Anne-Babalık Mesleği Nerede Öğrenilir?
İyi anne-babalık içgüdüsel bir beceri değil. Öğrenilen bir beceri…Genetik anlamda nasıl bir çocuğumuz olacağını belirleyemeyiz belki; ama nasıl bir anne-baba olabileceğimizi belirleyebiliriz! Eğer anne-babalık mesleğini icra ederken bu mesleğin püf noktalarını ve inceliklerini öğrenirsek zor bir çocuğu ve zor davranışları akıllıca yönetebilmek de mümkün hale gelir.
Anne babalık mesleği nerede öğrenilir?
X üniversitesinin Y bölümünde mi? Mesela Tıp Fakültesi’ni bitirip uzmanlığını cerrahide yapmamış birini eline bıçak verilir mi? İnsan hayatı cerrah olmayanın eline bıçak verilmeyecek kadar kutsal değil mi? Çünkü o bıçak ki, bir hayatı kurtarabilir de alabilirde…
Peki bir çocuğun hayatı kutsal değil mi? “Çocuğumuzun” ifadesini değil “Çocuğun” ifadesini kullanıyorum. Çünkü o çocuk bize ait değil! “Biz nasıl yetiştirildiysek onlar da öyle yetişir canım. Psikologlara mı danıştı ailelerimiz? Psikoloji kitabı okumadılar diye bir eksiğimiz mi var” diyenlerdenseniz sözüm size değil!
Bu mesleğe gönül veren Fatih’li anneler
Sözüm bir Cuma günü iki saatini bu mesleği öğrenmeye adamış Fatih’in güzel yürekli annelerine…Evet, Fatih Moral Kültür Merkezindeki seminerden bahsediyorum. Daha doğrusu sıcacık bir yürek ortamından…
Filozof Eflatun der ki “Bilmeyen ve bildiğini bilmeyen çocuktur. O’na öğretin. Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen tehlikelidir. Sakının ve uzak durun.” Evet gerçektende bir çocuk gibi dürüstçe söyleyebilmek bilmediğini, büyük yürek ister. Bu yürek ki ; sağlıklı bir çocuğun ve sağlıklı bir toplumun mimarı…O yüreği baş tacı edenlerin saygıyla ellerinden öpüyorum
Peki ben öğrendim mi?
5 yıllık bir anne ve 15 yıldır psikoloji biliminin içinde olan biri olarak hala bilmiyorum. Ve öğrenmeye çalışıyorum. Çünkü emanetin kutsallığı konusundaki farkındalığım beni ürpertiyor ve araştırmaya sevk ediyor. Ben sadece bu süreçte yaşadıklarımı ve öğrendiklerimi aktarmaya çalışıyorum o kadar!
Ebeveynlik mesleği neden öğrenilmeli?
Çünkü çocuk eğitimi deneme yanılmayla öğrenilmemeli. Ama çok acı ki bizler bu mesleği bu yöntemle öğreniyoruz…Ya da bu yöntemi uygulayan anne-babamızı model alıyoruz. Bedelini de toplum olarak ödüyoruz. Yazılan onca kitap, düzenlenen eğitim ve seminerler, anne-baba okulları…Ve unutmayalım ki AÇEV’in dediği gibi “7 çok geç”
Bir çocukta problem oluştuktan sonra harcanan emek, o problem oluşmadan önce yapılabileceklerden kat kat fazla. O zaman bu mesleğin inceliklerini öğrenmek için neden çaba, enerji ve zaman harcamıyoruz? Hiç düşündünüz mü?…
Sağlıklı çocuğu yetiştiren sağlıklı anne babadır. Çocuk eğitimin o meşhur sözünü anmadan geçemeyeceğim. “Sorunlu çocuk yoktur, sorunlu anne baba vardır” Ben buna ilaveten diyorum ki; “Her şeye rağmen sorunlar yaşayan çocuğunuzu kaybetmek de kazanmak da elinizde!”
Nazan Anneanne olabilmek!
Bir çift göz, sıcacık bir bakış ve bana sarılan müşfik bir çift kol. Sanki birbirimizi çok önceden tanıyormuşçasına bir yakınlık.…Esasında tanışıklığımız çook ötelere dayanıyormuş. Meğer gönül bağımız Moral Fm frekansında oluşmuş da haberimiz yokmuş.
Bir anne değil anneanneydi eğitim seminerine katılan ve seminerde anlattıklarımı pür dikkat dinleyen “Öğrenmemiz gereken çok şey var” diyordu sarılırken. Çocuklarını büyütmüştü. Şimdi torunları için ne yapabileceğini, onları nasıl daha iyi eğitebileceğini düşünüyordu. “Nasıl daha iyi bir anneanne olabilirim?” diye kafa yoruyordu. İşte işin sırrı, püf noktası bu…
Fatih’in güzel yürekli annelerine selam ediyorum.
Nazan anneanne olabilmek dileği ve duasıyla…
Berrin GÖNCÜ