâm'dan çıkmış olur, küfre düşer. (Muhammed b. ismail er-Reşid ,Tehzib'ü Risalet'il Bedri'r-Reşîd fi Elfâz'il Mükeffirat, vr 12, Yahya bin Ebi Bekr, Esir'ul -Melahide vr 11b]



http://forum.islamiyet.gen.tr/fikih...sunnet-akaidine-gore-dinlerarasi-diyalog.html
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt