Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

arkadaslar ben yararli bisey buldum sizlerden paylasim dedim (1 Kullanıcı)

hüseyin-c

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Kas 2007
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
almanya ,gaziantep
Web Sitesi
www.candemir.tr.gg
--------------------------------------------------------------------------------

Sabah akşam 100 kere okununca bütün günahların affedileceği tesbih:
(Sübhânallahi ve bi-hamdihi, sübhânallahil azîm)
Manası:
Kemâl sıfatlarla muttasıf ve noksan sıfatlardan beri olan Allah ı hamd ile tesbih ederim.

Namazda tesbihleri çektikten sonra duaya eller kaldırırken okunursa günahların affedileceği dua:
(Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr)
Manası:
Allah'tan başka ilah yoktur. İbadete layık yalnız Allah'tır, O birdir, ortağı yoktur, kâinat Onun mülküdür, hamd Ona mahsustur, O her şeye kadirdir.

Sıkıntılardan kurtulmak için okunan kelime-i temcid:
(Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhilaliyyilazîm)
Manası:
Allah'tan başka güç kuvvet sahibi yoktur. Her şeye kuvvet ve güç veren ancak zati ve sübuti sıfatların sahibi yüce Allah'tır.

Korku ve belalardan kurtulmak için sabah akşam üç kere okunan dua:
(Bismillâhillezi lâ yedurru measmihi şey ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semi ul alim)
Manası:
Allah'ın yüce ismine sığınana yerde ve gökte hiç bir şey zarar veremez, O, her şeyi işitir ve bilir.

Nazardan ve her türlü zarardan korunmak için okunan dua:
(Euzü bikelimâtillahittammâti min şerri mâ haleka)
Manası:
Bütün yaratıkların şerrinden Allah'ın kusursuz kelamlarına [âyetlerine yani Kur'ana] sığınırım. [Zira âyetlerinde gizli açık her ilim, her ihsan, her tedbir vardır.]

Nazar değene okunacak dua:
(Euzü bi-kelimatillahittammati min şerri külli şeytanin ve hammatin ve min şerri külli aynin lammetin) [Bu dua her sabah ve akşam üç defa okunup kendi üzerine veya hastanın üzerine üflenirse, göz değmesinden ve şeytanların ve hayvanların zararından korur.]
Manası:
Şeytanların, haşaratın ve kem gözlerin şerrinden Allah'ın kusursuz kelamlarına [âyetlerine yani Kur'ana] sığınırım. [Zira âyetlerinde gizli açık her ilim, her ihsan, her tedbir vardır.]

Günahları affettiren en kıymetli tesbih:
(Sübhânallahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber)
Manası:
Allah'ı hamd ve tesbih ederim. Allah'tan başka ilah yoktur ve O en büyüktür.

Sabah akşam okunması gereken istiğfar:
(Allahümme ente rabbi lailahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve vadike mestetatü euzü bike min şerri ma sanatü ebuü leke bi-nimetike aleyye ve ebuü bi zenbi fağfirli zünubi feinnehü la yağfirüzzünübe illa ente. La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zâlimin) [Bunu sabah okuyan, akşama kadar, akşam okuyan, sabaha kadar ölürse, şehid olur.]
Manası:
Allah'ım, sen benim rabbimsin, senden başka mabud yoktur, ancak sen varsın, beni yoktan yaratan sensin, ve ben senin kulunum, gücüm nispetinde sana verdiğim ahdimde ve sözümde duruyorum, işlemiş olduğum kötü şeylerin şerrinden sana sığınırım, bana olan nimetlerini ve günahlarımı da sana itiraf ederim, benim günahlarımı affet çünkü senden başka bağışlayıcı yoktur. Senden başka hiç bir ilâh yoktur, seni bütün noksanlıklardan, tenzîh ederim. Gerçekten ben, nefsime haksızlık edenlerdenim.

Dinde sebat edip son nefeste iman ile ölmek için:
(Allahümme, ya mukallibel kulüb, sebbit kalbi, alâ dinik)
Manası:
Ey büyük Allah'ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sâbit kıl, dininden döndürme, Müslümanlıktan ayırma!

Tecdid-i iman ve nikah duası:
(Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne ven-nikaha tecdîden bikavli la ilahe illallah Muhammedün Resulullah)
Manası:
Ya Rabbi, la ilahe illallah Muhammedün Resulullah diyerek imanımı ve nikahımı tazeliyorum.

Peygamberimizin çok okuduğu dua:
(Allahümme inni eselükes-sıhhate vel-afiyete vel-emanete ve hüsnel-hulkı verrıdae bilkaderi birahmetike ya Erhamerrahimin)
Manası:
Ya Rabbi, senden, sıhhat ve afiyet ve emanete hıyanet etmemek ve güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana ver!

Öfkelenince okunacak dua:
(Allahümmağfir li-zenbi ve ezhib gayza kalbi ve ecirni mineşşeytan)
Manası:
Ya Rabbi! Günahımı af eyle. Beni kalbimdeki öfkeden ve şeytanın vesvesesinden kurtar.

Sabah ve akşam okunan iman duası:
(Allahümme inni euzü bike min en üşrike bike şey-en ve ene alemü ve estağfirü-ke li-ma la-alemü inneke ente allamül-guyub)
Manası:
Allah'ım bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeyerek koştumsa beni affet, sen her şeyi bilirsin.

Yemek duası:
(El-hamdü-lillahillezi eşbeana ve ervana min-gayrı-havlin minna ve la kuvveh. Allahümme at'imhüm kema at'amuna. Allahümmerzukna kalben takıyyen, mineşşirki beriyyen la kâfiren ve şakıyyen velhamdülillahi rabbilalemin)
Manası:
Bizim gücümüz kuvvetimiz olmadan, bizi nimetleri ile doyuran ve susuzluğumuzu gideren Allahü teâlâya hamd olsun. Ya Rabbi, bize bu yemeğin hazırlanmasında emeği geçen ve bize bu nimetleri ikram edenlere sen de ikram et. Ya rabbi, bizim kalbimizi şirk ve kötülüklerden koru. Bizlere, dinimizin emirlerine uyan bir kalb nasip eyle.

Şükür duası:
(Allahümme mâ esbaha bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür)
Manası:
Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına verdiğin maddi ve manevi nimetlerin sabaha (akşama) kadar bizim yanımızda kalması yalnız Sendendir. Senin ortağın yoktur. Sana hamd ve şükrediyoruz.
[Akşam okurken (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsa) demelidir.]

Salevat: [En kısası]
Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed:
Manası:
Allah'ım Muhammed aleyhisselama ve Onun âline salat-ü selam olsun.
 

keltepe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,305
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BuR$A
Allah Razi Olsun Kardeşim....

Allaha Emanet Olun Dua Ile...
 

havza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Eki 2007
Mesajlar
61
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
slm

slm

cümleten selam aleyküm bi sorum olacak bi sorum var ama cevabı kimde bilmiyorum sizin belki bilginiz vardır diye soruyorum çocuğa isim koyarken kişideki özellikler neler olmalı yani dini yönden acele cevap yazarsanız çok memnun olurum allaha emanet olun
 

cennet yolcusu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
1,177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
s.a rabbim razı olsun paylaşımınız için rabbime emanet olun
 

selenny

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
358
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Saolasin Arkadaşim Harika Bir Paylaşim A.e.o
 

ekremeee

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
3,902
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
cümleten selam aleyküm bi sorum olacak bi sorum var ama cevabı kimde bilmiyorum sizin belki bilginiz vardır diye soruyorum çocuğa isim koyarken kişideki özellikler neler olmalı yani dini yönden acele cevap yazarsanız çok memnun olurum allaha emanet olun
Doğumunun haftasında veya daha önceki bir zamanda çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kâmet okumak suretiyle (1) konulacak isimde kendi bildiğimizle hareket etmeyip, dinimizin vazettiği ölçülere dikkat etmemiz lâzımdır. Muallimü'l-ukûl olan Peygamberimiz, "Siz, kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın adları ile (huzurı ilâhîye) çağrılacaksınız. Bu sebeple isimlerinizi güzelleştiriniz"(2)
buyurmaktadır. Konulması düşünülen bir isim, güzel olabileceği gibi aksi de olabilir. Hataya düşmemizi önlemek için onları ayrı ayrı açıkla-mak istiyoruz.
I- Konulması teşvik edilen isimler:

a) Cenâb-ı Hakk'ın güzel isimlerinin evveline bir "abd" kelimesi getirerek çıkan terkib-i izafîyi çocuğa İsim olarak koymalıdır. Abdullah, Abdürrahman, Abdürrahim, Abdüssamed, Abdürrezzak, Abdüşşekûr gibi "Allah'a göre isimlerin en sevimlisi Abdullah ve Abdürrahmân (adları)dır"(3).
b) Peygamberimizin veya diğer enbiyadan birinin adını koymalıdır. Bu yolda hareket etmekle, o yüce şahsiyetlerin siretinin çocukta görül-mesini arzu ve onun şahsında o peygamberin adının anılması ile manevî bir tecellinin hâsıl olmasını tefe'ül vardır. Bu sebeple Resûl-i Ekrem (s.a.v.) "Enbiyanın isimlerini (çocuklarınıza) koyunuz" (4) buyurmuştur. Kavliyle hâli arasında en küçük bir fark bulunmayan Re-sulullah (s.a.v,), kendisinin oğlu dünyaya geldiğinde, "Bu gece benim bir oğlum dünyaya geldi. Ona (büyük) babam İbrahim (a.s.)'ın adını koydum" (5) diyerek sevincini ve ona verdiği ismi ashabına duyurmuştur.
c) Hayra yormaya müsaid bir isim koymalıdır. Hasan, Hüseyin, Said, Selim, Âbid, Nâci ve Sehil gibi.
II- Konulması caiz olmayan isimler:

1- Allah'tan başkasına kulluk mânâsı taşıyan isimler: Abdüllât, Abdülmenât, Abdüluzza, (6) Abdüşşems, Abdülkâbe, Abdünnebî ve Abdülvatan gibi.
2- Cenâb-ı Hakk'a mahsus isimleri, evveline "abd" kelimesi ekle-meden çocuğa ad olarak koymak: Hâlık, Rezzak, es-Samed gibi. Bu isimlerin konulması ittifakla haramdır.
3- Şeytana veya gayri müslimlere mahsus bir ismi koymak: Han-nas, Ecda, Ebu Leheb ve Dallas gibi. Hz. Ömer (r.a.), Mesruk bin Ec-da ile karşılaştığında "Sen kimsin?" diye sormuş. Ö da "Mesruk bin Ecda'yım" cevabını vermiş. Hak ile bâtılı tefrik mevkiinde büyük bir ti-tizlik gösteren Hz. Ömer, "Ben, Resulullah'tan Ecda (adın)ın şeytan ismi olduğunu işittim" demiştir (7).
4- "Berre" ismi gibi nefsini temize çıkarmaya ve kendini üstün görmeye müsait bir isim koymak: Vicdanların mürebbisi bulunan Peygamberimiz (s.a.v.), "Kendinizi temize çıkarmaya çalışmayınız. Allah, hanginizin iyiliğin ehli olduğunu daha iyi bilir" (8) buyurmuştur.
III- Değiştirilmesi gereken isimlerden örnekler:
Resulullah (s.a.v.), beğenmediği isimleri değiştirmiştir. Onlardan birkaçını, sebepleriyle birlikte açıklamak isteriz: Âsî ve Âsiye isimlerini, Allah Teâlâ'ya itaatsizlik mânâsı taşıdığı için; Aziz ismini, izzet ve ulu-luk Allah'a mahsus olduğu için; Hubab ismini, yılan cinsinden birinin adı olduğu için; Şihab ismini, ateşten bir yalının adı olduğundan dolayı; Afira ismini, çorak ve verimsiz araziye denildiği için tebdil etmiş veya bu istikamette tenbihte bulunmuştur (9).

Bu değiştirmelerle ilgili olarak müşahhas birkaç misal vermek istiyoruz:
a) Zevcât-ı tâhirattan Zeyneb binti Cahş (r.anhâ) ile Cüveyriye (r.anhâ)'nın ilk isimleri Berre idi. Resûl-i Ekrem onları Zeyneb olarak değiştirmiştir (10). Ümmü Seleme (r.anhâ)'nın ilk kocasından olup ve Resûlullah (s.a,v.)'ın üvey kızı olan kadının adı da Berre idi. Fahr-i Kâinat (s.a.v.), "Kendini beğenmişlik yapmaması ve şahsını temize çıkarmaması için" onun adını da Zeyneb olarak değiştirmiştir (11).

b) Hz. Ömer'in Âsiye ismindeki kızının adını Cemile olarak değiştimiştir (12).
Ömer (ra.), her türlü şerden imtinâ etmesi için, kızına bu adı koymuştur. Bu görüş, o büyük şahsiyete olan engin hüsnü zannımızın neticesidir. Diğer bir izah ve tevil yolu da şudur: Âsiye kelimesi, "isyan" masdarından müştak olabileceği gibi, "Îs"dan da müştak olması ihtimal dahilindedir. Îs, sık ağaçlık yere denilmektedir. Hz. İshak'ın bir oğlunun adı da Îs" idi. Âsiye, "el-Âs" kelimesinin müennesidir, âsi lafzının te'nisi değildir (13). Burada bir soru hatıra gelmektedir: O halde Resulullah (s.a.v.) bu ismi ne için değiştirmiştir? Arz edelim: İsyan mânâsı ile kelime yakınlığı ve harf benzerlikleri olması sebebiyle, yanlış değerlendirmeleri önlemek için Cemile olarak tebdil buyurmuşlardır.

c) Said bin Müseyyeb'in dedesi, Resulullah (s.a.v.)'ın huzuruna varmış. Kendisine adının ne olduğunu sorduğunda "Hazn" cevabını vermiş. Resûli ekrem, "Sen Sehil (diye yâd edilmelisin" buyurmuş. O: "Babamın koyduğu bir adı değiştiremiyeceğim" demiş ve ismi o şekilde kalmış. Bu sahabinin torunu Said bin Müseyyeb, "Büyük babam vefat edesiye kadar evimize zorluk, meşakkat ve hüzün eksik olma-mıştır" diyerek insanların isimlerinin taşıdığı mânâ ile alâkalı tecellilere sahne olduğunu bir kez daha teyid etmiştir (14)
d) Resul-i Ekrem (s.a.v.), huzuruna gelen heyetin içindeki bir şah-sa adını sormuş. O da isminin "Asram" olduğunu haber vermiş. Bunun üzerine Allah'ın Resulü, "Hayır! Sen Zür'a (ismiyle anılmalı)sın" (15)
buyurmuş. Zira Asram ismi, kesilme mânâsına gelmektedir. Bu isimle anılacak şahsın hayırdan ve bereketten kesilmiş olabileceğini düşün-dürmektedir.

e) Yüce Peygamberimiz, "Ebu'l-Hakem" diye künye almış bulunan Hânî'ye, en büyük oğlu Şüreyh'e nisbetle "Ebû Şüreyh" künyesini vermiştir (16).
f) Ensar'dan Ebû Üseyd'in, oğluna verdiği ismi beğenmeyen Resu-lullah (s.a.v.), çocuğun ismini Münzir olarak tebdil etmiştir (17).
g) "Şi'bü'd-Dalâlet" adı ile anılan bir dağ yolunun adını, Allah'ın Re-sulü "Şi'bü'l-Hüdâ" olarak tebdil etmiştir (18).
Bazı kimseler, ırkçılık taassubu ile, tarihte şan yapmış ve fakat müslüman olmayan bazı kahramanların adlarını çocuklarına isim olarak vermektedirler. Bir takım esnaf da dükkanlarının bulunduğu muhit insanlarının dikkatini çekmek ve müşteri celbetmek gibi yanlış bir noktadan hareket ederek ticaret hanesine Venedik, Roma, Paris, Teksas, Holivud vs. gibi isimler takmaktadırlar. İslâm diyarında müslümanlara yaraşmıyacak bu gibi davranışlardan uzak durmak vazifemiz olmaktadır.

(1) Resul-i Ekrem, torunu Hz. Hasan doğduğunda ona bu şekilde isim koymuştur. (Tuh-fetü'l-Ahvezî, c. 5, sh, 107).
(2) et-Terğib ve't-Terhib, c. 3, sh. 69.
(3) İbni Mace, c. 2, sh. 1229.
(4) et-Tâc, c. 5, sh. 247.
(5) Terbiyetü'l-Evlâd, c. 1, sh. 77.
(6) Lât, Menat, Uzza cahiliyet devri müşriklerinin taptığı üç putun adıdır.
(7)6l-Tâc,c.5,sh.251.
(8) et-Tâc, c. 5, sh. 250.
(9) et-Terğîb ve't-Terhib, c. 3, sh. 71.
(10) et-Tâc, c. 5, sh. 251 (8 rakamlı haşiye)
(11) et-Terğîb ve't-Terhib, c. 3, sh. 71. (12)et-Tâc,c. 5, sh. 250.
(13) Müslim, c. 6, sh. 173'ün kenar kayıtlarından.
(14) Buhârî, c. 7, sh. 117. (15)et-Tâc, c. 5, sh. 251.
16)et-Tâc,c. 5, sh. 251.
(17) Tecrid-i Sarih tercemesi, c. 12, sh. 177.
(18) et-Terğîb ve't-Terhib, c. 3, sh. 71.


paylaşım için allah razı olsun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt