Annee ben oyun oynamak istiyorum ... :H
Anne, oyun oynamak istiyorum. Sıkıldım taş binalardan, merdiven boşluklarında gelen geçen insanları saymaktan. Anne, ben arkadaşlarım olsun istiyorum. Çimenlerde top oynamak, ağaçlara salıncak kurmak, gülmek-neşelenmek, acıyı ve sevinci öğrenerek, paylaşarak büyümek istiyorum...
Eskiden evcilik oynarmış çocuklar. Bezden bebekler yapıp, çay tabaklarını oyuncak diye kullanırlarmış. Çamurlardan heykeller yapıp, üstlerini başlarını kirletip bazen yırtarlarmış. Benim üzerim hiç kirlenmiyor anne. Elbiselerim eskimiyor bile. Masa başında bilgisayara bakarak geçiyor zamanım. Oyunla-rım hep tek kişilik.
Canım sıkılıyor anne. Bana evcilik oynayıp, anneannemin sana yaptığı bebeklere, ördüğü elbiseleri anlat. Üstünü kirletip, top oynarken eskittiğin ayakkabılarını anlat. Benim ayakkabılarım neden eskimiyor anne?
Hamburger ve pizza ile besleniyor şimdi çocuklar. Yanlarında gazlı içecekler. Bana tarhana çorbası yap anne, pilavımın yanında ayran içmek istiyorum. Anneannemin yaptığı elmalı kurabiyelerden sende yap. Vanilya koksun bizimde evimiz. Misafirlerimiz geldiğinde onlara sen kendi ellerinle kek ve börek yap. Hazır pastane kurabiyeleriyle süslemeyelim porselen tabaklarımızı...
Bana da öğret anne. Benimde kızım olursa, bende ona anneannemden kalan pasta tarifleriyle güzel şeyler yapmak istiyorum. Ve ona bezden bebekler yapıp, evcilik oynamasını öğretmek...
Bebek değilim belki anne ama sen yinede her zaman yanımda ol. Şimdi çocuklar yalnız büyüyor. Tek dostları evlerindeki koca koca beton duvarlar. Yalnız ve erken büyümek zorunda kalan çocuklar, hep içlerine kapanık oluyor...
Ben gülmek istiyorum anne, paylaşmak duygularımı.
Ben seni istiyorum anne, pahalı bebekler değil.
Diğer annelere de söyleyelim onlarda çocuklarını yalnız bırakmasınlar. Arkadaşlarım çok üzülüyor anne. Biz her şeye sahip küçük insanlarız sizlerin gözünde. Ama bir türlü olmasını bilmeyen diye birbirinize şikayet ettiğiniz. Biz mutlu olmanın ne demek olduğunu biliyoruz anne, siz bizim nasıl mutlu olduğumuzu bilmiyorsunuz. Çünkü bizimle konuşmuyorsunuz, sormuyorsunuz bizlere...
Televizyon alıyor sizleri bizim elimizden. Alış veriş merkezleri, çay ve kahvehaneler ve biliyor musun anne, en güzel sinemalar evde kucağında yatarken izleniyor.
Bütün bunları sana sitem olsun diye yazmıyorum anne. Bütün annelere söylemek istiyorum; ellerimizden sıkıca tutup bizi çe-kiştirip durmayın. Sizin zevk aldığınız ortamlarda bizler ağlayınca hayıflanıp, ağzımıza bir tane tokat vurmayın. Kolaya kaçıp, hazır gıdalarla bizi besleyip, sağlıksız bir nesil yapmayın.
Anne, annelere söyle bizim çocuk olduğumuzu unutmasınlar.
Ağlamak, oyun oynamak, yerli yersiz şımarıklıklarımız, bazen arsızlıklarımız, sizi üzmelerimiz, hepsi çocuk aklımızın ermediğindendir.
Ben bir çocuğum ve bir çocuk aklıyla biliyorum ki; hiçbir çocuk annesini ve babasını üzmek istemez. Onlarsız bir hayat düşünemez.
Bizi suçlamayın anne. Biz suçun ne olduğunu bilmiyoruz. Bize öğretin. Biz öğrenelim ki, nasıl davranılması gerekiyor hayata ve insanlara karşı, işte o zaman bizde kendi çocuklarımıza öğretebilelim...
Bu dünya bizim, bu ülke bu il bizim.
Bu mahalle, bu sokak, bu cadde, bu apartman,
en önemlisi bu ev bizim anne...
Ben çocuğum anne, bana bağırma ve kızma. Oyun oynamak ve üstümü başımı kirletmek istiyorum. Sularla oynamak, yağmurlarda bile bile okul dönüşlerinde, sallana sallana gelmek istiyorum. Kardan adam yapıp, biraz üşüyüp, ağzım burnum kıpkırmızı olana kadar, soğuktan ellerim buz tu-tana kadar dışarıda kalmak istiyorum.
Anne, farkında mısın beni korumak isterken, anılarımı elimden alıyorsun. Benim büyünce arkadaşlarıma anlatacak; apartmanımız, merdivenlerimiz, balkonlarımız ve yatak odamdan gördüğüm gök yüzünden başka anlatacak bir anım olmayacak... çocuksu halim ben hiç oyun oynayamadım yada oynamayı beceremedim ...
Anne, oyun oynamak istiyorum. Sıkıldım taş binalardan, merdiven boşluklarında gelen geçen insanları saymaktan. Anne, ben arkadaşlarım olsun istiyorum. Çimenlerde top oynamak, ağaçlara salıncak kurmak, gülmek-neşelenmek, acıyı ve sevinci öğrenerek, paylaşarak büyümek istiyorum...
Eskiden evcilik oynarmış çocuklar. Bezden bebekler yapıp, çay tabaklarını oyuncak diye kullanırlarmış. Çamurlardan heykeller yapıp, üstlerini başlarını kirletip bazen yırtarlarmış. Benim üzerim hiç kirlenmiyor anne. Elbiselerim eskimiyor bile. Masa başında bilgisayara bakarak geçiyor zamanım. Oyunla-rım hep tek kişilik.
Canım sıkılıyor anne. Bana evcilik oynayıp, anneannemin sana yaptığı bebeklere, ördüğü elbiseleri anlat. Üstünü kirletip, top oynarken eskittiğin ayakkabılarını anlat. Benim ayakkabılarım neden eskimiyor anne?
Hamburger ve pizza ile besleniyor şimdi çocuklar. Yanlarında gazlı içecekler. Bana tarhana çorbası yap anne, pilavımın yanında ayran içmek istiyorum. Anneannemin yaptığı elmalı kurabiyelerden sende yap. Vanilya koksun bizimde evimiz. Misafirlerimiz geldiğinde onlara sen kendi ellerinle kek ve börek yap. Hazır pastane kurabiyeleriyle süslemeyelim porselen tabaklarımızı...
Bana da öğret anne. Benimde kızım olursa, bende ona anneannemden kalan pasta tarifleriyle güzel şeyler yapmak istiyorum. Ve ona bezden bebekler yapıp, evcilik oynamasını öğretmek...
Bebek değilim belki anne ama sen yinede her zaman yanımda ol. Şimdi çocuklar yalnız büyüyor. Tek dostları evlerindeki koca koca beton duvarlar. Yalnız ve erken büyümek zorunda kalan çocuklar, hep içlerine kapanık oluyor...
Ben gülmek istiyorum anne, paylaşmak duygularımı.
Ben seni istiyorum anne, pahalı bebekler değil.
Diğer annelere de söyleyelim onlarda çocuklarını yalnız bırakmasınlar. Arkadaşlarım çok üzülüyor anne. Biz her şeye sahip küçük insanlarız sizlerin gözünde. Ama bir türlü olmasını bilmeyen diye birbirinize şikayet ettiğiniz. Biz mutlu olmanın ne demek olduğunu biliyoruz anne, siz bizim nasıl mutlu olduğumuzu bilmiyorsunuz. Çünkü bizimle konuşmuyorsunuz, sormuyorsunuz bizlere...
Televizyon alıyor sizleri bizim elimizden. Alış veriş merkezleri, çay ve kahvehaneler ve biliyor musun anne, en güzel sinemalar evde kucağında yatarken izleniyor.
Bütün bunları sana sitem olsun diye yazmıyorum anne. Bütün annelere söylemek istiyorum; ellerimizden sıkıca tutup bizi çe-kiştirip durmayın. Sizin zevk aldığınız ortamlarda bizler ağlayınca hayıflanıp, ağzımıza bir tane tokat vurmayın. Kolaya kaçıp, hazır gıdalarla bizi besleyip, sağlıksız bir nesil yapmayın.
Anne, annelere söyle bizim çocuk olduğumuzu unutmasınlar.
Ağlamak, oyun oynamak, yerli yersiz şımarıklıklarımız, bazen arsızlıklarımız, sizi üzmelerimiz, hepsi çocuk aklımızın ermediğindendir.
Ben bir çocuğum ve bir çocuk aklıyla biliyorum ki; hiçbir çocuk annesini ve babasını üzmek istemez. Onlarsız bir hayat düşünemez.
Bizi suçlamayın anne. Biz suçun ne olduğunu bilmiyoruz. Bize öğretin. Biz öğrenelim ki, nasıl davranılması gerekiyor hayata ve insanlara karşı, işte o zaman bizde kendi çocuklarımıza öğretebilelim...
Bu dünya bizim, bu ülke bu il bizim.
Bu mahalle, bu sokak, bu cadde, bu apartman,
en önemlisi bu ev bizim anne...
Ben çocuğum anne, bana bağırma ve kızma. Oyun oynamak ve üstümü başımı kirletmek istiyorum. Sularla oynamak, yağmurlarda bile bile okul dönüşlerinde, sallana sallana gelmek istiyorum. Kardan adam yapıp, biraz üşüyüp, ağzım burnum kıpkırmızı olana kadar, soğuktan ellerim buz tu-tana kadar dışarıda kalmak istiyorum.
Anne, farkında mısın beni korumak isterken, anılarımı elimden alıyorsun. Benim büyünce arkadaşlarıma anlatacak; apartmanımız, merdivenlerimiz, balkonlarımız ve yatak odamdan gördüğüm gök yüzünden başka anlatacak bir anım olmayacak... çocuksu halim ben hiç oyun oynayamadım yada oynamayı beceremedim ...