Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Araç-gereçler üzerinde düşünme (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
ARAÇ-GEREÇLER ÜZERİNDE DÜŞÜNME

"Araç-gereçler hakkında düşünme", üslûplar üzerinde akıl yürütmekle aynı olup onunla iç içedir. Araç-gereçler hakkında düşünme, eylemlere girişmek üzere kullanılan maddi araçları ifade eder. Üslûpları çözmek, üslûplar hakkında fikir yürütmekten ibaret olsa da, çözüme götüren araçlar kullanılmadığı takdirde bu üslûpların hiç bir değeri yoktur. Gerçi araç-gereçler düşünme yoluyla algılanırlar, ancak herhangi bir aracı tanımak için en önemli unsur tecrübedir. Bu nedenle kullanacağı üslûbu düşünen kişi, kullanacağı araç-gereçleri de düşünmek zorundadır. Aksi takdirde araçlarla takviye edilmeyen üslûplardan bir sonuç elde edilemez. Çünkü araçlar, üslûpları elde etmenin temel parçalarıdır. Örneğin; düşmana karşı savaş taktiğinin, planının yapılması, bir üslûbun çizilmesidir. Her ne kadar yapılan işlem bir plan çizmek olsa da bir üslûptur. Söz konusu plan yüzde yüz doğru çizilse dahi, düşmanın elindeki silahtan daha güçlü bir silah kullanılmıyorsa, bu kesinlikle başarısız bir plandır. Düşman askerlerinden daha güçlü veya onların iki katı sayıyla savaşa girilse bile, bu plan başarısızlığa uğramaktan kurtulamaz. İşte burada ortaya konulan plan, bir üslûptur. Asker ve silah ise bu planın uygulanması için birer araçtır. Bu nedenle üslûpları düşünürken araçlar göz ardı edilirse veya eldeki araçlar işlenen üslûbu uygulayacak tarzda olmazsa, kişinin üslûp hakkında kafa yormasının bir değeri yoktur. Çünkü araçlar, ancak üslûpla birlikte göz önünde bulundurulduklarında ve izlenen üslûbu uygulamaya müsait olduklarında sonuç verebilirler. Bu açıdan üslûplar hakkında düşünmeden araçlar hakkında düşünmeksizin doğru olmadığı gibi, aynı şekilde araçlara ilişkin düşünme eyleminin izlenen üslûbun ışığında yürümemesi de doğru değildir.

Şunu da belirtmek gerekir ki, üslûplar zaman zaman düşünen kişinin gözünden kaçabilir. Fakat düşünen kişi araçları kolay kolay algılamaz. Çünkü üslûplar hakkında sadece düşünmek, bir karar vermek için yeterlidir. Fakat araçlar hakkında sadece düşünmek yetmez. Araçlar hakkında düşünmenin yanı sıra, bu araçları denemeye tabi tutmak da gerekir. Çünkü aracın sağlıklı olup olmadığı ve kullanılan üslûp türüne uygun olup olmadığı ancak denemeyle anlaşılabilir. Buna örnek olarak sanayileşmemiş ülkeler verilebilir. Sanayileşmemiş ülkeler, silah ihtiyaçlarını sanayileşmiş ülkelerden karşılarlar. Onların satın almış oldukları bu silahların eğitimini yine sanayileşmiş ülkelerin askeri uzmanları üstlenir. Bunlar, sanayileşmemiş ülkelerin orduları tarafından denenmiş, tescil edilmiş silahlar değildir. Dolayısıyla söz konusu ülkeler ne kadar plan-proje yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları plan tarzına uygun araç ve gereçleri tayin etmiş olmazlar. Gerçi bu ülkelerin silahlı kuvvetleri askeri eğitimlerini sanayileşmiş ülkelerden sağlarlar, ancak askeri eğitim, planlama ve benzeri askeri konular, birer üslûptur. Bu üslûpları ortaya koymak için düşünmek yeterlidir. Araçlarda ise sadece düşünmek yetmez. Düşünmenin yanı sıra bir de bu araçları denemeye tabi tutmak gerekir.

Bir doktrini halka veya ümmete yaymak amacıyla bir oluşum veya parti kurmak ve bu doktrini iktidarı ele geçirme amacıyla uygulama hedefini ele alalım. Söz konusu oluşum veya partiye sadece bilim adamları ya da toplumda belli bir ağırlığı olan kişiler üye olsalar ve kendilerini bu yola adasalar, hedeflerini gerçekleştirmeleri mümkün değildir. Çünkü bilim adamları partinin doktrinini yaymada başarılı olsalar bile, iktidarı yüklenmede başarılı olamazlar. Aynı şekilde toplumda belli bir ağırlığı olan kimseler iktidarı yüklenmede başarılı olsalar bile partinin doktrinini yaymada başarısız olurlar. Bu iki gruptan her hangi birinin veya her iki grubun partide çoğunluğa sahip olması, partinin ömrünü kısaltacak, hedefine ulaşmada engel teşkil edecek ve yok olana kadar partinin erimesine neden olacaktır. Çünkü bu araçlar -yani bilim adamları ve toplumda belli bir ağırlığı olan kişiler- teori yoluyla uygulamaya konmuş düşüncelerdir. Halbuki teorinin yanında bir de pratik, yani tecrübe gerekiyordu. Parti kurmaya ilişkin tarihsel gerçekler de, araçları kullanırken, teorinin yanında pratiğin de düşünülmüş olduğunu göstermektedir. Bu konuda tarihsel gerçekleri göz önünde bulundurarak gerçeklere uygun araçlar kullanmak ve araçlara uygun üslûplar ortaya çıkarmak verimli bir eylem olacaktır. Tarihsel gerçekler belli bir düşünce üzerinde kurulan bir oluşumun, düşüncelerini yayıp onları uygulamaya geçirmek üzere iktidar olabilmesi için fertlerden çok halka veya ümmete yönelmenin zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu oluşum, ortaya attığı düşünceyi benimseyen herkesi kabul etmeli, eğitim seviyesi ve konumuna bakmadan halktan veya ümmetten bir fert olarak ona kucak açmalıdır. İşte oluşum veya partinin başarılı olması ve hedefini gerçekleştirmesi ancak bu şekilde garanti altına alınabilir.

O halde araçlar, üslûp düşüncesinden soyutlanmış olarak ele alınıp denemeye tabi tutulmadığında kişiyi yanılgıya götürebilir. Bu nedenle üslûpları düşünmenin yanında araçlar hakkında da fikir yürütmek gerekir. Bunun yanında araçlardan başarılı bir sonuç almak ve belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için bu araçların denemeye tabi tutulması şarttır. Başka bir ifadeyle, araçları kullanan üslûpların verimli olması için bu işlem kaçınılmazdır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt